Ana içeriğe atla

EMPATİ KAYNAĞI AYNA NÖRONLAR

İnsanların gün geçtikçe tahammül sınırlarının azaldığı ve sürekli agresif bir tablo sergilediği dikkat çekiyor. Empati kurmanın beynimizdeki ayna nöronlar tarafından sağlandığını belirten Psikiyatrist Prof. Dr. Yankı Yazgan, “Acı çeken birisini görmek ile bizzat acı çekmek beynimizde aynı bölgeleri aktifleştiriyor. Aktifleşen bu bölgelerde bulunan beyin hücreleri de ayna nöronlardır” dedi.

Son yıllarda şiddet olaylarının empati eksikliğinden kaynaklandığı dile getiriliyor. Peki biz ne kadar empati kurabiliyoruz? Empatinin kaynağı nedir, gibi sorularla karşılaşıyoruz. Beynimizin bir özelliği karşımızdakinin bir hareketinden çıkartabileceğimiz anlamları bize sunan Ayna Nöronlar, bir hareketten çıkartabileceğimiz anlamları, beynimizde aynı hareketi canlandırarak bulmamızı sağlıyor. Konu hakkında Psikiyatrist Prof. Dr. Yankı Yazgan, Sağlık Dergisi’ne ayna nöronlar hakkında bilgi verdi. Ayna nöronların bir eyleme bakarak ya da o eylemi yaptığımızı hayal ederek, eylemi yapmış kadar olduğumuzu sağladığını belirten Prof. Dr. Yankı Yazgan, “Bir eylemi gördüğümüz zaman, beynimizde belli alanlarda, örneğin hareket eden bölgeler görünce canlanan hücrelerle dolu olan superior temporal sulcus’da bir aktivite artışı olur. İzlediğimiz bu eylemi biz yaptığımız zaman veya yapmayı hayal ettiğimiz zaman da beyinde en faal olan alanlar başka birisini seyrederken aktifleşen, hareketlerin planlandığı ve yürütüldüğü bölgeler oluyor. Yani kendimiz eylemi yaparken aktifleşen beyin bölgesi ile o eylemi izlerken aktifleşen beyin bölgesi aynıdır. Aktifleşen bu bölgelerdeki, taklit etmemizi sağlayan beyin hücreleri ayna nöronlardır” dedi.

“Acı Çeken Birisini Görmek İle Bizzat Acı Çekmek Beynimizde Aynı Bölgeleri Aktifleştiriyor”
Ayna nöronlar dünyada kendimizden başkalarının olduğunu fark etmemizi sağlayan beyin mekanizması olduğunu dile getiren Prof. Dr. Yazgan, Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e şu bilgileri verdi: “Ayna nöronlar insan ilişkilerine bakış açımızı belirler. Empati başkalarının varlığını fark etmenin ve önemsemenin göstergesidir. Empati, insanın kendisiyle sınırlı olmayan bir dünya hayalinin tek psikolojik aracıdır. Mesela, karşınızda esnediğimi hayal edin. En az yüzde 50’niz için bu ‘karşısında esneyen adam’ imgesi bile esnetmeye yeter. Empatisi düşükler, karşısındaki esnediğinde daha az esniyor. Karşısındaki güldüğünde gülüşe pek katılmıyor. Karşımızdakini taklit etme arzumuz ölçüsünde, onu düşünmemiz, onun için dertlenmemiz artıyor. Ayrıca, acı çeken birisini görmek ile bizzat acı çekmek beynimizde aynı bölgeleri aktifleştiriyor. Aktifleşen bu bölgelerde bulunan beyin hücreleri de ayna nöronlardır.”

“Empatisi Olmayan ya da Çok Kısıtlı Olan Kişinin Amacı Kendisi İçin Uygun Olanı Yapmaktır”
Empatinin, bir iyilik aracı olduğu gibi, kötülük etmek için de ‘işe yarayacak’ bir işlev olabildiğini vurgulayan Prof. Dr. Yazgan, “Karşınızdakini en acıtıcı sözleri seçip söylerken empati becerinizden yararlanırsınız. Acıtıcı, incitici olmasını amaçladığınız sözlerin acı verdiğini görüp hissettiğinizde, nasıl davranırsınız? Pişman ya da memnun olmanız, empatinizin doğal sonucu olabilir. Davranışlarının başkaları üzerindeki sonuçlarını umursamadığı, önemsemediği için ‘kötü’, düşüncesizlik genellikle başkalarını rahatsız edici ya da incitici sonuçlar doğurur, diyebiliriz bir sonuç ortaya çıkar. Empatisi olmayanların hep kötü davranacağı ya da iyi davrananların empatik olacağı genel inancına biraz ters düşme pahasına, ‘karşısındakini umursama’, ‘yaptıklarının başkalarını nasıl etkilediğini önemseme’ gibi davranışların bazen iyi, bazen kötü, niyete bağlı veya bağımsız olarak doğurabileceğini kabul edebiliriz. İyi ya da kötü sonuçların, bazen öyle amaçlandığı için, bazen de amaca uygun hareket edilemediği için ‘sehven’ ortaya çıktığını görürüz. Oysa empatisi olmayan ya da çok kısıtlı olan kişinin amacı kendisi için uygun olanı yapmaktır. Bu süreçte iyi ve kötü sonuçlar rastgele ortaya çıkabilir. Empatik olmayanın karşısına hangi noktada çıktığınıza, işine ne kadar yaradığınıza bağlı olarak başınıza gelecek durum belirlenir. Bazı insanlarda bulunan başkalarına duyulan empati zayıflığı doğuştan gelen bir özellik değildir. Bazı insanlar zaten az olan empatilerini geliştirecek biçimde yetiştirilmediklerinde iyice bunu kaybedip, acımasız olabiliyorlar. Empati yoksunluğu psikopat kişilerde görülen biz özelliktir. Sizin,benim dehşete kapılacağımız bir eylemi ‘ne var bunda’ diyerek yapabiliyorlar. Psikopatik yapıda olan insanların başkalarına zarar verici eylemlerde bulunmayı kendilerinde hak görüyorlar” şeklinde konuştu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge