Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

BEYİNE MÜHENDİSLİK YAKLAŞIMIYLA KEŞİFLER YAPIYOR

Doktora eğitimi sırasında katkıda bulunduğu dünyanın manyetik alanını algılayan sinir hücresi ve iyon kanallarını bulduğu araştırmasıyla tanınmaya başlayan ABD’de dünyanın en iyi üniversitelerinden birinden olan California Teknoloji Enstitüsü (Caltech)’nden Türk bilim insanı Dr. Sertan Kutal Gökçe, başka bir çalışması ile de susuzluğu düzenleyen beyindeki bölgeyi haritaladı. Bu araştırmayla beyindeki su içmemizi tetikleyen ya da durduran kompleks sinirsel devre yapısı çözüldü. Bu sinirsel devre muhtemelen insanlar da dahil olmak üzere memelilerde beyindeki susuzluk hissini ve su içmemizi kontrol eden yapı hakkında önemli bilgiler veriyor. Bilim dünyasında çok ses getiren bu araştırma dünyanın en önemli bilimsel dergilerinden Nature'da yayınlandı. Dr. Sertan Kutal Gökçenin hikayesi çalışmalarının ve azminin etkisiyle değişiyor ve ilklere imza atmaya devam ediyor. 1985 yılında Adana’da doğan Dr. Sertan Kutal Gökçe, ortaokul ve liseyi Adana’da okudu. Ailenin tek çocuğu ola

HENRY'NİN KİTABI İYİLİĞİ YAYACAK

The Book of Henry, Gregg Hurwitz'in aynı adlı romanından sinemaya uyarlanan filmde Henry karakteri üstün zekalı bir çocuğun etrafını nasıl etkilediğini konu alıyor. Henry, sadece zeki değil, aynı zamanda çok düşünceli.  Filmin bazı sahnelerinde ağlamaktan duramayacağınız için, rahat olacağınız kişilerle izleyin. Çünkü, çok ağlayacaksınız.  Çocukların, etraflarında olan kötü olaylara karşı tepki verdiğini ancak yetişkinlerin görmezden geldiğini işliyor. Henry, annesinin parasını yönetmekten kardeşinin ihtiyacı olanları planlıyor. Komşu kızının yaşadıklarını değiştirmek  için çaba sarf ediyor.  Yazdığı bir kitap annesinin yolunu belirliyor.  Bu filmi mutlaka izleyin. 

MUCİZE İNSANLARI OLDUĞU GİBİ KABUL ETMEKTİR

Hayatımızda mucizeler olsun isteriz. Bu süreçte de çevremizdeki sevdiklerimizin bize birer mucize olduğunu hemen anlamayız.  Dünyaya gelirken, herkesin farklı zorlukları olur. Kimi fiziksel kimi psikolojik kimi farklı şekilde zorluklar yaşar. İşte bu sorunları aklımıza takıp, insanlardan uzaklaşmak yerine daha çok insanla tanışmalıyız.  2012’de R. J. Palacio’nun yazdığı romandan uyarlanan Mucize filminde fiziksel sorunlarla dünyaya gelen August Pullman’ın hikayesi anlatılıyor. Yıllarca geçirdiği ameliyatlar ve bu süreçte insanlardan uzak bir hayat yaşamasına neden olur. Beşinci sınıfa başladığında, yüz farklılıkları nedeniyle arkadaşları tarafından dışlanmasının ve bu zorlu süreci atlatmasını konu alır.  Çocuklara, farklılıklar ya da hastalıklar nedeniyle kimseye kötü davranılmaması gerektiği öğretilmeli. Bu nedenle de bu filmi çocuklar mutlaka izlemeli.  Auggie'nin, sessiz ve içe kapanık halleri insanın içini burkuyor. Böyle tepkilerle karşılaşan insanların nasıl

THE POST FİLMİ GAZETECİLİĞİN KURALLARINI HATIRLATIYOR

Günümüz gazeteciliği gün geçtikçe yara alıyor. Gerek yeni medya ile herkesin kendini gazeteci sanması,  gerek uzman gazetecilerin kadrolarının azalması da buna tuz biber ekiyor. Ancak, bu süreç The New York Times gazetesinin yeni girişimleriyle değişmeye başladı.  Geçmişte de gazetelerin ve gazetecilerin yaşadıkları hiç kolay olmadı.  The Post filminde 1971'de Pentagon belgeleri etrafında dönen yasal süreç işleniyor. Film, Washington Post editörü Ben Bradlee  ve gazetenin sahibi Katharine Graham, ordu analisti Daniel Ellsberg tarafından yazılan ve sızdırılan Pentagon belgelerinin yayınlanmasındaki sancılı süreci konu alıyor.  Belgeleri ilk yayınlayan The New York Times oluyor, o süreçte gazeteye yayın yasağı geliyor. Bu sırada belgeler Post ekibine de ulaşıyor, sonrasında yeni belgelerin ellerine geçmesiyle Post ekibi ikilemde kalıyor.  Tabii gazetenin sahibinin kadın olması da erkeklerin hüküm sürdüğü bir alanda göze batıyor.  Maddi zorluklar yaşayan gazetenin, bu s

ROBOT HEMŞİRELER GELİYOR! HAZIR MISINIZ?

Robotlar gün geçtikçe hayatımızda yer ediniyorlar. Sağlık sektöründe de çok farklı alanlarda robotlara iş düşüyor ve avantajlarıyla birlikte 30 yılı aşkın bir süredir medyada yer alıyor. Geçmişten günümüze kısa bir tur yapmaya hazırsanız başlayalım. İlk robotlardan biri, 1985 yılında PUMA 560 cerrahi robot kolun nöroşirürjik biyopside kullanıldı. O zamandan bu yana, tıp robotları, cerrahi robotlar, teletıp hayatımızı değiştiriyor. Sağlık sektöründeki masrafların yüksek olması, zamandan ve bütçeden kısıtlama yapılması gerektiğini gösteriyor. Japonya ve Amerika’da hemşire ihtiyacı çok fazla ve diplomalı hemşire olmadığı için yeterli bakımı robot hemşireler karşılamaya başlayacak. Japon Sağlık, Çalışma ve Güvenlik Bakanlığı’nın Temmuz 2015 tarihli bir tahmini, nüfusun yaşlanmasının gelecek 10 yıl zarfında hızlanmasıyla Japonya’nın hemşirelik alanında büyük bir açıkla karşılaşacağını gösteriyor. 2025 yılı itibariyle ulus 2,53 milyon hemşireye ihtiyaç duyacak. Bu hedefi k