Ana içeriğe atla

KANSERE ÇÖZÜM VAR!


13 akademisyenin bir araya gelerek hazırladığı “Kansere Çözüm Var!” isimli kitap, hem sağlıklı insanların kanserden korunmaları için rehber niteliği taşıyor hem de kanserle mücadele edenlerin sorularına yanıt veriyor.

Hayykitap tarafından yayımlanan “Kansere Çözüm Var” kitabı 13 akademisyen tarafından kaleme alındı. Kitap, vatandaşların kansere karşı farkındalığını artırmak ve doğru bilgi almasını sağlamak amacıyla hazırlandı. Nihal Doğan'ın editörlüğünde alanında uzman 13 akademisyen tarafından yazılan kitap, bir yandan sağlıklı insanların ve özellikle çocukların kanserden korunmaları için rehberlik ederken, diğer yandan da bir kanser hastasının tüm ihtiyaçlarına yanıt veriyor. En güncel bilimsel veriler, en son tedavi teknolojileri ışığında kansere çözüm bulmaya odaklanan kitap, gerek kanserden koruyucu yaşam tarzı, gerek tedavide izlenecek adımlar, gerekse de tedaviyle birlikte uygulanacak tamamlayıcı önlemlerle ilgili son derece somut ve uygulanabilir reçeteler sunuyor.

Türkiye Kanserle Nasıl Savaşıyor?

Kanser hastalığına yakalananların sayısında her geçen gün artış yaşandığını ifade eden Sağlık Bakanlığı Kanser Dairesi Başkanı Prof. Dr. A. Murat Tuncer şu bilgilere yer verdi: “Kanser önce beyinde başlıyor ve beyinde tedavi ediliyor. Öyle insanlar görüyorum ki, kanser oluyorlar ama öyle iyi davranıyorlar ki, yumuşak insanlar... Bu insanların çoğu kanseri yeniyor. Yani pozitif enerji galip geliyor. Bazen de öyle insanlar görüyorum ki, çok agresifler! Etraflarında her şeylere takılıyorlar. Ama onların kanserleri de onlara öyle bir ters bakıyor ki, neye uğradıklarını şaşırıyorlar ve ne yapsak durmuyor o kanser!”

Sigara Sizi Yok Etmeden Siz Onu Terk Edin!

“Kansere Çözüm Var” kitabında sigaranın kanserle olan ilişkisini ele alan göğüs hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, “Sigara dumanında 4 binden fazla kimyasal madde var. Bunların en azından 40 tanesi kanserojen yani kanser yapıcı madde. İçilen sigara sayısı ve sigara içilen süre ne kadar fazla ise kanser riski de o kadar artıyor. Sigara içmiş olanların kansere yakalanma riskleri hiçbir zaman hiç sigara içmemişlerinki kadar olamıyor. Bundan dolayı da, en doğrusu hiç sigara içmemek! İçenlerin de kanser risklerini azaltmak için bir an önce sigara ile ilişkilerini kesmeleri şart.”

Kanser Çeşitlerine göre Tedavi Yöntemleri Ve Kanserden Korunma Yolları

Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Erkan Topuz, “Bizler artık hastalık yoktur hasta vardır teorisiyle yol alıyoruz. Hastanın genetik ve moleküler seviyesine iniliyor ve her hastaya özel bir tedavi uygulanıyor. İşte en önemli olay bu! Bugün geldiğimiz noktada kanser hastalarını kurtarma şansımız yüzde 80-90 yani artık kanser tedavi edilebilir bir hastalık.”

Çocuklarda Kanser Nasıl Önlenir?

Pediatrik Hematoloji ve Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. M. Alp Özkan : “Günümüzde çevresel faktörler ve çevre-gen etkileşimi, kanserden korunmak için en çok dikkat edeceğimiz alanı oluşturmaktadır. Tıbbi görüntüleme yöntemlerini çocuklarınıza mümkün olduğunca az uygulatın. Çocuklarımıza mümkünse cep telefonu kullandırmayalım. Çocuklarımızı, büyük alışveriş merkezlerinde uzun süreli gezdirmeyelim. Çocuğumuzu yüksek teknoloji ürünü televizyonlarımızın yakınında uzun süreli oturtmayalım.”



Hangi Kanserde Hangi Bitki Kullanılır?

“Hangi Kanserde Hangi Bitki Kullanılır?” bölümünde İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. V. Canfeza Sezgin şu bilgileri verdi: “Kansere karşı yararlı gıdaların başında sarımsak ve soğan, brokoli ve lahana, domates ve biber, portakal ve limon, kırmızı renkli meyveler, tam tahıl ve fasulye, bitki ve baharatlar, yeşil çay gelmektedir. Keklik otu meme, yumurtalık ve rahim kanserlerine karşı, zerdeçal prostat, kalınbağırsak ve cilt kanserine karşı, biberiye meme, akciğer ve cilt kanserine karşı koruyucu olabilir. Zencefil de antioksidan ve iltihap giderici özelliklere sahip yararlı gıdalar arasında ilk sırada yer almaktadır.”

Doğru Beslenme Kanserden Korur!

Kitapta “Doğru Beslenme Kanserden Korur” başlığı altında bir bölüme imza atan beslenme uzmanı Beslenme Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Aydın,”Yiyeceklerimizde ya da diğer çevresel faktörlerde bulunan kanser ajanları DNA’larımıza bağlanarak hasara uğratıyorlar. Hasar kritik bir düzeye ulaşınca da normal hücreler kanserli hücreler haline dönüşüyor. Sağlıklı bir insan vücudunda bulunan DNA onarım enzimleri ve diğer gen koruyucu mekanizmalar 24 saat içinde hasarın yüzde 90’ını temizliyor. Her insan hücresinde günde yaklaşık 10 bin mutasyon oluyor. Eğer DNA onarım enzimleri yoksa ya da yetersiz çalışıyorsa bu mutasyonlar hızla kansere yol açıyorlar. Hücrelerin DNA onarım kapasiteleri sınırlı; sonsuz değil. Bu nedenle gen koruyucu mekanizmalar son derece önemli. Genlerin korunmasındaki en önemli faktör ise onları besleyen besin maddeleri ve vitaminler.”

Şeker Neden Tatlı Tatlı Zehirler?

İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. M. Canan Efendigil Karatay , “Kanser hastalıklarının riskini daha fazla artırmak istemiyorsak, rafine şeker, mısır şurubu, glikoz ve yapay tatlandırıcılar gibi fabrikasyon işlemden geçmiş şekerleri, unlu ve nişastalı yiyecekleri, meyve, meyve suyu, bal, pekmez gibi doğal şekerleri aşırı miktarda tüketmemek için gayret sarf etmeliyiz. Hatta mümkünse yavaş yavaş azaltarak hayatımızdan çıkartmalıyız.”

Gıdalarımız Ne Durumda? GDO Kansere Sebep Olur mu?

Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. Yavuz Dizdar, “GDO’dan uzak duracağız çünkü kanser yapma olasılığı çok yüksek. Kesin veri var mı? Hayır yok ama bu kadar genetik anomaliye neden olan, düşük ve kısırlık yapan bir şeyin kanser yapmama olasılığı çok zayıf. Hangisi yapıyor bilinmiyor ama kanserler artıyor. GDO’ların dünyaya sunulması ile paralel bir artış var, bunu da kimse reddedemez. Cennet gibi verimli ülkemizde GDO’ya ihtiyaç yok. Hem kendimizi hem gelecek nesillerimizi hem de biyoçeşitliliğimizi korumak için, GDO’lu tohumların Türkiye’ye ithalatı bir an önce yasaklanmalı”.

Zehirli Kimyasalları Vücudunuza Almayın!

Kimya Mühendisi Mennan Aysan Kuzanlı, “Kimyasalları, detoks yöntemleriyle vücudumuzdan atarak ve yeni toksik maddeleri de vücudumuza almayarak hem kanserden korunabilir hem de ilerlemesini engelleyebiliriz. Çözünebilir elyaflar sebebiyle maruz kalınan kanser oluşumunu tetikleyebilecek toksik maddeleri de, alkali yapıdaki suyun da yardımıyla vücudumuzdan süpürüp atabiliriz. ‘Alkali su’ içmek hücre beslenmesi ve yenilenmesini sağlayarak hastalıklardan korunmamıza da yardımcı olur”.

Elektromanyetik Alanlar Ve Kanser

Biyofizik Uzmanı Prof. Dr. Süleyman Daşdağ, “Elektrikle çalışan cihazları kullanmadığımız zaman, fişlerini prizden çekmeliyiz. Saçlarımızı kurutmak için yeterli zamanımız varsa, doğal yollarla kurutmalıyız. Bilgisayarların gereksiz yere kullanımından kaçınmalıyız. Bilgisayar kullanırken, bilgisayarlar ile aramızdaki mesafeyi, işimizi aksatmamak koşuluyla olabildiğince uzak tutmalı ve işimiz bittiğinde bilgisayarı kapatıp, fişini prizden çekmeliyiz. Yatak, koltuk vb oturma gruplarının yerlerini, manyetik alanların duvarlardan geçebileceğini göz önünde bulundurarak belirlemeliyiz. Böylece gereksiz manyetik alan oluşumunu önlemiş oluruz.”



Cep Ve Baz’dan Yayılan Dalgalarla Kanser İlişkisi

Elektrik ve Elektronik Mühendisi Prof. Dr. Selim Şeker, “Çocuklarımızın cep telefonuna bağlı kansere yakalanma riski, bir yetişkine oranla çok daha fazla. Çünkü çocuklar cep telefonlarının radyasyonuna çok daha uzun süreli maruz kalacak, sinsi tümörler erkenden işe başlayacak ve onların minik vücutlarında gelişebilmek için çok daha uzun zaman bulacak.”

Nükleer Tıp Ve Radyoloji Alanında Görüntüleme Yöntemlerini Kullanırken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Nükleer Tıp Uzmanı Yard. Doç. Dr. Erol Ergüler, “Bugün e-posta veya cep telefonu mesajları aracılığıyla ‘check-up’ kampanyaları haberleri geliyor, özel sağlık sigortası şirketleri promosyon olarak ‘check-up’ paketleri sunuyor. Allah rızası için bir düşünün! Hasta veya sağlıklı olsun, insanları önce bir hekimin iyice dinlemesi, varsa eski tetkiklerine bakması ve muayene etmesi gerekir. Bu bir saate yakın muayene sonunda herkes için farklı tetkiklerin yapılması gerekecektir ya da hiç tetkik gerekmeyebilir. Öyleyse bu ‘paket’ler nedir? Neresi bilimseldir? Sonuçta rastgele ‘check-up’ yaptıran herkes kendisi için gereksiz tetkik yaptırıyor ve riski üstleniyor diyebiliriz.”

Kanser Tedavisine Manevi Ve Psikolojik Yaklaşım

Din Psikologu Doç. Dr. Öznur Özdoğan, “Hastaların şifa sürecinde manevi yaklaşıma yönelmelerinde, anahtar önemde olan bazı temel faktörler vardır. Bunlardan birincisi; bir insanın kendini Yaratıcısına bırakma isteği; ikincisi, ruhsal arınma isteği; üçüncüsü, tıp bilimi ile manevi inancın birlikte kullanılmasının iyi sonuç vereceğine duyulan güven; dördüncüsü, Yaradan’ın en iyiyi takdir edeceğine inanma; beşincisi, Yaradan’ın hastalığı iyileştireceğine yürekten inanmaktır.”


ÇEKİLİŞ BAŞLIYOR!


- Blogu izlemeye almak ( yan tarafta siteye katıl yazan yere tık)

- Facebook sayfamı beğenmek (kullanmayanlar için zorunlu değil)

- Bu yazının altına yorum yazmak

Adsız ve mail adresi olmayan yorumlar dikkate alınmayacak. Adınızı ve mail adresinizi yazarsanız memnun olurum.

29 Ocak Pazar günü saat 23:00'a kadar yorum bırakabilirsiniz. Çekiliş sonucu 30 Ocak Pazartesi sabahı buradan duyurulacaktır.




ÇEKİLİŞİ  BLACK DAİSY  KAZANDI. ADRESİNİ İLETTİĞİNDE KİTABI GÖNDERECEĞİM.


Yorumlar

Bahar dedi ki…
cok güzel bir eser,aslinda her hastalik icin sorulmasi gereken "ne yiyorsun"sorusu.
Yalçın DEDEOĞLU dedi ki…
Çalışmalarınızda başarılar dilerim.

Biyolog Yalçın DEDEOĞLU
Unknown dedi ki…
Canım ben istiyorum bu kitabı:)
blackdaisy dedi ki…
Herkesin okuması gereken bir kitap. Tüketilen besinlerin insanları ne yönde etkilediğini, kansere bizi adım adım sinsice yaklaştıran beslenme şeklimizi ve aldığımız gıdaların bizi kansere götüren yönlerini ortaya koyan bir kitap. umarım bana nasib olur.
ACNGZ dedi ki…
Bir kanser araştırmacısı olarak kütüphanemde olmasını istediğim kitaplardan birisiydi, incelemiştim ama alamamıştım. Hadi bakalım... :)

Ahmet Cingöz
ahmetcingoz@ymail.com
Leyla dedi ki…
kütüphanemde olmasını istediğim bi kitap. alırsam çok mutlu olurum.
Leyla
lolli@live.ru
LerzanKaradan.com dedi ki…
59.izleyiciniz oldum

sayfanızıda beğendim inş. kazanırım

lerzankayramirza@gmail.com
Bayram Daşcı dedi ki…
bu kitabı bende merak ediyorum ve son günlerde kızartma sağlığa zararlı değil haberleride beni çok şaşırttı..
ilke dedi ki…
kitap hediye etmek çok güzel bir fikir :) yazılarını zaten okuyorduk yanında bir de kitap kazanma şansı :D
Adsız dedi ki…
Sayfanızı zevkle takip ediyorum :)
Furkan Duru
benfurkanduru@gmail.com
fth_gms_58 dedi ki…
Kanserin beslenmeyle olan ilişkisi açısından mutlaka okunması ereken bir kitap.Çünkü insanlarımız serbest radikallerin nasıl ve hangi besinlerle nötralize edileceğini bilmiyolar.mutlaka benim de okumam gerekiyo bu kitabı.
Biyolog Fatih GÜMÜŞ
fth_gms_58@hotmail.com

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi