Ana içeriğe atla

ARTIK ÜLKEMİZDE DE “ADLİ PSİKİYATRİ HASTANELERİ” OLACAK

İlk olarak 1815 yılında İngiltere’de “yüksek korumalı adli psikiyatri” hastane sistemi yakında ülkemizde de uygulanmaya başlanacak. Suç işlemiş psikiyatri hastalarının, normal psikiyatri kliniklerinde tedavi görmesi diğer hastalar tarafından tedirginlik yaratıyor. Bu durum Ulusal Ruh Sağlığı Eylem Planı dahilinde çözüme kavuşturulmayı bekliyor. Sağlık Dergisi, bu hastanelerin sahip olması gereken özellikleri ve çalışanların güvenliği ile ilgili olarak konu hakkında uzmanlardan görüş aldı.
Son yıllarda ülkemizde artan suç işleme oranları ve akıl sağlığının yerinde olmamasından dolayı ceza almayan ya da akıl hastanelerinde tedavi gören suçlular için artık “Adli Psikiyatri Hastaneleri” kurulma çalışmaları başlatılıyor.
Psikiyatri dallarının yasal sorunlar karşısında birlikte ele alındığı bilim alanı olan Adli Tıpta, suçun ve cezanın ne olduğunu bilerek ya da kavrayarak hareket etmeyen kişiye ceza verilmez. Cezanın etkili olabilmesi için cezadan ders alınması ve cezanın anlamının bilinmesi gereklidir. Ceza sorumluluğu; "bir kişinin, belirli bir tarihte, tam bir akli sağlık içinde ve gerçekleştirdiği eylemin, suçun anlam ve sonuçlarını kavrayıp, değerlendirme yeteneğinin kısaca bilinç ve eylem özgürlüğünün yerinde olması" durumudur. Muhafaza ve tedavi altına alınmasına karar verilen akıl hastaları Sağlık Bakanlığına bağlı Bakırköy, Manisa, Samsun, Elazığ, Adana Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanelerinin kapalı ya da açık düşük güvenlikli servislerinde tedavi altında bulunmaktalar.
“Ulusal Ruh Sağlığı Eylem Planı ile Adli Psikiyatri Hastaneleri Açılacak”
Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan “Toplum Temelli Ulusal Ruh Sağlığı Eylem Planı” kapsamında, ruh sağlığı tedavi hizmetlerinde devrim niteliğinde yenilikler için harekete geçti.
Plan kapsamında “Adli psikiyatri” için özel hastaneler yapılacak. Suç işlemiş bazı kişilerin hapishanede değil, adli psikiyatri kliniklerinde yatırılacak. Konu hakkında Sağlık Dergisi’ne bilgi veren Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Şencan şunları söyledi: “5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 57 nci maddesinin birinci fıkrasının “Fiili işlediği sırada akıl hastası olan kişi hakkında, koruma ve tedavi amaçlı güvenlik tedbirine hükmedilir. Hakkında güvenlik tedbirine hükmedilen akıl hastaları, yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve tedavi altına alınırlar” hükmü gereğince işlemiş oldukları nitelikli suçlar nedeniyle müşahade altında tutulması gereken akıl hastası suçlulara ilişkin yaptırım kararlarının infazında “yüksek güvenlikli adli psikiyatri hastanelerine” ihtiyaç duyulmuştur.
Mevcut Durum Nedir?
Ülkemizde halen adli psikiyatri yatakları sadece Bakırköy, Manisa, Adana, Samsun ve Elazığ Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanelerinde bulunmaktadır. Bu hastanelerdeki 668 adli psikiyatri yatağının 551’i yüksek güvenlikli olmadığı halde Kanun’da bahsedilen müşahede, muhafaza ve tedavi amacıyla kullanılmaktadır.
Planlama Nedir?
Bakanlığımızca yapılan “Sağlık Hizmet bölgesi tabanlı planlama çalışmaları” kapsamında ülkemizdeki bu ihtiyaçta göz önünde bulundurulmuş ve halen 5 ildeki 5 hastanede verilen bu hizmetlerin 16 ilde 18 hastanede verilebilir hale gelmesi planlanmıştır. Bu iller Ankara ve İstanbul’da ikişer hastane olmak üzere Adana, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Kocaeli, Konya, Manisa, Samsun, Trabzon’dur. Bu planlamanın gerçekleşmesi sağlandığında halen 668 olan adli psikiyatri yatak sayısı 2 bine ulaşmış olacaktır.

Uygulama Hangi Aşamada?
Ülkemizdeki adli psikiyatri yataklarının artırılması için yapılan planlamanın uygulamadaki ilk adımı olarak Temmuz 2011 tarihinde Bakanlığımız Kamu özel Ortaklığı Daire Başkanlığınca “Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Psikiyatri ve Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Hastaneleri Yapım İşleri ile Ürün ve Hizmetlerin Temin Edilmesi İşinin ön yeterlik ihalesi” yapılmıştır. Altı firmanın ön yeterlik aldığı bu ihalede tekliflerin alınması ile 2012 yılında ihale kapsamındaki adli psikiyatri hastanelerinin yapımına başlanacaktır.
Bakanlığımızca yapımı planlanan tüm hastane yatırımları gibi Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Hastanelerinin de 2016 yılında yapımı tamamlanmış olacaktır.”


“Yüksek Güvenlikli Akıl Hastaneleri Bir An Önce Kurulmalı”
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Hamit Hancı konu hakkında Sağlık Dergisi’ne şu bilgileri verdi: “Yüksek güvenlikli akıl hastaneleri, akıl hastaları suç işlediği zaman bu kişilere ceza verilemiyor. Ceza yasamızda akıl hastalarının işlediği suçun sonuçlarını anlamayacak düzeyde ise akıl hastalığı bu kişiye ceza verilemiyor. Bireyin cezadan ders alması gerekir. O nedenle cezalandırmanın bir anlamı olmuyor. Ama bu kişi tehlikede arz ediyor, serbestte bırakamazsınız. Ancak bu kişi için güvenlik tedbirlerine hüküm olunuyor. Bazen de indirim sebebi olabiliyor. İleri derecede zeka geriliği, şizofreni, paranoya gibi pek çok şeyler olabilir. Eğer akıl hastasıysa ceza veremiyorsak güvenlik tedbire hükmedilen akıl hastaları yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve tedavi sağlanıyor.”

Adli Psikiyatri Yan Dalı Olmalı
Özel uzmanlık alanındaki kişilerin çalışması gereken Adli Psikiyatri Hastanelerinde görev alması gerektiğini ancak ülkemizde hala adli psikiyatri yan dalının bulunmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Hancı, “Adli tıp uzmanları iki yıl üst ihtisas yapıyorlar ya da psikiyatristler 2 yıl adli tıp eğitimi alıyorlar. Adli psikiyatrinin yan dal olması gerekiyor. Çünkü ceza hukuku ve medeni hukuk açısından adli psikiyatrinin ele alınması gerekiyor” dedi.
Türkiye’de ilk Adli Hemşireliği Ankara Tıp’ta Kuruldu
Özel eğitilmiş personelin çalışmasının şart olduğunu belirten Prof. Dr. Hancı sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de ilk adli hemşireliğini bizim kurumumuzda kurduk. Adli psikiyatri konusunda uzmanlaşması ve takip edilmesi tehlikenin ortaya çıkıp çıkmaması önemlidir. Hastanenin bahçesi olmalı ve güvenlik ve koruma çok önemli. Hapishane gibi korunması gerekiyor. İngiltere’de “Ramton”, Amerika’da Kansas City Eyalet Hastanesi,.“panoptikum” adı verilen mimari stilde inşa edilmiştir. “Panoptikum” mimari sitili merkezde bir idare birimi ile ışınsal dağılımlı ünitlerden oluşan ve hapishaneler ile Pentagon gibi özel amaçlı binalarda kullanılan kontrol, güvenlik ve korumanın daha kolay uygulanabildiği farklı bir yapıdır.


  
“İngiltere’de 400 Hastaya Bin 400 Personel Çalışıyor”
Yüksek korumalı, kriminal akıl hastalarının tedavi gördüğü merkezlerdir. Bu tip hastalar, normal psikiyatri hastaları ile aynı yerde tutulduğunda diğer hastalar rahatsız oluyor. Daha yüksek sayısal personel gerekiyor, İngiltere’de 400 hastaya bin 400 personel çalışıyor. İsrail’de , Norverç’te, Azerbaycan’da bu hastaneler bulunuyor.
Sıradan Bir Hekim Bir Hastanın Gerçekten Akıl Sağlığı Yerinde mi Değil mi Ayırt Edemiyor
Sıradan bir hekim bir hastanın gerçekten akıl sağlığı yerinde mi değil mi ayırt edemiyor. Türkiye’nin en az 5 ayrı bölgesinde, tercihen 7 bölge en az 200 yataklı olarak düzenlenecek, Marmara bölgesi gibi nüfus yoğunluğu fazla bölgelerde 400 yatak kapasitesine kadar çıkması gereken, yerleşimin çok yoğun olduğu bölgelerin dışındaki sahalarda inşa edilecek ya da mevcut uygun binaların düzenlenmesi ile hazırlanacak bölge hastaneleri şeklinde hazırlanabilir. 100 yatak başına 2 adli tıp uzmanı ki adli psikiyatri yan dal uzmanlığı olan, 2 psikiyatri uzmanı, 1 nöroloji uzmanı, 5 pratisyen veya aile hekimi ile bir diş hekiminden oluşan hekim kadrosu görev yapmalıdır.”


  
TPD: Yüksek Güvenlikli Servisler İçin Rapor Hazırladı
Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) Merkez Yönetim Kurulu tarafından “Yüksek güvenlikli servisler hakkında görüş ve öneriler raporu”nu hazırladı. Adli Psikiyatri Bilimsel Çalışma Birimi adına Koordinatör Doç Dr. Doğan Yeşilbursa şu bilgileri verdi: “Suçun şiddet derecesi, psikiyatrik bozukluğun ağırlığı, gelecekteki suç riski göz önüne alınarak ya özelleşmiş adli hastanelere ya da genel hastanelerdeki özel ünitelerde tedaviye alınırlar. Böylece hem tıbbi tedavi uygulanarak şiddet davranışı doğrudan bastırılır hem de çevreden, silah ve hedeften uzaklaşma sağlanır.
Yurt Dışında Adli Psikiyatri Hastanelerinin Durumu Nedir?
İngiltere de ruh sağlığı yasası ile ciddi derecede tehlikeli hastalar yüksek güvenlikli, riskli olabilecek hastalar orta güvenlikli, en düşük risk grubundaki hastalar ise genel psikiyatri hastanelerinde tedavi altına alınmaktadırlar. ABD’de ve İngiltere’de bazı bölgelerde cezaevlerindeki akıl sağlığı birimleri (Correctional Mental Health Units) hastaneleri yapılarak tutuklu ve hükümlü tedavileri ve gözlemleri ayrılmıştır. Bu kurumlarda kapatmadan daha ziyade tedaviye odaklanılmalıdır.
Hemen hemen tüm ülkelerde psikiyatrist, iç hastalıkları uzmanı, klinik psikolog, sosyal hizmet uzmanı, hemşire, iş terapisti, eğitimci, tıbbi sekreter, yardımcı personel ve güvenlik görevlileri bulunur.
  •  New York’ta 160 yataklı yüksek güvenlikli hastanede 330 çalışan, Alabama da 137 yatağa 220 çalışan bulunmaktadır. Michigan da 7 yatan hastanın tedavisini 1 psikiyatrist üstlenmiştir. Ünitenin direktörlüğünü psikiyatrist yapmaktadır. Ayrıca ünite koordinatörü olarak da sosyal çalışmacı görev yapmaktadır.

  • ABD’de Kirby Adli Psikiyatri Merkezi’nde 150 yataklı olup her 25 yataklı üniteye 1 full-time psikiyatrist, 1 psikolog, 1 sosyal çalışmacı, 1 hemşire, 3 güvenlik görevlisi düşmektedir. Ayrıca 2 iç hastalıkları uzmanı görev yapmaktadır. ABD’de 3 metre yükseklikte 2 çitle çevrilidir. Mikrodalgalı elektromanyetik güvenlik sistemi mevcuttur. Elektronik kapılar ve alarm sistemi bulunmaktadır. Dış güvenlik kameraları, yangın alarmı ve acil telefon hattı bulunmaktadır. Tüm ünitelerde merkezi olarak izlenen manyetik kart sistemi mevcuttur. İç kısımda tedavi programı yapılan alanlarda kamera bulunmamaktadır. 15 yataklı yatakhanelerde 2-3 yataklı odalar bulunmaktadır. Ayrıca kütüphane, farklı spor mekanları, müzik alanı, oyun masaları bulunmaktadır.

  • Hollanda da her bölgeye ait Adli Psikiyatri Servisi bulunmaktadır. Toplam 19 serviste 54 psikiyatrist çalışmaktadır (Bir kısmı part-time). Ya genel hastaneler de ya da özel çalışan hekimler bağımsız çalışırlar. Ücretleri Adalet Bakanlığın’ca karşılanır. Ayrıca 9 yüksek güvenlikli hastane (TBS) bulunmaktadır. Bunlardan 2’sinde adli psikiyatri hastaları, 1’inde zeka geriliği olanlar ve psikiyatri hastaları birlikte kalmaktadır.

  • Almanya’da yüksek güvenlikli hastanelerde psikiyatrist dışında, nörolog, iç hastalıkları uzmanı, minör cerrahi girişim yapacak cerrahi ekip, diş hekimi, göz hastalıkları uzmanı, röntgen laboratuvarı, EEG-EMG laboratuvarı bulunur. 200 kişiye 3 psikiyatrist, 1 dahiliyeci, 3 psikolog, 109 hemşire, 14 iş eğitimcisi, 1 tıbbi sekreter, 21 güvenlik görevlisi bulunmaktadır. 250-300 yataklı yüksek güvenlikli hastanelerde 300 çalışan bulunmaktadır. Almanya da 5 metreden yüksek erken uyarı sistemi olan elektronik aygıtlı duvarlarla kaplıdır. Birbiriyle ilişkili 3 binadan oluşan 10 koğuşta hastalar tek yataklı odalarda kalmaktadır. 2 koğuş nörozlar ve kişilik bozuklukları, 2 koğuş zeka geriliği olanlar, 2 koğuş bağımlılara, 1 koğuş psikotiklere, 1 koğuş cinsel suçlular, 1 koğuş krize müdahale edilenler, 1 koğuş gözlem ve değerlendirme yapılanlara ve 1 koğuş psikotik olmayan hastalara ayrılmıştır.

  • İngiltere de her bir milyon nüfusa 30 orta güvenlikli kurum yatağı önerilmiştir. Yüksek güvenlikli hastaneler ise 500-1300 yataklıdır.
Bölge Ruh Sağlığı Hastaneleri Çevre İllere göre Belirlenmeli
Bölge Ruh Sağlığı Hastaneleri’nin sayılarının artırılması ve kurulacağı iller ve sorumluluk alanının, çevre illerinin ulaşım kolaylığı ilkesine göre belirlenmesi gerekir. Bu hastanelerin servisleri, hastaların hukuki durumuna göre değil tıbbi durumlarına göre “Genel psikiyatri servisi”, “Düşük Güvenlikli”, “Orta Güvenlikli” ve “Yüksek Güvenlikli” olmak üzere, güvenlik ilkesine göre dört aşamalı olarak tanımlanmalı ve hastalar “tehlikelilik” derecesine göre bu servislerde bulundurulmalıdır. Hastanın tehlikelilik derecesi tedavi ile değiştikçe, hastaların bulundukları servislerin de değiştirilmesi kural olarak belirlenmelidir. Bu bağlamda Yüksek Güvenlikli Servislerin iç ve dış güvenliğinin nasıl sağlanacağı, kadro ve sağlık ekiplerinin nasıl yapılandırılacağı da ayrıca tanımlanmalıdır. Bölge hastaneleri dışında Sağlık Bakanlığı’na bağlı genel hastanelerin psikiyatri servislerinin de tıbbi ölçülere göre güvenlik önlemleri içeren odaları bulunmalıdır.”
“Önce Cezai Ehliyet Anlayışına Bakmak Lazım”
Psikiyatrist Dr. Cemil Bikmen : “Bu mevzunun ele alınıp Türkiye şartlarına uygun bir tavır alınması takdir edilmesi icab eden bir husus bunu belirtmek lazım. Konuya yalnız cezai ehliyeti olmayanlar için hastaneler açmak hususu değil, bunun yanında mevcut kanunların gözden geçirilmesi ve tıp eğitiminin ruh sağlığı ve hastalıkları hususunda daha tıbbiyeden başlayarak duyarlı olması psikiyatri eğitiminin bugünkü ilaç odaklı durumunun gözden geçirilmelidir. Amerika’daki New York ve Connecticut’ta hem devlet hastanelerindeki çalışmamda hemde kendi özel muayenehanemde yakından gördüm tatbikatın içindeydim. Önce cezai ehliyet anlayışına bakmak lazım. Kuralı bir işlem de şahsın işlediği suç esnasın da doğru yanlış ayırımı yapıp yapmama kabiliyetine sahip olup olmadığı. İkinci kıstas, şahıs yaptığı işin yanlış olduğunu biliyor fakat yaptığı işe mani olamıyor yanında polis bile olsa kendine mani olamıyor. Aşırı obsesssif compulsif rahatsızlığı.
Yan Adli tıp ihtisasından bahsediliyor bizde olmadığı söyleniyor hastanelerin yapımı elemanların yetiştirilmesi zaman alıcak bir husus. Bir eylemde ciddi hasarlar verip cezai ehliyeti olmadığı ruhi rahatsızlık mevzuu olduğu zaman bu sosyal iyileşme kararı ile şahsın cemiyete dönme hadisesi yakından incelenmeli. Yapılan akta sebep olan hastalık geçti veya azaldı, demek ayrı şahsın tahliye edilip suç işleme olasılığını psikiyatrik bilgimiz bu hususta çok sorgulanmalı. Hiç vakit kaybetmeden bir komisyon hem cezai ehliyetin yokluğu hem sosyal iyileşmeyle olan tahliyeleri ve neticelerini kontrol etmeli” şeklinde konuştu

YÜKSEK GÜVENLİKLİ ADLİ PSİKİYATRİ HASTANELERİ

Planda yüksek güvenlikli hastanelerin nerelerde ve kaç yataklı olarak kurulacağı tabloda gösterilmiştir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi