Ana içeriğe atla

BİTKİSEL İLAÇLARA YENİ GENELGE


14 tane Tarım Bakanlığı izni olup toplatılan bitkisel ürün olduğunu belirten Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Levent Altun, bitkisel ilaçların kimyasal ilaçlardan daha tehlikeli olduğunu vurgulayarak, aktarlarda bitkisel ilaç satışı ile ilgili yeni düzenlemeler yapılacağını dile getirdi.

Bitkisel ürünlerin kimyasal ilaçlardan daha zararlı olabileceğine dikkat çeken Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Levent Altun “Çünkü kimyasal ilaçta etkiden sorumlu bir ya da bir kaç tane bileşik var. Bitkisel ilaçların içerisinde tek bir bitkinin tek bir organında birçok etken madde var. Birçok bileşik birbiriyle kimyasal reaksiyonlar oluşturabiliyorlar. Örneğin zayıflama preparatlarının içine bazen sentetik bir takım şeylerin karıştırıldığını tespit edebiliyoruz. Ölümlere kadar gidebilen sonuçları olabiliyor” dedi.

“14 Tane Tarım Bakanlığı İzni Olup Toplatılan Ürün Var”

Vatandaşta 'bitkiselse bunun zararı yoktur' diye bir inanç olduğunu ifade eden Altun şunları söyledi: "Bitkisel ilaçlar konusunda bir kaos var. Bitkisel ilaçlar sentetik ilaçlardan farklı değil. Hatta çok daha tehlikeli. Çünkü sentetik yani kimyasal ilaçtan etkiden sorumlu bir ya da bir kaç tane bileşik var. Bitkisel ilaçların içerisinde bir bitkinin tek bir organında birçok etken madde var. Birçok bileşik birbiriyle kimyasal reaksiyon oluşturabiliyor. O yüzden bitkisel ilaçlar tehlikeli ve çok tedbirli olunması gerekiyor. Gıda takviyesi adı altında çıkan ürünlerin herhangi bir tedavi edici özelliğinin olduğunu belirtmemesi gerekiyor. Bu nedenle 14 tane Tarım Bakanlığı izni olup toplatılan ürün var. Bizden izin alıp toplatılan ürünümüz yok. İnternet ya da televizyon kanalları üzerinden ilaç satışını takip eden bir şubemiz var. Vatandaşımız internetten ya da televizyondaki bitkisel ilaç adı altındaki ürünlere hiçbir şekilde itibar etmesin."

“Aktarlarda Hangi Bitkilerin Bulunamayacağına Dair Bir Listemiz Var”

Aktarların bitkisel karışım hazırlamasının ve önermesinin yasak olduğunu söyleyen Altun, vatandaşın bitkisel ürünü hekim ya da eczacıya danışarak alması gerektiğini ifade etti. Hamile, emziren kadınların ve çocukların bitkisel karışımları kullanmasının tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini anlatan Altun, “Öyle bitkisel ürünler olabilir ki hamileliğin o ilk kritik döneminde düşüklere neden olabilir. Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmış bitkisel ürünler hiçbir şekilde aktarlarda satılamıyor. Aktarlarda Tarım Bakanlığı üzerinden gıda takviyesi izni almış ürünler satılabiliyor. Aktarlarda hangi bitkilerin bulunamayacağına dair bir listemiz var. O ürünleri satamaz. Geleneksel bitkisel tıbbi ürünler yönetmelik kapsamı içerisinde kılavuzlar çıkardık" diye konuştu.

Altun, aktarlarla ilgili olarak 1985 yılında çıkan bir genelgenin şu günlerde revize edildiğini belirtti.

“Hipertansiyonu Olan Birisinin Meyan Bitkisi Tüketmesi Ölümüne Bile Neden Olabilir”

Bitkilerin verebileceği zararları hakkında Altun şunları söyledi: “En basit sarımsağı düşünün, kanın pıhtılaşmasını engelleyici özelliğe sahiptir. Sarımsağı gıda olarak kullandığınız zaman vücut onu tolero edebilir. Ama kapsül haline geldiği zaman mutlaka hekime danışılmalı. Mesela hipertansiyonu olan birisinin meyan bitkisi tüketmesi ölümüne bile neden olabilir. Kemoterapi gören bir hasta kanser tedavisine şu iyi gelir diye terapiyi kesip bunlara başlıyor. Bir süre sonra ölümüne neden olabiliyor. Bu bitkilerin doğru yerden ve doğru şekilde toplanması da çok önemli. Doğadan toplanmış haliyle bitkinin tedavide kullanılması doğru değil. Asfalta yakın yerden toplandığı zaman bitkide ağır metaller meydana gelebilir. Onun için bitkinin kültüre alınması kültüre alınıp, standardize edilir. Kapsül, draje gibi formlara getirildikten sonra sunularak Sağlık Bakanlığı üzerinden ruhsatlandırılması gerekiyor. Çünkü bunlar artık gıda takviyesi değildir. Gıda takviyesi tanımının dışına çıkmıştır."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi