Ana içeriğe atla

BEDEN DİLİNİZ VE RENKLER NE SÖYLÜYOR?


Türkiye'de beden dili iş yaşamı ve renkler hakkında bilgi edinmek ister misiniz? İletişimin yüzde 55’ini oluşturan beden dilini okumak için ülkemize özgü davranışlarında ele alındığı "Dikkat Vücudunuz Konuşuyor" kitabında, Ahmet Şerif İzgören, “İletişim insanlar arasında köprü kurmaktır, insanları yönetmek ve insanlara baskı kurmak değil” diyor.


İletişimin yüzde 7’si söz, yüzde 38’i ses ve yüzde 55’i beden dili ile ifade ediliyor. Erkekler yalan söylerken yakasıyla oynuyor. Karşısındakine ilgi duyan kadın saçlarıyla oynuyor. Peki renkler, farkında olmadan karşımızdakine hangi mesajları veriyor. Beden dili siyasette nasıl kullanılıyor? Dünya’da beden dili anlamlarının dışında ülkemizdeki insanların davranışları nasıl yorumlanmalı?

Ahmet Şerif İzgören’in "Dikkat Vücudunuz Konuşuyor" adlı kitabında iletişimi, doğal ve kendiniz olmak olarak tanımlıyor. İzgören kitabında şunları vurguluyor; “insanlarla kurduğunuz ilişkinin içine yapaylık girerse dostlukları, içten ve insanlık dolu bir hayatı unutun. İletişim insanlar arasında köprü kurmaktır, insanları yönetmek ve insanlara baskı kurmak değil. Kitapta otorite oyunlarını, nelerle karşı karşıya olduğunuzu, sizi patlamış mısır gibi tüketmeye çalışan modern kültürü göstermek için anlattım. Sadece bunları fark etmeyi ve bunların etkisi altında kalmamayı öğrenin.” İzgören, Emniyet Genel Müdürlüğü, Genelkurmay Başkanlığı, üniversiteler ve özel sektör kuruluşlarında "vücut dili" üzerine seminerler veriyor.

Eller ve Parmaklar Ne Söyler?

Kitaba göre eller, bakışlar ve duruş ruhun aynası. İşaret parmağını kaldırarak konuşanlar, gizli bir biçimde karşısındakini tehdit ediyor. Elleri kenetli olanlar genel bir olumsuzluk ya da hayal kırıklığı yaşadıklarının mesajını veriyor. Ellerini önde birleştirerek "el pençe divan" duranlar karşısındakine "ne isterseniz yaparım" demek isterken, ellerin arkada birleşmesi ise kendine olan özgüveni, meydan okumayı anlatıyor. Ünlü tiyatrocu Haldun Dormen'in programlarını sunarken yaptığı parmak uçları birbirine yapıştırarak duruşu "konuya hakim" olduğuna, bir elin yüzü kapatması ise endişe içinde bulunulduğuna ait ipucu veriyor. Elin çeneyi okşaması bir kimsenin karar verme sürecinde olduğunu gösterirken, dinleyen kişinin eli yanaktayken, başparmağı çene altındaysa karşısındakine eleştirel, hatta rekabetçi yaklaşıyor. Diğer parmakların ağzı örtmesi ise iki şeyin ipucu; "benim de söyleyeceklerim var" veya "sana inanmıyorum" anlamına geliyor.

Bacak Bacak Üstüne Atmak Savunma Göstergesi

Kişiler yaşamlarında kendilerini güvende hissetmek için genelde masa, kürsü gibi bir yerin arkasında olmak istiyor, eğer bu yoksa savunma güdülerini bacak bacak üzerine atarak ya da kolları kavuşturarak gösteriyor. Özellikle yabancı ortamlarda bulunan kişiler kollarını kavuşturarak savunmaya geçiyor, bu sırada başparmaklarını dışarıda bırakanlar ise "savunmadayım, ama rekabete hazırım" mesajı veriyor. Bacak bacak üstüne atma ise savunmanın diğer bir şekli. Daha çok kadınların tercih ettiği bu oturuş içine kapanıklık ve savunmaya geçme duygusunu göstergesi kabul ediliyor. Kişi kabuğuna çekiliyor ve fikrini açıklamaya karar verdiğinde bacak bacak üzerine atmaktan vazgeçiyor. Bacağını dizden büküp diğerinin üzerine koyarak oturuş ise meydan okuma, hırs ve rekabetin işareti olurken, ayakları çapraz durumda olan kişilerin sakladıkları itirafları veya verebilecekleri tavizler bulunuyor. Bu konuda siyasi örnekler kitapta yer alıyor. Yalan söyleyen kişiler ise yüzüne dokunup, gözleri kaçırıyor, erkeklerin büyük çoğunluğu yalan söylerken yakasıyla oynuyor ve gömleğini gevşetiyor.

Renklerin Dili

Renkler hayatımızın parçası. Peki, renklerin hayatımızı nasıl etkilediğini biliyor musunuz? Renk seçiminin kimi zaman karakterimizi yansıttığından ya da seçtiğimiz rengin bize olumlu ve olumsuz etkileri olduğundan haberiniz var mı? Kitaba göre kırmız, bu renk canlılık ve dinamizmle ilgili bir renktir. Mutluluğu temsil eder. İştah açar. O yüzden dünyadaki gıda firmalarının çoğu logosunda kırmızıyı kullanır. Kırmızı tansiyonu yükseltir, kan akışını hızlandırır. Yeşil, duygusal olarak bizi en çok etkileyen bir organımız olan kalp organının , bu rengin yaydığı enerji alanında olduğu düşünülür. Doğanın ve baharın rengidir. Güven veren renktir. O yüzden bankaların logolarında hakim renktir. Yeşil yaratıcılığı körükler. Hastanelerde de yeşil rahatlatıcı özelliği nedeniyle kullanılır. Yeşil alanda insanların daha az mide rahatsızlığı çektiği saptanmıştır. Siyah, duygusallığı ve hüznü simgeler. Gücü ve tutkuyu temsil eder. Bizde ve batıda siyah matemi temsil ederken, Japonya'da siyah mutluluktur. Einstein konsantre olabilmek için perdeleri siyah, gün ışığı olmayan odaları tercih ederdi. Mavi, vücudumuzda boğaz bölgesini yansıtan bir renktir. Huzuru temsil eder ve sakinleştirir. Araplar mavinin kan akışını yavaşlattığına inanır, nazar boncuğu o yüzden mavidir. Pembe, uyum, neşe, şirinliğin ve sevginin simgesi. Rahat hissettiren ve dinlendiren bir renktir.


Çekilişe hazır mıyız? Bu ve bundan sonra çekilişlerden haberdar olmak için hadi bakalım bizi neler bekliyor: 
- Blogu izlemeye almak ( yan tarafta siteye katıl yazan yere tık)

- Facebook sayfa beğenmek (kullanmayanlar için zorunlu değil)

- Bu yazının altına yorum yazmak

Adsız bırakılan yorumlar dikkate alınmayacaktır arkadaşlar. Adınızı yazarsanız memnun olurum.

28 Ocak Perşembe günü saat 23:00'a kadar yorum bırakabilirsiniz. Çekiliş sonucu 29 Ocak Cuma sabahı buradan duyurulacaktır.

Bu güzel kitabı kaçırmayın bence, bol şans dilerim..




ÇEKİLİŞİ YELİZZZ KAZANDI. ADRESİNİ İLETTİĞİNDE KİTABI GÖNDERECEĞİM.



yelizim17@hotmail.com


Yorumlar

sercan dedi ki…
Videolari seyretsemde henuz hic kitabini okuyamadim umarim ben kazanirim okumak nasip olur,,,
Adsız dedi ki…
ben kazanmak istiyorum gunesesin@mynet.com
esin güneş
ayşe çakır dedi ki…
artık bir kitap da ben kazanmak istiyorum lütfen ama, hele ki bu kitabı!
zeliha coşkun dedi ki…
ahmet şerif izgörenin yazılarını çok beğeniyorum.harika yazıyor.
merve kocabıçak dedi ki…
kitap merak uyandırıyor.kitabın sunulmasında emeği geçen herkese teşekkürler. umarım kazanıp okumak nasip olur.
Ne güzel kitapları tanıtıp, hediye ediyorsunuz teşekkürler :))
blackdaisy dedi ki…
bu kitap gerçekten çok güsel. keşke benim olsa :)
Adsız dedi ki…
Bu kitap hakkında çok olumlu yorumlar okumuştum. Her ne kadar şu günlerde kitap okumaya zamanım olmasa da ilerisi için kesinlikle istediğim bir kitap. Hadi bakalım.
Demet Güven dedi ki…
Her hafta yeni bi kitap.ama bunu çok beğendim. İnş benim olur :)
Bahar dedi ki…
Bilmedigimiz ne cok sey var.
yelizzz dedi ki…
Çok merak ettim kitabı.. umarım ben kazanırım..
yelizim17@hotmail.com
Duygu dedi ki…
Çok ilginç bir kitap=)Beden dilinden insanların gerçekte ne demek istediklerini anlamak eğlenceli ourdu gibi geliyor ama kitabı okuyup o ne demekmiş bu ne demekmiş dersem kesin paranoyak olurum.Hiç paranoyak değilim çünkü ben=)
zeynep dedi ki…
merhaba..umarım bana çıkar : )
Yalçın DEDEOĞLU dedi ki…
Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Biyolog Yalçın DEDEOĞLU
gülden dedi ki…
işim gereği hem eğitimini vermek hem de dikkat etmek durumunda kaldığım bir konu beden dili. En kısa zamanda edinmek istediğim kitaplardan birisi.İyi Günler.
Leman dedi ki…
Bu guzel paylasimlarinizdan dolayi cok cok tesekkurler..
Artik kismette varsa bana da cikar belki bir kitap, takipteyim her daim :)
suzan dedi ki…
beden dilini herzaman merak etmişimdir. mailinizi aldığımda merakımdan yazılanları okudum ve bu kadarı bile beni bilgilendirdi.şimdi isteğim diğer bilgileride öğrenmek için okumak. bu yüzden bu kitabı İSTİYORUMMMMMMMM
Su TAN dedi ki…
Bu kitabı okumak istiyorum...
Gördü Bihter dedi ki…
merhaba... son anda yetiştim... ve çekilişe katıldım esra hanım... işte ben de varım :))

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi