Ana içeriğe atla

ÜNİVERSİTE HASTANELERİ SORUNLARINDAN NASIL KURTULABİLİR?

Devlet üniversite hastanelerinin özellikli ve ileri tıbbi hizmet vermesi hedeflenirken, bu hastaneler binlerce hekim yetiştirirken, bu amaçla milyonlarca hastaya şifa dağıtırken, bunların yüksek maliyetinin karşılanamaması nedeniyle borç batağından da kurtulamıyor. Gün geçtikçe artan borçları nedeniyle mali zorluklarla mücadele etmeye çalışan üniversite hastaneleri bu durumdan nasıl kurtulabilir?

Üniversite Hastaneleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Erkan İbiş, sorunun çözümü için devlet üniversite hastaneleri arasında eşgüdümü sağlayacak Üniversite Hastaneleri Kurumu (ÜHK) kurulması gerektiğini belirtti. Erkan İbiş, ülkemizdeki tıp eğitimi ve tıbbi uygulamaların nitelikli seviyeye gelmesi ve dünya standartlarında kaliteli ve ileri tıbbi uygulamalarda öncü olmasını, üniversite hastaneleri sayesinde gerçekleştiğini söyledi. 

Üniversite hastaneleri neden borç batağında?
Tıp eğitiminin ve tıp hizmetlerinin dünyadaki bulunduğu iyi konumun kaybedilmemesi gerektiğine dikkat çeken İbiş, Türkiye’nin sağlık alanında cazibe merkezi olduğunu ve bunun korunması için tıp fakültelerine destek olunması gerektiğini dile getirdi. Üniversite hastanelerinin temel sorunlarının başında mali ve insan kaynakları yetersizliğinin olduğunu kaydeden İbiş, “Maliyetin çok altında ödeme ile karşı karşıyayız, bu nedenle her ay, her yıl üniversite hastaneleri döner sermaye bütçesi açık veriyor.” dedi. 

Her şey döner sermayeden mi karşılanıyor?
Prof. Dr. Erkan İbiş, üniversite hastanelerine tıbbi cihaz, bakım onarım, inşaat gibi yatırım bütçelerine Maliye Bakanlığınca destek verilmesi gerektiğini vurguladı. İbiş, tüm devlet kurumlarında personelin denge tazminatı Maliye Bakanlığı tarafından karşılanırken, üniversitelerin tıp fakültesi hastaneleri ve diş hekimliği hastanelerinin bu uygulamanın dışında bırakıldığını, bu önemli giderin döner sermayeden karşılandığını belirtti. 

Sağlık Uygulama Tebliği (SUT)  fiyatlarına 8 yıldır zam yapılmadığını dile getiren İbiş, “Buna karşın tıbbi malzeme, ilaç, asgari ücret, ilaç, elektrik gibi temel ihtiyaç giderlerinde  yüzde yüzü aşan artış oldu. Aslında üniversite hastaneleri dahil tüm kamu hastaneleri zarar ediyor. Kamu hastanelerinde bu açık bütçe aktarımları ve gider esaslı bütçe uygulaması ile kapatılıyor. Bu uygulama üniversite hastaneleri içinde yapılmalı ve üniversite hastanelerine de gider esaslı global bütçe verilmeli” diye konuştu. 

Çözüm ne? 
Üniversitelerde de hata olduğunu ifade eden İbiş, şunları söyledi: “Üniversite hastaneleri YÖK’e bağlı. Ancak YÖK’ün hastaneleri denetlemesi mümkün değil. 44 üniversite hastanesinin hizmetlerini, gelişim planlarını ve stratejisini eşgüdümlü şekilde yapacak bir kurum gerekiyor. Ortak tıbbi malzemeleri almalı çünkü, tek başımıza aldığımız zaman pahalıya alıyoruz. Maliye Bakanının üniversite hastanelerinin bütçelerini, sağlık kadrolarını, yatırım ihtiyaçlarını 44 üniversite rektörü ile ayrı ayrı görüşmesi mümkün değil. Tüm ihtiyaçları temsilen bir kişinin görüşmesi gerekiyor. Bu amaçlarla, Üniversite Hastaneleri Kurumu (ÜHK) oluşturulsun ve YÖK’e bağlı olsun. ÜHK’nun oluşturduğu esaslarla, önerilerle üniversite hastaneleri, üniversitelerin kendisi tarafından yönetilsin. ÜHK, üniversite hastanelerinin verimliliklerinin artırılması, bütçe ve kadro yapılarının düzenlenmesi, daha nitelikli hizmet sunmalarının sağlanması, maliyetlerinin düşürülmesi ve düzenli denetlenmesi gibi  görev ve sorumlulukları üstlenmeli.” 

Yapılacak bu çalışmaların ise çok önemli olduğunu kaydeden İbiş, “Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza ve YÖK Başkanımıza teşekkür ediyoruz. Çünkü, üniversite hastanelerini önemsiyorlar, eğitimin, araştırmanın ve bilimin sağlık hizmetiyle entegre olması için destek oluyorlar, sorunlarımızın çözülmesi için her zaman girişimlerde bulunuyorlar. Ben inanıyorum ki, üniversite hastanelerinin sorunlarının çözümü konusunda Nisan 2016 EKK kararları ile ortaya çıkmış yol haritası hızla uygulamaya girecek ve üniversite hastaneleri daha yüksek bir motivasyonla hem nitelikli sağlık hizmeti hem de nitelikli eğitim hedefine doğru daha emin adımlarla ilerleyeceklerdir” dedi. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge