Ana içeriğe atla

DİŞİNİZ BOYNUNUZA 400 KİLOLUK BASKI YAPIYOR

Sabahları çene ve kulak ağrısı ile uyanıyorsanız, Tıp dilinde ‘Bruksizm’ olarak adlandırılan diş sıkma alışkanlığı olan çoğu hastadan biri olabilirsiniz. Normal bir bireyde çiğneme esnasında kullanılan ısırma kuvveti yaklaşık 27 kilo, maksimum istemli ısırma 70 kilodur. Bruksizm esnasında ise 440 kiloya kadar çıkabilen yüklenmelerin olabildiğini belirten Diş Hekimi Zerrin Işık Tüfekçi, bu durumun vücudun anatomik yapısı için hasar verici büyüklükte olduğuna dikkat çekti.

Dişini sıkan kişilerin dişlerinde aşınmalar ve kırılmalar, çene, eklem ve kaslarında ağrılar görüldüğünü dile getiren Diş Hekimi Zerrin Işık Tüfekçi, “Hastaların nedeni tespit edilemeyen yüz, baş ve boyun ağrılarının altında bruksizimin yattığı, yapılan detaylı muayene sonucu ortaya çıkıyor. Çeşitli ilaçların da neden olabileceği tartışılıyor. Fakat ilaçların bruksizme neden olduğunu öne süren çalışmalar az sayıda ve vaka raporlarıyla sınırlı.  Bu rahatsızlıktan nörologlara ve kulak burun boğaz uzmanlarına başvuran hastaların sayısı hiçte az değil. Ayrıca dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuklarda bruksizmin anlamlı olarak daha sık görüldüğü bildiriliyor” diye konuştu. 

Dişinizi sıktığınızın farkında olmayabilirsiniz
Hastayı bir yakını uyarana veya diş doktoru dişler üzerinde ki aşınmaları söyleyip gösterene kadar, hastalar çoğunlukla bu durumun farkında olmadığını kaydeden Tüfekçi, “Bruksizm’in sebepleri arasında bireyin ruhsal durumunun, genetik yatkınlığının, çiğneme problemlerinin, nörokimyasal maddelerin yani dopamin, serotoninin salınım düzeylerinde etkili oluyor.  Diş sıkma alışkanlığı, bazen dişleri gıcırdatma, bazen sıkma şeklinde görülebilirken, bazende her iki durum beraberde görülebiliyor. Uyku sırasındaki bruksizm genellikle çene kaslarının ritmik kasılması ile karakterizedir. Gün içerisinde bruksizmde istemsiz çene kası kasılması ve dişleri sıkma ön planda olup, dişleri birbirine sürtme veya diş gıcırdatma daha seyrektir. Uyanıkken meydana gelen bruksizm genellikle gerginlik ve anksiyete durumlarında ortaya çıkar” dedi.

Stres en büyük neden
Bruksizmin çok çeşitli sebeplerinden bahsedildiğini kaydeden Tüfekçi,  şu bilgileri verdi: “Bunlar arasında dişlerin kapanış bozuklukları,  beyin travmaları ve bazı nörolojik hastalıklar, bazı psikolojik tedavilerde kullanılan ilaçlar, genetik etkiler, alerji, endokrin hastalıkları, parazitler ve beslenme problemleri. Farklı sebepleri konuşulmasına rağmen en önemli etkenlerin başında stres gelmektedir. Özellikle uykuya dalmadan önce alınan alkolün, yoğun kafein ve sigara kullanımının, kokain ve ekstazi bağımlılığının bruksizm gelişme riskini artırdığını bildiren çalışmalar olsa da kesin bir kanıta yok.”

Splint diş sıkma sorununu tedavi etmez
Bruksizmin tedavisi dişhekimleri tarafından, detaylı muayenenizi ile yapıldığını belirten Tüfekçi,  tedavide ‘Splint’ adı verilen apareylerin kullanıldığını söyledi.   Splintlerin dişhekimi tarafından ağzınızdan alınan ölçüye göre hazırlatıldığını kaydeden Tüfekçi, “Bruksizim için yapılan bu apareyler rahatsızlığın tedavisinde kullanılmasına rağmen bruksizmi ortadan kaldırmaz sadece olası etkilerinden kişiyi korur” dedi. 

Eksik dişler şikayetleri ortadan kaldırabiliyor
Günlük hayatta yaşanılan stres, önemli bir bruksizm nedeni olarak görüldüğünden , stresi azaltmaya faydası dokunabilecek etkinliklerin yapılmasını tavsiye ettiğini dile getiren Tüfekçi, “Dişlerdeki çapraşıklıklar ve çenelerdeki kapanış bozuklukları da bazen bu rahatsızlıklara sebep olabileceği düşünüldüğünden, bu rahatsızlıkların düzelttirilmesi ya da ağızdaki eksik dişlerin yaptırılması da şikayetlerin ortadan kalkmasına yardımcı oluyor.”

Botox ile diş sıkma önlenebiliyor
Diş hekimlerinin burksizm rahatsızlıklarının tedavisinde psikiyatristlerle de beraber çalıştığını vurgulayan Tüfekçi, hastaların bu sebeple dişlerini kaybedecek kadar ileri düzeyde diş sıkmaları yada gıcırdatmaları durumunda psikiyatristler ilaç kullanmayı da tercih edebildiklerini söyledi. Hipnoz tedavileri yada NLP yaklaşımlarından da olumlu sonuçlar alındığını vurgulayan Tüfekçi, “Plastik cerrahide ve dermatoloji de başarı ile kullanılan Botox ilacını, çiğneme kasları üzerinde kullanarak, hastanın diş gıcırdatmasına da engel olunabiliyor. Botox uygulanan bruksizm olgularında kişiler yemek yeme esnasında çiğneme kuvvetlerinde kayıp olduğundan şikayet etseler de sonuç çok tatmin edici. Botox uygulanmasıyla kişiler yaklaşık 4- 5 ay bruksizmin zararlı etkilerinden korunuyor. Bruksizm hastalarının pek çoğunda artan kas aktivitesine bağlı olarak dışarıdan dahi gözlenebilen bir yüz profilinde değişme de olabiliyor. Tedavi de kullanılan Botox oluşan bu kas hiperaktivitesine bağlı görünüşü de eski haline getiriyor” şeklinde konuştu.  

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge