Ana içeriğe atla

BAŞARIDAKİ TEK İLACI YILMAMAK

25 yıllık kariyer hayatında farklı pozisyonlarda çalışarak ilaç sektöründe zirveye yükselen Chiesi Türkiye Genel Müdürü Filiz Balçay, farklı alanlardaki çalışmalarını birleştirerek ilaç sektöründe yeni bir bakış açısı geliştirdi. 

Vizyoner bakış açısıyla gençlere destek vererek imkanlar sunan Filiz Balçay,  ilaç sektöründe yönetici olarak her çalışanının değerini biliyor. Önce insan olmaya önem veriyor. 

“Yenilgi belli bir konuyla ilişkin bir sonuç. Yaşanılanları bir kenara bırakıp hayatın devam ettiğini düşünürüm ve en iyi ilacın yola devam etmek olduğuna inanırım.” diyen Chiesi Türkiye Genel Müdürü Filiz Balçay ile ilham veren öyküsünü konuştuk.

Hayatınızdan kısaca bahseder misiniz?
İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunuyum. Mezuniyeti takiben katıldığım ilaç sektöründe geçen 25 yıl boyunca AR&GE odaklı çok uluslu firmalarda farklı pozisyonlarda çalıştım. Görev aldığım her pozisyon ve her ek sorumluluk beni bir sonraki adıma hazırladı. 

Ürün müdürü olarak 1991 yılında Pharmacia’da başladığım çalışma hayatıma pazarlama müdürü, satış müdürü ve  bölüm müdürlüğü tecrübelerini kattım. Pharmacia, Pfizer bünyesine katıldığında hastane ürünleri bölüm müdürü olarak çalıştım. 

2005 yılında ilk kez gönüllü iş değişimimi gerçekleştirdim ve Schering-Plough’a katıldım. Primary Care bölüm müdürü olarak başladığım görevim farklı ek sorumluluklarla zenginleşti. Primary Care yanı sıra Kardiyoloji Bölümü, bir sonraki aşamada “Satış &Pazarlama Destek Hizmetleri”,  Schering-Plough & Organon birleşme sürecinde ise tüm bu sorumluluklara ticari ilişkiler de eklendi. 2009’da Merck birleşmesinde görev aldım. Bu değişimde farklı uzmanlık alanlarından sorumlu bölüm direktörü olarak devam ettim. Bölüm direktörlüğü görevine ek olarak 2012 yılında  pazar erişim direktörlüğüne de vekalet ettim. Şubat 2013’den bu yana ise Chiesi İlaç’da genel müdür olarak çalışıyorum. 

Tamamı ilaç sektöründe şekillenen 25 yıllık iş hayatıma baktığımda sektörün, potansiyeli olan ve almaya açık herkesi geliştirdiğini gördüm. Eğitimler, rotasyonlar, projeler ve ilave sorumluluklar sizi hedefinize adım adım götürüyor. Hatta şunu da ilave etmek isterim ki ilaç sektörü insanın kendinde fark etmediği pek çok özelliği ortaya çıkarıyor ve geliştiriyor. Bu yönüyle de içinde bulunduğum sektörü her zaman çok heyecan verici bulmuşumdur.

Nasıl fark yaratırsınız?
Konu ne olursa olsun,  işin merkezine insanı koymak fark yaratmada benim en çok benimsediğim yaklaşım.  Ekipte yer alan herkesin organizasyonel hedeflere ulaşmada rolü farklı ama herbirinin katkısı çok önemli. Şirketin güler yüzle ziyaretçileri karşılayan resepsiyonistinden üst düzey yöneticilerine kadar şirket bir bütün. Bu bakış açısı organizasyonel iklimimizi belirliyor verimliliğimiz artırıyor.

Yaptığım işten çok keyif alıyorum. Yeni bakış açılarından beslenip, bu enerji ile tekrar eden işlerden ziyade değer katan farklar yaratmaya odaklanıyorum.


Yenilgilerinizden nasıl dersler çıkarttınız?
Yenilgiler en kalıcı öğrenimleri beraberinde getiriyor.  Nedenlerini doğru analiz edip öğrenimleri geleceğe taşınmak önemli bir ders.  İyi bir analiz sonrasında çok da zaman kaybetmeden geleceğe odaklanmak en olumlu yaklaşım. Dikkat edilmesi gereken konu, aynı yenilgileri farklı şekillerde tekrar tekrar yaşamayacak organizasyonel hafıza oluşturmak.

Sizin için para nedir?
Varlığının önemini inkar etmek mümkün değil ama benim için amaç olmaktan öte her zaman bir araç olmuştur.

Kendinize hedef koydunuz mu?
Farklı alanlarda ama birbiriyle uyumlu hedeflerim var. Son dönemdeki hedeflerimden birisi gençlere iyi yapılandırılmış bir süreçle destek olup, potensiyellerini nasıl açığa çıkarabilecekleri konusunda rehberlik etmek. 

Kendimde yıllar içinde biriktirdiğim deneyimleri onlarla paylaşmak istiyorum. Yeni nesile inanıyor ve onlardan öğrenilecek çok şey olduğunu düşünüyorum.


Hayatınızı nasıl dengede tutuyorsunuz?
Hayatıma, bana değer katan ve mutlu eden şeylerden çok da fazla fedakarlıkta bulunmadan devam edebileceğim formülü zamanla iş hayatımda deneyim kazanarak buldum. Bunu yapabilmenin yegane yolu zaman yönetimi ve güvenebileceğiniz profesyonel destek networkü. 

Yıllık ajandamı oluştururken ilk önce kendim ve ailem ile ilgili önemli günleri kaydedip diğer toplantıları buna göre şekilllendiriyorum. Her hafta bitmeden bir sonraki haftanın önemli gündem konularına ve yapılması gerekenlerini gözden geçiriyorum.

Sizin için rekabet nedir? Rakiplerinizle nasıl mücadele edersiniz?
Rekabetin etik kurallar ve değerler çerçevesinde verimliliği artıran en önemli motivasyon olduğu düşüncesindeyim. Rekabeti yakından izleyip ona göre pozisyon alıyorum. 

İlaç sektörü rekabetin yoğun yaşandığı sektörlerden birisi. Rekabet ederken asıl amacımız olan sağlık için yenilikçi çözümler üretmekten ve paydaşlarımıza  yenilikçi tedavi seçenekleri sunmaktan mutluluk duyuyorum. Bu da yaptığım işe saygımı ve tutkumu gün be gün artırıyor.


Sağlığınıza nasıl dikkat ediyorsunuz?
Vücut sağlığının performans yönetimi ve odaklanmada oldukça etkin bir rol oynadığını düşünüyorum. Düzenli olarak haftada 2 kez fitness yapıyor ve mümkün olan her fırsatta yürüyüşlere çıkıyorum. Bir gece konaklamalı seyahatlere bile mutlaka spor ayakkabılarımı götürür ve uzun toplantılar sonrasında hareket etmek için kendime fırsat yaratırım. 

Spor ile aynı derecede önemli olan diğer konu da beslenme. Genel olarak sağlıklı beslenmeye dikkat eden birisiyim. İçinde bulunduğum sektörün de vermiş olduğu bilinç ile çalışma arkadaşlarım da aynı hassasiyetteler, böylece son yenilikleri takip ettikleri için onların desteği ile kendimi güncel tutabiliyorum.

Kaybetmek kolay gibi anlatılsa da zorlu bir süreçtir. Siz her yenilgiden sonra nasıl kazandınız?
Yenilgi belli bir konuyla ilişkin bir sonuç. Yaşanılanları bir kenara bırakıp hayatın devam ettiğini düşünürüm ve en iyi ilacın yola devam etmek olduğuna inanırım. Değer katan farklı projelerle yenilginin üzerinden gelmeye odaklanırım.

Kaybettiğinizde üstesinden gelmek zorunda olduğunuz en yoğun duygu hangisiydi?
Bu tür anlarda “Ben bunu neden düşünemedim?” “Bu sonuç öngörülebilir miydi ?”sorularını kafamdan atmak vakit alıyor. 

İlaç sektörünün hızlı değişen gündemi sayesinde bu duyguların üstünden gelmek de nispeten kolay oluyor. Farklı bir alanda yaptığımız güzel bir proje ile hızla moral depolayabiliyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge