Ana içeriğe atla

ECZACILIK KANUNU NELERİ DEĞİŞTİRDİ?



6197 sayılı Eczacılık ve Eczaneler Hakkında Kanun Değişikliği neler getirdi? Konu hakkında AK Parti Malatya Milletvekili Ecz. Öznur Çalık, “Hükümetimizin çıkardığı yeni yasa ile artık Türkiye'de zincir eczane gelir korkusu ortadan kaldırılmıştır” dedi. CHP Manisa Milletvekili Ecz. Özgür Özel ise, “Diplomasını kiralayan eczacıya 5 yıl meslekten men cezası verilebilecek” diye konuştu.

Eczacılık kurallarını yeniden düzenleyen yasa Meclis’ten bütün partilerin desteğiyle geçti. Yasaya göre eczanelerde bitkisel tıbbi ürünlerin yanı sıra ziraat ve veterinerlikte kullanılan ilaçlar ile kimyevi maddeler de satılacak. Kabul edilen yasayla getirilen yenilikler şöyle: “Eczacılık fakültesini bitirenler bir yıl eczanelerde “yardımcı eczacı” olarak çalışmadan kendi eczanesini açamayacak. Eczanelerde ikinci eczacı çalıştırılabilecek. Kanunun yürürlüğe girdiği yılda eczacılık yapma hakkını kazanan eczacılar ile eczacılık fakültelerinde okuyan veya okumaya hak kazanan öğrenciler yardımcı eczacı çalışma zorunluluğundan muaf olacak.

Diplomasını Kiralayan =‘Muvazaalı Eczane’
Bir başkasının eczacılık diplomasını kiralayarak faaliyet gösteren kişilerin işletmeleri ‘muvazaalı (danışıklı) eczane’ sayılacak. Muvazaalı eczanelerin tespitine dönük çalışma yapılacak. Bu durumdaki eczanelerin ruhsatı iptal edilecek ve 5 yıl süreyle yeni eczane açma izni verilmeyecek.

Özel Tıbbi Amaçlı Diyet Gıdalar ve Bebek Mamaları Sadece Eczanelerde Satılabilecek
Eczanelerde satılacak ürün gamı genişletiliyor. Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsat almış ilaçların yanı sıra geleneksel bitkisel tıbbı ürünler, homeopatik tıbbı ürünler ve damardan beslenme ürünleri dahil özel tıbbi amaçlı diyet gıdalar, özel tıbbi amaçlı bebek mamaları sadece eczanelerde satılabilecek. Böylece kontrolsüz ve bilinçsiz kullanıldığında insan sağlığını tehdit edebilecek bitkisel tıbbi ürünlerin denetime alınması amaçlanıyor. TEB’in bilimsel yayınları da eczanelerde satılabilecek.

3 Bin 500 Kişiye Bir Eczane
Yeni eczane ruhsatı verilirken 3 bin 500 kişiye bir eczane düşmesi şartı aranacak. Bu kriter mevcut yasada 3 bin 200 kişiydi. Yasa yürürlüğe girdiği tarihte eczane açma hakkını kazanmış olanlar nüfusla ilgili yeni sınırlamaya bağlı olmayacak. Mevcut eczacılar, bir defaya özgü olmak üzere herhangi bir kısıtlamaya bağlı olmaksızın eczanesini bulunduğu ilçe dışına taşıyabilecek veya devredebilecek. Belediyelere ödenen 300-800 lira arasındaki ruhsat harcı kalkacak.

“Yardımcı Eczacı” Ücretleri
Serbest eczane açmak veya serbest eczanelerde mesul müdür olarak çalışmak isteyen bir eczacı, en az bir yıl hizmet sözleşmesine bağlı olarak mesul müdür eczacı ile birlikte serbest eczanelerde “yardımcı eczacı” olarak çalışacak. Yardımcı eczacılara asgari ücretin bir buçuk katından, ikinci eczacılarda asgari ücretin 3 katından aşağı olmamak üzere taraflarca belirlenecek ücret ödenecek.

Eczacılar ve Eczacılar Hakkında Kanunda Yapılan Değişiklikler Ne Getiriyor?
AK Parti Malatya Milletvekili Ecz. Öznur Çalık yasa hakkında Sağlık Dergisi’ne şu açıklamalarda bulundu: “Eczacılık ile ilgili 6197 sayılı yasa için 1976 yılından bu yana değişiklik çalışmaları başlatılmış, 1996 yılından bu yana ise yoğun çalışmalar yapılmıştır. Ancak 59 yıllık kanunda yapısal sorunlar çözülememiş, hükümetimizin yaptığı yasa değişikliği ile bu sorunlar konusunda çok önemli düzenlemeler yapılmıştır. Bu çalışmalar Türk Eczacıları Birliği ile tam bir uyum içinde yapılmış, eczacıların ihtiyacı ön planda tutulmuştur. Bu bakımdan yapılan bu düzenlemelerin tarihi ve ekonomik olarak etkileri büyüktür. Şimdiye kadar birçok hükümet gelmiş, birçok Sağlık Bakanı ile görüşülmüş ancak olumlu gelişme sağlanamamıştı.

Yasanın Önemli Etkileri
Bu yasanın en önemli yeniliklerinden birisi; eczacılığın yeniden tanımlanmasıdır. Eczacılık ilk kez bir sağlık hizmeti olarak tanımlanmıştır. Ayrıca ilacın üretiminden hastaya sunulana kadar her aşamasında eczacılar tek yetkili olarak belirtilmiştir. Yasanın hemen ve kesin iki önemli sonucu vardır. Bunlardan birincisi: zincir eczane tehdidinin önüne geçilmiştir. Türkiye'de kimi çevreler tarafından kasıtlı olarak hükümet aleyhtarı olarak eczacılar üzerinde zincir eczane gelir korkusu yayılmıştı. Bu yasa ile bir eczanenin ancak bir eczacının sahip ve mesul müdürlüğünde açılabileceği hüküm altına alınmıştır. Hükümetimizin çıkardığı yeni yasa ile artık Türkiye'de zincir eczane gelir korkusu ortadan kaldırılmıştır. İkinci önemli ve kesin hüküm ise; ister reçeteli ister reçetesiz tüm beşeri ilaçların eczane dışına çıkmasının engellenmesidir.

Nüfusa Göre Eczane Sınırlaması
Türkiye'de eczaneler dengeli bir dağılım göstermemektedir. Genellikle batıda ve şehir merkezlerinde eczaneler kümelenmiştir. Bu durum son yıllarda eczaneler arasında müthiş bir gelir dağılımı uçurumu meydana getirmektedir. Yasa ile birlikte her 3 bin 500 kişiye bir eczanenin açılması şartı getirilerek eczanelerin nefes alması hedeflenmiştir. Yasanın 5 yıl içinde etkileri daha iyi görülecek olup, bu yasa ile kısa, orta ve uzun vadede eczaneler kurtarılacaktır. Hükümetimiz Avrupa'da uygulanan sistem ( nüfusa göre eczane sınırlaması) ile eczanelerin ayakta kalması yönünde büyük adım atmıştır.

İdarenin Verdiği Ruhsatlar Dışında Belediyelerden Ruhsat Alınması Kaldırılmıştır
Bu yasa çıktıktan sonra eczacılık fakültesini tercih edip mezun olanlar için 1 yıl yardımcı eczacı olarak çalışma şartı getirilmiştir. Ayrıca eczanelerden ekonomik durumunu iyi olanlara ikinci eczacı çalıştırma şartı getirilmiştir. Yasa ile diploma kiralama yoluyla eczane açılması ve devletin zarara uğratılmasının önü kapatılmıştır. Bu durum eczacılar arasında memnuniyet oluşturmuştur. Yasanın değiştirilmesi sonucu eczanede defter kaydı gibi bürokrasinin kaldırılması sağlanacaktır. İdarenin verdiği ruhsatlar dışında belediyelerden ruhsat alınması kaldırılmıştır.

Yasa ile ilaçların sadece ve sadece eczanede satılması şartı getirilmiştir. Yasa değişikliği yapılırken mevcut eczanesi olanlara bir kerelik nüfus sınırlamasına tabi olmadan eczaneyi nakletme hakkı verilmiştir. Ayrıca eczanesi olmayan ama eczacılık yapma hakkına sahip olanlar ile öğrencilere de 1 kereliğine muafiyet getirilmiştir. Bu yasa ile hükümetimiz eczacılarımızın yapısal sorununa kesin çözümler getirmiştir. Eczacılarımız artık gelecekleri ile ilgili endişe etmeyeceklerdir.”



6197 sayılı Eczacılık ve Eczaneler Hakkında Kanun Değişikliği Neler Getirdi?
CHP Manisa Milletvekili Ecz. Özgür Özel, yasa hakkında Sağlık Dergisi’ne değerlendirmelerde bulundu: “Son 12-13 yıldır ciddi şekilde üzerine mücadele verilen bu kanun, 60 yıldır neredeyse hiç değişikliğe uğramamış 6197 sayılı Eczacılık Kanununda değişiklik yapmıştır. Bu kanunun 60 yıllık bir kanunu değiştirmesinin yanı sıra bir diğer önemli yanı, parlamentodaki bütün partilerin uzlaşısı ile ortaya çıkmış olmasıdır. Üç parti grubundaki eczacı milletvekillerinin ve eczacı milletvekili olmayan MHP Grubunun Sağlık Komisyonu üyelerinin çalışmaları, Türk Eczacıları Birliği’nin büyük katkısı ile ortak bir metin haline getirilmiş bu kanun aslında Cumhuriyet Halk Partisi’nin eczacılarla ilgili yapmayı düşündüklerinin çok az bir kısmını içermektedir. Ancak yine de genel bir uzlaşı sağlanmış ve siyaset, ortak katların en küçüğünde buluşmuştur.

“Her 3 Eczaneden 1 Tanesi İflasın Eşiğinde”
Bu kanun eczane eczacılarını kısa ve orta vadede rahatlatacak bir kanun olmuştur. Ancak her biri birer sağlık emekçisi olan eczacıların son dönemde açıkçası her biri dert küpüne dönmüş durumdadır. Eczacılar eskiye göre artık çok daha fazla çalışıyorlar, daha çok borçlanıyorlar, daha çok sıkıntı çekiyorlar, hatta daha büyük risklerin altına giriyorlar ama daha az kazanıyorlar. Resmi verilere bakıldığında da her 3 eczaneden 1 tanesinin iflasın eşiğinde olduğu, diğer 3 eczaneden 1 tanesinin de açık bir ekonomik çıkmaz içinde olduğu ve iflasa sürüklenmekte olduğunu biliyoruz. Acilen ve hızlı bir şekilde bu “orta vade” dediğimiz altı-yedi sene, 10 sene sonrasına eczaneleri taşımak için eczanelerin akut sorunlarına çözüm üretecek birtakım sistemleri de geliştirmemiz gerekiyor. Eczaneler arasındaki eşitsiz dağılım sorununa hızla çözüm getirmemiz gerekiyor. Bu kanunla bu ve benzeri sorunlar için ilk ve en önemli adım atılmış oldu. Bundan sonraki süreçte de, siyasette görmeye pek de alışık olmadığımız bu tip uzlaşıların, ortak akıl arayışlarının devam etmesi gerekiyor.

Yeni Kanun Neler Getiriyor?
Kanunda, eczacılık tanımı daha çağdaş hale getiriliyor. Eczacılığın mevcut şartlardaki durumunu daha iyi ifade eden bir tanıma kavuşuyor. Bu kanun ile eczacılık artık sadece ticarethane açma ve mesul müdürlük olarak görülmeyecek. Bundan sonra eczacılık ilacın üretiminden dağıtımına tüm aşamalarından sorumlu olan sağlık hizmet sunucusu olarak tanımlanacak. Mevcut kanundaki isteyen eczacının istediği yere eczane açabilmesi uygulamasına, kanundaki bir düzenlemeyle son veriliyor. Teklife göre, bulunulan ilçe sınırları içinde “her 3 bin 500 kişiye 1 eczane” olacak şekilde eczane açılabilecek. Böylece, 35 bin kişilik bir ilçeye 10’dan fazla eczane açılamayacak. Ancak hiç eczanesi olmayan bir yer için nüfus kriteri şartı aranmayacak. Eczane açma başvuruları için, nüfus kriterinin yanı sıra açılacak eczanelerin sırasını belirlemek için hizmet puanına benzer kriterler geliyor.

“Diplomasını Kiralayan Eczacıya 5 Yıl Meslekten Men Cezası Verilebilecek”
Bir eczacının, eczacı olmayan birisine diplomasını kullandırması anlamına gelen muvazaalı eczanelerle mücadele için de kurallar geliyor. Buna göre, diplomasını kiralayan eczacıya 5 yıl meslekten men cezası verilebilecek.

“Bu Kanunun Geç Kalmış, Eksik Ama Önemli Bir Adımdır”
6197 sayılı kanundaki bu değişiklikleri, ülkemiz sağlık sisteminin kılcal damarları olan eczacıların sorunlarına kısmi de olsa bir çözüm getirmesi açısından son derece olumlu buluyorum. Geç kalmış, eksik ama önemli bir adımı temsil eden bu kanunun önümüzdeki süreçte daha da iyileştirilmesi için şimdiden çalışmalara başladık. Aslında çok daha geniş kapsamlı bir iyileştirme olabilirdi ama mevcut şartlar altında varılan bu uzlaşma ve gelinen bu nokta oldukça değerli. Bu uzlaşının, bundan sonraki süreçte diğer bütün sağlık emekçilerinin sorunlarına yönelik çözüm arayışında bir emsal teşkil edeceğini düşünüyorum.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge