Ana içeriğe atla

TÜRKİYE’NİN GİZLİ TOPLUM SAĞLIĞI SORUNU



Türkiye’nin gizli toplum sağlığı sorunu “Primer İmmün Yetmezlik” (PİY) hastaları için merkez kuruldu.

Tıpta Primer İmmün Yetmezlikleri (PİY) olarak ilk kez 1952 yılında Colonel Ogden Bruton isimli çocuk doktoru tarafından tanımlanan, kalıtımsal bağışıklık sistemi yetersizliklerinden kaynaklanan hastalıklar için Ankara’da bir araştırma ve tanı merkezi kuruldu. Ankara ve Hacettepe Üniversitelerinin ortak çalışması ve Eczacıbaşı-Baxter’ın koşulsuz katkıları ile hayata geçilen Jeffrey Modell Vakfı Ankara Tanı ve Araştırma Merkezi ile Türkiye çapında PİY hastalıkları hakkında hekimlerin ve toplumun bilgilendirilmesi ve bu hastaların erken tanı ile tedavi olanaklarının artırılması hedefleniyor.

Akraba evliliklerinin sıklıkla yaşandığı Türkiye’de bu hastalıkların görülme oranı Avrupa ve ABD’ye kıyasla 5 ila 10 kat daha fazla. Türkiye’de her yıl 1 milyon 300 bin yeni bebek dünyaya geliyor ve bunların 130 kadarı en ağır bağışıklık sistemi hastalığı olan “Ağır Kombine İmmün Yetmezlik” ile doğuyor. Kulak enfeksiyonları, zatürre ve ağızda pamukçuk gibi tekrarlayan enfeksiyonların görüldüğü bu bebeklerin sadece 1/3'ü tanı alarak tedavi şansı bulabiliyor. Bu hastalıklar sadece bebek ve çocuklarda değil, yetişkin yaşlardaki insanlarda da ortaya çıkabiliyor.



Jeffrey Modell Vakfı Ankara Tanı ve Araştırma Merkezi doktorları adına konuşan Prof. Dr. Aydan İkincioğulları, basın toplantısında PİY hastalıklarına ilişkin şunları söyledi; “Tahminlere göre bugün dünya genelinde 10 milyon kişiyi etkileyen ve bu da yaklaşık olarak her 500 kişide bir görüldüğü anlamına gelen Primer İmmün Yetmezlikleri, bağışıklık sisteminin yetersiz kaldığı durumlarda mikroplara karşı yeterli savaş verilememesi olarak tanımlanmaktadır. PİY hastalıkları genetik geçişlidir. En karakteristik özellikleri sık ve tekrarlayan enfeksiyonlardır. Bazılarının doğal seyri o kadar ağır olmaktadır ki (Örneğin; Ağır Kombine İmmün Yetmezlik) bebek 1 yaşına bile ulaşmadan hayatını kaybetmektedir. Bu hastalığın farkında olmak ve akla getirmek çok önemli. Hastalar hekime gidiyorlar ancak hekim bu konuda yeterli bilinçte ve farkındalık düzeyinde değil ise erken ve doğru tanı atlanıyor. Bu çocukların bağışıklık sistemleri ya hiç olmadığı ya da yetersiz olduğu için zatürre, kulak, bağırsak, sinüzit gibi enfeksiyonlar birbirini takip ettikçe ve tanı geciktikçe organ hasarları oluşuyor ve tedavi şansı azalıyor, hatta yok oluyor.”



Türkiye’de Sadece 25-30 Pediatrik İmmünoloji Uzmanı Var
Türkiye’de sadece 25-30 Pediatrik İmmünoloji uzmanı ve bu hastaları takip eden 15 merkez bulunduğunu dile getiren İkincioğulları “Bu alanda çalışacaklara kadro ve öncelik tanınmalı. Halen çok az sayıda olan Çocuk İmmünologlarının sayısını arttırmaya yönelik eğitim olanakları oluşturulmalı. Sağlık otoritelerine bu kapsamda çok iş düşüyor” dedi.

“Türkiye’de de Genetik Tanı Merkezi Kurulmalı”
Genetik tanı yöntemlerinde zaman zaman sıkıntı yaşadıklarından da bahseden İkincioğulları, Türkiye’deki hastaların genetik tanılarının çoğunlukla yurt dışında konduğunu ve vakfın bu konuda da Türk hastalara katkısı olacağını söylüyor, ayrıca Türkiye’de de genetik tanı merkezi kurulmasına yönelik amaçları olduğunu da kaydediyor.

“Hekimler PİY Hastası İle Karşılaştığında Ne Yapacağını Bilemiyor”
Çocuk doktorlarına, aile hekimlerine ve pratisyen hekimlere yönelik bir anket çalışması yaptıklarını dile getiren İkincioğulları, “Bu anket çalışması ile amacımız, ülkemiz hekimlerinin Primer İmmün Yetmezliklere bakışını değerlendirmekti. Anket çalışması sonunda gördük ki hekimlerin yaklaşık yüzde 80’i böyle bir hasta ile karşılaştığında kendini rahat hissetmiyor ve ne yapacağı konusunu net cevaplayamıyor” diyor.

Kök Hücre Nakli İle Tedavi
150’den fazla tanımlanan çeşidi olan PİY hastalıklarının iki ayı yöntemle tedavi edildiğinden bahseden İkincioğlulları, Ağır Kombine İmmün Yetmezliğin ise ancak kök hücre nakli ile tedavi edilebileceğinin altını çizdi. Tanı için çoğu zaman genetik testlere ihtiyaçları olmadığını kaydeden İkincioğulları, “Hastalığa ilişkin tanı için, aile öyküsü, hastanın klinik bulguları ve tam kan sayımında görülen lenfosit hücrelerinin miktarını ölçerek şüphemizi yoğun hale getiriyoruz. Günümüzde, Ağır Kombine İmmün Yetmezlikte kök hücre nakli nihai tedavidir. Uygun donörden alınan kök hücre erken nakledildiğinde hasta tamamen sağlığına kavuşuyor” dedi.

İlaç (Ig Replasmanı) ile Tedavi
PİY hastalıklarının diğer tedavisi, 3-4 haftada bir damardan verilen ilaçlarla yapılıyor. Ankara Üniversitesi Çocuk İmmünoloji Bölümü’nün 1996 yılından bu yana takibinde ilaç tedavisi gören bir hasta, şu an 24 yaşında ve IVIG replasmanı ile yaşamını sağlık bir şekilde sürdürüyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge