Ana içeriğe atla

TÜRKİYE'NİN İLK “ERİŞKİN AŞI MERKEZİ” GAZİ TIP’TA

Türkiye'nin ilk ''Erişkin Aşı Merkezi'' Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde hizmet veriyor. Batı ülkelerinde, vize, okul ve iş başvurularında tüm aşı kayıtlarını veya bağışıklık durumlarını gösteren aşı kartı istendiğini vurgulayan Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Esin Şenol, “Aşı Kartı “ile takip sistemi yapılmasını planladıklarını kaydetti.

Hastane personeli gibi mesleki riskleri olan ve kan ve vücut sıvılarına maruz kalanlar, enfeksiyon hastalıkları açısından taranacak ve gerektiğinde temas öncesi ya da sonrası bağışıklama çalışmaları yapılacak. Yaşlılar, gebeler, organ nakil alıcıları, kanser, diyabet, diyaliz, kronik karaciğer hastaları gibi hastalara uygun aşı programları oluşturulacak ve izlenecek. Yüksek riskli temas (kan, cinsel, vücut sıvıları ile temas gibi...) sonrası bağışıklama programlanması yapılacak. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Esin Şenol, birçok hastalıktan korunmada aşının çok önemli olduğunu, çocukluktan itibaren aşı takvimine uygun olarak aşılama yapıldığında sağlığın kontrol altına alınabileceğini söyledi.

“Aşı Kartı ile Takip Sistemi Yapılmalı”
Aşının kesinlikle ihmal edilmemesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Şenol, herkesin bir aşı kartının bulunmasının da önemli olduğunu belirtti. Prof. Dr. Şenol, çocukluk döneminde aşıların tamamlanmasının erişkinlikte ortaya çıkabilecek hastalıklardan korunmada önemli olduğunu ancak aşılamanın doğumdan ölüme bir süreç olup erişkinlikte de düzgün aşılamanın sürdürülmesinin önemli olduğunu hatırlattı.

“Erişkin Aşı Merkezi”
''Erişkinlik döneminde de aşı yaptırılması, kimi hastalıklardan korunmada önem taşımaktadır'' diyen Prof. Dr. Şenol, Bunun için Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı'nda “Erişkin Aşı Merkezi”nin hizmete girdiğini belirtti. Prof. Dr. Şenol, “Hem ülkemiz hem dünya genelinde erişkin aşılamalarının istenilen düzeyde yapılamaması günümüzde en çok erişkinlerin aşı ile önlenebilir hastalıklar nedeniyle istenmeyen sonuçlarla karşılaşmalarına neden olmaktadır. Merkezimizde 18 yaş üstündekilere hizmet veriyoruz. 18 yaş altındakiler ise çocuk hekimlerince izleniyor” dedi.

Türkiye’nin İlk Merkezi
Erişkinlerde de aşının “hayat kurtardığı” yönünde farkındalığın artırılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Şenol şunları kaydetti: “Erişkinlikte önlenebilir hastalıklar nedeniyle ortaya çıkan, hatta ölümcül olabilen sonuçlarla karşılaşılmaması için standardize formlar, hatırlatıcı broşürler, başvuran hasta özelinde aşı programlanması yaklaşımları geliştirilmelidir. Daha da önemlisi hastalar bekletilmemeli, güvenilir hizmet sunan 'Aşı Merkezleri' oluşturulmalıdır. Bu nedenle, 'Erişkin Aşı Merkezi', Anabilim Dalımız ayaktan hasta izlemi hizmetlerine eklenmiştir. Merkezimiz, Türkiye'deki önemli bir ihtiyacı karşılamak üzere planlanmış ve oluşturulmuş ilk merkezdir. Merkezimiz, dünyada konu ile ilgili söz sahibi komitelerin önerileri ve bilimsel verileri dikkate alınarak, standardize edildi. Kılavuzlar ve formlar eşliğinde işlevini yerine getiriyor. Merkezimizden hizmet alabilmek için, ilk olarak özel bir aşının uygulanması için ya da gebelik, mesleki durum gibi özel riskli bir durum nedeniyle başvuran kişinin aşı hemşiresi tarafından kaydının oluşturuluyor. Tanımlanmış bir bilgisayar programında tutulan kaydın ardından, erişkinin yaş ve özel durumu ile ilgili aşı ile önlenebilir hastalıklar bakımından taramasının yapılıyor. Başvuran kişinin aşılarına ilişkin kayıtlarının olması halinde gözden geçirilerek, bazen kan testleri isteniyor. Başvuran kişinin duyarlı olduğu durumlar için öneriler sunularak aşı uygulaması veya uygulamaları yapılıyor.”

Merkezde Neler Yapılıyor?
Merkezin amacının, başvuranlara bekletilmeden güvenilir hizmet sunmak olduğunu belirten Prof. Dr. Şenol, hizmetlerin sorumlu öğretim üyeleri gözetiminde sürekli merkezde bulunan bir aşı hemşiresi tarafından verileceğini söyledi. Prof. Dr. Şenol merkez hakkında şu bilgileri verdi: “Hastane personeli gibi mesleki riskleri olan ve kan ve vücut sıvılarına maruz kalanlar, enfeksiyon hastalıkları açısından taranarak ve gerektiğinde temas öncesi ya da sonrası bağışıklama çalışmaları yapılıyor. Hayvan ısırmaları ve trafik kazası gibi kirli yaralanmalarda kuduz ve tetanoz açısından erişkin kişi takip ediliyor ve aşı programına alınıyor. Tüberküloz için cilt testi yapılıyor. Kronik hepatit B ve C hasta yakınları değerlendiriliyor ve bağışıklama programlaması uygulanıyor. Özel hasta gruplarına (yaşlılar, gebeler, organ nakil alıcıları, kanser, diyabet, diyaliz, kronik karaciğer hastaları gibi...) uygun aşı programları oluşturuluyor ve izlemi yapılıyor. Vize başvuruları ve yurt dışına gideceklerden istenen aşılar programlanıyor, bağışıklama geçmişlerini gösterir belgeleri hazırlanıyor. Seyahat öncesi aşılama, sıtma profilaksisi ve medikal öneriler veriliyor. Yüksek riskli temas (kan, cinsel, vücut sıvıları ile temas gibi...) sonrası bağışıklama programlanması yapılıyor. Çocukluktaki aşılanma durumunu bilmeyen ve bağışıklık durumunun gözden geçirilmesini isteyen tüm erişkinler taranıyor ve aşı programları oluşturuluyor. Gebe kalmayı düşünen veya gebe olan kişiler değerlendirilecek ve önerilerde bulunuluyor.”

Erişkinler Hangi Aşıları Yaptırmalı
18 yaş üstündeki bir erişkinde aşı ile önlenebilen 12 hastalık bulunduğunu belirten Prof. Dr. Şenol, “Çocuklukta yapılan tetanoz, boğmaca ve difteri aşılarının, her 10 yılda bir tekrarlanması gerekiyor. Son yıllarda çocuklarda boğmaca olgularında artış görülüyor. Bunun nedeni olarak, aşı tekrarlarını yaptırmayan erişkinlerin çocuklarda hastalığın gelişmesine kaynak oluşturması gösteriliyor. Çünkü çocukluk çağında yaptırılan aşıların tekrarı düzenli olmadığında, erişkinlikte mikroplara karşı tekrar duyarlı hale geliyor. Birçok Batı ülkesi, vize, okul ve iş başvurularında tüm aşı kayıtlarını veya bağışıklık durumlarını gösteren aşı kartı istiyor. Aşı tekrarlarının, özellikle şeker, böbrek, kalp ve kanser hastaları ile yaşlılarda yapılmasına özen gösterilmesi gerekiyor. Erişkin aşısı denildiğinde öne çıkan grip ve zatürre aşıları, bu iki hastalıktan kış aylarında ortaya çıkan ölümleri önleyebilen tek yöntem olarak biliniyor. Çocuklukta kızamık, kızamıkçık ve kabakulak aşılarını yaptırmamış ya da tek doz yaptırmış olanların da aşılanması gerekiyor. Bu hastalıklar, erişkinlikte ağır ve ölümcül olabiliyor. Sarılık aşılarını (hepatit A ve B) da hastalığı geçirmemiş ve çocuklukta aşılanmamış her erişkinin olması gerekiyor. Bunun dışında suçiçeğinin çocuklukta yaptırılmaması veya geçirilmemesi durumunda yaptırılması isteniyor. Zatürre ve grip, seyahat ve bağışıklık sistemi baskılananlar için menengokok ve 65 yaş üzerindekiler için zona aşısının yaptırılması gerekiyor. Bunların yanı sıra kuduz ve rahim kanseri aşılarının da yaptırılması öneriliyor” şeklinde konuştu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he...

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay...

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi...