Ana içeriğe atla

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı.

“İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile getiren Prof. Dr. Biri, şunları anlattı: “Esnaf bir ailenin 4. çocuğu olarak Malatya’nın Doğanşehir ilçesinde dünyaya geldim. İlk ve orta eğitimimi Doğanşehir’de yaptıktan sonra lise eğitimime İzmir Menemen Lisesinde devam ettim. Daha sonra, 1980-81 eğitim öğretim yılında Ankara Üniversitesi Tıp fakültesinde eğitime başladım. Üniversiteyi kazandığım dönem felsefe ve tasavvuf ile ilgili çok fazla kitap okurdum.

“Sizin Gibi Olmak İstiyorum”


Geçtiğimiz aylarda bir telefon aldım, tıp fakültesi birinci sınıf öğrencisi “Sizin gibi olmak istiyorum ve sizi tanımak istiyorum” dedi. Neden “ben” soruma ise “Hocalarımızı inceledim. Sizinle benzer yanlarım olduğunu düşünerek sizi örnek aldım. Nasıl başarılı olduğunuzu merak ediyorum” diye cevap aldım. Aslında bu durum öğrencilerimle sürekli diyalog içerisinde olmamdan gelen bir yakınlıktan da kaynaklanıyor. Tıp eğitimini inceliyorum ve sorguluyorum. Bugün eğitimde mantıksız bulduğum çok fazla nokta var. Öğrencilik yıllarımdan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi eğitiminden çok memnun kaldım. O dönem hocalarımız bize çok fazla zaman ayırırdılar. Bilimsel bölümü okunarak öğrenilebilir. Hasta ile ilişkilerinizde hocalar örnek olmalıdır. İyi hekim iyi empati yapan hekimdir. Kendinizi hasta hissetmeniz değil, hasta gibi hissetmeniz, uygun olan çözümü üretmeniz son derece önemlidir. Hastanın sizin bilginizi kontrol etmesi mümkün değil. Hasta anladığınızı ve onu dinlediğinizi anlamak ister. Hekime güvenmek ister. Hasta-hekim ilişkisi açısından önemli bir durumdur. Bu becerilerimizi hocalarımızdan edindik. Bizlere doğru hekimliği algılamamızda etkisi oldu. Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) mezun olduğum sene yapılmaya başladı ve 1988 yılında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalında ihtisasa başladım.


Tıp Eğitiminin Hiçbir Alanında Zorlanmadım


Öğrenciyken öğrendiğimiz her hastalığı kendinizde bulursunuz. “Acaba hasta mıyım?”diye sorarsınız. Ameliyat yapmayı tıp eğitiminin en temel amacı olarak görürüz. İlk kez 3. sınıfta üroloji ameliyatına 4.adam olarak girdim ve bayıldım. Tıp Fakültesi eğitimim süresince, hafta sonları devlet hastanelerinin acil servislerinde gözlemci olarak çalıştım. Tıp eğitiminin hiçbir alanında zorlanmadım.


İlaç Topladık, Sınıfladık ve Hastalara Dağıttık


Tıp eğitimim son 3 yılında Mamak Belediyesinin ilaç toplama kampanyasına katıldım. Toplanan ilaçları proje kapsamında sınıfladık ve ihtiyaç olan semtlerde ev ev dolaşarak hastaları muayene edip ücretsiz olarak dağıttık. Bu dönemde çok farklı olaylarla karşılaştım. Belediyenin aracı ile yanımızda hekim eşliğinde, hastaları muayene edip ilaç dağıtmak, insanlara yardımcı olmak bizi mutlu ediyordu. Eşimin Psikiyatri Sınavından Kalması İlişkimizin Başlamasına Vesile Oldu


Eşimin psikiyatri sınavından kalması, ilişkimizin başlamasına vesile oldu. Eşim çalışkan bir öğrenciydi ve derslerini çok ciddiye alırdı. Sınavdan kaldığı için çok üzülmüştü. Bende teselli ederken aramızdaki konuşmalar ilişkimizin başlamasını sağladı. Benim jürilerim çok kolay olurken, eşimin jürileri ise çok zor olurdu. Üniversite son sınıfta eşimle evlendim. Tıp Fakültesi bitince ilk mecburi hizmet yerimiz Yüksekova çıktı. Bölge insanı bizi sevgi ile kucakladı. Orada kaldığımız 3 ay süresince kalacak konut bulamadığımız için hastanenin üst katında hasta odasını, kendimize lojman yaptık. Başlangıçta korkularımız vardı ancak zamanla bunun yerini sempati ve sevgi aldı. Sonrasında ben Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji bölümüne devam ederken eşimde Kadın Doğum ihtisasına başladı. İhtisasım sonrası iki buçuk yıl kadar Niğde Devlet hastanesinde mecburi hizmetimi ve aynı dönemde Kayseri’de kısa dönem askerliğimi yaptım. Mecburi hizmetim bitince Gazi Üniversitesine yardımcı doçent olarak göreve başladım.1997 yılında 9 ay kadar Kaliforniya Üniversitesinde Üroonkoloji alanında çalıştım. 2000-2003 yılları arasında Gazi Hastanesi başhekimlik görevinde bulundum.2004 yılında Profesör unvanını aldıktan sonra halen aynı bölümde öğretim üyesi olarak çalışıyorum.


Şimdi Akademik ve Etik Çalışma Prensibindeki Hastanemiz İleride Üniversite Olacak


İşimle ilgili büyük projelerim var. Kendi hastanemizin kurulmasında belli bir noktaya geldik. Şimdi bunu örnek ve iddialı bir noktaya getirmek istiyorum. Kazanma adına değil, örnek olması ve iz bırakmak adına istiyorum. Akademik ve etik çalışma prensibindeki hastanemiz ileride üniversite olacak. Uluslararası alanda başarılara imza atan üniversite kurmayı hedefliyorum.


Bizim En Büyük Problemimiz İş Kolik Olmamız


Eşimle yaşama bakışımız bizi birbirimize yaklaştırdı. Bizim en büyük problemimiz iş kolik olmamız. Aydan Hanım hastalarıyla çok yakından ilgileniyor. İş hayatının içinde olmak bizi mutlu ediyor.


Sosyal İlişkiler Vizyonunuzu Geliştiriyor


Arkadaşlık ve akrabalık ilişkilerine dikkat ederim. Kalabalık ortamlarda olmayı severim. Tek başıma olmayı sevmem. Bayramlarda mutlaka akrabalarım ve dostlarımla beraber olurum. Büyükleri ziyaret etmek ve onlarla konuşmak, insan ilişkilerini geliştiriyor. Her insandan öğrenilecek bir şeylerin olduğuna inanırım. Eğitimine, sosyal statüsüne ve yaşına bakmadan herkesten öğrenilecek bir şeyler oluyor.


Empatiyi Ne Kadar Yapabiliyorsanız O Kadar Başarılı Olacağınıza İnanıyorum


Genç hekimler kıdemli hocalarından çok şey öğreneceklerini unutmasınlar. Hastalarını dinlemeyi ihmal etmesinler. Empatiyi ne kadar yapabiliyorsanız o kadar başarılı olacağınıza inanıyorum. Hastanın anlatılanları doğru anlaması çok önemlidir. Hastanın anladığından emin olmadan hasta odandan çıkmamalı.


Babalık Kursunda 2 Ay Eğitim Aldım


Çok genç yaşta çocuk sahibi oldum, hayatımda yaptığım en doğru adımlardan biri; erken yaşta evlenmek ve erken çocuk sahibi olmaktır. Çocuklarımızla büyüdüğümüz söylenir ki, bu çok doğru. Büyük oğlum kreşe gidiyordu. Kreşte hocası “evde babanızın resmini çizin” demiş. Televizyonun karşısında oturan bir baba, bir elinde gazete diğer elinde kumanda televizyonda ya spor ya da haber programı var. Bunun üzerine hocası ile görüştüm ki bu aynı zamanda bir projenin parçasıydı. 2 aylık bir sürede babalık eğitimi aldım. Çocuklarınıza ne kadar çok zaman ayırsanız o kadar mutlu olurlar. Çocuklarımla, baba oğuldan çok iki arkadaş gibiyizdir.


Yaptığın İşi Ne Kadar Benimsediğin Önemlidir


Büyük oğlum bilgisayar mühendisi oldu ve özel şirkette çalıştı. Ben hiçbir şekilde planlarına karışmadım sadece şunu söyledim; “Yaptığın işi ne kadar benimsediğin önemlidir.” Oğlum şimdi Amerika’da master yapıyor sonrasında döndüğünde kendi işini kurmayı hedefliyor. Ona tek nasihatim erken evlen erken çocuk sahibi olması. Küçük oğlumuzda lise son sınıfta ve çok başarılı bir öğrenci.


En Büyük Hobim Sosyal Faaliyetler


Sivil toplum örgütlerinde hizmet etmek beni mutlu eder. Uzun yıllar Türkiye Sağlık Çalışanları Eğitim ve Dayanışma Vakfı (TÜSAV) başkanlığını yaptım. Benim en büyük hobim sosyal faaliyetlerdir. Öğrencilere burs vermek, TUS tercihlerinde destek olmak gibi konularda tıp fakültesi öğrencileri benimle rahatlıkla iletişimde olabilir.


Geçmişi Çok Sorgulamam


Bulunduğum anı en mutlu şekilde yaşamaya çalışırım. Geçmişi çok sorgulamam. Çok rahat realize ederim, beni rahatsız eden olayları ya unuturum ya da kendime unuttururum. Çok kolay ağlar ve çok kolay gülerim ancak en zayıf yanım fevri çıkışlarımdır.


Tüm Kararları Eşimle Birlikte Alırız


Eşimle evlendiğimde ilk söylediğim cümle biz bir aileyiz. Artık biz varız, bizimle ilgili her türlü kararı biz veririz. Tüm kararlarımda ne eşimi ezdim ne de ezdirdim. Ailelerden hiçbir destek almadan evimin ihtiyaçlarını karşıladık. Problemlerimi kendi ailemin içerisinde çözdüm. Eşler zamanla birbirine benzemeye başlıyor. Ortak bütçemiz var ve hiçbir zaman ayrı bütçe olmadı. Toplum bencilleşti, evlilik gerçekten zor ancak birçok anlamda evlilik çok önemli. Düzenli ev hayatınız olunca her şey düzene giriyor. Evlilik aslında ebeveynlerin etkisinden kurtarmak, bencil bakmamak ve ben yerine biz diyebilmektir.


Necip Fazıl Kısakürek Hayatımda Önemli Yer Tutar


Yıllarca amatör olarak futbol oynadım. Son dönemlerde kayak, yüzme ve salon sporları yapıyorum. Necip Fazıl Kısakürek hayatımda önemli yer tutar. Yahya Kemal Beyatlı’nın şiirleri öğrencilik yıllarımda kitaplarımın arasında yer alırdı. ”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay