Ana içeriğe atla

TÜP BEBEKTE YENİ YÖNTEM : "YUMURTA AKTİVASYONU"



Döllenme yeteneği olmayan sperm ya da yumurta kaynaklı hastalarda uygulanan bu yeni yöntemle bir kaç yıl önce 'çocuğunuz olamaz' denilen, hiç gebe kalamayacağı düşünülen hastalarda bu yöntemle yüzde 15 oranında döllenme sağlanabiliyor .

7 çiftten birinde kısırlık sorunları görüldüğünü söyleyen AKAY Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Tolga Ecemiş, tüp bebek uygulamalarında yeni bulunan "yumurta aktivasyonu" yöntemiyle hiç çocuğu olmayacağı düşünülen belli bir grup hastada yüzde 15 oranında döllenme sağlandığını açıkladı.



Op. Dr. Ecemiş yumurta aktivasyonu yöntemini şöyle anlattı: "Sperm yumurtayı aktive edecek enzime sahip olmayabilir ya da yumurtada genetik bir problem olup spermi kabul etmeyebilir. Yani döllenme yeteneği olmayan sperm ya da yumurta kaynaklı hastalarda bu yöntem uygulanıyor. Bundan bir kaç yıl önce 'çocuğunuz olamaz' dediğimiz, hiç gebe kalacağını düşünmediğimiz hastalarda artık 'yumurta aktivasyonu' yöntemiyle gebelik sağlayabiliyoruz. Kalsiyum iyonofor ve stronsiyum denilen iki madde var. Biz spermi içeri gönderirken maddeleri enjekte edip gönderiyoruz. Bu maddeler normalde spermin yapması gereken işlemin yapılmasını sağlıyor. Bu yöntemle yumurtanın döllenmesini sağlıyoruz. Döllenmek için tetik yapıldıktan sonra da gerisi geliyor. Bu yöntemle çok ağır vakalar da bile başarı elde edilebiliyor. Yan etkisi de yok."




Tedavide Stres ve Yanlış Beslenme Etkili
Tüp Bebek Merkezlerinde sadece tüp bebek yapılmadığının altını çizen Dr. Ecemiş, öncelikle çiftleri bilinçlendirdiklerini ve tüp bebekten önce başka tedavi yöntemlerinin denendiğini belirtti. Bebek olmamasının nedenlerinin başında gelen yanlış yaşam biçimi, stres, yanlış beslenme ve özellikle de yeni evlenen çiftlerin bilinçsizce korunmasının ailelerin çağımızdaki en önemli sorunlarından biri olduğunu aktaran Dr. Ecemiş, "Bunun için üreme sağlığında ciddi bir sorun olması da şart değil. Yanlış bir yaşam tarzı, yanlış beslenme ve stresli bir hayat da hormonları altüst ettiğinden anne ve baba olma şansı zorlaşabiliyor. Ancak bütün bunları basit yaşam tarzı değişiklikleriyle çözmek mümkün olabilir" dedi.




"Haftada 1-5 Kez Alkol Kullanan Kadınların Kullanmayanlara Göre Gebe Kalma Oranı Daha Düşük"
Yapılan araştırmalara göre sigaradaki nikotin, yumurtalıklardaki genetik anormalliğin artmasına sebep olabildiğini kaydeden Dr. Ecemiş, "Yapılan araştırmalara göre sigaradaki nikotin, yumurtalıklardaki genetik anormalliğin artmasına sebep olmakta. Hatta bu duruma paralel olarak erken menopoz da görülebilmektedir.Sigara içen kadınların gebe kalma oranı içmeyenlere göre daha düşük. Bunlarla beraber, düşük yapma riski ise daha yüksek. Günümüzde yeni evli çiftlerin yüzde 10 ile 15’inin kısırlık sorunuyla karşı karşıya kalıyor. Çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin, özellikle sigara ,alkol, çay,suni tatlandırıcılar ve kahve gibi gıdalardan uzak durmaları gerekiyor. Alkol ise hem erkeklerde hem de kadınlarda ciddi bir tehdit unsuru. Alkol, erkeklerde sperm hareketliliğini ve sayısını azaltmakla beraber, haftada 1-5 kez alkol kullanan kadınların kullanmayanlara göre gebe kalma oranı daha düşük olduğu çok açık bir gerçek” diye konuştu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he...

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay...

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi...