Ana içeriğe atla

CİLT TEDAVİSİNDE YENİ YÖNTEM “DERMATERAPİ”

İnce çizgi ve kırışıklıkların, yanık ve akne skarlarının azaldığı, erkek ve bayanlarda yoğun saç kaybı olmak üzere pek çok cilt problemlerine çözüm sunan yeni yöntem Dermaterapi hakkında Sağlık Dergisi’ne bilgi veren Koru Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Muhterem Polat, “Kontrollü çalışmalarda 6-8 hafta sonra kollajende yüzde 200 artış görülür” dedi.

İlerlemesi ve gelişimi hiç bitmeyen bir alan olan estetik alanında yeni bir uygulama giderek yaygınlaşıyor. Bu tedavi modeli, iki farklı uygulamanın bir araya gelmesi ile yapılıyor. Dermaterapi’de kullanılan ilk adımı olan Dermaroller, dünyada "mesoroller" ve "microneedling" isimleri ile de biliniyor. Silindirik bir tamburun üzerine dizilmiş, özel olarak hazırlanmış 192 adet çelik iğneden oluşuyor. Dermaterapi, cilt üzerinde değişik endikasyonlara yönelik büyüme faktörü, biomimetik peptid ve kök hücre ekstresi içeren topikal ürünlerin dermaroller ile kombine kullanılarak deriye geçişinin arttırdığını belirten Koru Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Muhterem Polat, “Hücrelerimizin yapı taşı olan “kök hücre”lerden elde edilen kök hücre ekstresi ise, diğer ürünlerdeki koruma ve destekleme özelliklerini içermesinin yanı sıra cilt altında yeni hücrelerin ve yapı taşlarının “yeniden oluşmasını” sağlayarak adeta cildi yeniler. Üstelik kök hücre ekstresinin etkileri cildi gençleştirmekle sınırlı değildir. Bu yöntemle akne izlerinin tedavisinde, bugüne kadar çözümü neredeyse imkânsız görünen göz altı morluklarının giderilmesi ve saç dökülmesi gibi birçok problemde oldukça iyi sonuçlar elde ediliyor” dedi.

“Kontrollü Çalışmalarda 6-8 Hafta Sonra Kollajende Yüzde 200 Artış Görülür”
Normal cilt bakım ürünlerinin, cilt altındaki bazı yapı taşlarının azalmasını önlemeye ya da onları yenilemeye çalıştığını kaydeden Doç. Dr. Polat, “Bu ürünlerin çoğu, cilt altına bile ulaşamadan etkisini yitirir. Dermaroller, kök hücre ekstrelerinin cilt altına kolayca ulaşmasını sağlayan, estetik sektöründe yeni bir teknoloji. Deri üzerinde mikro kanallar açarak kök hücre ekstresinin cilt altına 200 kattan daha fazla geçmesini sağlar. Cilde uygulandığında silindirik tamburun üzerinde bulunan iğneler cilt üzerinde mikrokanallar açar. Bu kanallar deri altına açılan bir tür geçitler gibi düşünülebilir. Dermaterapi'nin bir başka faydası da Dermaroller'ın kendi etkisinden kaynaklanıyor. Dermaroller'ın açmış olduğu mikrokanallar deri tarafından sanki yara gibi algılanır. Ancak ortamda aslında yara olarak görülebilecek bir durum olmasa dahi deri kendi içinde bir tamir mekanizmasını başlatır. Bu mekanizmanın en önemli fonksiyonlarından biri deri içinde büyüme faktörlerinin salgılanması nedeni ile kollajen, hyalüronik asid, elastin fibriller gibi yapılar sentezlenir. Ortamda gerçek anlamda bir yara olmaması nedeni ile üretilen tüm bu maddeler anti-aging etki sağlar. İnce çizgi ve kırışıklıkların azaldığı, yanık ve akne skarlarının hafiflediğini görmek mümkün olur. Sonuç üç ay ile dokuz ay arasında tam olarak alınır. Kontrollü çalışmalarda 6-8 hafta sonra kollajende yüzde 200 artış görülür. Kollajen uyarma tedavisi, üst deriyi soymadan yakmadan yapılır. İşlem genellikle lokal anestezik krem uygulanması ile yapılabilir. Dermaroller, melasma ve hiperpigmentasyonda kullanılabilir. Akne skarları üzerinde oldukça başarılı sonuçları var. Bu yöntem geniş porlu cilt yapısının azaltılmasında yardımcı olur ayrıca, cilt çatlaklarının görünümünü azaltır. Vücudun her bölgesinde; yüz boyun sırt hatta kafada bile uygulanabilir, medikal kullanım için yüksek kaliteli çelik iğneler alerji yapmaz. Birçok tedaviye göre oldukça ucuz” diye konuştu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he...

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay...

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi...