Ana içeriğe atla

TÜRKİYE'DE İLK KEZ OMURİLİKTE KÖK HÜCRE UYGULAMASI

Türkiye'de ilk kez, Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi’nde Sağlık Bakanlığ’ının izniyle omurilik yaralanmalarında kök hücre uygulaması yapılacak.

Uygulamanın tanıtımı amacıyla Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbn-i Sina Hastanesinde düzenlenen basın toplantısına, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlker Ökten, A.Ü. Tıp Fakültesi İbni Sina Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. İbrahim Aşık, A.Ü. Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nihat Egemen ile A.Ü. Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayhan Attar katıldı. Omurilik yaralanmalarında kök hücre uygulamasının iyileşme şansı olmayan hastalar için yeni bir umut olacağını dile getiren Dekan Prof. Dr. Ökten, Fakültelerinde, bu alanda uzun yıllardır ciddi araştırmalar yapıldığını söyledi. Prof. Dr. Ökten, Sağlık Bakanlığı Etik Kurulu’ndan alınan izinle Türkiye'de bu alanda ilk kez klinik bir araştırma yapılacağını belirtti.

“İlk Kez Sağlık Bakanlığı Tarafından Araştırma İzni Verildi”
Nörolojik bilimler dalında bazı hastalıkların henüz tıbbi ilaç veya cerrahi girişimlerle tedavisinin yapılamadığını, ileri düzeyde omurilik yaralanmasının da bu hastalıklardan biri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Egemen, bu alanda yurt içinde ve yurt dışında çeşitli araştırmalar yapıldığını kaydetti. Prof. Dr. Egemen, “Dünyada ve ülkemizde deneysel ve klinik araştırmalar sonucunda ilk kez Sağlık Bakanlığı tarafından, A.Ü. Tıp Fakültesi Nöroşirürji Kliniği'nde çalışan ekibe, çok ciddi omurilik yaralanmasına uğramış kişilerde, omurilik içine kök hücre yerleştirilmesi araştırmasına izin verilmiştir” dedi.


İlk Operasyon Kasım Ayında
Araştırma sorumlusu Doç. Dr. Ayhan Attar ise klinik araştırma hakkında şu bilgileri verdi: “A.Ü. Tıp Fakültesi Nöroşirürji Kliniğinde kurulan kök hücre araştırma laboratuarında, hayvanlarda deneysel kök hücre araştırmalarının bir kısmı tamamlanmış, bir kısmı da hala devam etmektedir. İnsanlarda yapılacak bu araştırma ise ülkemizde yeni araştırma yönetmeliklerine göre izin verilen ilk araştırma olacaktır.
Hastalar, çok ciddi omurilik yaralanmasına uğramış, kendi kendilerine iyileşme şansı en az olan grup içerisinden seçilecektir. Bilindiği gibi bu tür hastalarda uygulanabilen, dünyada kabul edilmiş herhangi bir tedavi yöntemi yoktur. Hastalar, Sağlık Bakanlığı’nın öngördüğü sigorta işlemlerinden geçecektir. Hastaların bu operasyonları üniversitemiz Tıp Fakültesi hastanesinde yapılacaktır. Bu uygulama için başvuracak hastaların muayenelerinin hastanemizde yapılması gerekmektedir. Hastaların operasyonlarından ve takibinden Doç. Dr. Ayhan Attar ile Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meral Beksaç sorumlu olacaktır.”

“10 Hasta Üzerinde Denenecek”
Yapılan araştırma hakkında Sağlık Dergisi’ne bilgi veren Doç. Dr. Attar, “Yurt dışında bu konu üzerine aldığım eğitimden öğrendiklerimi bu araştırmada kullanıyorum. Hayvan deneylerinin sonuçları çok başarılı. Ancak kök hücre üzerine çok fazla spekülasyon yapıldığı için bu konuda hiç kimse emin olamaz. Düşme ya da trafik kazası sonrasında oluşan omurilik yaralanmaları bulunan hastaların ilk 3 ayı doldurmadan uygulamadan yararlanması gerekiyor. İlk aşamada 3 ay, daha sonraki dönemlerde ise bu süre 1, 2 ya da 10 yıldır felçli olan hastalar için de denenebilecek. Uygulama için yaş alt sınırının 17 olması gerekiyor. On hasta üzerinde denenecek bu araştırma, travma sonucu omuriliği zedelenmiş hastalara uygulanacak. Fizik tedavi ve egzersizlerle bu hastaların yüzde 2 civarında kendi kendine düzelme şansı var. Bizim amacımız bu oranı yükseltebilmek. Hastaların kemik iliğinden alınan hücreler çoğaltılarak ezilen bölüme yakın yerlere intra meduller kök hücre implantasyonu uygulanacak. Amacımız 100 milyona yakın hücre verilmesi” şeklinde konuştu.


“Tüm Masraflar Sponsor Firmalar Tarafından Karşılanacak”
Uygulamanın, hastalara maddi bir yük getirmeyeceğinin altını çizen Doç. Dr. Attar, tüm masrafların sponsor firmalar tarafından karşılanacağını belirtti. Bilimsel araştırmaya katılan hastaların tüm verilerinin gizli tutulacağını, sadece bilim insanlarının katıldığı bir toplantıda ele alınacağını kaydeden Doç. Dr. Attar, uygulama için ilk planda 10 hastanın kabul edileceğini ve ilk hastanın Kasım ayının ilk haftasında operasyona alınacağını söyledi. Doç. Dr. Attar, bu çalışmanın amacının, ''Tamamen bilimsel kriterlere dayalı olarak hasta ve hasta yakınlarını bilgilendirme esasına dayandığını, umut tacirliği olarak adlandırılan kötü uygulamaların Türk bilim hayatına ve kök hücre araştırmalarına verdiği zararları sona erdirmek'' olduğuna işaret etti.


Çalışma İçin Sponsor Olan Firma: Senkron sağlık teknolojileri
Yapılan bilimsel çalışmaya sponsor olarak, hiçbir maddi beklenti içine girmeden yapılan araştırmayı desteklediklerini dile getiren Senkron Sağlık Teknolojileri Genel Müdürü Mustafa Yıldırım, konu ile ilgili şöyle konuştu: “Ar-Ge çalışmaları için birçok kliniğin bilimsel faaliyetlerine sponsor olduk. Kanser ve felçlilerin en çok araştırma yapılması gereken hasta grubu olduğunu düşünüyorum. Omurga cerrahisi alanında hizmet verdiğimiz için de, bu çalışmaya destek vermeyi kendimizde sosyal sorumluluk olarak görüp destek verilmesi gerektiğine inanıyoruz. Sağlık sektörünün, yapılan reformlarla beraber alt yapı eksikliklerinden dolayı çok sancılı bir dönemden geçtiği doğrudur. Sektördeki bazı büyük firmalar dahi, neredeyse ticari hayatını sonlandırma noktasına gelmiş durumda. Aslında aradan 3 yıl geçmesine rağmen hala sorunlar devam ediyor. Genel Sağlık Sigortası bölümündeki yeni yönetimden, sektörün çok büyük beklentileri var. Bir an önce sorunlara kalıcı çözümler bulunmadığı taktirde sektördeki firmaların büyük bölümü ciddi sıkıntılar ile karşı karşıya kalacak. Bizler güçlü olacağız ki, her türlü bilimsel projeye destek verebilelim. Güçlü olamazsak biz de çalışmaları destekleyemeyiz. SGK bir an önce gerekli düzenlemeleri bitirip, gerekli kuralları belirlediği taktirde tıbbi malzeme fiyat politikası ve kriterler sorunların büyük ölçüde çözüm bulacağına inanıyoruz.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he...

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay...

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi...