Ana içeriğe atla

RADYOLOJİK TETKİKLERE BAŞVURMADAN ÖNCE YETERLİ KLİNİK DEĞERLENDİRME YAPILMALI

Hastaların yeterince klinik değerlendirmeye tabi tutulmadan tetkiklerinin istendiğini belirten Türk Radyoloji Dernek Başkanı Prof. Dr. Tamer Kaya, “Radyolojik tetkiklere başvurmadan önce yeterli klinik değerlendirme yapılmamış olması, klinik problemin ortaya konmasında ve hastanın hangi radyolojik tetkik yapılacağı konusunda yetersiz veriler radyoloğun yükünü arttırıyor” dedi.

Radyoloji çok tercih edilen branşlar içinde yer almaktadır. Bunun en önemli nedenlerinden birisi ise modern teknoloji ile iç içe olması ve uygulamaların tamamına yakını görsellikle bilimsel sürecin içinde olmasıyla ilgilidir. Türk Radyoloji Dernek Başkanı Prof. Dr. Tamer Kaya, radyolojik tetkiklerin istenmeden önce yeterli klinik değerlendirmenin yapılmasının önemine dikkat çekti. 

Kaya, radyoloji uzmanlarının yaşadığı sorunlar, eğitim süreci ve dernek çalışmaları hakkında soruları yanıtladı.

Branşınızın oluşum tarihi ile ilgili bilgi verir misiniz? Tıp tarihi açısından ele alır mısınız? 
Radyoloji Bilimi, X  ışınlarının keşfi ile başlar. Wilhelm Conrad Röntgen 8 Kasım 1895 tarihinde X ışınlarını keşfetmiş ve buluşundan çok kısa bir süre sonra tıpta kullanımını da tarif etmiştir. Ülkemizde de bir yıl sonra bu alanda çalışmalar yapılmıştır. İlk Türk radyoloğu, Röntgen’in çalışmalarını yakından takip eden ve bu alana ilgi duyarak ülkemizde ilk röntgen cihazının oluşturulması ve tıbbi amaçlı ilk görüntünün elde edilmesini sağlayan Dr. Esat Feyzi’dir.

Derneğin kuruluş hikayesi, kaç üyesi olduğu ve faaliyetleriniz hakkında bilgi verir misiniz? 
Türk Radyoloji Derneği, Cumhuriyetimizin ilanını takip eden 1924 yılında, Türk Radyoloji Cemiyeti adı ile İstanbul’da kurulmuştur. Kuruluş amacı cemiyet tüzüğünün 2. Maddesinde “Radyolojinin tıbbi tatbikatına ait ilerleme ve tekâmülü takip ve yurdumuzdaki inkişafına ve radyoloji müntesipleri arasındaki şahsi, mesleki ve ilmi tesanütün ve bağlılıkların kuvvetlenmesine müşterek ihtiyaçların  karşılanmasını sağlamaya hizmet ve yardım” olarak belirlenmiştir. Kurucu üyeleri İstanbul Tıp Fakültesi Fizik Profesörü ve Röntgen Muallimi Dr. Mehmet Şevki Bey, Haseki Hastanesi radyoloji uzmanı Dr. Suphi Neşet (BEKEN) Bey, Dr. Burhanettin (TOKER) Bey, Dr. Demetrius CHİLADİTİ, Dr. Zakar (TARVER), Gülhane Hastanesi Radyoloji uzmanı Dr.Şükrü Emin (CANGÖR) Bey, Tıp Fakültesi Radyoloji Uzmanı Dr. Selahattin Mehmet (ERK) Bey'dir. Derneğimiz, 21 Ekim 2000 tarihinde Türk Radyoloji Derneği adını almıştır. Halen Türkiye’de tıp alanındaki en büyük branş derneklerinden biri  olan derneğimizin şu anda yaklaşık 4000 üyesi bulunmaktadır. Hem bir meslek örgütü hem de bir bilim örgütü olarak faaliyetlerini devam ettirmekte olan derneğimizin asil üyeleri, radyoloji uzmanları ile radyoloji alanında uzmanlık eğitimini sürdürmekte olan hekimlerdir. 

Türkiye’de tıpta uzmanlık dernekleri misyonlarını yeterince yerine getirebiliyor mu? Değilse neden? 
Benim gözlediğim kadarıyla uzmanlık dernekleri bir bütün olarak bakıldığında, temel misyonları üzerine üyeleriyle verimli çalışmalar içinde oldukları aşikardır. Güzel ve verimli etkinlikler düzenlenmekte ve yöneticiler özverili çalışmaları ile önemli işler başarılmaktadır. Ancak dernek yönetimlerinin zaman zaman ortak aklı ön plana çıkarmayı zorlaştıran süreçlerden  etkilendiklerini ve bunun da derneğin ana amacının dışına çıkılmasına neden olduğunu söyleyebilirim. Bir uzmanlık derneğinin amacının dışında bölünmesi ve bir uzmanlık alanının birden fazla dernekle temsil edilmesi bu yanılgılardan bazılarıdır. Uzlaşı ve işbirliği ile ortak aklı ön plana alabilmek ana amaç olmalı.

Yeterlilik sınavlarını nasıl yapıyorsunuz? 
Derneğimizin Yeterlik Kurulu bulunmaktadır. Her sene iki aşamalı olarak, kuramsal ve beceri sınavları düzenlenmektedir. Sınavlar eş zamanlı olarak Ankara, İstanbul ve İzmir’de düzenlenmektedir. Kuramsal sınavdan geçenlerin beceri sınavına katılma hakkı bulunmaktadır. Her iki sınavda başarılı olan üyelerimize on sene geçerli olan Yeterlik Belgesi verilmektedir.

Yeterlilik sınavı ile ilgili aktif bir uygulamanız var mı? Bu zamana kadar kaç kişi yeterlilik sınavını başarıyla tamamladı?  
Sınavın kuramsal ve beceri aşamaları 6 ay arayla ayrı yapılmaktadır. 2005 yılından bu güne kadar 220 üyemiz yeterlilik sertifikası almıştır. 

Ulusal müfredatınız hakkında düşünceniz nedir? Müfredatınızı yeterli buluyor musunuz? 
Derneğimiz Yeterlilik Kurulu Radyoloji Uzmanlık Eğitim programı ve Uzmanlık eğitiminin ulusal standartlarını belirleyen bir rehber hazırlamıştır. Bu ulusal müfredata tam anlamıyla uyum mümkün olmasa da bir standart oluşturmaktadır. Branşımızın çok kapsamlı olması eğitim sürecinde tüm alanların istenilen şekilde eğitim programına yansıtılmasını zorlaştırmaktadır. Müfredat yeterli eğitim süreçlerini kapsayacak şekilde hazırlanmış olsa da pratikte uygulaması yeterli olamayabiliyor. Bunun en önemli nedeni uzmanlık süresinin 2009 yılında beş yıldan dört yıla indirilmiş olmasıdır. Derneğimiz bu konuda itirazlarını ve gerekli bürokratik başvuruları yapmaktadır. 

Eğitim veren kurumların müfredatınızı tam olarak uyguladığını düşünüyor musunuz? 
Radyolojik hizmet ve uygulamaların çok çeşitli ve kapsamlı olması yanı sıra, eğitim veren kurumlar arasında kurumlar arası farklılıkların da çok olması nedeniyle, rutin hizmetlerin eğitim programına homojen bir şekilde yansıtılması zorlaşmaktadır. Uzmanlık süresinin yeniden beş yıla çıkması mümkün olduğunda müfredat daha iyi uygulanabilecektir. 

Uzmanlık eğitiminin sonunda tüm yeni mezunlar aynı standartta mezun olabiliyor mu? 
Uzmanlık eğitiminin verildiği eğitim kurumları arasında doğal olarak cihaz, eğitici ve görülen hasta çeşitliliği açısından farklar bulunmaktadır. Bu nedenle uzmanlık eğitiminin her kurumda eşit olarak verilmesi mümkün olmuyor. Eğitim kuruluşunda bazı faktörler eğitim standartlarının yüksek olmasını sağlıyor. Bunlar; eğitici sayısı, özel alanlardaki eğiticilerin varlığı,  iletişim ve işbirliğinin varlığı, görülen olgu sayısı ve kurumdaki diğer branşların tıbbi hizmetlerdeki yeterliliği gibi faktörler. Uzmanlık eğitimi veren kurumların standardizasyonu süreci de devam ediyor. Yeterlilik kurulumuz, radyoloji uzmanlık eğitimi veren kurumları son üç yıldır ziyaret etmekte ve uzmanlık eğitimi yeterlilik belgesi vererek sertifikasyon sağlanmaktadır. Bu konuda henüz yolun başındayız ancak sağlam adımlarla ilerliyoruz. 

Tıbbiyeli ve doktorların bu branşı tercih etmeleri için neler önerirsiniz? 
Radyoloji çok tercih edilen branşlar içinde yer almaktadır. Bunun en önemli nedenlerinden birisi modern teknoloji ile iç içe olması ve uygulamaların tama yakın görselliğin de yer aldığı bir bilimsel sürecin içinde olmasıyla ilgilidir. Meslektaşlarımız verilen hizmetin tüm sağlık sistemindeki olumlu etkisinin farkındalar. Bu branşı tercih edecek olan tıbbiyeli ve doktorlara tercihlerinden önce radyoloji uygulamalarının içinde yer almalarını ve gerekirse kısa da olsa gönüllü staj yapmalarını ve radyologlarla ilişki içinde olmalarını öneririm. Çünkü branşın çok tercih edilmesinden daha önemlisi sizin beklentilerinizi ne oranda karşıladığıdır.

Bu branşın hekimleri, hasta ve hasta yakınlarından neler bekliyor?
Radyoloji, rutin tıbbi uygulamalarının önemli bir kısmını içeren geniş, kapsamlı sağlık hizmeti veren bir bölüm olup, hastane hizmetleri içinde hizmet oranı oldukça yüksektir. Ancak çoğu hastamız radyologlarla etkileşim içinde olamıyor. Ultrason gibi birkaç bölüm dışında hasta ile iletişim hemen hemen hiç yok. Bu nedenle hasta ve yakınlarına bir mesaj verilecekse, radyolojik tetkik yoğunluğunu arttıracak şekilde taleplerle başvurmamalarını, hızlı ve kısa sürede yapılan tetkiklerin onların avantajına olmadığını, iyi bir klinik muayene sonrasında istenen ve sadece amaca yönelik yapılacak tetkiklerin en doğru yaklaşım olacağının bilincinde olmalarını isterim.

Bu branşın hekimlerinin yaşadığı en büyük sorunlar nelerdir? 
En büyük sorun hastaların yoğun olması. Yapılan tetkikler güvenilirliği oldukça yüksek testler olduğundan genellikle hastalar yeterince klinik değerlendirmeye tabi tutulmadan bu tetkikler isteniyor. Klinisyenlerin muayene için yeterli zamanları olmadığından bu sorun aşırı tetkiklerle çözmek zorunda kalınıyor. Hastalar da muayeneye gelirken tetkik yaptırmak üzere geliyor. İstedikleri tetkiklerin yapılmaması hasta memnuniyetini azaltıyor. Bu durum da fazla ve gereksiz tetkik yapılarak hasta yoğunluğunu arttırıyor ve radyologların tetkiklere yeterli zaman ayıramamasına neden oluyor. Radyolojik tetkiklere başvurmadan önce yeterli klinik değerlendirme yapılmamış olması, klinik problemin ortaya konmasında ve hastanın hangi radyolojik tetkik yapılacağı konusunda yetersiz veriler radyoloğun yükünü arttırıyor. Tetiklerin yoğunluğu birim tetkik ücretlerinin düşük olmasına neden oluyor. Bu bedeller batılı örneklerin oldukça altında. 

Radyolojik işlemler için ticari şirketlerle yapılan anlaşmalar üzerine kurumlarda yapılan hizmet alımları da bir sağlık problemini çözüyor gibi görülse de hizmet kalitesini ve eğitimi olumsuz etkilemektedir. 

Meslektaşlarımızın uzmanlık döneminde daha çok rutin uzmanlık faaliyetleri ile ilgilenmek bilimsel faaliyetlere özellikle bilimsel literatüre katkıda olacak şekilde yeterince zaman ayırma fırsatları olmuyor. 

Meslektaşlarımız diğer yandan özlük haklarına olması gerektiği gibi sahip olmadıklarını düşünüyorlar. Bir diğer konu da uzmanlık sonrası faaliyetler. Radyoloji uzmanları, kongre gibi eğitim ve bilimsel faaliyetlere katılım için kaynak ve zaman bulmakta zorlanıyorlar  

Branşınızın geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz? 
Radyoloji branşı ana yapısı itibarıyla gelişmeye çok açık tıbbın temel branşlarından birisidir. Vücudun iç anatomik ve patolojik detayını görüntülemek tıbbi uygulamaların ana beklentilerindendir. Bir yandan yeni gelişmiş tekniklerle kullanım alanına girmiş Ultrason, Bilgisayarlı tomografi ve Manyetik Rezonans gibi üst düzey kesitsel görüntüleme yöntemleri uygulanırken bunun yanı sıra Röntgen’in 120 yıl önce bulmuş olduğu şekliyle kullanılmakta olan röntgen uygulamaları da halen yaygınca kullanılmaktadır. Bu gelişmelerin ışığında, gelecekte gelişen bilim ve teknolojik gelişmelerin paralelinde radyolojinin gelişerek daha da ileriye gideceği açıktır. 

Yurt dışındaki derneklerle ortak çalışmalar yapıyor musunuz? 
European Society of Radiology (ESR) ve International Society of Radiology (ISR) derneklerine üyeliklerimiz bulunmaktadır. ESR bünyesindeki komitelerde üyelerimiz aktif görev almaktadır. Karşılıklı düzenlenen kongrelere katılım sağlanmaktadır. Ayrıca ESR tarafından düzenlenen EDIR (European Diploma in Radiology) sınavı her sene Ulusal Radyoloji Kongresi’nde düzenlenmektedir. Bu sınava yurtiçinden ve yurtdışından katılım sağlanmaktadır.
ISR ile 2018 yılında İstanbul’da ortak bir kongre düzenleme projemiz bulunmaktadır. Bu yönde çalışmalarımız devam etmektedir.

Derneğiniz genç hekimleri nasıl destekliyor? 
Eğitim almak isteyen meslektaşlarımız için burs programımız bulunmaktadır. Eğitim amaçlı yurtdışı ya da yurt içi kurumlarına gidecek olan meslektaşlarımız bu eğitim süreci ile ilgili derneğimize başvurarak burs alabilmektedirler. 
Ayrıca uzmanlık öğrencileri için yılda bir kez iki hafta süren iki düzeyli kış okulu uygulamamız ile uzmanlık eğitiminin standardizasyonuna katkıda bulunmaktayız. 

Kongreleri düzenlerken özellikle nelere dikkat ediyorsunuz? 
Kongrelerde özellikle uzmanlık sonrası eğitim ve yeni gelişmeleri dikkate alacak şekilde düzenliyoruz. Kış okulları olması nedeniyle uzmanlık eğitimi sürecinde olabilecek eğitim programları kongrelerimize daha az yansıtılmaktadır.

Sağlık haberleri hakkındaki düşünceleriniz nelerdir? 
Sağlık haberciliği ve özellikle halkın bilgilendirilmesini amaçlayan sağlık haberleri çok önemsediğimiz bir alan. Radyolojinin tıbbi rutin uygulamaların büyük bir çoğunluğunu oluşturması ve hastalarla doğrudan iletişim şansımızın olmaması gibi branşımızın bu iki özel durumu nedeniyle dernek olarak sağlık haberleri yoluyla hastalarımızla iletişim sağlayabilmek önceliğimizi oluşturuyor. 

Gazetecilerden branşınızla ilgili ne gibi konulara dikkat etmelerini bekliyorsunuz? 
Gazetecilerin özellikle kamuoyunun dikkatini çekmemiz gereken konuları belirleyip bunun üzerine yoğunlaşmalarını bekliyoruz. Haberin sansasyonel yanıyla ilgilenilmesi tabii ki kamuoyunun ilgi ve dikkatini çekiyor. Ancak halkın aydınlatıcı haberlerle bilgilendirilmesi de uygun tekniklerle mümkün olabilir. Bilgi aktarımını dikkat çekici başlıklarla ve vurgulayıcı örnekler üzerinden yapılabilir. Bu durumda bizim amaçlarımız ile gazetecilerin amaçları uyum içinde olacaktır. Özellikle aşırı ve gereksiz yapılan tetkikler vurgulanarak, bunların tetkik kalitesine olan olumsuz etkisinin ortaya konulması ve bu konuda halkın yeterince bilgilendirilmesi gerekiyor.

Sağlık iletişimi alanında çalışmalarınız var mı? Varsa detaylandırabilir misiniz? 
Bu alanda beş yıl önce yapılan bir Ortak Akıl Arama toplantısında Tanıtım ve halkla ilişkiler başlığında bir çalışma gurubu oluşturmuştuk. Ancak bunun dışında bildiğim kadarıyla derneğimizin bu konuya özel bir çalışması olmadı.

Sosyal sorumluluk projeleri hazırlıyor musunuz? 
Bu konuda branşımız dışı benim bildiğim bir çalışmamız olmadı. Ancak branşımızla ilgili bir konu var. Derneğimizin yapılan gereksiz ve aşırı tetkikler için ve bu nedenle ortaya çıkan toplumun radyasyon dozundaki artış yönünden toplumu bilgilendirici ve basın çalışmaları bugüne kadar olmuş ve olmaktadır. Ancak bu konuda halkın daha çok bilgilendirilmesi için çalışmalar yapmayı planlamaktayız. 

Sosyal medyada ne gibi etkileşimde bulunuluyor? Bu alanda ne gibi planlarınız var? 
Derneğimizin bir Facebook sayfası var gittikçe katılım ve ilgi artıyor. Şu anda bu sayfadan yoğunluklu olarak üyelerimizle etkileşimde bulunabiliyoruz. Daha çok mesleki etkinlikler, duyuru ve dernek faaliyetleri için bilgilendirme yapılıyor. Ancak sosyal medyada halkın radyolojiye olan ilgisi üzerinden tanıtım, eğitim ve bilgilendirme amaçlı bir başka sayfanın da açılmasını planlamaktayız.

İletişim bilgileriniz nelerdir? 
http://www.turkrad.org.tr/

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Sayın Esra Öz;Tamer hocamızla olan röportajınızı beğeni ve dikkatle okudum. Yukarda bahsi geçen cihazları kulanan (usg hariç) bizler, hastalarla direk muhatap olup yoğunluktan ve fazla yapılan tetkiklerden en çok sıkıntı çeken meslek gurubuyuz. Dernek olarak sürekli devam ettirdiğimiz eğitim faaliyetlerinde sizleri de aramızda görmekten mutluluk duyarız.
Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği
Aydın Kuran
Başkan Yardımcısı
Adsız dedi ki…
Saygılarımzıla
Aydın Kuran
aydin.kuran@tmrtder.org.tr

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge