Ana içeriğe atla

KAHVE MULTİPL SKLEROZ HASTALIĞINA İYİ Mİ GELİYOR?

Kahve içmek sanırım hayatımızın önemli bir parçası. Sabahları muhteşem kokusu ve aroması ile içilen bir fincan kahve, güne güzel başlamamızı sağlıyor. Hem daha dikkatli hem de keyifli bir ruh haline kavuşuyoruz. 

Kahvenin farklı etkileri üzerine araştırmalar sürerken, özellikle nörolojide yeri çok daha önemli. Geçtiğimiz gün kahve eşliğinde yaptığımız bir sohbette Prof. Dr. Mehmet Zülküf Önal, kahve ile ilgili yapılmış yeni bir araştırmadan söz etti ve şunu söyledi: “Günde 6 bardak, yoğun kahve tüketimi Multipl Skleroz gelişme riskini belirgin olarak azaltabiliyor.”

Bu önemli konu ile ilgili sorularımı yanıtlayan Prof. Dr. Mehmet Zülküf Önal, hem araştırma hem de Multipl Skleroz hastalığı hakkında da bilgi verdi. 

Multipl Skleroz hastalığı nedir?
Multipl Skleroz (MS) beyin veya omurilikte inflamasyon(iltihaplanma) odakları ile seyreden bir hastalıktır.

MS neden olur?
MS otoimmün bir hastalıktır. Bağışıklık sisteminin hücreleri normalde bakterilere, virüslere karşı vücudu korumak için saldırırlarken bu hastalık sürecinde dışardan gelen zararlı organizmalar yerine vücudun sinir sistemine karşı atağa geçerler ve hastanın kendi kendine zarar vermesine neden olurlar.

Miyelin kılıfı ile sarılı olan sinir liflerinin sağladığı elektriksel ileti bu yangısal (inflamasyon) sürece bağlı olarak harabiyete uğrar ve hastanın yakınmaları ortaya çıkar. Yangısal süreç ortadan kalkınca miyelin kılıf iyileşir ve sinir lifleri tekrar çalışmaya başlar. Bununla beraber yangısal süreç tekrarladıkça sinir liflerinde kalıcı hasara neden olan skar (skleroz) dokusuna neden olur. Skar cildin kesilmesiyle oluşan yara izi gibi değerlendirilebilir.

MS nasıl seyreder? 
Hastalık başladıktan sonra dört şekilde ilerleyebilir. İyileşen-tekrarlayan tip, sekonder ilerleyici tip, primer ilerleyici tip, iyi huylu tip olarak farklı seyirler gösterebilir.

MS kimlerde görülür?
MS herhangi bir yaşta görülmekle beraber çocuklarda nadir görülür. Sıklıkla 30 yaş civarında ortaya çıkar. Dünyada genç yetişkinlerde sakatlığa neden olan en sık görülen hastalıktır. Kadınlarda iki kat daha fazla görülür.

MS değişik yakınmalara neden olabilir. Görsel problemler en sık görülen yakınmalardır. Dört MS hastasının birinde, ilk sorun görme bozukluğu ile başlar. Hastalarda görme bulanıklığı ile beraber gözde ağrı olur. Bulanık görmeye çift görme eklenebilir. Kas spazmları, kaslarda sertlik, titremeler görülebilir. Kol, bacaklarda kas ve eklemlerde ağrılar olabilir. MS hastalarında aşırı yorgunluk veya halsizlik sık görülen yakınmaların başında gelir. MS hastalarında duygusal sorunlar, depresyon ve kaygı bozukluğu da sık görülür. MS hastalarında sebepsiz ağlama ve gülme atakları olabilir.

MS hastalarında ayrıca ciltte karıncalanma veya uyuşma ilk tekrarda sıklıkla karşımıza çıkar. Ataklar sırasında kas güçsüzlüğü veya felçler olur. Hastanın hareket kabiliyetini kısıtlar.

Kahvenin MS hastalığına iyi geldiği ile ilgili araştırma hakkında bilgi verir misiniz? 
Journal of  Neurol Neurosurg Psychiatry Dergisi’nde yayınlanan araştırmaya göre, günde 6 bardak, yoğun kahve tüketimi Multipl Skleroz gelişme riskini belirgin olarak azaltabiliyor. Kahve özellikle kafein Multipl Skleroz riskini azalttığı gibi Alzheimer ve Parkinson Hastalığı’nın da görülme riskini azalttığı deneysel çalışmalarda gösterilmiştir. 

İsveç’te bin 620 MS hastası ile 2 bin 788 sağlıklı birey üzerinde ve ABD ortaklığı bin 159 MS hastası ile bin 172 sağlıklı birey ile yürütülen çalışmada hastaların günlük kahve tüketimleri sorgulanmıştır.  Kahveyi az tüketenlerde MS’in daha çok görüldüğü tespit edilmiştir. Kafeinin adenozin reseptörleri üzerinden anti-inflamatuar etki gösterdiğini düşünen araştırmacılar, elde ettikleri sonuçların başka çalışmalarla da desteklenmesi gerektiğini belirtmişlerdir. 

Bazı araştırmacılar kahve içilmesini önerirken, bazıları içmeyin diyor. Peki ne yapmalıyız?
MS hastası olmamak için veya MS hastalığının seyrini olumlu olarak etkilemek için bu çalışmadan elde edilen sonuçların, sağlıklı ve hasta bireylere olmazsa olmaz kesin kanıta dayalı bir öneri haline gelmesi için zamana ihtiyacımız olduğunu söyleyebilirim. Sanırım tükettiğimiz her türlü gıda maddesinin benzer şekilde değerlendirilmesinde fayda var. 

Kahvenin içinde birçok vitamin ve antioksidan olarak bildiğimiz maddeler bulunmaktadır. Bunların yararları tartışmasız olmakla birlikte aşırı kahve tüketiminin de uykuyu bozduğunu bilmekteyiz. Uyku bozukluğu da birçok hastalığın ve yaşam kalitesinin bozulmasına neden olduğu da aşikardır. Kararında olmak kaydı ile kahvenin hem keyif verici hem de sağlıklı bir madde olduğunu söylemekte ise sakınca olduğunu sanmıyorum. 

Prof. Dr. Mehmet Zülküf Önal kimdir? 
Diyarbakır’da 1965 yılında doğdu. Üniversite eğitimini Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamladıktan sonra ihtisasını Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Nöroloji Anabilim Dalında yaptı. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde 2000 yılında doçent unvanını, 2007 yılında da Ankara Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde profesörlük unvanını aldı. Akademik nörofizyoloji çalışmalarından dolayı, Klinik Nörofizyoloji Yan Dal Uzmanlığını da almıştır. Askerlik Hizmetini Ankara GATA Nöroloji Kliniğinde yaptıktan sonra, bir süre ABD’de Massachusetts Üniversitesi’nde birçok deneysel çalışma yaptı. Ankara LIV Hospital'da tam zamanlı olarak çalışmaya devam etmektedir.

Ulusal ve uluslararası dergilerde bilimsel makaleleri, bilimsel toplantılarda sunulan pek çok sayıda bildirisi var. Ulusal ve uluslararası çeviri ve orijinal kitap ve kitap bölümleri de yer alıyor.  Türk Nöroloji Derneği Yeterlilik Yürütme Kurulu Üyesi olarak çalışıyor. Aynı zamanda Türk Nöroloji Dergisi ve Türk Beyin Damar Hastalıkları Dergilerinde Bilimsel Danışma Kurulu Üyesi’dir. Yaptığı çalışmalarla Birleşmiş Milletler kriterleri doğrultusunda Türkiye’deki danışman hekimler listesinde yer almaktadır. Birleşmiş Milletler bünyesinde WHO, UNDP, UNOPS, UNFPA ve UNICEF dahil olmak üzere tüm kuruluşların personellerine ihtiyaç halinde sağlık bilgisi ve sağlık hizmeti sunmaktadır.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge