Ana içeriğe atla

OVER REZERVİNİN AZALMASI DURUMUNDA NASIL BİR YOL İZLENMELİ?

Over (yumurtalık) rezervinin az olması durumunda ne gibi yollar izlenmesi gerektiği ile ilgili bilgi veren Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanı Op. Dr. Cihan Kabukçu, bu konuda merak edilen soruları yanıtladı. 

Kız bebekler doğdukları anda yumurtalıklarında yaklaşık 2 milyon civarında yumurtaya sahiptirler. Ergenlik dönemine kadar kız çocukları hiç yumurta üretmese bile programlanmış hücre kaybı nedeniyle yumurta sayısı 400 bine kadar düşer. 

Ergenlik döneminin başlaması ile her ay yumurta üretilmeye başlanır.  Ergenlikten menopozal döneme kadar yaklaşık 400 ay boyunca her ay yumurta üretilir. Kaba bir hesapla, sadece bir yumurta üretebilmek için her ay yumurtalık havuzundan bin tane yumurtayı harcamaktayız.  Bu nedenle geçen zaman içerisinde yumurtalıkların sahip olduğu yumurta miktarı azalır. 

Over (yumurtalık) rezervi azalması durumunda karşılaşılan durumlarla ilgili Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanı Op. Dr. Cihan Kabukçu, soruları yanıtladı. 

Over (yumurtalık) rezervi azlığında yeni ortaya atılan az doz ilaç ile tedavi şansı ne kadardır?
Günümüzde kadının çalışma hayatında daha çok rol alması,  geç evlilikler ve gebelik planlarının daha ileri yaşlara kayması,  doğal olarak,  anne olmak istenilen ileri yaşlarda kadının daha az yumurta rezervine sahip olmasına neden olmakta. İlerleyen yaşlarda, yumurtalıklarda yumurta rezervinin azalması beklenilen bir durumdur. Fakat bazı kadınlarda yumurta rezervi daha hızlı azalır.  Yoğun sigara kullanılması, genetik özellikler, bağışıklık sistemini ilgilendiren hastalıklar, tiroid hastalıkları, geçirilmiş over cerrahisi rezervin azalmasına neden olan başlıca nedenlerdir.

Yardımcı üreme tekniklerinin uygulandığı tedavilerde elde edilecek yumurtaların kalitesinin iyi olması ve sayıca yeterli olması istenilen bir durumdur. Fakat yumurtalık rezervi az olan kadınlarda, yüksek dozda ilaç kullanmak çok sayıda yumurta üretimi sağlamamaktadır. Ayrıca, yüksek dozda ilaç kullanımı tedavi maliyetlerini artırmakta, her gün yapılan enjeksiyon sayınının fazla olması nedeniyle hastanın konforunu azalmakta ve hastanın stresini artırmaktadır. 

Rezervi az olan hastalarda düşük doz ilaç kullanımı ile daha ılımlı yumurta gelişimi sağlanmaktadır. Hastalar, hem maliyet hem de konfor açısından daha rahat tedavi edilebilmektedir. Gebelik oranları da yüksek doz ilaç kullanılanlarla kıyaslandığında benzer sonuçlar elde edilmektedir. 

AMH ( Anti müllerian hormon) düşüklüğü ne kadar ciddiye alınmalı?
AMH yumurtalıklardan salgılanan bir glikoproteindir. AMH yumurtalıklarda büyümeye hazır yumurta hücrelerinden salgılandığı için, AMH değerleri bize yumurtalıklardaki mevcut yumurta sayısı ile ilgili güvenilir bilgi verir. AMH değerinin 1ng/ml’nin altına düşmesi yumurtalık rezervinin azalmakta olduğunun habercisidir. Bu nedenle düşük AMH değerleri gebelik isteyen kadınlarda mutlaka ciddiye alınmalıdır. AMH testi menstruasyon gününden bağımsız her gün, aç veya tok yapılabilir.

Sık sık tüp bebek yapılması yumurtalık rezervinin erken tükenmesine neden olur mu?
Yumurtalıklar her ay bir tane yumurta üretir. Fakat bir tane yumurta üretebilmek için her ay yaklaşık bin adet yumurtayı harcar. Yumurta gelişim tedavisi uygulanan hastalarda kullandığımız ilaçlar, harcanması planlanan bin adet yumurtadan bir tane değil de daha fazla yumurta üretmeyi amaçlar. Başka bir değişle uygulanan ilaçlar ile bin tane yumurtanın içinden eşik değeri aşan yumurta sayısı artırılmaya çalışılır. Bu nedenle yumurta üretimini artıran ilaçlar erken rezerve azalmasına neden olmazlar.

Rezerv azlığında genel tedavi protokolleri nedir? Uzun tedavi protokolleri rezervi azalan kadınlarda uygun tedavi yöntemi midir?
Yumurtalık rezervi az olan kadınlarda daha özel ve özgün tedaviler kullanmak gerekir. Standart bir tedavi, her rezervi azalan kadına uygulanamaz. Kişinin özelliklerine göre ve ihtiyaçlarına göre tedavi protokolleri belirlenmelidir. Günümüzde yumurta gelişiminde kullanılan ilaçların çeşitleri arttığı için az sayıda yumurta gelişimi için tedavi uygularken, yumurtalıkları daha kolay kontrol edebiliyoruz. Rezervi az olan kadınlarda, tedavi öncesinde yumurtalıkları baskılayan uzun protokolleri kullanmayı tercih etmeyiz. Hastanın mevcut kendi hormonlarına destek olacak şekilde ovulasyon indüksiyonu planlanır. Bazı hastalarda ise kendi adet döngüsü içerisinde ilaçsız ürettiği yumurtalar elde edilerek tüp bebek uygulamaları yapılır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he...

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay...

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi...