Ana içeriğe atla

ZONGULDAK’TA 14 MART ŞÖLEN GİBİ KUTLANDI

Sağlık camiasının tüm paydaşlarının ortak çalışması olarak düzenlenen ''14 Mart Tıp Bayramı'' etkinliklerinde konuşan Zonguldak Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Dr. Korkut Eren, Zonguldak sağlık camiasında birliktelik anlayışını yaygınlaştırmayı hedeflediklerini belirtti. 

Zonguldak Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Dr. Korkut Eren başkanlığında düzenlenen  ''14 Mart Tıp Bayramı'' etkinlikleri, renkli isimlerin sunumları ve sağlık çalışanlarının katılımıyla gerçekleşti. 
14 Mart Tıp Bayramı etkinliklerini daha önce olmadığı şekilde kutlayarak Zonguldak sağlık camiasında birliktelik anlayışını yaygınlaştırmayı hedeflediklerini belirten Eren, aslında aynı sektörün farklı oyuncularının birbirleri ile olan bağlarını kuvvetlendirmeyi amaçladıklarını kaydetti. Eren, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu amaçla sağlık sektörünün tüm aktörlerini; Üniversite, Sağlık Müdürlüğü, Halk Sağlığı Müdürlüğü, Kamu Hastaneleri Birliği ve Tabip Odasını aynı amaç doğrultusunda bir araya getirdik. Buna ilaveten sağlık camiasının olmazsa olmazları sivil toplum örgütlerini de bu yapının içerisine dahil ettik.
Alanlarında ülkenin en iyilerinden olan hocalarımız ve konuşmacılarımız bu organizasyonun temelini oluşturdu. Bilgi dolu, eğlence dolu etkinliklerle tüm camiayı bir araya getirerek; iş yoğunluğunda yaşadığımız sıkıntılarımızın azaldığı bir haftayı dolu dolu geçirmeyi hedefledik.”



Bütün bu prensiplerin kullanılması ile gerçekleştirdiğimiz bir çalışma, düşük frekans elektromanyetik dalga düzeneği ile çalışan biorezonans sistemi kullanılarak, kinolon grubu antimikrobiyal maddelerin ve bakterilerin antifrekanslarının suya transfer edilmesi ve elektrotransfer edilmiş su örneklerinin çeşitli mikroorganizmalar üzerine antibakteriyel etkilerinin incelenmiştir ve çalışma sonuçları oldukça dikkat çekicidir. Elde edilen sonuçlar, bakterilerin 191, 170 ve 998 düşük frekans dalga boyu ile aktarımı yapılan antifrekans formları ve levofloksazin, oflofloksazinin suya elektrotransfer formlarının bakteri üremesi üzerine inhibe edici etkisinin istatistik değerlendirmeler ile anlamlı ve önemli olduğunu ortaya koymuştur. Bu çalışma, antibakteriyel frekanslar ve antimikrobiyallerin suya aktarımının bakteri üremesini inhibe edici etkisini gösteren ilk çalışmadır. Bu çalışma 2013 TÜBİTAK Biyoloji Araştırma Projeleri Yarışmasında İç Anadolu Bölge birinciliği ile ödüllendirilmiştir.”



Kokuyla Keşfet
Sağlık Editörü ve "Kokuyla Keşfet" kitabının Yazarı Esra Öz, kokunun insanları ve markaları nasıl etkilediğini anlattı. Kokunun iletişimde ve ilişkiler üzerindeki etkisini vurgulayan Öz, kokunun insanların aşk hayatından, hastalıklara hatta yediğimiz yemeklere kadar çok büyük etkisinin olduğunu dile getirdi. Kokunun bazı hastalıkların ön belirtisi olurken, koku alamama hastalığı hakkında da bilgi veren Öz, “Yıllar boyu çok iyi bildiğiniz peynir, kahve gibi kokuları unutursanız Alzheimer, Parkinson riskine karşı tetkik yaptırın. Günümüzde artık nesnel ölçüm metotları ile koku duyusunun ölçümlerini de yapabiliyoruz” diye konuştu. 


Aşkın Nörobiyolojisi 
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde görev yapan Prof. Dr. Serdar Kula, Prof. Dr. Süreyya Barun ve Prof. Dr. Neslihan Çelik Bukan, farklı branşlardan hekimlerin Aşkın Nörobiyolojisi dersini nasıl başlattıklarını ve sunuma dönüşmesini şöyle paylaştılar: “Gerçek şu ki, üçümüz de mesleğimize aşığız. Bu nedenle tıp fakültesi öğrencilerine anatomi, fizyoloji, biyokimya ve farmakolojiyi sevdirerek öğretmenin yollarını ararken “AŞK”ı keşfettik. Aşk, bu konuları öğrencilere merakla  ve heyecanla aktarmak için ideal bir meta oldu. Bu sayede tıp fakültesi 3. sınıf öğrencilerine 13 haftalık bir ders olarak başlayan “Aşkın Nörobiyolojisi” ile, aşkı yalın halinin ötesinde mitolojik, sosyolojik, etimolojik, biyokimyasal, anatomik ve farmakolojik yönleriyle yeniden keşfediyorlar. Tıp eğitiminde edindikleri tecrübeler, hoş ve çekici sohbetler ile daha bir anlam kazanıyor."


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi