Ana içeriğe atla

SAĞLIK MUHABİRİ DR.HOUSE GİBİ DAVRANMALI!

SAĞLIK HABERCİLİĞİNE YÖN VERENLER

Sağlık haberciliğinde önem verilmeyen bir konunun sağlığın sosyal belirleyicileri olduğunu kaydeden Medimagazin Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Ersoy, “Sağlık muhabirinin Dr.House gibi davranması sağlık haberciliğinin derinliğini daha da arttıracaktır” dedi.

Sağlık haberciliğinde sağlık muhabirinin haber yapma tarzı çalıştığı kurumdan daha fazla önem taşıyor. Sağlık muhabirinin, haberlerini kendisinin denetlemesi ve bu alanda uzman muhabirler tarafından etik ve objektif yaklaşım için çalışmalar yapılması gerekiyor. Sağlık haberlerinin denetimlerinin kendi otokontrolümüzü sağlayacak sivil toplum örgütleriyle olması gerektiğini belirten Sağlık haberciliğinde sivil toplum kaydeden Medimagazin Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Ersoy, konu ile ilgili şunları söyledi: “İlk olarak sağlık haberciliğiyle ilgili ben karamsar bir tutum sergilemiyorum. Sağlık haberciliği gelişiyor ve giderek daha fazla önem kazanıyor. Bu önem sağlık haberciliğinin içinde bulunan bizler için aslında çok yakından izlediğimiz  bir durum. Henüz önümüzde kat etmemiz gereken uzun bir yol olsa da, sağlık haberciliği giderek ivme kazanacak ve çok daha önemli hale gelecek. Çünkü tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de insanlar giderek daha fazla sağlığıyla ilgili bilinçli hale gelmek istiyor ve daha fazla önem gösteriyor. Elbette sağlık haberciliğinin aşması gereken belli noktalar var. Bunların tespitinin yapılarak geleceğe yönelik bir perspektif çizmemiz lazım. 

Sağlık Habercilerinin Ortak Akılla Hareket Edeceği Bir Platformla Bu Tehlike Bertaraf Edilebilir
Günümüzde yapılan sağlık haberciliğiyle ilgili şu tehlikeye de dikkat çekmemiz gerekiyor; eğer biz sağlık habercileri etik değerleri önceleyerek, bilimsel kriterlere uyarak ve kamu yararını gözeterek bu işi yapmazsak sağlık haberleri ihtiyaca yönelik fonksiyonunu kaybeder. O yüzden sağlık haberciliğini geliştirmekte primer görev, biz sağlık habercilerinindir. Mevcut dağınıklığı giderip, sağlık habercilerinin ortak akılla hareket edeceği bir platformla bu tehlikeyi bertaraf edip, sağlık haberciliğini daha güçlü hale getirmek de bizim elimizdedir.

Sağlık Alanında Bilimsel Yayınlar ‘Hormonal Bir Büyüme’ Geçirdi
Sağlık yayıncılığıyla ilgili ise özellikle akademik sağlık yayınlarına dikkat çekmek isterim. Sağlık alanındaki bilimsel yayınlar özellikle YÖK’ün 2002 yılındaki kararından sonra ‘hormonal bir büyüme’ geçirmiş olsa da, önemli noktalara gelmiştir. Artık SCI-Expanded gibi uluslararası indekslerde yer alan bir çok bilimsel yayınımız var. Bu noktada şunun önemini kavramak durumundayız; sağlık haberciliğiyle bilimsel yayıncılığı birbirini besleyen ve sinerjik etkiyle birbirini büyüten bir konuma getirmek zorundayız. Ülkemizdeki bilimsel birikimi halkımıza aktarmakta sağlık muhabirlerine önemli görevler düşüyor.



Sağlık Haberi Bilimsel Bilgi İçerir
Sağlık haberlerini diğer haberlerden ayırt eden en önemli özellik, bence ‘bilimsel bilgi’ içermesidir. Zaten yurtdışında sağlık haberciliği bilimsel habercilik kapsamındadır ve bence Türkiye’de de branşlaşmada böyle bir yöntem izlenebilir.  
Haber kaynakları olarak ise sağlığın bilimsel kısmı ve politik-ekonomik kısmını belki de ayırmak gerekir. Bilimsel bilgi içeren sağlık haberlerinde bilim çevreleri elbette en önemli kaynağı oluşturur. Diğer taraftan sağlığın sosyal, ekonomik ve politik kısmıyla ilgili vatandaştan tutun da Bakanlıklara kadar geniş bir yelpaze çizmek mümkündür.

Umut Tacirliği Yapılmamalı
Sağlık haberlerinde normal haberlerdeki kriterlerin yanında bence özellikle bilimsel bilgilerin doğruluğuna özen göstermek gerekiyor. Popülizmden çekinerek, umut tacirliği yapmamak ise belki de bir diğer önemli konu. 

Sağlık Muhabiri Araştırmacı Ruha Sahip Olmalı
Sağlık muhabirini diğerlerinden farklı kılacak iki önemli özellikten bahsetmek mümkün. Bunlardan ilki, “olmazsa olmaz” özellik; ikincisi ise, “olduğunda fark yaratacak” bir özellik. Birincisi, araştırmacı olması. Sağlık haberleri doğası gereği araştırmayla yakından ilgilidir. Bence araştırmacı ruhunun olmaması bir sağlık muhabirinin en önemli eksikliğidir. Bir diğer özellik ise yabancı dil. Sağlığın evrensel bir dili olduğunu bilen ve dünyadaki sağlıkla ilgili gelişmeleri izleyen ve ülkemizdeki sağlıkla ilgili haberleri bir de bu açıdan değerlendiren sağlık muhabiri, diğer arkadaşlarına önemli bir fark atacaktır.


Hala ‘Sağlık Ocağı’ Terimi Geçen Haberler Okuyoruz
Sağlık muhabiri sağlık sistemindeki kurumların iç işleyişini ve bu kurumların birbirleri arasındaki ilişkiyi iyi bilmeli. Örneğin bir ilacın piyasada bulunmaması durumunda, Sağlık Bakanlığının mı, SGK’nın mı veya Türk Eczacılar Birliği ne yapabilir, sorumlulukları nelerdir? Yine bilindiği gibi 663 sayılı kanun hükmünde kararname ile Sağlık Bakanlığının teşkilat yapısı temel bir değişime uğradı. Bir ilde Sağlık Müdürlüğü veya Genel Sekreterlikler ne kadar ve nelerden sorumlu iyi bilinmesi lazım. Bu işleyiş bilindiğinde hala ‘sağlık ocağı’ terimi geçen haberleri okumayız! Çünkü sağlık ocağı diye bir şey yok artık!
Sağlık haberleri denildiğinde sadece hastalıklarla ilgili haberlerin düşünülmesi bir hatadır. Son zamanlarda da artış gösteren sağlık sistemine yönelik haberlerin daha fazla yoğunluk kazanması gerektiğini düşünüyorum.

Dr. House gibi Muhabirler  Olmalı
Sağlık haberciliğinde önem verilmeyen bir konu da sağlığın sosyal belirleyicileridir. Yani hastaların barınma, gıda, ulaşım, iş yerleri, evlerindeki ortam gibi sağlığı sosyal olarak belirleyen birçok etkenin de hastalıklarla birlikte ele alınması, sağlık haberciliğine ayrı bir boyut katacaktır. Aslında hekimlerimizin de göz ardı ettiği bu konuda, bir anlamda sağlık muhabirinin Dr.House gibi davranması sağlık haberciliğinin derinliğini daha da arttıracaktır.

Sağlık Muhabirleri İlişkiye Geçtiği Tüm Kişi Ve Kurumlardan Bağımsız Olarak Haberini Yapmalıdır
Sağlık muhabirliğinde etik değerlerin önemi sanırım diğer alanlara göre daha fazla. Bilim haberleri ve dolayısıyla sağlık haberleri ‘bağımsızlık’ gerektiren bir alan. Sağlık muhabirleri ilişkiye geçtiği tüm kişi ve kurumlardan bağımsız olarak haberini yapmalıdır. 
Sağlık bilgisi aslında bir anlamda hekimlerin tekelinde olduğu düşünülen tek taraflı bir bilgi çeşididir. O yüzden bu alandaki yönlendirmeler daha kolay yapılabilir. Bunu önlemenin yolu aslında her sağlık muhabirinin kendine çeşitli branşlardan bilgileri kontrol edeceği danışman öğretim üyesi yardımıdır. 



Sağlık haberleri Sadece Metin İçermekten Çok Daha Fazla Olmalı
Sağlık haberleri bilgi ağırlıklı ve tıbbi terimler içerdiğinden dolayı bu haberlerin aktarımında kullanılacak dilin en önemli özelliği ‘anlaşılabilir’ olmasıdır. Burada yeri gelmişken ben nacizane sağlık muhabirlerinin yaptıkları haberlerle, halkın sağlık okur-yazarlığında önemli bir rolü olduğunu düşünenlerdenim. Günümüz teknolojisinde ve haber sunumundaki yeniliklerle düşünüldüğünde sağlık haberlerinin sadece metin içermekten çok daha fazla olması gerekiyor. 
Sağlık haberlerinde anatomi görsellerinin veya bir takım çizimlerin haberle birlikte servis edilmesi, haberin anlaşılabilirliğini elbette artıracaktır. 

Süzgeçten Geçirerek Sağlık Haberleri Yayınlanmalı
Sosyal medya günümüzde haberin artık en hızlı paylaşıldığı ve iyi kullanıldığında birçok kimseye ulaştığınız bir mecra haline geldi. Her sağlık muhabirinin Twitter, Facebook gibi hesaplarının hatta bir de bloğunun olması artık kaçınılmaz. Diğer taraftan gerek sosyal medya gerekse de internet ortamı sağlık haberciliğinde aslında çok önemli fonksiyon görmesi gerekirken ne yazık ki çöplük olmuş durumda. Maalesef bir çok haber sitesinin gazetelerde olduğu gibi uzman sağlık muhabirlerinin bulunmaması, hiç bir süzgeçten geçirilmeden sağlık haberlerinin yayınlanıyor olması bu durumun sorumlusu olarak görülebilir. Özellikle güvenilir kişi ve kurumların sosyal medyayla takip edilmesi, sağlık haberciliğindeki çeşitliliğin artmasını sağlayacaktır.

Sağlık Muhabirlerinin Kim Olduğu, Kurumun Etiketinden Bile Önemlidir
Sağlık halkımız için önemli bir konudur, ancak suistimale de son derece açık bir alandır. Sağlık haberlerinin kaynağı çoğu kez hekim olsa da, haberin sunumu sağlık muhabirleri tarafından yapılmaktadır. Bu yüzden uzman sağlık muhabirlerinin haberlerinin takibi önemlidir. Hatta bu konuda bir adım daha ileri gitmek mümkün; sağlık muhabirlerinin kim olduğu, kurumun etiketinden bile önemlidir. Yıllarca bu haberlere emek vermiş ne yazık ki 2 elin parmağı kadar uzman sağlık habercilerinden söz edebiliriz. 
Örneğin benim için ntvmsnbc’den Tülay Sağlam’ın, Hürriyet’ten Mesude Erşan’ın veya Anadolu Ajansından Yeşim Sert Karaaslan’ın yazdığı haberler önemlidir. Bunun gibi kişi örnekleri çoğaltılabilir. Halkımız özellikle sağlık haberlerinin altında kimin ismi olduğuna dikkat etmeli. Hatta sahipsiz yani kaynağında bir muhabir olmayan hiç bir haberi dikkate almamalı. 



Sağlık Bakanlığı gibi Kurumların Haber Denetimi Yapmasına Kesinlikle Karşıyım
Sağlık konulu yayınlarda denetim olsun desek de bunun olmayacağını biliyoruz. Ancak sağlık muhabirleri bu konuda kendileri adım atabilirler. Ben denetimlerin kendi otokontrolümüzü sağlayacak sivil toplum örgütleriyle olması taraftarıyım. Bu konuda kurucularından olduğum Sağlık İletişimi Derneği’nin de çalışmaları var. Uzman sağlık habercileri olarak bir araya gelip medyanın büyük kısmında kendi gözetimimizi yapacağımıza inanıyorum. Bunun dışında devlet elinin, yani Sağlık Bakanlığı gibi kurumların bu denetimi yapmasına kesinlikle karşıyım.

Kullanılan Fotoğraf veya Animasyonların Mutlaka Bilgi Verici Olması Gerekir
Sağlık haberlerinde fotoğraf kullanırken bu konunun aslında mahrem de bir konu olduğunu unutmamak gerekiyor. Ben hastaların boy boy fotoğraflarının yayınlanmasına karşıyım, hatta kendi izni olsa bile, sağlık habercisi etik anlamda kendini bu konuda kontrol etmeli. Bir diğer konu da ajite eden fotoğraf kullanımı. Bu konuda da kontrollü olmamız şart. Ancak fotoğrafın sağlık haberciliğinin önemli bir unsuru olduğunu da unutmamamız gerekiyor. Bu yüzden haberde kullanılan fotoğraf veya animasyonların mutlaka bilgi verici olması gerekir. Aslında düşündüğümüzde bu konuda da oldukça zengin bir içeriğe sahibiz.



Her Haberin Emek İçeren Bir Süreç Olduğunun Hepimiz Farkındayız
Biz Medimagazin olarak eğer bir haberde isim varsa mutlaka muhabir isminin belirtilmesine özen gösteriyoruz. Her haberin emek içeren bir süreç olduğunun hepimiz farkındayız. O yüzden birbirimize duyduğumuz saygı gereği haberlerin altında veya içerisinde mutlaka kişi ve kurumsal kaynak belirtilmelidir.  
Diğer taraftan özellikle yurtdışı kaynaksız haberlerin de epey fazla olduğunu görüyoruz. Kişi veya kurumsal bir kaynak bulunmayan haberlerin sadece sansasyonel olduğu için kullanılması, sağlık haberciliğine yapılmış önemli bir haksızlık. 

Özel Habercilik  Sağlık Alanında Zayıf
Medimagazin olarak her gün medyadan 4-5 bin civarında haber tanıyoruz, ayrıca abonesi olduğumuz ajanslardaki sağlık haberlerini takip ediyoruz.  Bunların içerisinden sağlık çalışanlarına yönelik olanları çıkarıyoruz ve dolayısıyla hemen her gün tüm sağlık haberlerinden haberdar oluyoruz. Bu da bize sağlık haberlerinin mevcut halini görme imkanı veriyor. Günlük haber akışına baktığımızda, özel haberciliğin sağlık alanında zayıf olduğunu söyleyebiliriz. Gerçi buna diğer alanlardaki özel habercilikteki yetersizlikler de etki etmiyor değil ancak sağlık haberciliği özel haberlerin devasa boşluktaki bir alanı. Bu durumu sağlık muhabirleri olarak iyi değerlendirmemiz gerekir.  

Tıbbiyedeki ‘Hastalık yoktur hasta vardır’ ilkesi sağlık muhabirleri tarafından da iyi bilmesi gereken bir ilkedir. Bu demektir ki her ilaç her hastaya aynı etkiyi yapmaz veya her hastalık belirtisi her hastada aynı şekilde görülmez. Bu ilkenin iyi bilinmesi, sağlıkta umut veren haberleri yaparken bizi  daha düşünceli olmaya itecektir.”

İbrahim Ersoy Kimdir?
1974 yılında Kahramanmaraş’ta doğdu. 1999 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu. 1999’dan bu yana sağlık profesyonellerine yönelik yayın yapan Medimagazin Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmenliğini yapıyor. Sivil toplum örgüt çalışmalarına önem veriyor. Hekimler Birliği Vakfı’nın Yönetim kurulu üyesi. 2012 yılında Hekimler Derneğinin kurucu üyeliğini yaptı ve hala yönetim kurulu üyesi olarak devam ediyor. Yine 2012 yılında Sağlık İletişimi Derneğinin kurucu üyelerinden ve hala Derneğin Yönetim Kurulu Başkanlığını yapıyor. Sağlık Bakanlığı Altın Stetoskop ödülü de olmak üzere bir çok ödül aldı. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge