Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinde yeni teknolojileri hakkında bilgi veren Siemens Sağlık Sektörü’nden Gözde Kurtay, “Tomosentezde, memenin farklı açılardan milimetrik kesitleri alınarak 3 boyutlu meme görüntüsü elde edilir. En geniş tarama alanlı tomosentez ile teşhiste güveni arttırarak hata payını düşürmeye yardımcı olunması amaçlanmaktadır” diye konuştu.
Koç Üniversitesi Kadın Mühendisler Topluluğu tarafından meme kanserinde farkındalığı arttırmak ve erken tanının önemini vurgulamak için düzenlenen Meme Kanserinde Erken Teşhisin önemi konulu panelde Koç Üniversitesi öğrencileri ve öğretim üyelerinin katılımı ile gerçekleşti. Panelde kadınlarda meme kanseri ile ilgili istatistiki bilgiler, risk faktörleri, tarama ve tanı programlarındaki trendler ile birlikte ileri görüntüleme cihazları, teknolojik gelişmeler ve farkındalığı arttırmak için düzenlenen sosyal sorumluluk projelerine yer verildi.
Her 8 Kadından 1’i Risk Altında
Meme kanseri kadınlarda en çok görülen kanser türü olup, istatistikler her 8 kadından 1’nin hayatının belirli bir zamanında meme kanserine yakalanacağını göstermektedir.(1) Siemens Sağlık, meme kanseri konusunda ve özellikle tanısında trendler ve teknolojik yenilikler hakkında bilgi verdi. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinde ‘Erken Tanı’ çok önemine değinen Siemens Sağlık Sektörü’nden Gözde Kurtay, erken tanıda en yeni teknolojiler ve tekniklere değindi. Meme kanseri tarama programında kullanılan ileri görüntüleme tekniklerinden bahseden Kurtay, meme kanseri taramasında altın standart olarak kabul edilen Mamografi çekimlerinde en etkili yöntem haline gelen dijital mamografinin farkı ve artıları anlattı.
Tomosentezde, Memenin Farklı Açılardan Milimetrik Kesitleri Alınır
Kurtay, şunları söyledi: “Dijital mamografinin, klasik mamografiden en önemli farkı görüntülerin dijital oluşturulması ve böylece çekim sonrası gerekli incelemeler için görüntünün işlenebilmesidir. Klasik mamografiye göre daha az doz ile gerçekleştirilebilen dijital mamografi ile hastaya özel optimum doz hesaplanır ve özellikle yoğun meme dokusu olan kadınlarda meme kanserinin en erken safhasında oluşabilecek bulguların saptanmasında da üstünlük sağlanır. Siemens teknolojisi ile dijital mamografide görüntü kalitesinden ödün vermeden yüzde 30-50’ye kadar daha az doz ile çekim yapılabilmektedir.(2) Yine bir diğer yenilik olan Tomosentezde, memenin farklı açılardan milimetrik kesitleri alınır ve 3 boyutlu meme görüntüsü elde edilir. Bu yöntemle 2 boyutlu görüntülere göre özellikle yoğun meme dokusundaki mikron boyutundaki yapılar daha net görüntülenebilir. En geniş tarama alanlı tomosentez (50 derece) yapılmakta olup, bu özellik teşhiste güveni arttırarak hata payını düşürmeye yardımcı olmaktadır.”
Manyetik Rezonans Sistemi: Yoğun Meme Dokusu Olan Kadınlarda Tanıda Tamamlayıcı
Meme kanseri tanısında kullanılan diğer görüntüleme teknikleri olan Ultrason ve Manyetik Rezonans’daki yeniliklere de değinen Kurtay, “Ultrasonda ABVS (Otomatik meme hacmi görüntüleme sistemi) sistemi ile tüm meme hacmi otomatik olarak görüntülenebilmekte ve böylece görüntüler arası farklılığı ve kullanıcıya bağımlılığı azaltarak teşhisde güveni arttırmaktadır. Yine Manyetik Rezonans sistemi meme kanseri tanı ve takibinde kullanılan bir diğer ileri görüntüleme tekniği olup özellikle yoğun meme dokusu olan kadınlarda tanıda tamamlayıcı bir tekniktir. Biyopsi dahil cerrahi planlama öncesinde, lezyonların ve lenf nodlarının bulunması ve safhalandırılmasında ve terapi sırasında tedavinin etkisinin gözlenmesinde önemlidir. Tüm bu trendlere ve teknolojik gelişimlere bakıldığında asıl olan hasta tarafında minimum doz ile görüntü kalitesinden ödün vermeden teşhis güvenilirliğini arttırmak esas amaçtır. Bu yaklaşım hasta perspektifinden bakıldığında tarama ve tanıda ek çekim gerekliliği, geri çağırmalar ve gereksik biyopsiler azaltılarak hasta konforuna katkı sağlanmaktadır. Diğer taraftan yeni teknolojiler tarama programlarına hız kazandırmakta ve bu sayede erken tanı ile hastalığın ileri safhalarında karşılaşılacak yüksek maliyetler düşürülmektedir” diye konuştu.
Koç Üniversitesi Kadın Mühendisler Topluluğu tarafından meme kanserinde farkındalığı arttırmak ve erken tanının önemini vurgulamak için düzenlenen Meme Kanserinde Erken Teşhisin önemi konulu panelde Koç Üniversitesi öğrencileri ve öğretim üyelerinin katılımı ile gerçekleşti. Panelde kadınlarda meme kanseri ile ilgili istatistiki bilgiler, risk faktörleri, tarama ve tanı programlarındaki trendler ile birlikte ileri görüntüleme cihazları, teknolojik gelişmeler ve farkındalığı arttırmak için düzenlenen sosyal sorumluluk projelerine yer verildi.
Her 8 Kadından 1’i Risk Altında
Meme kanseri kadınlarda en çok görülen kanser türü olup, istatistikler her 8 kadından 1’nin hayatının belirli bir zamanında meme kanserine yakalanacağını göstermektedir.(1) Siemens Sağlık, meme kanseri konusunda ve özellikle tanısında trendler ve teknolojik yenilikler hakkında bilgi verdi. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinde ‘Erken Tanı’ çok önemine değinen Siemens Sağlık Sektörü’nden Gözde Kurtay, erken tanıda en yeni teknolojiler ve tekniklere değindi. Meme kanseri tarama programında kullanılan ileri görüntüleme tekniklerinden bahseden Kurtay, meme kanseri taramasında altın standart olarak kabul edilen Mamografi çekimlerinde en etkili yöntem haline gelen dijital mamografinin farkı ve artıları anlattı.
Tomosentezde, Memenin Farklı Açılardan Milimetrik Kesitleri Alınır
Kurtay, şunları söyledi: “Dijital mamografinin, klasik mamografiden en önemli farkı görüntülerin dijital oluşturulması ve böylece çekim sonrası gerekli incelemeler için görüntünün işlenebilmesidir. Klasik mamografiye göre daha az doz ile gerçekleştirilebilen dijital mamografi ile hastaya özel optimum doz hesaplanır ve özellikle yoğun meme dokusu olan kadınlarda meme kanserinin en erken safhasında oluşabilecek bulguların saptanmasında da üstünlük sağlanır. Siemens teknolojisi ile dijital mamografide görüntü kalitesinden ödün vermeden yüzde 30-50’ye kadar daha az doz ile çekim yapılabilmektedir.(2) Yine bir diğer yenilik olan Tomosentezde, memenin farklı açılardan milimetrik kesitleri alınır ve 3 boyutlu meme görüntüsü elde edilir. Bu yöntemle 2 boyutlu görüntülere göre özellikle yoğun meme dokusundaki mikron boyutundaki yapılar daha net görüntülenebilir. En geniş tarama alanlı tomosentez (50 derece) yapılmakta olup, bu özellik teşhiste güveni arttırarak hata payını düşürmeye yardımcı olmaktadır.”
Manyetik Rezonans Sistemi: Yoğun Meme Dokusu Olan Kadınlarda Tanıda Tamamlayıcı
Meme kanseri tanısında kullanılan diğer görüntüleme teknikleri olan Ultrason ve Manyetik Rezonans’daki yeniliklere de değinen Kurtay, “Ultrasonda ABVS (Otomatik meme hacmi görüntüleme sistemi) sistemi ile tüm meme hacmi otomatik olarak görüntülenebilmekte ve böylece görüntüler arası farklılığı ve kullanıcıya bağımlılığı azaltarak teşhisde güveni arttırmaktadır. Yine Manyetik Rezonans sistemi meme kanseri tanı ve takibinde kullanılan bir diğer ileri görüntüleme tekniği olup özellikle yoğun meme dokusu olan kadınlarda tanıda tamamlayıcı bir tekniktir. Biyopsi dahil cerrahi planlama öncesinde, lezyonların ve lenf nodlarının bulunması ve safhalandırılmasında ve terapi sırasında tedavinin etkisinin gözlenmesinde önemlidir. Tüm bu trendlere ve teknolojik gelişimlere bakıldığında asıl olan hasta tarafında minimum doz ile görüntü kalitesinden ödün vermeden teşhis güvenilirliğini arttırmak esas amaçtır. Bu yaklaşım hasta perspektifinden bakıldığında tarama ve tanıda ek çekim gerekliliği, geri çağırmalar ve gereksik biyopsiler azaltılarak hasta konforuna katkı sağlanmaktadır. Diğer taraftan yeni teknolojiler tarama programlarına hız kazandırmakta ve bu sayede erken tanı ile hastalığın ileri safhalarında karşılaşılacak yüksek maliyetler düşürülmektedir” diye konuştu.
Yorumlar