Ana içeriğe atla

"MUAYENEHANESİ OLAN HASTA BAKAMAZ"


26 Ağustos'ta yayımlanan Kanun Hükmünde Kararname ile Yüksek Öğrenim Kanunu'nun 36. maddesine bir fıkra eklenmesiyle yeni tartışmalar başladı.

Üniversite hastanelerindeki öğretim üyelerine yönelik Tam Gün uygulamasıyla ilgili düzenleme Adalet Bakanlığı'nın kararnamesinden geldi. Yeni düzenlemeye göre muayenehane işleten öğretim üyeleri üniversite hastanesinde hasta bakamayacak ve döner sermayeden gelir getirici faaliyette bulunamayacak. Sadece eğitim ve araştırma yapabilecek.
26 Ağustos'ta yayımlanan Kanun Hükmünde Kararname ile Yüksek Öğrenim Kanunu'nun 36. maddesine bir fıkra eklendi buna göre; "Öğretim üyeleri, yüksek öğretim kurumlarında yalnızca eğitim ve araştırma faaliyetlerinde bulunmak ve döner sermaye faaliyetleri kapsamında gelir elde edilen hizmetlerde çalışmamak kaydıyla, mesai saatleri dışında yüksek öğretim kurumlarından başka yerlerde mesleki faaliyette bulunabilir ve meslek veya sanatlarını serbest olarak icra edebilir. Yükseköğretim kurumlarından başka yerlerde çalışan öğretim üyelerine ek ödeme yapılmaz; bunlar rektör, dekan, enstitü, yüksekokul ve konservatuar müdürü, bölüm başkanı, anabilim ve bilim dalı başkanı, başhekim ve bunların yardımcısı olamaz."

GATA Hocalarına Muayenehane Şoku
Kararname aynı zamanda Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde görevli öğretim üyelerinin açtığı özel muayenehanelere de darbe vurdu. Yeni düzenlemeye göre, muayenehanesi olan GATA öğretim üyesi doktorlar, Genelkurmay Başkanı dahi gelse, hastanede bakamayacak. Hükümetin "tam gün" yasası kapsamında çıkardığı KHK, GATA Kanunu'nun "çalışma esasları" başlıklı 32. maddesini yeniden düzenledi. Buna göre; GATA öğretim elemanları Genelkurmay'dan izin almadan muayenehane açamayacak. Muayenehane açtıkları takdirde üniversitede sadece eğitim ve araştırma faaliyetlerinde bulunabilecekler. Hastanede askeri öğrenciler, er ve erbaşlar ile gaziler dışında hasta kabul edemeyecekler.

Doktorlar Dava Açacak
Sağlık Bakanlığı yetkilileri yeni düzenlemeye ilişkin, "Eğitim ve araştırma faaliyetlerinin engellenmemesi için yapılan bir düzenleme" açıklamasını yaparken Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Eriş Bilaloğlu, "Bir öğretim üyesinin 'ben hasta bakmıyorum' diyerek hastaya el sürmemesi ama aynı zamanda da eğitimden sorumlu olması makul değil. Hukuki yollara başvuracağız" dedi.
Düzenlemenin köklü üniversiteleri çökertme amacı taşıdığını iddia eden Bilaloğlu şunları söyledi: "Üniversite öğretim üyeleri muayenehane açacak ve üniversitede işlere bakmayacak. Ya da sadece üniversitede hasta bakacak. İşler kaosa girecek ve iyice içinden çıkılmaz hale gelecek. Üniversite hastaneleri kamuoyu nezdinde itibar kaybedecek ve gelir getiremez duruma düşecek. 'Bakın size muayenehane hakkınızı verdik ama eğitimle ilişiğinizi kesiyoruz' Bu mümkün değil. Doktor vatandaşa elini sürmeyecek. O zaman çatışmalar doğacak."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi