Ana içeriğe atla

HACETTEPE ÇALIŞANLARIYLA FİKİR ÜRETTİ

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri, günümüzde kullanılan modern yönetim tekniklerinden “Fikir Üretme Çalıştayları” ile çalışanlarının görüşünü aldı.

Kaizen "herkesi kapsayan sürekli iyileştirme” anlamına gelmektedir. Sürekli iyileştirme süreci; düşünce ve davranış olarak çalışan herkesin, her durumu tartışmaya açması ve sonra bunu iyileştirmenin yollarını birlikte aramasıdır.

Günümüzde kullanılan modern yönetim tekniklerinde iyileştirme çalışmalarında çalışanların katkısı alınmakta, “bir işi en iyi o işi yapan bilir” argümanından hareketle süreçlerde yaşanan sıkıntıların farkındalığının arttırılması ile çözüm önerileri ortaya konması aşamalarında çalışanların fikirlerinin alınmasının önemi dile getirilmektedir.

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Kalite Koordinatörü Dilara Deniz Erdem nitelikli, motivasyonu yüksek ve kurum aidiyeti olan çalışanlar yaratmanın adımlarından biri “onlara sormaktır” diyerek gerçekleştirdikleri bu çalışma hakkında Sağlık Dergisi’ne şunları söyledi: “Hastane çalışanlarının hizmet süreçlerine ilişkin ortaya koydukları sorunlar, engeller ile bunlara ilişkin çözüm önerilerinin alınmasını amaçladığımız bu çalışmada ileri problem çözme teknikleri kullanıldı. Yetkin bir yönlendirici eşliğinde yapılan çalıştaylarda sonuca götüren eylemlerin planlanmasını sağlayacak adımlar atıldı. Kurumda zaten 2002 yılından beri sürdürülmekte olan “Sürekli Kurumsal Gelişim Projesi”nin en büyük destekçileri olan çalışanların bu sayede sürekli iyileşme felsefesine katkılarının daha da güçleneceğini düşündük.

Sürekli Kurumsal Gelişim Projesi
Toplam Kalite Yönetimi felsefesinin bir ucunda Süreç Yönetimi, diğer ucunda da İyileştirme Takımları Sistematiği bulunmaktadır. 2002 yılında Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri’nde başlatılan “Sürekli Kurumsal Gelişim Projesi” kapsamında yapılmaya çalışılan tüm kalite çalışmalarında kurumda en iyi başarılan işler hep İyileştirme adına çalışan takımlardan, proje ekiplerinden gelmiştir. Toplam Kalite felsefesinde strateji, çalışanı işin içine dahil ederek çözümün bir parçası haline getirmek, çalışanı dinlemek ve geri bildirim yapmaktan geçmektedir.



Çalıştayda Yaratıcı Fikir Oluşturma Yöntem ve Teknikleri Kullanıldı
Çalışmanın tamamı konularında uzman yönlendiriciler ve Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri yönetim ekibinden temsilciler eşliğinde 9 çalıştay şeklinde gerçekleştirildi. Çalıştayların tümü “kürsüden anlatma ve toplu dinleme konferansı” şeklinde değil, yaratıcı fikir oluşturma yöntem ve teknikleri kullanılarak, tüm katılımcıların tüm çalışmalara başından sonuna kadar aktif katılımı ile yazılı bilgi ve belge üretmeye yönelik olarak gerçekleştirildi.
Çalıştay başına ortalama 100 kişinin katıldığı 9 ayrı çalışma sırasında katılımcılardan “İşinizi yaparken karşılaştığınız ve özellikle iletişim kalitesini etkilediğini düşündüğünüz sorunlar nelerdir? Bu sorunların aşılması için önerebileceğiniz çözüm önerileriniz nelerdir?” gibi soruların yanıtı istendi.

647 Soruna Bin 82 Çözüm Önerisi
Çalışmaya toplam 853 çalışanın katılımı gerçekleşmiş, çalışmalarda gruplandırma sonucunda belirlenen 647 adet sorun için yine çalışanlarca bin 82 çözüm önerisi geliştirilmiştir. Katılımcılar bu çözüm önerilerinin 536 tanesinin kısa vadede, 344 tanesinin orta vadede, 202 tanesinin de uzun vadede hayata geçirilebileceğine inandıklarını belirtmiştir.



Hemşire ve Teknikerler Motivasyon İçin Eğitim Talep Etti
Ameliyathane çalışanları arasında kısa vadede hizmet içi eğitimin tüm personel için sürekli kılınması en çok bahsi geçen konu olmuştur. Hemşirelerin yanı sıra ameliyathane teknisyenleri de kendi işlerini daha iyi yapabilmek, güncel uygulamalardan haberdar olmak ve motivasyonlarının arttırılmasının sağlanması için eğitim talep etmişlerdir. Bu öneri, ilgili müdürlükle bağlantıya geçilerek yeni bir eğitim planı yapılmasına yardımcı olmuştur.
Ayrıca hemşire grubu da özellikle hasta güvenliği uygulamaları hakkında diğer personelin daha sık bilgilendirilmesi ve uygulamalara ilişkin sonuçların düzenli paylaşımının faydalı olacağı şeklinde öneri getirmiştir. Özellikle ameliyat sonrası tedavi planlarının standartlaşması açısından standart bir formun yürürlüğe girmesi gerekliliği de çalışma sonucunda ortaya çıkmıştır. Cerrahi Bakım ve Anestezi Ekibine götürülen bu öneri olumlu karşılanmış, cerrahlar için ameliyat sonrası kullanmaları adına standart bir form oluşturulmuştur.
Özellikle süreçler, çalışma ortamı, iletişim, ilaç ve malzeme kullanımına yönelik alanlarda kurumun yararına, iyileştirici öneriler ortaya koyulmuş, hastane yönetimi Kalite Koordinatörlüğü rehberliğinde bu konuların çözümü için proje ekipleri/iyileştirme takımları kurmuştur.


“Biz Bize” ve “Masa Üstü Üçgenleri”
Servislerde çalışan katılımcılar fiziksel koşullardan, çalışma ortamlarından memnunken yeterli personel ile çalışamamak konusunda sorunlarını dile getirmişlerdir. Bu soruna ilişkin Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri yönetim ekibinden çalıştaylara katılanlar çalışmada söz alarak imkânlar ve kanunlar dâhilinde personel alımına ilişkin yürüttükleri çalışmalardan bahsetmişler, yakın zamanda yapılacak personel alımı hakkında bilgi vermişlerdir. İç iletişimin arttırılmasına yönelik bir hastane bülteni çıkarılabileceği, e-posta ile bilgilendirme yapılabileceği gibi çözüm önerileri getirilmiş; Kalite Konseyi’nin gündemine alınmasının hemen ardından, kurumda “BİZ BİZE” adında kurum içi iletişim bülteni hem basılı hem de hastane intranet (NEKSUS) sisteminde yayınlanmaya başlanmıştır. Basım Yayın ve Tanıtım Koordinatörlüğü ile işbirliğine girilerek de 3 ayda bir yenilenmesi planlanan ve “Masa Üstü Üçgenleri” adı verilen bilgilendirici, dikkat çekici iletişim totemleri kullanılmaya başlanmıştır. Tüm bu iletişim çalışmalarını etkin yürütebilmek adına da kurumda bir “İletişim Komitesi” kurulmuştur. Çalıştaylar tamamlandıktan 6 ay sonra bir “Geri Bildirim Toplantısı” düzenlenerek katılımcılara bu süreç içerisinde atılan adımlar ve çalışanların önerisi doğrultusunda yapılan iyileştirmeler konusunda Hastaneler Genel Direktörü tarafından bilgi verilmiştir.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi