Ana içeriğe atla

HACETTEPE TIP HASTA GÜVENLİĞİ İÇİN NELER YAPIYOR?

Uluslararası Hasta Güvenliği Hedeflerinin ne olduğunu ve Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri’nde nasıl uygulandığı hakkında Sağlık Dergisi’ne konuşan Kalite Koordinatörü D. Dilara Erdem, ‘Hasta Güvenliği’ hatırlatma eğitimlerinde yıllık veriler, yapılan analizler ve alınan önlemler hakkında personele bilgi verildiğini kaydetti.

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri’nin 2005 yılında JCI Akreditasyon sürecine girmesi ve akreditasyonu önemsemesinin temelinde, sunduğu hizmet kalitesini iyileştirme çabası yatıyor. Akredite hastanelerin çok çeşitli alanlarda önemli iyileşme ve gelişme gösterdiği bilinen bir gerçek. Bunlar liderlik, tıbbi kayıt yönetimi ve bilgi güvenliğinin sağlanması, enfeksiyon kontrolü, ilaç hatalarında azalma, personel eğitimi ve mesleki yetkilendirme, performans izleme ve kalite iyileştirme olduğunu dile getiren Hacettepe Üniversitesi Kalite Koordinatörü D. Dilara Erdem şu bilgileri verdi: “Akreditasyon, hastanelere sağlık hizmetinin sunumunda işleyişle ilgili temel bir çerçeve sunar. Sağlık kuruluşlarının doğru adımları atmasına özendirir, bu sayede sağlık hizmeti alanların zarar görme olasılığını azaltır, iyi sonuç olasılığını arttırır. Bütün bunlar sağlık hizmeti sunumunda temel hedef olan hasta güvenliği ve hasta bakımında önemli iyileşmelere yol açar.

“ABD Verilerine Göre Tıbbi Hatalara Bağlı Ölümler Yılda 50 Bin–100 Bin Arasında”
Hasta Güvenliği Hedefleri’nin çıkış noktası tıp alanında da tıpkı diğer alanlarda olduğu gibi insanın hata yapabileceğini, sağlık personelinin hatalara bağışık olmadığının kabul edilerek hatalardan kaynaklanan olumsuz sonuçların önüne geçilmesidir. ABD verilerine göre tıbbi hatalara bağlı ölümler yılda 50 bin–100 bin arasında. Bu sayı, bir yılda meydana gelen araba kazaları ya da meme kanseri, AIDS gibi hastalıklara bağlı ölümlerden daha fazladır.


Hastanelerde Kimlik Doğrulamada Hatalara Yer Vermeyin
JCI’ın 2011 Uluslararası Hasta Güvenliği 6 temel hedeften oluşur. Bunlardan ilki kimlik doğrulamadır. Akreditasyon standardına göre kimlik doğrulamada en az iki kriter kullanılmalı. Hacettepe Üniversitesi Hastanelerinde kimlik doğrulamada kullandığımız kriterler hastanın ad-soyadı ve dosya numarasıdır. Hastalarla ilgili her türlü prosedür öncesi mesela, ilaç uygulaması, kan ya da kan ürünlerinin verilmesi gibi uygulamalarda kimlik doğrulama yapılır. Bunun için hastanın ad-soyadı ve dosya numarası kullanılır. İsim benzerliğinden kaynaklanabilecek hataları önlemek amacıyla bu kriterlere anne adı da eklendi.

“1 Miligramın Bir Virgül Sıfır (1,0) Biçiminde Yazılması Halinde Doz 10 Miligram Algılanabilir”
Hasta güvenliği hedeflerinden ikincisi iletişimin etkin ve doğru yürütülmesidir. Elektronik, sözlü ya da yazılı iletişim şekilleri arasında hataya en açık olan sözlü iletişim, sözlü istemlerdir. Hastanelerimizde bu nedenle sözlü istemler yalnız acil durumlarda kullanılıyor. Sözlü iletişimde hata oluşması olasılığını azaltmak için uygulanması gereken prosedür üç adımdan oluşur. İlk adımda sözlü istem, istemi alan kişi tarafından mutlaka yazıyla kaydedilir. Bundan sonra, istemi alan, istemi geri okuyarak istemi veren kişiye doğrulatmalıdır. Son olarak sözlü istemler, istemi veren tarafından en kısa zamanda paraflanarak teyit edilmelidir. Kurumumuzda bu son adım, ilaç yönetim sistemimiz gerekliliği sebebiyle hekimin yazılı order vermesi ile tamamlanır. İlk iki adım karşılıklı konuşmada yanlış anlamaya dayanan hataların büyük ölçüde önüne geçer. Son adım ise hata yapıldığı takdirde bunun en kısa zamanda fark edilerek hatanın olumsuz sonuçlarının önlenmesi ya da düzeltilmesine yardımcı olur. Etkin iletişimin önemli unsurlarından birisi de kısaltma kullanımında yanlış anlamaların önlenmesi. Yoğun iş yükü altında çalışırken aceleyle ve iyi düşünülmeden kullanılan kısaltmalar sağlık personeli arasında yanlış anlaşmalara ve bunun sonucu olarak yanlış tanı ve yanlış tedavi uygulamalarına yol açabiliyor. Bu tür hataların önlenmesi için hastanelerde kullanılan kısaltmaların tanımlanarak tüm personel tarafından ulaşılabilir hale getirilmesi, ayrıca yanlış anlamaya yol açma olasılığı yüksek kısaltmalardan da kurum genelinde kaçınılması gerekiyor. Sağlık kurumları özellikle yanlış anlama ve hata payının artmasına yol açan, bu nedenle kullanılmaması gereken kısaltmalara ilişkin çalışanlarına eğitim vermeli ve bu konuyla ilgili hazırlanmış bir dokümanı da erişimi kolay bir şekilde çalışanların bilgisine sunmalı. Örneğin 1 miligramın bir virgül sıfır (1,0) biçiminde yazılması halinde doz 10 miligram olarak algılanabilir, bu nedenle doz miktarı tam olarak yazılmalı.

“Konsantre Elektrolitler Eczanede Saklanmalı”
Kurum tarafından, kurumun kendi verilerine dayandırarak belirlediği tüm yüksek riskli ilaçların yönetimine ilişkin bir sürecin geliştirilmeli. Özellikle potasyum klorür, potasyum fosfat gibi konsantre elektrolit çözeltilerinin hasta bakım alanlarında, kolay erişilebilir biçimde bulundurulmamalı. Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri’nde “İlaç Yönetim Prosedürü” gereğince konsantre elektrolitlerin eczanede yetkin kişiler tarafından, güvenli ortamlarda hazırlanması ve ihtiyaç halinde servislere ulaştırılmasına yönelik bir sistem bulunuyor.

“ABD’de 7 Bin 391 Vahim Olayın 973’ü Yanlış Cerrahi”
ABD’de 1995–2010 arasındaki sürede bildirilen vahim olaylar incelendiğinde bunların sayısının 7 bin 391’i bulduğunu ve 973’ünün yanlış taraf cerrahisi olduğu saptandı. Bu sebeple JCI Akreditasyon standartlarında Hasta Güvenliği Hedeflerinden doğru hastaya, doğru taraftan, doğru uygulama ile girişim yapılması şeklinde yer alıyor. Bu prosedür cerrahi girişimden önce onam ve değerlendirme formlarının doldurulması, ameliyat edilecek bölgenin sabit bir kalemle işaretlenmesiyle başlar. Cerrahiden hemen önce ameliyathanede hasta uyutulmadan önce hastayla birlikte yürütülecek kritik mola (Time-Out) süreci ile tamamlanır.

Hastane Enfeksiyonunda En Önemli Silahımız “El Hijyeni”
Hastane ilişkili enfeksiyonların azaltılması için, Hacettepe’de Enfeksiyon Kontrol Komitesi tarafından toplanan veriler düzenli olarak analiz edilerek, hem koordinatörlüğümüze, hem de ilgili birimlere gönderilerek sonuçlar paylaşılıyor. Artık tüm sağlık çalışanlarının da bildiği şekilde hastane enfeksiyonlarının hızını kesmede en önemli silahımız el hijyeninin sağlanması oldu. Bu sebeple hastanelerimizde temas öncesi ve temas sonrası el hijyenine personelin uyumu, izlenen kriterler arasında yer alıyor.
Kurumumuzda düşmeleri önlemek amacıyla düşme değerlendirmesi ile düşme riski belirlenmekte, hasta ve ailelerine düşme riskini azaltacak önlemler konusunda eğitim veriliyor. Özellikle hemşirelerin oryantasyon, hizmet içi eğitimlerinde ve yılda bir defa tüm personele yönelik şekilde yapılan Hasta Güvenliği hatırlatma eğitimlerinde bu konuya ilişkin yıllık veriler, yapılan analizler, alınan önlemler çalışanlarla paylaşılıyor.
Geçtiğimiz yıl düzenli olarak yayınlamaya başladığımız kurum içi iletişim bültenimiz BİZ BİZE’de de her sayıda farklı bir hasta güvenliği hedefi konusunda hatırlatmalar yapıyor, kurum içindeki duruma ilişkin bilgiler veriyoruz.”

Yorumlar

Unknown dedi ki…
Bir yorum yazalım umarım Dilara Hanım ve tum hastalar okur bilgi sahibi olurlar. Annem yillik rutin mrg bt testleri icin hacettepeye gittik. Mevcutta 2 anevrizmasi var (beyninde baloncuk, tansiyonu yukseldigi anda beyin kanamasi riski var demek bu) seker hastasi da oldugu icin 9bucuktan 3e kadar bekletildik. Yemek yiyemedik mr ve bt icin sıkıntı olurmus. Mr bt hemsiresi havva y. Isimli hemsire annemle tartismaya girip ses tonu ve uslup ayarlamasi yapamadigi icin annemin bayilmasina neden oldu. Yarim saat annem koridorda bilincsiz yatti. Acile gonderilmesi, tansiyon alinmasi icin tum cabalarima ragmen KOSKOCA HASTANESE muhattap bulamadim. ARDINDAN bimere hacettepenin kendi mailine olayi aksettim. Dosya hala hacettepe de tarafimiza ne sosyal medya uzerinden ne de e mail uzerinden cevap verilmiyor. Rektore ve kurumun kendi sayfasina defalarca hatirlatmalar yapmaya devam ediyorum. Dergilere aciklama yapan dilara hanimin soyledikleri nedir ne degildir ne kadar dogrudur bilemem. Yazip cizmek kolay. Durumu siz degerlendirin. Devletin kurumunda HALK olarak bu sekilde degersizlestirilmeyi, itibarsizlastirilmayi kesinlikle ve kesinlikle reddediyorum. Bu durumu bu hasta sikayetlerinin ciddiye alinmamasini kabul etmiyorum.

Hasta Yakini
Özlem Kayasaroğlu
Adsız dedi ki…
Sayın Kayasaroğlu,
Öncelikle yaşadığınız olumsuz tecrübeler için üzüldüğümü belirtmek isterim. Yaklaşık 3 yıl önce kurumdaki görevimden ayrıldım. Yorumunuzu mevcutta çalışmakta olan ilgili kişilere ileteceğimden emin olabilirsiniz. Tekrar çok geçmiş olsun,
Saygılarımla

Dilara Erdem

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge