Ana içeriğe atla

SAĞLIK SEKTÖRÜ İNOVANKARA’DA BULUŞTU

Ankara Sağlıkta Yenilikçilik Hareketi Inovankara kuruluş çalıştayı Ankara sağlık sektörünü bir araya getirdi. OSTİM OSB ve SEİS ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıda, Türkiye’nin sağlık alanında şu anda içinde bulunduğu durum ve geleceğe yönelik yapılabilecekler üzerinde duruldu.

Ankara Sağlıkta Yenilikçilik Hareketi Inovankara' kuruluş çalıştayı, Ankara sağlık sektörünü bir araya getirdi. OSTİM OSB ve SEİS ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıda, Ankara'nın, artık sağlığın başkenti olmaya aday olduğu dile getirildi. Ankara'nın sağlık sektöründe rekabetçi değer zincirini ve yenilikçi potansiyelini ortaya koyarak taraflar arasında iletişim, iş ve güç birliğini artırmak, yerli üretimin katma değerini yükselterek bölgesel ve ulusal kalkınmaya katkıda bulunmayı amaçlayan Inovankara Kuruluş Çalıştayı Cer Modern Sanatlar Merkezinde gerçekleştirildi.

SEİS ve OSTİM işbirliği ile yürütülen projenin amacının, "Ankara'nın sağlık sektöründe rekabetçi değer zincirini ve yenilikçi potansiyelini ortaya koyarak taraflar arasında iletişim, iş ve güç birliğini arttırmak; yerli üretimin katma değerini yükselterek bölgesel ve ulusal kalkınmaya katkıda bulunmak" olduğu vurgulandı.
Proje kapsamındaki faaliyetler, iştirakçi ve ilgili kurum ve kuruluşlardan oluşan İNOVANKARA Organizasyon Komitesi yönetiminde gerçekleşti. Komitede, SEİS Ankara Üniversitesi, Ankara Sanayi Odası, Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Atılım Üniversitesi, Başkent Üniversitesi, Hacettepe Teknokent, Fatih Üniversitesi, GATA, ODTÜ-Ostim Teknokent, Ostim Medikal Sanayi Kümelenmesi, Özel Hastaneler Platformu ve Türkiye Teknoloji Geliştirme Merkezi gibi kurum kuruluşlar yer aldı.


İNOVAANKARA Protokolüne 32 Kurum İmza Attı
"Komite çalışmaları Ankara Kalkınma Ajansının desteği ile ve Ajansın uzmanlarının izleme ve değerlendirmesinde gerçekleştirildi. Proje kapsamında Ankara'nın medikal sektörü değer zincirine ait tüm taraflarının bilgilerini içeren bir envanter ve istatistik çalışması; ilgili tüm taraflarla birebir görüşmeler yapılarak farkındalık ve ortak dil oluşturulması, Ankara'nın sağlık sektöründeki rekabetçiliğinin tüm taraflarca bilinirliğinin ve görünürlüğünün sağlanması, bundan sonra bu konuda gerçekleştirilecek çalışmaların sürdürülebilirliği için organizasyonel yapının belirlenmesi ve oluşan ortak görüşün ortak bir niyet beyanı ile protokol altına alınması ve ilk çalışmaların yürütülmesi için gereken kurucu mekanizmaların oluşturulması için İNOVANKARA Buluşma Toplantısı ve Kurucu Çalıştayı Faaliyetleri gerçekleştirildi.


TBMM Sağlık Komisyonu Başkanı Cevdet Erdöl, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Nihat Tosun, Ankara Vali Yardımcısı Mustafa Tapsız, ASO Başkanı Nurettin Özdebir, OSTİM OSB Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın, SEİS Başkanı Metin Demir, Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Doç. Dr. Asım Balcı, Derxel Üniversitesi’nden Banu Onaral ve Ankara’da bulunan üniversitelerin rektörlerinin katıldığı ve Ankara Kalkınma Ajansı tarafından da desteklenen toplantı Ankara sağlık sektörünü bir araya getirdi.

“Kamu Her Türlü Desteği Vermeye Hazır, İğneyi Üretin”
TBMM Sağlık Komisyonu Başkanı Cevdet Erdöl şunları söyledi: “ 2001 yılında çıkartılan Teknokent kanunu, bitirme tezlerinin hayata geçirilmesini ve sanayinin üretim yapmasını sağladı. Sanayicinin destek alamayacağı hiç bir yer yok. Sektör, konuyu bilerek gelsin, desteklenmediği hiçbir alan yoktur. Aşı hariç sanayicinin bir sorunu yok sanayicinin. İlaç ve aşı sanayisi hızla ilerliyor. Yapmamız gereken önemli bir şey ise, etik kurullarla ilgili sıkıntı vardı o da çözüldü. İlaç ve aşı faaliyetlerinde pürüz kalmayacak. Bu kadar iyi çalışmalar yapılıyor ancak hala bir iğne üretemiyoruz. Kamu her türlü desteği vermeye hazır, iğneyi üretin. İğnede stratejik bir üründür”


“Bütün Kamunun Sağlığa Harcadığı Bütçe 40 Milyar Lira Civarında”
Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Nihat Tosun, “Sağlık Bakanlığının döner sermaye bütçesi yaklaşık 12 milyar lira, bütün kamunun sağlığa harcadığı bütçe özel sektörden alınan hizmetlerde dahil 40 milyar lira civarında. Buna genel bütçe ile TÜBİTAK’tan yapılanlar projeler, DPT’den gelen bütçelerde eklendiğinde 60 milyar liraya yaklaşıyor. Bu bizim 12 milyar liranın içerisinde tıbbi cihaz ve ürün olarak aldığımız miktarı da yüzde 10. Yani 1.2 milyar civarında. Aslında sadece Sağlık Bakanlığı olarak bizim hedefimiz Türkiye’deki ihtiyaç duyulan malzemeler hedefleniyor” dedi.


"Sağlık Giderlerimiz Savunma Giderlerinden Daha Yüksek”
Ostim OSB Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın, toplantının amacını şöyle özetledi: "Sağlık sektöründe elimizde bulunan bilgileri paydaşlarla paylaşarak bölgesel ve sektörel farkındalık ve bilinç oluşturmak, ortak akıl, ortak plan, iş ve güç birliği için uygun ortam ve iklimi oluşturmak ve sağlık sektöründeki çalışmaları kayıt altına alarak ve sürdürülebilirliği sağlamaktır." Aydın, Ostim olarak Medikal Kümelenme ile sağlık sektöründe üretim yapan sanayi firmalarını bir araya getirerek rekabetçiliklerini arttırmaya ve o firmaları her alanda güç birliği yapar hale getirmeye çalıştıklarını söyledi. Özellikle yerli üretimin öneminin altını çizen Aydın, Türkiye’nin sağlık alanındaki harcamalarının savunma alanındaki harcamalardan daha yüksek olduğunu ve bu bütçeyi azaltabilmenin en önemli yolunun da yerli üretimi arttırmak olduğunu söyledi.

“Yerli Üretimimizi Öncelikle Biz Desteklemeliyiz”
Toplantının ev sahiplerinden Sağlık Endüstrisi İşverenleri Sendikası (SEİS) Yönetim Kurulu Başkanı Metin Demir de, Inovankara’nın sağlık sektöründe atılmış önemli adımlardan biri olduğunu söyledi. Sektörle ilgili yapılan her türlü etkinliği önemsediklerini belirten Demir
“Çalıştaya katılanları ve işbirliğine imza koyan kurum kuruluş ve üniversite temsilcileri ile Ülkemiz için stratejik bir öneme sahip olan tıbbi cihaz sektöründe yerli üretimin payını arttırmak için inovatif alanlara yönelip yıllardır sözde kalan üniversite sanayi işbirliğini gerçekleştirmek için önümüzde hiçbir engel olmadığını görüyoruz. Ülkesini ve çocuklarının geleceğini düşünen her birey yerli üretimi destekleyecek yerli malı kullanma bilincine ulaşmalıdır. Ülkesi için söylenecek sözü olan bu yapının güçlenmesi gelişmesi için bir tuğla koyacak her bir bireye /kuruma kapımız açık. Ankara’ da başlayan bu hareketin ülkemizin tümüne yaymak asıl amacımız” dedi.
Nisan ayı başında İstanbul’da gerçekleştirilen Expomed 2011 fuarında da her geçen yıl yerli üretici sayısının arttığını ve Türkiye açısından çok olumlu geçtiğini belirtti. Fuarda birçok yerli üretici firmanın yurt dışı bağlantılar kurduğunu söyleyen Demir, "Yerli medikal ürünler yurt dışında yurt içinden daha çok talep görüyor. Yurt dışında bizim medikal ürünlerimizi satın almak için emsallerine göre daha fazla ödeme yapmaya hazır ülkeler var. Bu talebi gösteren ülkelerin kapısını öncelikli olarak çalmalı ve yerli ürünlerimizi dünyaya açmalıyız" diye konuştu.


“Ankara, Artık Sağlığın da Başkenti Olmaya Aday”
Dünyadaki yerli beyin gücünü temsilen toplantıya dahil olduğunu söyleyen Amerika Drexel Üniversitesi Biomedikal Kurucu Dekanı Prof. Dr. Banu Onaral ise, bu toplantıyla Ankara'nın, kültür ve siyaset başkenti olmanın yanında, artık sağlığın da başkenti olmaya aday olduğunu söyledi. Onaral, bu gibi toplantılarda, önemli olanın yurt dışındaki bilimsel yöntemleri ülkedeki çalışmalara uygulamak değil, toplumsal ve bilimsel özelliklere uygun yöntemleri geliştirmek olduğunu söyledi. Onaral, bu çalışmada da belirlenecek bilimsel yöntemin kendi geliştirecekleri yöntem olması gerektiğini söyledi. Sağlık alanında çalışacak olan ara kadroların oluşmasında eğitimin önemine de dikkat çeken Onaral, "Önemli olan sağlık alanında, doktorundan ara kadrosuna kadar kalifiye bir iş gücüne sahip olarak, sağlık sektörünün son kullanıcısı olan hastaya en iyi hizmeti verebilmektir" dedi.

Balcı: "Medikal sektörün güç merkezi "
Ankara’da sağlık sektöründe rekabetçi ve yenilikçi potansiyelini ortaya koymayı hedefleyen organizasyonun destekleyicisi olan Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Doç. Dr. Asım Balcı da konuşmasında, “dünyada hızla ilerleyen sağlık teknolojilerinin sağlık sektöründe ciddi gelişmeleri beraberinde getirdiğine” dikkat çekti. Türkiye’de de son yıllarda bu doğrultuda sektöre ivme kazandırıcı gelişmelerin yaşandığını belirten Balcı, Ankara’nın sektörün konuşlandığı önemli bir merkez olduğunu vurguladı. Balcı konuşmasını şöyle sürdürdü; “Sağlık teknolojileri sektöründe Türkiye’deki firmaların %38,3’üne ev sahipliği yapan Ankara, 2009 verilerine göre bu alanda Türkiye’nin ikinci ili konumundadır. Ankara’da medikal cihaz üretiminin çeşitliliği ve sektörü destekleyecek işkollarının varlığı şehri medikal sektörünün merkezlerinden biri haline getirmiştir.”
Çalıştayın ilk gün programı, Inovankara için öngörülen çalışma modeli, süreçler ve yöntemin belirlenmesinin ardından gerçekleştirilen protokol imza töreniyle son buldu.


Rekabetçi Potansiyel Var
Proje kapsamında gerçekleştirilen envanter çalışması sonuçlarına göre İnovaankara Çalıştayı Ankara'da; 15 üniversite, 95 hastane, 155 sağlık ve tıp teknolojileri ile ilgili sivil toplum kuruluşu, 139 sağlıkla ve tıp teknolojileri ile ilgili araştırma merkezi, 121 tıp ve tıp teknolojileri ile ilgili yayın, 5 teknopark 5000 üretici firma, 36.991 sağlık sektörü çalışanı, 139 sağlıkla ilgili araştırma merkezleri ve laboratuar 17 bin 439 akademisyen, 186 bin 574 öğrencisi ile sağlıkta önemli bir rekabetçi güce sahip olduğunu ortaya koydu.

Teknoparklar: Ankara Teknopark, Cyberpark, Gazi Teknopark, Hacettepe Teknopark (İvedik Teknopark), ODTÜ Teknopark (Ostim Teknopark) Mesleki Eğitim: 25 Endüstri Meslek Lisesi, 5 Mesleki Eğitim Merkezi var.

Ankara'da Hastaneler: 4 askeri hastane, 20 devlet hastanesi, 14 üniversite hastanesi, 26 özel hastane, 16 eğitim araştırma hastanesi, 72 özel dal merkezleri, 313 aile sağlığı merkezi, 75 özel poliklinik, 68 özel tıp merkezi, 23 üremeye yardımcı tedavi merkezi, 25 toplum sağlığı merkezi, 28 semt polikliniği bulunuyor.

Başkent sanayisinin genel görünümü: Türkiye'nin 2. büyük sanayi kenti, 11 organize sanayi bölgesi, 5 bin imalatçı firma, 36.8 'i ihracat yapmaktadır ve 300 bin istihdam. Merkezi Ankara'da bulunan sağlık sektörü ile ilgili 155 sivil toplum kuruluşu bulunuyor. Bu alandaki faal tıbbi yayın sayısı ise 121 adet.

Yol Haritası Belirleniyor
Yol haritasına göre destekleyici kurum ve kuruluşlarca oluşturulacak sekreterya, platform için yönerge, çalışma kurulları esasları gibi kritik taslak dokümanları hazırlayacak. Ayrıca oluşturulacak çalışma gruplarının çalışmaları için gerekli tanıtım ve diğer faaliyetleri gerçekleştirirken, çalışmanın ilerleyebilmesi için ilgili fonlar için proje hazırlayacak ve başvuru-işlemlerini yapacak. Platform bu hazırlıkları yaparak 1 yıl içinde Genel Kurul'a gidecek.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge