Ana içeriğe atla

“İLK DEFA KÖK HÜCREDEN OOSİT ÜRETİLDİ”

ABD Harvard Üniversitesi'nde Prof. Dr. Jonathon Tilly ve ekibi tarafından dünya tarihinde ilk kez kök hücreden insan oositi (yumurta hücresi) üretildi. Çalışmaların hayvanlarda 3-4 yıldan fazla süredir yapıldığını belirten New York Medical College Kısırlık Tedavisi ve Üreme Merkezi Başkanı Prof. Dr. Kutluk Oktay, yakında klinik araştırma aşamasına geçileceğini kaydetti.

Birçok hastalığın tedavi için yıllardır yürütülen kök hücre çalışmaları, yumurtalık sorunlarına bağlı kısırlıkta da hastalar için umut ışığı oldu. ABD'de Harvard Üniversitesi'nden Prof. Dr. Jonathon Tilly ve ekibi tarafından dünya tarihinde ilk kez kök hücreden insan oositi (yumurta hücresi) üretildi. Prof. Dr. Tilly ve New York Medical College Kısırlık Tedavisi ve Üreme Merkezi Başkanı Prof. Dr. Kutluk Oktay ile birlikte, yakında klinik araştırma aşamasına başlanacak.
Konuya ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Oktay, bir yıl düzenli cinsel ilişki sonrasında çocuk sahibi olamama durumunun “kısırlık” olarak tanımlandığını kaydederek, kısırlığın hem kadından hem de erkekten kaynaklanan sorunlara bağlı ortaya çıkabildiğini söyledi. Prof. Dr. Oktay, tüplerde tıkanıklık, yumurtlama sorunları, düşük rezerv, rahimde problemler, endometriosis, bilinmeyen ya da yaşlanmaya bağlı nedenlerin kısırlığa yol açabildiğini anlattı. Kısırlık tedavisi için yıllardır çok çeşitli bilimsel çalışmaların yürütüldüğünü dile getiren Prof. Dr. Oktay, kök hücre çalışmaları ile sorunun ortadan kaldırılmaya çalışıldığını söyledi.

“Çalışmalar Hayvanlarda 3-4 Yıldan Fazla Süredir Yapılıyor”
Yumurta rezervi olmayan ya da yumurtalıkları alınmış kadınlar için kök hücre ile oosit elde edilmesine yönelik çalışmaların hayvanlarda 3-4 yıldan fazla süredir yapıldığını belirten Prof. Dr. Oktay, son bir yıl içinde de insan dokusunda çalışmaların yürütüldüğünü kaydetti. ABD'de Harvard Üniversitesi'nden Prof. Dr. Jonathon Tilly ve ekibi tarafından dünyada ilk defa kök hücreden oosit üretimi yapıldığını belirten Prof. Dr. Oktay, “Bunu, orta vadede, kısırlık sorunu olanlara müjde şeklinde yorumlayabiliriz. Tabii ki bu, klinik çalışmalarda çıkacak sonuçlara bağlı” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Oktay, araştırmanın laboratuvar kısmının Prof. Dr. John Tilly tarafından Harvard Üniversitesi'nde yönetildiğini, klinik kısmının ise kendisi tarafından yapıldığını söyledi. Tilly ile birlikte araştırmanın tüm aşamalarından birlikte çalıştıklarını dile getiren Prof. Dr. Oktay, kök hücreden insan oositi üretilmesine ilişkin klinik çalışmaların yakında başlayacağını ifade etti.

Kök Hücreden Oosite Dönüşüm Nasıl Oluyor?
Kök hücreden insan oositi elde edilmesindeki aşamaları Prof. Dr. Oktay şöyle anlattı: “İlk olarak laparoskopik ya da robotik cerrahi ile yumurtadan parçalar alınıyor. Laboratuvarda alınan dokudan kök hücreler izole ediliyor ve kültür ortamında çoğaltılıyor. Bu aşamadan sonra, söz konusu araştırma kapsamında, şu an ayrıntıları açıklanamayacak bir takım özel yöntemler uygulanıyor. Araştırma, tedavi amaçlı klinik araştırmalarda kullanılıyor.”

Uygulama, Şu Anda 35 Yaşın Altında Erken Menopoza Girmiş Vakalarla
İlk aşamada, denemelerin yumurta rezervi veya kalitesi düşük genç hastalara yapılacağını belirten Prof. Dr. Oktay, “Uygulama, şu anda 35 yaşın altında erken menopoza girmiş vakalarla ve erken menopoza girmiş vakalarda yaşı 45'in altında oosit üretebilen, fakat kalite düşüklüğüne bağlı gebelik elde edilemeyenlere gerçekleştirilecek. Uygulama 35 yaşın üstünde menopoza girmiş, genelde 45 yaşın üstünde her iki yumurtalığı çıkarılmış hastalarda çalışma kriterlerinin sağlanamayacağına'' dedi.

“Yöntem Klinik Olarak Verimli Olursa, Çare Yok Denilen Düşük Rezerv ve Erken Menopoza Çözüm Olacak”
Yöntemin klinik çalışmalarından başarılı sonuçlar elde edilmesiyle birçok kişinin çocuk sahibi olabileceğini belirten Prof. Dr. Oktay, “Eğer yöntem klinik olarak verimli olursa, bugüne kadar çare yok denilen düşük rezerv ve erken menopoza çözüm olacak. Yeni yaklaşım özel araştırma protokolleri altında özenle yapılmalı. Uzun vadeli risklerin ne olduğu henüz bilinmiyor” diye konuştu.

Yorumlar

Adsız dedi ki…
bu kök hücreyle ilgili en son durum nedir gerçekten merak içinde çaresiz bir şekilde sizlerin sayesinde alacağımız güzel haberleri bekliyoruz. fatmasahin_6@hotmail.com
Adsız dedi ki…
kök hücre biran önce çıkmalı 10 yıl çok uzun doktorlarımızın bir an önce başlamalarını istiyoruz bu yüzden evlilikler bitiyo hızlanması lazım

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge