Ana içeriğe atla

MİNİVAL İNVAZİVDE SON NOKTA: TEK PORTTAN LAPAROSKOPİK CERRAHİ

Altı aylık bir gebede sadece göbekten girilen tek bir port ile kolesistektomi ameliyatı uyguladıklarını belirten Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Koray Topgül, Tek Port Laparoskopik Cerrahisi üzerine Sağlık Dergisi’ne bilgi verdi.

Minimal İnvaziv Cerrahi son 20 yılda cerrahinin rotasını büyük ölçüde değiştirdi. Daha küçük kesiler ve daha az cerrahi travma hastaların ameliyat sonrası konforlarını, normal yaşam ve işe dönüş sürelerini olumlu şekilde düzeltti. Bu özelliklerle beraber açık olarak yapılan birçok ameliyat aynı cerrahi prensiplere sadık kalınarak uygulanabilir düzeye geldiğini hatırlatan Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Koray Topgül, hatta kolesistektomi ve reflü ameliyatı gibi bazı işlemlerde laparoskopik cerrahinin altın standart olduğunu ifade etti.

Tek Porttan Laparoskopik Cerrahi
Laparoskopik cerrahideki gelişmeler hem kullanılan el aleti ve cihazlarda gelişmeleri tetiklerken bir yandan da nasıl daha da az invaziv olunacağını gündeme getirdiğini belirten Doç. Dr. Topgül, “Bu arayışlar laparoskopik cerrahide yeni bir halka olan tek porttan laparoskopik cerrahinin (Single İncision Laparoscopic Surgery) doğuşuna neden oldu. Dünyada yeni yeni uygulanan bu teknik ülkemizde de hemen gündeme girdi. Literatürdeki ilk seriler ve olgu sunumlarında da Türk cerrahlar hemen yerlerini aldı” diye konuştu.

“Altı Aylık Bir Gebede Sadece Göbekten Girilen Tek Bir Port İle Kolesistektomi Ameliyatı”
Laparoskopik cerrahiyi yakından takip ettiklerini ve kliniklerinde uygulamaya başladıklarını bildiren Doç. Dr. Topgül, “Bu uygulamalardan biri de yine dünyada bir ilk oldu. Altı aylık bir gebede sadece göbekten girilen tek bir port ile kolesistektomi ameliyatı uyguladık. Hastamız 27 yaşında 6 aylık bir gebe idi. Yakın aralıklarla iki kez bilier akut pankreatit atağı geçirdi ve her ikisinde de tıbbi tedavi uyguladık. Hastamıza hastalığı ve olası komplikasyonları anlatıldı ve ameliyat önerildi. Ameliyat öncesi yapılan tetkikleri ve konsültasyonları da sorunsuz olan hastamıza, tek porttan kolesistektomi ameliyatı uyguladık. Ameliyat 85 dakika sürdü. Ameliyat sonrası, sorun yaşamayan hastamız ilk günün sonunda onstetrik konsültasyonları da yapılarak taburcu edildi. Özellikle hastanın 6 aylık gebe oluşu ve el aletlerinin ters açılı olarak çalışılması teknik yönden zorluk yaratabilirdi. Ancak özellikle az koter kullanımı ve uterusa çok az temas ederek sabırlı bir süreç sonunda ameliyatı sorunsuz tamamladık. Tek port laparoskopik cerrahi konvansiyonel laparoskopik cerrahiden daha güç bir teknik. Sadece göbekten girilen özel yapılmış bir port içine 3 trokar girilerek yapılıyor. Safra kesesi karın duvarına dikiş ya da zımba ile asılarak dördüncü bir alet kullanımı gereksinimi ortadan kaldırılıyor. Biz bu hastada safra kesesini de asmadan sadece bir kamera ve iki el aleti ile tekniği uyguladık. Ayrıca kullandığımız portun özelliği olan sol eli dominant yapma karakteri de ilk olgularda zorlayıcı faktör oluyor. Yani sol elinizle diseksiyon yapıyorsunuz. Solaksanız sorun olmayabilir ama sağ el kullanıcıları için her iki elinizi de aynı özellikte kullanmanızı gerektiriyor” dedi.

“Sektör Yenilikler Üzerine Ciddi Şekilde Eğilmiş Durumda”
Önümüzdeki yıllarda laparoskopik cerrahide çok daha yeni gelişmeler yaşanacağını söyleyen Doç. Dr. Topgül şunları söyledi: “Sektör de bunun üzerine ciddi şekilde eğilmiş durumda. Özellikle cerrahların öneri ve eleştirilerini çok dikkate alarak kullanılan malzemelere yeni özellikler ekleyerek olumlu bir yarış içine giriyorlar. Türk cerrahları da bu ve benzeri yeni teknikleri yakından takip ediyor zaman zamanda lokomotifi konumuna geliyor, dünya literatürüne katkıda bulunuyor.”


Resim 1: Göbek insizyonundan uterus görülmekte.


Resim2: Tek porttan girilmiş bir kamera ve iki el aleti görülmekte.


Resim 3: Safra kesesi diseksiyonu sırasında sol altta uterus görülmekte.


Resim 4: Safra kesesi ‘endobag’e yerleştirilirken uterus görülmekte.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge