Ana içeriğe atla

BEMBEYAZ DİŞLER İÇİN NE YAPMALIYIZ?

Aynaya gülümseyerek bakmayı severiz. Gülümserken de bembeyaz inci gibi dişlerle olmasını isteriz. Ancak kahve, sigara ya da farklı etkenlerden dolayı dişlerimiz sararabilir. 

İnsanlar için beyaz dişlere sahip olmak çok kıymetlidir ama unutulmamalıdır ki kullanılacak tekniğe ve süresine işin uzmanları olan diş hekimleri karar vermelidir. Marketlerde veya çeşitli medikal ürünlerin satıldığı yerlerde hastaların kendi başlarına uygulamaları için satılan beyazlatma ajanları kullanılırken iyi düşünülmelidir. Kişiye özel beyazlatma çözümlerini en iyi diş hekimleri bilirler ve bu iş onların gözetiminde yapılmalıdır. Diş hekimliğinin asıl görevinin doğal dişlerin fonksiyon ve estetiğinin korunması ya da bir sorun oluşmuşsa da hastaya yeniden kazandırılması olduğunu söyleyen Dt. Zerrin Işık Tüfekçi ile dişlerin beyazlatılması ile ilgili merak edilenleri konuştuk. 

Beyaz ve inci gibi dişler için neler yapılıyor?
Estetik kavramı ile bakıldığın da, günümüzde  insanların  estetik beklentilerinin  arttığını görüyoruz. İnsanların büyük kısmına sorulduğunda, beyaz dişlerin estetik  olarak daha güzel göründüğüne dair bir  inanç olduğu görülmektedir.  Beyazlatma işlemi gelişimi tamamlamış genç bireylerden, yaşlı kişilere kadar geniş bir yaş grubuna yapılabilir. Bu konuda en çok sorulan soru beyazlatma işleminin diş minesine zarar verip vermediğidir. Eğer diş hekimi kontrolünde yapılıyorsa, zaten hekiminiz en doğru çözümü dişlerinize hiç zarar vermeden en doğru teknikle uygulayacaktır. 

Beyazlatma işlemi nasıl gelişti?
Beyazlatma işleminin tarihçesine bakıldığında 1800‘lü yıllara kadar uzanan bir süreci görüyoruz. O zaman kimya  bilimiyle oldukça yakından ilgilenen diş hekimleri çeşitli kimyasal malzeme ve karışımları dişleri beyazlatmak amacıyla kullanmışlardır.  

Günümüzde ise neredeyse marketlerde bile diş beyazlatıcı ajanlar    satılmaya başlanmıştır fakat bu ajanların diş hekimi kontrolü dışında kullanılmaları bazı rahatsızlık yaratan durumlara sebep olabilmektedir.  Örneğin dişlerin dişetleri ile birleştiği alanlarda aşınmalar ki ,hastalar bunu dişetine yakın bölgede çentik şeklinde hissedebilirler. Hastanın tespit edemeyeceği dişte var olan çatlak, çürük yada kötü dolgular ve  kötü kaplamalar nedeniyle beyazlatma sonrası aşırı hassasiyetler oluşabilir. Yumuşak dokularda yani dudak, yanak ve dişetinde tahriş oluşabilir. İşte sıralanan bu sebeplerden ötürü beyazlatma işlemi, diş hekimi kontrolünde yapılaması önerilen ciddi bir işlemdir. 

Dişlerin renkleri , bireylerin ait olduğu ırka, yaşa ve bulunduğu coğrafik bölgeye göre değişiklik gösterebilir. Örneğin zenci ırkta dişler daha beyazken, sarı ırkta diş daha sarıya yakındır. Gençlerde diş rengi daha beyazken , yaşlılarda daha koyu görülür. Beyazlatma yöntemleriyle dişlerin renginde birkaç ton açılma sağlanabilmektedir. 

Dişler nasıl beyazlatılır? 
Dişlerin beyazlatılması işleminde iki yöntem kullanılmaktadır. Birinci yöntem,  “Home- Bleaching” olarak adlandırılan ve hastanın evde ilacı kendi kendine uyguladığı sistemdir. Bu sistemde diş hekimi, ağızda alt ve üst çeneden aldığı ölçüye şeffaf plaklar hazırlatır. Hasta bu plakların içine içerisine beyazlatma ilacını yerleştirir ve ağzına  takar. Gece bu plaklarla uyur. Uygulama süresi kişiye ve ilaca bağlı olarak değişebilmekle beraber 10-14 gündür ve günde 6-8 saat bu plaklar kullanılmalıdır. Son yıllarda üretilen yeni ilaçlar sayesinde gece bunu kullanmak istemeyen hastalar için 2-3 saatlik günün herhangi bir saatinde uygulanabilecek ilaç formülleri de üretilmiştir.  Bu metodun kullanılabilmesi için hastanın sigara ve benzeri ürünleri kullanmıyor olması gerekir. Bu yöntemin en önemli avantajı dişlerin hem ön hem de  arka yüzeylerine etki etmesidir.

İkinci yöntem, “Office Bleaching” olarak adlandırılan ve klinikte  bir saat gibi çok kısa sürede diş hekimi tarafından uygulanabilen bir sistemdir. Diş hekimi hastanın dişlerinde var olan dışsal lekeleri temizler ve dişetlerine koruyucu bir bariyer yerleştirir. Dişlerine beyazlatma ilacını uygular ve bir ışık sistemi ile ilacı aktive eder. Bu yöntem sigara kullananlarda uygulanabilir ama işlem sonrası 48 saat boyunca sigara dahil kola, çay kahve gibi pek çok ürünün kullanılmaması önerilir. Ayrıca uygulamaya dişlerin sadece ön yüzeyleri dahil edilir.

Zor vakalarda neler uygulanıyor?
Bazı inatçı vakalarda, örneğin tetrasiklin renklenmeleri gibi durumlarla karşılaşıyoruz. Her iki sistem kombine uygulanabilir. Önce Home Bleaching uygulanır takiben Office Bleaching uygulanarak işlem bitirilir. Bu yöntem diş tonunun koyu ya da inatçı olduğu vakalarda daha etkili sonuç vermektedir.

Beyazlatma işlemi kanal tedavisi nedeniyle rengi koyulaşmış dişlerde de uygulanabilir. Bu işlem sonucunda dişin tekrar eski rengine geri dönmesi mümkündür. Bu işlemin kanal tedavisine hiçbir zararı yoktur.

Bleaching işlemi doğru uygulanması ve hekim kontrolünde yapılması halinde herhangi bir zararı olmayan bir işlemdir. Bununla birlikte 16 yaşından küçüklere, hamilelere, aşırı hassas dişlere ve çekilmiş dişetlerine sahip olan bireyler ile peroksit allerjisi olan kişilere yapılmamalıdır. 

Dt. Zerrin Işık Tüfekçi kimdir?
1970 yılında Ankara'da doğan Zerrin Tüfekçi; ilk, orta ve lise öğrenimi Ankara'da bitirdi. 1992 yılında Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nden mezun oldu. 1995 yılında Ankara Üniversitesi Avrupa Toplulukları Araştırma ve Uygulama Merkezi Avrupa Birliği Temel Eğitimi sertifika programına katıldı. 2011 yılında Almanya Aachen Üniversitesi’nde tamamladığı lazer yüksek lisansına ek olarak2015 yılında, İtalya’da Guglielmo Marconi Üniversitesinde “ Oral İmplantoloji” dalında masterini tamamladı. Aynı yıl Anadolu Üniversitesi Sağlık Kurumları Yönetimi Bölümü’nden mezun oldu. 1993 yılından beri kurucusu olduğu Evrensel Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği’nde serbest diş hekimi olarak çalışmaktadır ve UHTN Sağlık Turizmi şirketinin kurucu ortağıdır. İyi derecede İngilizce bilgisine sahiptir. Evli ve iki çocuk annesidir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge