Ana içeriğe atla

NÖROŞİRÜRJİ HAYAT KURTARICI BİR BRANŞTIR

Nöroşirürjinin hem yoğun eğitim dönemi hem de hastalıkları ve tedavilerinin zorluğu nedeniyle oldukça spesifik bir alan olduğunu belirten Türk Nöroşirurji Derneği Başkanı Prof. Dr. Zeki Şekerci,  “Çoğu zaman hayat kurtarıcı bir branştır. Mesleki anlamda oldukça tatmin edicidir ve gönül vermeyi gerektirir. Hekimler, bütün bunları bir arada yaşamak istiyorlarsa yapacakları en iyi uzmanlık sahasıdır” dedi.

Beyin cerrahisi uzmanlık alanları arasında en meşakkatli ve zorlu bir alandır. Tıp doktorluğu kutsal bir meslektir. Obje insandır. "İnsanların sağlıklarını korumalarını sağlamak ya da sağlıklarını tekrar kazanmaları için çaba sarf etmektir" diyen Türk Nöroşirurji Derneği Başkanı Prof. Dr. Zeki Şekerci, Nöroşirürji’nin Türkiye’de her şeye rağmen geliştiğini söyledi.  

Prof. Dr. Şekerci, beyin cerrahi uzmanlarının yaşadığı sorunlar, eğitim süreci ve dernek çalışmaları hakkında soruları yanıtladı.

Branşınızın oluşum tarihi ile ilgili bilgi verir misiniz? Tıp tarihi açısından ele alır mısınız?
Nöroşirürjinin ülkemizdeki tarihi çok eskidir. Anadolu’da Milattan Önce 11.000-8.000 yıllara kadar çeşitli nedenlerle nöroşirürjikal girişimlerin yapıldığını Asıklı Höyüğü, Kültepe, İkiz tepe Höyüğü kazı çalışmalarında cerrahi girişim nedeniyle delinmiş kafatası bulguları göstermektedir. Bergama, Efes, Kapadokya gibi tarihi önemi olan bölgelerde yaşamış Areteus, Galen, Herofilis, Orabasius gibi isimler tıp bilimine ve nöroşirürjinin gelişimine büyük katkılar sağlamıştır. Nöroşirürjinin gelişimi Bizans dönemi, Anadolu Selçukluları Dönemi ve Osmanlı dönemlerinde de devam etmiştir. Osmanlı dönemine damgasını vuran eser olan Cerrahiyettül Haniyye Şerafeddin Sabuncuoğlu tarafından kaleme alınmıştır. Cerrah İbrahim bu dönemde nöroanatomi, periferik ve kraniyal sinirler ile ilgili çalışmalar yapmış ‘Alamin Cerrahın’ ismi ile de yayınlamıştır. Modern nöroşirürji Türkiye de Cumhuriyet dönemi ile başlar. Cemil (Topuzlu) Paşa omurga ve beyin abselerini, omurga travmalarını modern cerrahi yöntemlerle tedavi ederek modern nöroşirürjüyü ülkemizde uygulamaya başlamıştır Prof. Dr. Mim Kemal Öke ‘Dimag ve Cümcüme Afetleri ve Tedavileri’ eseriyle bu devirde önemli köşe taşlarından biridir. Prof.Dr. Mazhar Osman modern nöropsikiyatri disiplini altında nöroşirürjikal girişimler uygulamıştır. 1923 yılında Abdülkadir Cahit Tuncer ülkemizde ilk nöroşirürjiyen ünvanını almıştır. Prof. Dr. Hami  Dilek , Prof. Dr. Feyyaz Berkay gibi isimler ilk modern nöroşirürji kliniklerini kurmuşlardır. Dr. Aysima Altınok ilk kadın nöroşirürji uzmanıdır. 1985 yılında Prof.Dr. Nurhan Avman tarafından Türk Nöroşirürji Derneği kurulurken, yüzyılın beyin cerrahi olarak anılan Prof.Dr. Mahmut Gazi Yaşargil mikrocerrahi girişimleri başlatan kişi olarak Nöroşirürji tarihine damgasını vurmuştur.

Derneğin kuruluş hikayesini, kaç üyesi var ve faaliyetleriniz hakkında bilgi verir misiniz?
Türk Nöroşirürji Derneği (TND), 1985 yılında Prof. Dr. Nurhan Avman, Prof. Dr. Ertekin Arasıl, Prof.Dr. Hamit Ziya Gökalp, Prof.Dr. Aykut Erbengi, Prof.Dr. Vural Bertan, Prof. Dr. Süleyman Sağlam, Prof.Dr. Özdemir Gürçay, Prof.Dr. Yücel Kanpolat, Prof. Dr. Tunçalp Özgen tarafından oluşturulan yönetim kurulu tarafından Ankara’da kurulmuş ve ilk TND başkanı olarak Dr. Nurhan Avman görev yapmıştır. Türk Nöroşirürji Derneği 1500’ü aşkın üyeden oluşan kongre, bilimsel toplantı ve sempozyumlar düzenleyerek Türkiye genelinde nöroşirürji eğitiminin en yüksek seviyeye ulaşması, standardize edilmesi, uzmanlık sonrası eğitimin devamı için görev yapan bağımsız ulusal bir dernektir. TND yönetim kurulu ve başkanları iki yılda bir seçilir. Misyonumuz eğitim ve nöroşirürjide yenilikleri, yeni teknoloji ve teknikleri ülkemize taşımak, bilimsel projeler üretmek, projelere kaynak sağlamak ve bilimsel rehberlik yapmak, nöroşirürji alanında yurt genelinde burs ve ödüller dağıtmak, eğitim ve iş kariyeri için üyelere fırsatlar oluşturmak, dünya genelinde olan nöroşirürji yeniliklerini takip ederek ülkemizin bu yeniliklere adapta olmasını sağlamak, yayın yapılmasına katkıda bulunmak, uluslararası platformda diğer derneklerle işbirliğini artırmak, üyelerin özlük ve kişisel haklarını savunmak, halk ile iletişimi arttırmak ve nöroşirürji ile ilgili konularda bilgilendirmektir. Vizyonumuz eğitimdir. 

Türkiye’de tıpta uzmanlık dernekleri misyonlarını yeterince yerine getirebiliyor mu? Değilse neden?
Görevlerimizden özellikle eğitimle ilgili olanları, yıllık kongre, bilimsel toplantı ve sempozyumları başarıyla gerçekleştiriyoruz. Ancak, gerek Sağlık Bakanlığı gerekse Sosyal Güvenlik Kurumunun bir takım uygulamalarından dolayı üyelerimizin özlük haklarını ve kişisel haklarını her platformda koruyamıyoruz. Özellikle Sağlık Uygulama Tebliğ uygulamasındaki bir takım aksaklıklar ve yanlışlar nedeniyle hak kaybımız çok büyük. 

Yeterlilik sınavlarını nasıl yapıyorsunuz?
Yeterlilik sınavı TND’nin bir alt kurulu olan Yeterlik Kurulu tarafından yapılır. Her yıl ulusal kongrede yeterlilik yazılı sınavı yapılır. 3.yılını doldurmuş nöroşirürji uzmanlık öğrencileri ve nöroşirürji uzmanları bu sınava katılabilir. Bu sınavda başarılı olan adaylar, daha sonra ilan edilen Çocuk beyin cerrahisi, Beyin Tümörleri, Beyin Kanamaları, Nörotravma ve Yoğunbakım, Spinal ve Periferik Sinir Cerrahisi, Fonksiyonel ve Stereotaktik Cerrahi gibi ana konuları içeren sözlü sınava tabii tutulurlar. Her iki sınavda başarılı olan adaylara Nöroşirürji Yeterlik Sertifikası verilir. 

Yeterlilik sınavı ile ilgili aktif bir uygulamanız var mı? Bu zamana kadar kaç kişi yeterlilik sınavını başarıyla tamamladı? 
Her yıl ulusal kongrede yeterlilik yazılı sınavı yapılır. 3.yılını doldurmuş nöroşirürji uzmanlık öğrencileri ve nöroşirürji uzmanları bu sınava katılabilir. Bu sınavda başarılı olan adaylar, daha sonra ilan edilen Çocuk beyin cerrahisi, Beyin Tümörleri, Beyin Kanamaları, Nörotravma ve Yoğun bakım, Spinal ve Periferik Sinir Cerrahisi, Fonksiyonel ve Stereotaktik Cerrahi gibi ana konuları içeren sözlü sınava tabii tutulurlar. Her iki sınavda başarılı olan adaylara Nöroşirürji Yeterlik Sertifikası verilir. Toplam 337 üye bugüne kadar yeterlik sertifikası almıştır. 

Ulusal müfredatınız hakkında düşünceniz nedir? Müfredatınızı yeterli buluyor musunuz?
Programın Amaçları ve Öğrenme Hedefleri
Klinik eğitim programının misyonu nöroşirürjikal (Beyin ve Sinir Cerrahisi) eğitimi ve hasta bakımını mükemmelleştirmektir. Asistanlar (Araştırma Görevlileri) öncelikle nörolojik cerrahiyi içeren belli başlı klinik becerilerinin temellerini oluşturacaklardır. Eğitim sürecinde, klinik ve akademik nöroşirürjikal uzmanlığın gelişimi kazanılmalıdır. Nöroşirürji asistanlığının tamamlanmasının üstüne, her mezun bütün nöroşirürjikal hastalıkların yönetiminde ileri tecrübeye sahip olmalıdır.

Program dikkatli bir hasta bakımını şart koşar: 
(a) Mükemmellik, doğruluk, özenlilik ve düzenliliği içeren anamnez ve fizik muayene; 
(b) Mükemmellik, anamnez ve fizik muayene ile bağlantılılık, uygunluk, kaliteli düşünce ve mantığı içeren ayırıcı tanı; 
(c) Kaliteli düşünce, uygunluluk ve maliyet etkinliği içeren yönetim planı; 
(d) Çağdaş, güvenli, kesin tedavi işlemi. 

Asistanlık programı, kendi asistanlarından yeni bir doktordan beklenen düzey için aşağıdaki 6 alanda beceriklilik elde etmesini şart koşar. Bu sonuç doğrultusunda, program, özel bilgi, beceri ve davranış gereksinimlerini tanımlar ve aşağıda tanımlandığı üzere asistanlar için gereken uygun eğitim deneyimlerini şart koşar:

1. Sağlık problemlerinin tedavisi ve sağlığın sürdürülebilirliği için müşfik, empatik ve etkin hasta takibi ve bakımı.
2. Tıbbi bilgi. Hasta bakımı için şart olan bu bilginin var olan ve güncellenen biyomedikal, klinik ve ilişik bilim dallarıyla (epidemiyoloji ve sosyal davranış gibi) ilişkili geliştirilmesi ve kullanılması.
3. Uygulamalı eğitim ve kendi hasta bakımlarının incelenmesi ve değerlendirilmesini, bilimsel kanıtların değerlendirilmesi ve özümsenmesini ve hasta bakımının geliştirilmesi.
4. Kişilerarası İletişim becerisi. Etkin bilgi değişimini ve hastalar, aileleri ve diğer sağlık çalışanları ile ekipleşmeyi sağlayıcı nitelikte olmalıdır.
5. Profesyonellik. Profesyonel sorumlulukları, etik ilkelere bağlılığı ve muhtelif hasta popülasyonuna hassasiyeti tatbik edebilecek kadar açık bir sorumluluğun üstlenildiği profesyonelliğe sahip olmalıdır.
6. Sistem bazlı uygulama. En uygun şekilde değerlere dikkat uyandıracak kadar daha geniş içerik ve sistem kaynaklarına dikkat ve heves göstermek gibi belli başlı çalışmaları içerir.

Eğitim veren kurumların müfredatınızı tam olarak uyguladığını düşünüyor musunuz?
Müfredata uyuluyor. TND olarak eğitimde standardizasyon asıl vizyonumuzdur. Önemli ölçüde bunu başardık. Ancak son yıllarda açılan Üniversite ve Eğitim -Araştırma Hastanelerinde olan öğretim üyesi açığı ve hastanelerin teknik özelliklerinden dolayı eksiklikler mevcut. Bunları yurtiçi rotasyon programları ile bu durumu çözmeye çalışıyoruz. 

Uzmanlık eğitiminin sonunda tüm yeni mezunlar aynı standartta mezun olabiliyor mu?
TND olarak eğitimde standardizasyon asıl vizyonumuzdur. Önemli ölçüde bunu başardık. Ancak son yıllarda açılan Üniversite ve Eğitim -Araştırma Hastanelerinde olan öğretim üyesi açığı ve hastanelerin teknik özelliklerinden dolayı eksiklikler mevcut. Bunları yurtiçi rotasyon programları ile bu durumu çözmeye çalışıyoruz

Tıbbiyeli ve doktorların bu branşı tercih etmeleri için neler önerirsiniz?
Tıp doktorluğu kutsal bir meslektir. Objemiz insandır. İnsanların sağlıklarını korumalarını sağlamak ya da sağlıklarını tekrar kazanmaları için çaba sarf etmektir. Nöroşirürji hem yoğun eğitim dönemi, hem de hastalıkları ve tedavilerinin zorluğu nedeniyle oldukça spesifik bir alandır. Çoğu zaman hayat kurtarıcı bir branştır. Mesleki anlamda oldukça tatmin edicidir ve gönül vermeyi gerektirir. Bütün bunları bir arada yaşamak istiyorlarsa yapacakları en iyi uzmanlık sahasıdır. 

Bu branşın hekimleri, hasta ve hasta yakınlarından neler bekliyor?
Anlayış, hoşgörü, saygı ve teşekkür. 

Bu branşın hekimlerinin yaşadığı en büyük sorunlar nelerdir?
En büyük sorunumuz yaptığımız ameliyatların oldukça yüksek risk grubunda yer almasına rağmen özlük hakları açısından yeterli karşılığı almamamız. Bizler gece gündüz demeden, canla başla çalışan, sağlık gönüllüsü doktorlarız, karşılığı tatminkar olmalı. İkinci olarak da hasta ve yakınları tarafından maruz kaldığımız şiddet. Bu durumla ilgilide acil tedbirler alınmalıdır. 

Branşınızın günümüzdeki çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Son gelişmeler nelerdir?
Nöroşirürji Türkiye’de her şeye rağmen gelişiyor. TND olarak eğitime ve yeniliklere çok önem veriyoruz ve gerekli adımları atıyoruz. Yurtdışı dernekleri ile ortak toplantılar düzenleyip eğitim alanında işbirliği yapıyoruz. Ulusal ve Uluslararası Temel Nöroşirürji Kursları düzenleyerek yeni gelişmeleri üyelerimize aktarıyoruz. Yayın organımız olan Turkish Neurosurgery impakt faktörünü her geçen yıl arttırıyor, dergi sayımızı yılda 6 ya çıkarttık. Ulusal yayınlarımız, bültenlerimiz, alt gruplarımızın yapmış olduğu toplantı ve yayınlar yoğun olarak devam ediyor. Son olarak, lokomotif olarak görev yapacak, tecrübeleriyle genç nöroşirürjiyenlere ışık tutacak değerli hocalarımızdan oluşan Türk Nöroşirürji Akademisini kurduk ve eğitim faaliyetlerine hız kesmeden devam ediyor. 

Branşınızın geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Nöroşirürji ve Türk Nöroşirürji ailesi gelişerek büyümeye devam edecektir. Dünya nöroşirürjüsündeki prestijli konumunu daha da ileriye taşıyacaktır. 2017 yılında Dünya Nöroşirürji Kongresinin Türkiye’de yapılacak olması bunun en büyük göstergesidir. 

Yurt dışındaki derneklerle ortak çalışmalar yapıyor musunuz?
Uluslararası platformda oldukça aktif yer almaktayız. Ortak toplantılar düzenliyoruz. Özellikle CNS (Congress of Neurological Surgeons) ve DGCN (Alman Nöroşirürji Derneği) ile eğitim anlaşmalarımız var. 8-12 Nisan 2016, Antalya’da gerçekleştireceğimiz 30. Ulusal TND Bilimsel Kongresine Amerika, Almanya, Avrupa, Japonya ve İran nöroşirürji dernekleri oldukça ünlü beyin cerrahları ile katılarak, ülkelerindeki her alanda uygulanan en son nöroşirürjikal girişimleri bizimle paylaşacaklar. Bu çok önemli entegrasyon ve işbirliği örneğidir. 

Yurt dışındaki çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce örnek alınacak çalışmalar var mı? Varsa nelerdir?
Yurtdışı ile zaten entegreyiz. Birçok alanda ortak çalışmalar yapıyoruz. Projelerde yer alıyoruz. 

Derneğiniz genç hekimleri nasıl destekliyor?
Her bilimsel kongrede nöroşirürji uzmanlık öğrencilerinin sorunlarını dinlemek, yol gösterici olmak ve eğitimle ilgili beklentilerini dinlemek için Nöroşirürji Asistanlığı Oturumu yapılır. Bu yıl 12. si yapılacak. Bu oturumlarda Prof. Dr. Gazi Mahmu Yaşargil gibi alanında zirvede olan hocalarımız gençlere bilgi ve tecrübelerini aktararak, geleceğe yönelik tavsiyelerde bulunurlar. Ayrıca Genç Nöroşirürj Yenler kurulu vardır. Oldukça aktif görev yapmaktadır.  

Bu alanda yapılan yeni bilimsel çalışmalardan çarpıcı örnekler nelerdir?
Nöroşirürjinin hemen her alanında değişim devam etmektedir. Birçok çarpıcı bilimsel çalışma, makalede paralel olarak yayınlanmaktadır. Fonksiyonel ve Stereotaktik Nöroşirürji alanındaki derin beyin stimulasyonu çalışmaları, Beyin Tümörleri cerrahisinde intraoperatif image guide sistemleri, Beyin vasküler hastalıklarının tedavisindeki endovasküler ve mikrocerrahi ile ilgili son endüstüriyel gelişmeler bunlara örnek olabilir. 

Kongreleri düzenlerken özellikle nelere dikkat ediyorsunuz?
Bilimsel içeriğinin zengin olmasına, bilimsel program içeriğinin güncel ve uygulanabilir olmasına, sosyal içeriğin zengin olmasına, ucuz ve kaliteli olmasına dikkat ediyoruz. 

Sağlık haberleri hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Son yıllarda, medyatik özelliğinden ve reyting yapmasından dolayı tedavi sonrası iyileşemeyen ya da daha da kötüye giden hastaların yayınları çok sık yapılıyor. Ülkemiz tıbbındaki başarılar, yeni gelişmeler ve olumlu birçok örnek göz ardı edilerek, özellikle cerrahi tedavilerin bir riski olan komplikasyonlar başarısızlık örneği gibi gösterilerek topluma yanlış mesaj veriliyor. Bu tutumdan basının vazgeçmesi gerekir.

Gazetecilerden branşınızla ilgili ne gibi konulara dikkat etmelerini bekliyorsunuz?
Öncelikle malpraktis ve komplikasyonu ayırt ederek yayın yapmalılar. Toplumun sağlığını ilgilendiren konularda mutlaka ehil kişilerden fikir alarak işe koyulmalılar. Derneklerden bu anlamda faydalanabilirler. 

Sağlık iletişimi alanında çalışmalarınız var mı? Varsa detaylandırabilir misiniz?
Alanımızdaki hastalıklarla ilgili halkımızı bilgilendirici broşürler hazırlayıp, hastanelerde ulaşmalarını sağlıyoruz. Genellikle dernek başkanlarımız ve yönetim kurulu üyelerimiz sağlık programlarına katılarak bilgilerini paylaşmaktadır. 

Sosyal sorumluluk projeleri hazırlıyor musunuz?
Hayatını kaybeden üyelerimizin geride kalan çocukları için eğitim bursu desteği veriyoruz. Ayrıca terör olaylarında hayatını kaybeden kolluk kuvvetleri mensuplarının geride bıraktıkları eş ve çocukları için de eğitim bursu çalışmalarımız sürmektedir. 

Sosyal medyada ne gibi etkileşimde bulunuluyor? Bu alanda ne gibi planlarınız var?
Sosyal medyayı da aktif olarak kullanıyoruz. Üyelerimiz arasında hızlı bili paylaşımını sağlamak için gruplar oluşturduk. Bu sosyal platformlarda ilginç, zor vakalar tartışılmakta hastanın tedavisi için optimal tedavi seçeneği ortak görüşe sunulmaktadır. Lokal toplantı ilanları, güncel yayınlar, yeni gelişmeler ve sosyal olaylar bu platformlarda paylaşılarak üyelerimizin iletişimi demokratik, hızlı ve güvenli olarak sağlanmaktadır. 

İletişim bilgileriniz nelerdir?
TÜRK NÖROŞİRÜRJİ DERNEĞİ MERKEZİ
Taşkent Caddesi 13/4
Bahçelievler-06500 ANKARA
Tel : + 90 312 212 64 08
Faks : + 90 312 215 46 26
E-Posta : info@turknorosirurji.org.tr

Yorumlar

Nöroşirürji ile ilgili aydınlatıcı bir bilgi yazısı olmuş, paylaşımınız için teşekkürler, blogunuzu takip ediyorum, umarım yazılarınıza bu tatta devam edersiniz, teşekkürler
Joy Smith dedi ki…
Bu yazı için teşekkürler. Ne dediğini kesinlikle kabul ediyorum. Son zamanlarda bu konudan arkadaşlarımla konuşuyorum.
beyin cerrahi

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge