Ana içeriğe atla

HABERDE ÖNCELİK İLGİNÇLİK DEĞİL, GERÇEKLİK OLMALI!

Uzman Gazeteciler Sağlık Haberciliğini Değerlendiriyor

Haberin bir gerçeğe dayanmasının önemini belirten Sabah Gazetesi Köşe Yazarı Şeref Oğuz, “Haberin, ilginç olmasından önce gerçek olması gerekir. Haberi ilginç kılmak bir şeydir ama ilginç haber uydurmak sahtekârlıktır” dedi. 

Haberler yapılırken, insanların dikkatini çekmesi hedeflenir. Bu süreçte de duyguları harekete geçirmek için gazeteciler farklı haber yazma tekniklerini kullanırlar. Haberin ilgi çekici olması için kurgulanırken, gerçeklerden uzaklaşmamak gerekir.  Haber kurgusu yaparken gerçeği soruşturmak gerektiğini vurgulayan Sabah Gazetesi Köşe Yazarı Şeref Oğuz, “360 derece sorgulamak, tarafları dinlemek, haberde suçlanan varsa mutlaka görüşüne başvurmak, delil ve fotoğraflarla desteklemek gerekir” diye konuştu. 

Haberlerin doğru ve güvenilir olması için gazetecilere ders niteliğinde, yol gösterecek önerilerde bulunan Sabah Gazetesi Köşe Yazarı Şeref Oğuz, medya ile ilgili görüşlerini paylaştı. 

Gazeteciliğe nasıl başladınız?
16 yaşımda liseyi bitirdiğimde öğretmen olan ailemle Gebze’ye göç ettik. O sırada Babıali’de Sabah Gazetesi’nde Genel Yayın Müdürü olan rahmetli dayım İsmail Oğuz, beni gazeteye ofis boy olarak aldı. Başyazarımız Necip Fazıl Kısakürek’in asistanlığını yaptım. Mesleği devrin büyük ustalarından öğrenme şansım oldu.  Daha sonra Büyük Doğu, Anadolu, Orta Doğu, Yeni İstanbul, Zaman, Son Havadis, Tercüman, Günaydın, Meydan, Milliyet, Star ve sonrasında Sabah’ta çalıştım. Muhabirlik, gece haber müdürlüğü, ekonomi yönetmenliği, yazarlık yapageldim. 

Sizce haberlerin kurgusu yapılırken nelere dikkat edilmeli?
En önemlisi haberin bir gerçeğe dayanmasıdır. İlginç olmasından önce gerçek olması gerekir. Haberi ilginç kılmak bir şeydir ama ilginç haber uydurmak sahtekârlıktır. Haber kurgusu yaparken gerçeği soruşturmak, 360 derece sorgulamak, tarafları dinlemek, haberde suçlanan varsa mutlaka görüşüne başvurmak, delil ve fotoğraflarla desteklemek gerekir. Dikkat edilmesi gereken, kişilik hakları, insani ve toplum değerlerine saygıdır. Cevap hakkı doğuyorsa onu yayınlamak, yalanlama gelmişse bunu da okura bildirmek gerekir. Haber atlatayım derken meslek ilkelerine ihanet, kendine ihanettir.

Ülkemizde yapılan sağlık haberlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sağlık, gazetelerde en fazla okunan haber türüdür. Hemen her gazetenin sağlık servisi veya editörü vardır ve burada genelde sağlığa dair faydalı bilgiler verilir. Bilgiye erişimin kısıtlı olduğu geçmiş yıllarda bu son derece önemli bir fonksiyondu. Ancak akıllı telefon, tablet, laptop gibi cihazlarla sağlığa dair bilgiye anında ulaşmak mümkündür. Buna rağmen gazetelerin sağlık köşelerinde yapılacak yığınca iş vardır. Misal bir konuyu derinlemesine ele almak, uzmanlarını konuşturmak, hastalar üzerinden sağlık konusunu işlemek mümkündür. Özetle internetten erişilebilecek bilgilerle sayfaları doldurmak yerine, orada olamayacak güncel konular işlenmelidir. Bunun yanı sıra sağlık yalnızca hastalığın değil, ilaçtan koruyucu hekimliğe, aşılardan çocuk bakımına dek çok geniş alanda bilgi sunabilir.

Sizce sağlık haberlerinde diğer haberlerden farklı olarak nelere dikkat edilmeli?  
Sağlık, şakaya gelmeyen en ciddi konulardan biridir. Yalan yanlış, bilgiye değil kanaate dayanan konular kullanılmamalıdır. İlaç veya sağlık kurumu reklamı yapılmamalı, okurlar ticari kaygılarla yönlendirilmemelidir. Bir başka fark, işin uzmanının dilini, okurun diline çevirmektir. Biliyoruz ki doktorlar genelde kendi aralarında geçerli bir jargon kullanır ve bunu bizim de anlamamızı beklerler. Sağlık habercisine düşen, okuruyla doktor arasında anlaşılabilir arayüz olmaktır.

Hayatımızda çok fazla yer alan yeni medyada sıklıkla bloglarla karşılaşıyoruz. Birde blog haberciliği diye bir kavram var, siz blog haberciliği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bilişim ve sosyal medya herkese, dünya çapında yayıncı olma imkanı sundu. Bugün dileyen dilediğince görüşünü, bilgisini ağa bağlı insanlarla paylaşabiliyor. Blog bunlar arasında kişisel yayıncılığın bilinen en pratik yöntemidir. Geleneksel medyaların birbirine benzediği ve “tekten çoğa” yayın anlayış yerine “çoktan çoğa” yöntemine imkan sunar. Bloglarda derinliğini sergileyen herkes, eteğindeki taşı dökebilir ve bu bilgilere ihtiyaç duyanlara ulaştırabilir. Blog haberciliğini ben geleneksel medyadan büyükçe pay koparacak ve giderek daha da gelişecek bir mecra olarak görüyorum. Yeter ki insanlara dokunan ve onlara değer katan bilgi, ilham, yaklaşım sergileyebilsinler.

Meslek hayatınızda unutamadığınız bir anınız var mı?
İnsan 44 yıl bu mesleği yapıyor ve bir günü ötekinden farklı gelişiyorsa, meslek hayatında çok şeyi unutarak var olabiliyor. Hayatımı derinden etkileyen anılarım da hep bu meslekten zaman zaman kopmam, işsizlik zamanlarım olmuştur. Gerisi; zaten unutmamak için yazdığımız anlar, anılardan ibaret aslında…

Dr. Şeref Oğuz kimdir?
1955 yılında Bayburt'ta doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Trabzon'da tamamladı. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun olduktan sonra aynı fakültede İstatistik ve Sosyal Siyaset disiplinlerinde master ve ekonomi alanında doktora derecesi aldı. Doktora sonrası Londra Üniversitesi’nde ”Sufficent Knowledge” konusunda araştırmalar yaptı.
Gazetecilik hayatına 1970 yılında Sabah Gazetesi’nde başlayan Oğuz, eğitiminden sonra Tercüman Gazetesi Ekonomi Yönetmenliği görevi ile meslek hayatına geri döndü.
Sırasıyla Günaydın Gazetesi Bölge Gazeteleri Yayın Sorumluluğu, Meydan Gazetesi Ekonomi Yönetmenliği, Milliyet Gazetesi Ekonomi Yönetmenliği ve Kanal 6 ve Yeni Yüzyıl tepe yöneticiliği görevlerinde bulundu.

26 yıldan bu yana bilgi ekonomisi, yeni ekonomi ve değişim yönetimi üzerine araştırmalar yapan Şeref Oğuz, Internet Society kurucularındandır. Internet’te ilk büyük Türk gazetesi Milliyet.com projesini yönetti. 1996 Haziran’da dünyanın ilk sanal mitingini gerçekleştirdi. Son 2 yıldır bilgisayar destekli eğitim için geliştirdiği “Her Okula Internet” projesine yoğunlaştı.

Bedensiz özgürlük ve sanal kültür üzerine sayısız makale, yazı ve söyleşisi bulunan Oğuz 1996’dan bu yana Anadolu’da KOBİ’lere yönelik Yeni Ekonomi Konferansları vermektedir.
1999 yılında Koç Holding Yeni Ekonomi danışmanlığı görevine getirilen Oğuz, 2007’den bu yana Sabah Gazetesi’nde köşe yazarlığı yapmaktadır.

Şeref Oğuz, Ulusal Rekabet Araştırmaları Kurumu, Türkiye Zeka Vakfı Yönetim Kurulu, Türkiye Satranç Federasyonu Yönetim Kurulu, Internet Kurulu üyesi ve Meclis Bilgi Grubu parlamento dışı üyesidir. Evli ve 2 erkek çocuk babasıdır. Özel zevkleri arasında uzun dönemler tarihi, bilgi sosyolojisi, müzik araştırmaları, nota yazıları, tanbur ve ney bulunmaktadır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge