Ana içeriğe atla

ASTIM HASTALARI GRİP OLURSA NE YAPMALI?

Son dönemlerde soğukların artmasıyla birlikte grip salgını kendini göstermeye başladı. Acil servisler üst solunum yolu enfeksiyonlarından muzdarip hastalarla dolup taşarken, astım hastalarının yapması gerekenler konusunda kafa karışıklığı var. Astım ataklarını neler tetikler? Astım hastası grip olursa ne yapmalı? Gripten korunmak için neler yapmalıyız? 

Bilinçli bir birey olarak, uzmanlardan yol haritasını öğrenmek ise bu süreçte yapılacak çok önemli bir adım. Türk Toraks Derneği Başkanı Prof. Dr. Arzu Yorgancıoğlu ile astım hastalarının yapması gerekenleri ve grip için alınacak önemleri konuştuk. 

Astım nasıl bir hastalıktır?
Astım, hava yollarının (bronşların ) ataklar (krizler) halinde gelen tıkanmaları ile karakterize  bir hava yolu hastalığıdır. Bronşlarda mikrobik olmayan bir iltihap vardır. Bu nedenle şiş ve ödemlidir. Ayrıca, uyaranlara aşırı duyarlıdır.  

Astım ataklarını neler tetikler?
Astımlı bir kişide uyaranlar havayolu ile alınan çeşitli alerjenlerdir, ev tozu akarları, polenler, kedi köpek tüyleri, sigara, hava kirliliği gibi sıralayabiliriz. 

Grip astımı tetikler mi? 
Viral kaynaklı üst solunum yolu enfeksiyonları sonbahar ve kış aylarında astımlılar için çok sık görülen tetikleyicilerdir. Astımlı hastalar grip sonrası uzun süren öksürüklerden muzdarip olurlar.  “Her grip göğsüme iniyor “ şeklinde yakınırlar.  

Grip aşısı olabilir miyiz? Zamanı geçti mi?
Astım hastaları mutlaka her yıl grip aşısı olmalıdır. Zamanı geçmiş değildir, küresel ısınma ile mevsimler kaydığı ve gripal enfeksiyonlar Aralık ayının ikinci yarısında artmaya başladığı için hala aşı yaptırılabilir.

Grip enfeksiyonu genel olarak 1-2 hafta içinde düzelir. Ancak, bebeklerde, yaşlılarda ve ciddi sağlık sorunu (kronik kalp ve akciğer hastalıkları, böbrek ve karaciğer yetmezliği, şeker hastalığı) olan kişilerde ağır seyredebilmekte, akciğer enfeksiyonlarına (zatürre) ve ölüme yol açabilmektedir. Bu nedenle, bu risk gruplarının her yıl düzenli olarak aşılanması önerilmektedir.

Grip olmamak için ne yapmalıyız?
Grip virüsü insandan insana öksürük, hapşırık, konuşma sırasında saçılan damlacıklarla bulaşmaktadır. Ayrıca, enfeksiyonu olan bir kişinin ellerinde de bulunabilmekte (öksürük sırasında elle ağızın örtülmesi), dolayısıyla bu ellerin temas ettiği yüzeylerde (örneğin, kapı kolları) uzun süre canlı kalabilmektedir. 

Hasta kişiler ile yakın temastan kaçınmalıdır.
Grip benzeri bir hastalık geçirildiğinde evde istirahat edilmelidir. 
Hastayken, hastalığı bulaştırmamak için mümkün olduğunca diğer insanlarla temas sınırlandırılmalıdır. 
Aksırma ve öksürme esnasında burun ve ağız kağıt mendille kapatılmalı ve kullanılan kağıt mendil çöp kutusuna atılmalıdır. 
Sabun ve su ile eller sık sık yıkanmalıdır. 
Bulaşma yollarından olan ağız, burun ve gözlere kirli ellerle temas etmekten kaçınmalıdır. 
Yüzeyler sık sık temizlenmelidir.
Bu arada aşırı yorgunluktan, soğuğa maruz kalmaktan kaçınmak, dengeli ve düzenli beslenmek  ve  uyumak gereklidir. 

Grip olan bir astım hastası ne yapmalı?
Diğer kişilerden farklı değil.  Mutlaka istirahat etmeli, yeterli sıvı ve  vitamin almalı.  Bunlara ek olarak da astım ilaçlarını düzenli kullanması önemlidir.  Astım şikayetlerinde artma olursa hekimine danışarak ilaç dozlarını artırması gerekebilir. 

Antibiyotik kullanmalı mıyız?
Antibiyotikler virüs enfeksiyonlarına karşı etkili değildirler. Yalnızca grip enfeksiyonunda etkili olan (diğer virüs enfeksiyonlarında etkili olmayan) ilaçlar bulunmaktadır. Ancak grip enfeksiyonunun ilk 48 saati içinde antiviral ilaçlar başlanırsa anlamlı yarar sağlamaktadırlar. 

Bu kış görülen grip virüsü "domuz gribi" virüsü mü?
2009-2010 yılı sonbahar ve kış aylarında ortaya çıkan H1N1 virüsü yeni bir yapıya sahipti. İnsanların daha önce karşılaşmadığı, bu nedenle de bağışık olmadıkları virüs hızla yayıldı. Genetik yapı olarak domuzlarda görülen influenza virüsüne benzerliği nedeniyle "domuz gribi virüsü" olarak tanımlandı. 

Ancak 2009'dan bu yana geçen sürede virüs çok sayıda insanı hasta ettiği için toplumsal bir bağışıklık oldu. Sonuç olarak H1N1 virüsü sıradan mevsimsel grip etkenlerinden biri haline dönüştü. Hatta bu nedenle grip aşısının içinde bulunmaktadır. 

Astımlı bir hasta tamamen normal yaşayabilir mi?
Sloganımız  “Astımınızı kontrol altına alabilirsiniz” ve “Astım ilaçlarımı doktorumun önerdiği şekilde kullanıyorum, astımdan korkmuyorum” şeklindedir.
    
Astım tedavisinin amacı işte bu kontrolün sağlanmasıdır. Uygun ilaç tedavisi ile astımlılar iş ve okul dahil günlük yaşamlarına, hastalık nedeni ile herhangi bir kısıtlanma olmadan devam edebilirler. Spor ve hobilerini yapabilirler. 

Astım ilaçlarının büyük bir kısmı soluk alma yolu (inhalasyon) ile kullanılan ilaçlardır ve bu yolla daha az yan etki ile direk hava yollarında istenen tedavi edici etkiyi oluştururlar. 
Astımla tamamen normal bir yaşam mümkündür ve bu ulaşılması zor bir hedef değildir. Burada kilit nokta hasta-hekim işbirliği,   yol arkadaşlığıdır. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge