Ana içeriğe atla

SAĞLIK İLETİŞİMİNİN GELECEĞİ NE OLACAK?

Sağlığın geleceği ve yeni projelerin konuşulduğu 2. Annual Turkey Hospital Expansion Summit’te sağlık iletişiminin, doğru kullanıldığında sağlık ekonomisi ve sağlığın geliştirilmesinin yönünü nasıl değiştireceği üzerine önemli noktalara değinildi. 

2.Turkey Hospital Expansion Summit birbirinden farklı panellerle sağlık yatırımcılarını ve konunun ilgililerini bir araya getirdi. Sağlık yatırımlarında göz önüne alınacak durumlar arasında sağlık iletişiminin doğru yönetilmesi de ele alındı. Moderatörlüğünü Sağlık ve İnsan Dergisi Yayın Editörü Esra Öz'ün yaptığı, Dijital Sağlık oturumunda Galatasaray Üniversitesi iletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Elgiz Yılmaz, Memorial Kurumsal İletişim Müdürü Esra Aydemir ve Medicana Hastanesi Teknoloji Yöneticisi Murat Eren konuştu.

Sağlık ve İnsan Dergisi Yayın Editörü Esra Öz, sağlık iletişimin kritik bir nokta olduğuna dikkat çekerek, sağlık ekonomisi ve sağlığın geliştirilmesi açısından çok önemli olduğunu dile getirdi. Sağlık iletişiminin iyi yönetilmesi hem hastanenin iyi tanıtılması hem de sağlık çalışanları, hasta ve hasta yakınları açısından da iyi yönetilmesi gerektiğine değindi.  Öz, yurt dışındaki hastanelerden örnekler vererek sağlığın dijitalleşmesindeki önemli noktalara değindi. 

Sağlık Aktörleri Arasındaki İletişiminde Görülen Modelleri
Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Elgiz Yılmaz, şehir hastaneleri gibi kapsamlı modellerde sağlık aktörleri arasındaki iletişiminde görülen modelleri ele alarak, bu sürecin dijital dönüşümden nasıl etkilendiğini anlattı. Bu aktörler arasındaki iletişimde çift yönlülük olmazsa, hastanın sağlık okuryazarlığı düzeyini artıracak geri bildirimler verilmezse, kişiselleştirilmiş sağlık teknolojilerinin hayal edilen kullanım oranını yakalayamayacağını belirten Yılmaz, “Örneğin doktorun verdiği elektronik reçeteler ile eczaneye başvuran hastalara, ‘Satın aldıkları ilaçların doktorun reçete ettikleri mi yoksa eczacının tercihiyle verilen muadilleri mi?’ olduğunun ayrımını yapamazsa tedavi sürecini etkileyen ek faktörler devreye girebilir. Bu tür reçeteleme üzerinden bazı dijital temelli iş ve iletişim modelleri kurgulayan sektör aktörleri hayal kırıklığı yaşayabilir. Bu nedenle çeşitli platformlarda eczacıları, hekimleri, hastaları, hasta yakınlarını, hasta derneklerini, ilaç şirketi profesyonellerini, sosyologları, akademisyenler ve sağlık habercileri bir araya getirerek bireylerin sağlık ve teknoloji okuryazarlık düzeylerini artıracak stratejiler geliştirilmesi gereklidir” diye konuştu.


Dijital Medya, Geleneksel Medyanın Yerini mi Alıyor?
Memorial Kurumsal İletişim Müdürü Esra Aydemir,  konuşmasında şunları söyledi: “Dijital medya, geleneksel medyanın yerini mi alıyor? Dijital medya, kağıttan medyanın yerine mi geçecek? Biz iletişimciler günümüzde artık bu sorulara yanıt arıyoruz. İnternetin 18 yıl önce bir iletişim aracı olarak hayatımıza girmesi, dünya ile birlikte Türkiye’de de gazetelerin internet siteleri üzerinden yayın yapması ve gazeteciliğin dijitalleşmesi, sosyal paylaşım sitelerinin hızla artması ve kullanıcılar tarafından en önemli haber alma aracı haline gelmesi, bu soruların yanıtını aslında veriyor. Çok değil, bundan birkaç yıl önce ajanslar veya eğitmenler sunumlarında Facebook’tan bahsederken şu ifadeyi kullanıyordu. “Eğer Facebook bir ülke olsaydı dünyanın nüfus bakımından üçüncü büyük ülkesi olurdu.” Artık sosyal ağları, sosyal medyayı anlatırken bu tür ifadeleri kullanmaya ihtiyaç duymuyoruz. Sabah kalktığımızda akıllı telefonlarımızla ilk baktığımız şey, Facebook’ta ya da Instagram’da paylaştığımız fotoğrafın kaç beğeni aldığı oluyor. Sağlık iletişimi de bu noktaya geldi. Yazılı basının artık eski heyecanından uzak olduğu, gazete yazı işleri editörleri kadar internet portallarının editörlerinin de önem kazandığı günümüz iletişim dünyasında, hastaneler de bu kurala yavaş yavaş ayak uyduruyor. Artık ürettiğimiz içerikler ile gündemi yakından takip ederek, halkın anlaşabileceği ve ilgi gösterebileceği özel içerikler üretmek zorundayız. Bunları en hızlı ve en efektif şekilde takipçilerimize sunmalıyız. Sağlık ile ilgili bilgi sahibi olmak isteyen, herhangi bir sağlık sorununda doğru tedaviye yönlendirilmeye ihtiyaç duyan herkesin bunlardan en etkin şekilde yararlanmasını sağlamalıyız. Toplamda 76 bin sosyal medya profesyoneli ile yapılan bir araştırmaya göre şirket kazancının yüzde 10’unu pazarlama stratejileri, pazarlama bütçesinin yüzde 25’ini dijital ve dijital pazarlama bütçesinin yüzde 30’unu da sosyal medya oluşturuyor. Yani stratejilerin günümüzde bu şekilde belirlenmesi açık bir gerçektir. Yine Google’ın gözünden sağlık sektörü verilerine göre; sağlık ile ilgili araştırmalarına yüzde 76 oranında kullanıcı internet ile başlıyor. Kullanıcıların sağlık ile ilgili internet aramalarının yüzde 49’u hastalık isimleri ve yüzde 35’ini de belirtiler oluşturuyor. Bu veriler ve bilgiler de bize ne tür içerikler paylaşmamız gerektiği, kullanıcılarımıza nasıl ulaşabileceğimiz yönünde bir plan oluşturma fırsatı veriyor. Memorial hayatın merkezinde bir marka. Umudun, sevincin, yeniden yaşama dönmenin ve tabi ki sağlığın merkezinde. Marka sloganımız “Çünkü sağlığınız değerli”. Sosyal medyada bu sloganı destekleyen sağlıklı yaşam bilgileri sunuyoruz. Kimi zaman duygulara dokunuyoruz, kimi zaman da eğlenceli içeriklerle kullanıcılarla bağımızı güçlendiriyoruz.”

Sağlığın Teknolojiyle Gelişimini Hayal Edin
Medicana Hastanesi Teknoloji Yöneticisi Murat Eren, ise konu ile ilgili şöyle konuştu: “Temel ihtiyaçlar hiyeraşi piramitinde artık yeni bir katman var. İnternet kullanım ihtiyacı. Yeni kuşaklar artık internetle doğuyor, hayatın her alanında internete bağımlılık ihtiyacı yemek içmek gibi olmazsa olmaz. Bu ihtiyacın doğuşu yeni hastalıkların ortaya çıkmasına yol açıyor. Mesela, “İnternet Bağımlılığı” polikliniği. Bu dijital dönüşüme şirketlerde duyarsız kalmayarak CDO-dijital dönüşümden sorumlu başkan yardımcısı pozisyonu konumlanıyor. Sosyal medya ilişkileri, dijital pazarlama, müşteri deneyimi ve yönetimi yanında oluşan büyük bilgi bankasının yönetimi de bu pozisyonun kontrolü altında çünkü her aygıt internete bağlı artık. Bu değişim sağlığımızı uzun ve sağlıklı yaşam süreleri olarak etkiliyor. Hastalıklardan teknoloji sayesinde korunarak oluşan gen haritamızla yaşam tarzımı değiştiriyoruz. Sabah kalktığımızda sihirli aynamıza soruyoruz “Bugün nasılım?”, “Telefonumuza soruyoruz bu besini yemeli miyim?” , “Bu ilacı almalı mıyım?” gibi. Tedavilerde artık dijital platformda, doktorunuz sizi önce simülasyonda ameliyat ediyor, sonra gerçek ameliyatı gerçekleştiriyor. 3 boyutlu yazıcılarla yapılan, yapay organlar hayatımızın içinde varlar. Kısacası bireysel veya toplumsal sağlığımızda teknolojik gelişmeler sürekli bir parçamız olacaktır.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge