Ana içeriğe atla

TÜRKİYE'DE 3 MİLYON KİŞİ KALP YETERSİZLİĞİ RİSKİ ALTINDA

Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu, "Kalp Yetersizliği Günü'nde" önemli rakamlar paylaştı. Tokgözoğlu, Türkiye'de 1,5 milyon kişinin kalp yetersizliği hastası, 3 milyon kişinin hastalık riski altında olduğunu söyledi. Tokgözoğlu, Türkiye'de insanların kalp hastalıklarına Avrupa ve ABD'ye göre 8 yaş önce yakalandıklarını vurguladı.
 
Türk Kardiyoloji Derneği (TKD) Kalp Yetersizliği Farkındalık Günü kapsamında hastalığa dikkat çekmek amacıyla Ankara’da bir toplantı düzenledi. TKD Başkanı Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu (Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji ABD), TKD Kalp Yetersizliği Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Birhan Yılmaz (Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji ABD), TKD Kalp Yetersizliği Çalışma Grubu Önceki Başkanı Prof. Dr. Yüksel Çavuşoğlu (Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji ABD), TKD Genel Sekreteri Prof. Dr. Adnan Abacı (Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji ABD) ve Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkan Yardımcısı Dr. Bekir Keskinkılıç’ın katılımıyla gerçekleşen toplantıda günümüzde görülme sıklığı giderek artan hastalıkla ilgili güncel bilgiler aktarıldı.

Hastalığın önümüzdeki 15-20 yıl içinde toplum sağlığını tehdit eden boyutlara ulaşacağına dikkat çeken Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu,  Avrupa ülkelerinde 15 milyon, ABD’de 6 milyon, Türkiye’de ise yaklaşık 1,5 milyon kalp yetersizliği hastasının bulunduğunu bildirdi. Türkiye nüfusunun yaşlanması sonucu bu rakamın önümüzdeki 10 yıl içinde en az 2-3 kat artacağını öngördüklerini belirten Prof. Dr. Tokgözoğlu, bugün için ülkemizde 9 milyon kişinin kalp yetersizliği gelişimi açısından risk altında olduğunu ifade etti. Bu kişilerin üçte birinde ise yakın zamanda kalp yetersizliği gelişeceği öngörülüyor. Hastalıkta beklenen yaşam süresinin pek çok kanser türünden daha kötü olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Tokgözoğlu, hastalığın hayat boyu tedavi gereksinimi, sık hastaneye yatma ihtiyacı, komplike ve pahalı cihaz tedavisi uygulamaları nedeniyle aynı zamanda sağlık ekonomisi üzerine yüksek maliyetler getirdiğine işaret etti.

Kalp Yetersizliği Önlenebilir Bir Hastalık
Kendini başlıca nefes darlığı, ayaklarda şişme ve çabuk yorulma şeklinde gösteren kalp yetersizliğinde ayrıca öksürük, iştahsızlık, vücut ağırlığında değişiklik, gece sık idrara çıkma, yorgunluk ve bitkinlik şikâyetleri de görülebiliyor. Ancak kalpte yapısal değişiklikler bu yakınmalar ortaya çıkmadan uzun süre önce başlıyor. Bu da kalp yetersizliğine adım atmaya hazır potansiyel büyük bir hasta grubunun olduğuna işaret ediyor.

Hipertansiyon, şeker hastalığı, obezite, kalp damar hastalığı, kronik akciğer hastalığı, kronik böbrek yetmezliği, kalp kapak hastalığı, kalp ritim bozuklukları, kalp kası hastalığı veya doğumsal kalp hastalığı kalp yetersizliğine zemin hazırlıyor. Bu hastalıkların zamanında tespiti ve tedavisi kalp yetersizliğine gidişi yavaşlatıyor, hatta önleyebiliyor. Bu nedenle yakınmalar ortaya çıkmadan önceki dönemlerde yapılacak girişimler ile kalp yetersizliği önlenebilir bir hastalık olarak değerlendiriliyor.

Türkiye’de Kalp Daha Erken Yoruluyor
Türkiye'de 40 yaş sonrası kalp yetersizliği riskinin yüzde 20 olarak tespit edildiğini anlatan Tokgözoğlu, "Avrupa ve ABD'de kalp yetersizliği hastalarının yaş ortalaması 70 iken ülkemizde bu ortalama 62'dir. Kalp yetersizliği olgularının yüzde 20'sini 1 yıl içinde kaybediyoruz. Yaşam beklentisi prostat, kalın bağırsak, deri, meme, rahim kanserlerine göre daha düşük. Hipertansiyon, şeker hastalığı, obezite, kalp damar hastalığı, kronik akciğer hastalığı, kronik böbrek yetmezliği, kalp kapak hastalığı, kalp ritim bozuklukları, kalp kası hastalığı veya doğumsal kalp hastalığı, kalp yetersizliğine zemin hazırlıyor. Kalp yetersizliğinde erken tanı, hastalığın ciddiyetinin ortaya konması ve buna göre oluşturulacak tedavi planının yakın takip altında uygulanması ölüm oranlarının azaltılmasını sağlıyor. Bu hastalarda ilaç tedavisine ek olarak yaşam tarzı değişiklikleri; tuzsuz diyet,  sebze meyve ağırlıklı beslenme, kilo kontrolü, düzenli egzersiz programları  ve gerekli olgularda kalp pili tedavisi veya kalp şoklama cihazlarının uygulanması yaşam kalitesinin düzeltilmesi ve ölümlerin azaltılmasında etkili oluyor” dedi.

Ayak Bileğinde Şişlik, Öksürükle Uyanmaya Dikkat
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yüksel Çavuşoğlu, Dünya Sağlık Örgütü'nün kalp yetersizliğini gelecek 15-20 yıl içinde toplum için en önemli tehdit olarak açıkladığını ifade etti. Çavuşoğlu kalp yetersizliğinin belirtilerini şöyle anlattı: "Nefes darlığı, ayak bileği ve bacaklarda şişlik, çabuk yorulma, çarpıntı, gece uykudan öksürükle uyanma, gece sık idrara çıkma, iştahsızlık ve bulantı, karında şişlik ve rahatsızlık, hızlı kilo alımı, baş dönmesi."

Tuzsuz Diyet, Sebze Ve Meyve Ağırlıklı Beslenme
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Abacı ise hastalığın tedavi yöntemlerini anlattı.
Kalp yetersizliğinde erken tanının, hastalığın ciddiyetinin ortaya konması ve oluşturulacak tedavi planının yakın takip altında uygulanması için önemli olduğuna dikkati çeken Prof. Abacı, "Bu hastalarda ilaç tedavisine ek olarak yaşam tarzı değişiklikleri (tuzsuz diyet, sebze meyve ağırlıklı beslenme, kilo kontrolü, düzenli egzersiz programları vb) ve gerekli olgularda kalp pili tedavisi veya kalp şoklama cihazlarının uygulanması yaşam kalitesinin düzeltilmesi ve ölümlerin azaltılmasında etkili oluyor" diye konuştu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge