Ana içeriğe atla

“ORGAN NAKLİ” ETİK AÇIDAN YARIŞACAK

Etik alanında organ naklindeki uygulamaları gençlerin yaratıcı düşüncelerinin, bilimsel ve etik biçimde gelişmesi amacıyla düzenlenen Etik yarışmasının bu sene beşincisi yapılıyor. Yarışmaya katılarak birinci olan proje sahibi Pittsburgh'da staj yapma imkanı kazanıyor.

Ulusal Tıbbi Etik Proje Yarışması Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı tarafından 4 yıldan beri düzenleniyor. Farklı projeler geliştiren öğrencilerden yarışmada dereceye girenler çeşitli ödüller kazanırken, bir kişi Amerika’da eğitim alıyor. 5. Ulusal Tıbbi Etik Yarışması Jüri Başkanı ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Etiği ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nesrin Çobanoğlu, bu sene “organ nakli ve etik” konusunun ele alınacağını söyledi.  Çobanoğlu, organ nakli ve beyin ölümü ile ilgili konuların tıp etiğinin konusu olduğunu kaydederek şunları söyledi: “Organ nakli için “gerek koşul” organ bağışıdır. Organ bağışı ise toplumsal etik bir olgudur. Böylece, organ nakli, beyin ölümü ve organ bağışı konuları hem tıbbi etiğin hem de toplumsal etiğin ortak konusudur. Bu konularla ilgili değerlendirmelerimizde konunun iki boyutunu da göz önünde bulundurmak gereklidir. Bu konular birbirinin ayrılmaz parçasıdır.”



Sorunlara Yönelik Her Çözüm Belki de Başka Yeni Sorunlar Doğuracaktır
Canlıdan canlıya nakillerde etik sorunlar olduğu gibi, kadavradan nakillerde de etik sorunlar yaşandığını belirten Çobanoğlu, “Organ naklinde ana sorun nakil yapacak organ sayısının nakil bekleyenleri karşılayamayacak düzeyde olmasıdır. Toplumda organ bağışı yapmaya yönelik değer sistemi güçlendirilmelidir. Organ bağışının toplumsal etik değeri vurgulanarak, farkındalık yaratılmalıdır. Bu bağlamda “beyin ölümü” kavramı önemlidir. Beyin ölümü gerçekleşmiş bireylerden bağışlanan organlarla, birden çok insan sağlıklı yaşama olanağına kavuşturulabilir. Organ bağış sayısının artırılması gerekli ve bunun için toplumun bilinçlendirilmesi ve konuyla ilgili eğitimlerin sürekli yapılması önemlidir. Bunun dışında Bilim Dünyası, organ nakli ile ilgili çalışmalarına hızla devam etmekte ve çözüm önerilerini geliştirmektedirler. Sorunlara yönelik her çözüm belki de başka yeni sorunlar doğuracaktır. Bununla birlikte organ nakliyle yaşama döndürülen ya da yaşam kalitesi artırılan her insan, tıp alanında çalışan bilim insanlarını bu konuda yeni çalışmalar ve yeni buluşlar yapmaya yönlendiren önemli bir etki yaratmaktadır” diye konuştu. 

Konu Seçiminde Nelere Dikkat Edilecek?
Organ Nakli, Beyin Ölümü, transplantasyon kararı, organ naklinde adil ve ihtiyaca yönelik verimli bir organ dağıtım sisteminin kurulması, aydınlatılmış onam, organ bağışı kararı, konuyla ilgili hukuksal düzenlemeler, ulusal ve uluslararası kurallar gibi konularda birçok etik ikilemler vardır. Konunun tıbbi etik boyutunun yanı sıra, toplumsal etik boyutu da çok önemlidir ve yarışmanın kapsamı içinde yer alıyor. 


Yarışmaya Kimler Katılabilir?
Yarışmaya tıp fakültesi öğrencilerinin yanı sıra tıp etiği ile ilgili olabilecek hukuk, moleküler biyoloji, mühendislik, psikoloji, hemşirelik gibi bölümlerden lisans düzeyinde öğrenim gören üniversite öğrencileri de katılabiliyor. Tek kişi başvurabileceği gibi, 5 kişilik gruplar oluşturabiliyorlar; ancak ödülü bir kişi kazanıyor. Projeye hazırlık sürecinde katılımcılar birden fazla danışmandan destek alabiliyorlar. Yarışmacın amacı; öğrencilerin mesleki yaşantılarında karsılaşabilecekleri etik sorunlar konusunda farkındalık oluşturabilmek ve etik ikilemlerde çözüm önerileri geliştirebilmelerini sağlamaktır. Böylece, yaşamın tüm alanlarında gelecek kuşakları oluşturan ve mesleği aracılığıyla geleceği biçimlendirecek olan üniversite öğrencilerinin, uygulamada etik sorunları fark etmesi ve çözüm önerileri geliştirmesi yoluyla etik değerleri benimsenmesi sağlanabilir. Ulusal Tıbbi Etik Yarışması bu amacı gerçekleştirmek yolunda önemli bir işlev görüyor. Finale kalan projeler her sene bir kitap olarak basılıyor. Son başvuru tarihi, 31 Mart 2014

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge