Ana içeriğe atla

ECZACI “SÖZ VER” DEDİ

Uzun yıllar Amerika’da yaşayan ve orada edindiği bilgi ve tecrübeleri ülkemizde öğretmek amacıyla Türkiye’ye dönen Ecz. Leyla Mine Tandağ, yaşadıklarını, öğrendiklerini ve pozitif bakış açısını “Söz Ver” isimli kitabında yazdı.

Amerika’da uzun yıllar çalıştıktan sonra, edindiği bilgileri Türkiye’ye döndüğünde kitap olarak yayınlayan Ecz. Leyla Mine Tandağ, pozitif bakarak birçok hedefin gerçekleştirilebildiğini anlattı. 
Ecz. Leyla Mine Tandağ, kitabı “Söz Ver” ve çalışmaları hakkında Med-Index Yayın Yönetmeni Esra Öz’ün sorularını yanıtladı. 

Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
26 Aralık’ta İstanbul’da doğdum. Lise mezuniyetine kadar İstanbul’da okuduktan sonra Üniversite eğitimi için Amerika’daki Wesleyan College’a gittim. Sırası ile Wesleyan, İstanbul Üniversitesi Eczacılık fakültesi, Kaliforniya Üniversitesi San Diego, İllinois Teknoloji üniversitesi ve Chicago Üniversitelerindeki Lisans ve Yüksek Lisans eğitimlerimi tamamladım. ABD ve Türkiye’deki ilaç endüstrilerinde üst düzey yöneticilik, Türkiye Fındık Tanıtım Grubu, Dış Ticaret Bakanlığı, İhracatlar Birliği ve ABD Tarım Bakanlığının ortaklaşa kurmuş oldukları Amerika Fındık Konseyinde 5 sene yöneticilik, Amerika Sağlık Bakanlığında Proje Direktorü olarak çalıştıktan sonra 2009 sene sonuna doğru ülkeme döndüm. Şu anda Nefes Eczanesinin Eczacılığını yaparken, LMT Danışmanlık şirketimle Türk ve ABD firmalarına eğıtım ve danışmanlık yapmaktayım. 2004 senesinde Olimpiyat Meşalesini taşıdım. 2005-2006 senelerinde ABD’de Stratejik planlama, görsel ve yazılı reklam ödülleri alırken, ABD’de şiirlerimle birçok ödüle layık görüldüm. Piyano çalmak, tenis oynamak, kar kayağı yapmak ve tabii ki yazmak hobilerim arasında yer alıyor.

Kitabınızı yazmanızdaki etken nedir?
Yolculuklarda ve müzik çalan her ortamda kısa kısa notlar alırım. Herkese tavsiye ediyorum. Yazın, aklınıza gelenleri not alın. Aslında kitap yazmak gibi bir niyetim yoktu. Ancak yazıyordum; bilgisayarlarımda toplasanız 2 binden fazla şiir, 500’den fazla yazı var. Zaten 2003- 2008 yılları arasında hiç durmadan ABD’deki tek en büyük eğitim platformu mezun.com adresinde ve bir sene kadar da, ABD’deki tek ve ilk Türkçe online gazetesinde köşe yazarlığı yaptım. 2012 Temmuz ayı sonu tatilde iken bilgisayarımda yeni bir dosya açtım, yazmaya başladım ve 3 ay boyunca aynı dosyaya yazı yazmaya devam ettim. Arada dönüp okuyunca fark ettim ki, “aslında bir sürükleyici tarafı var ve okuyucularıma ulaşabilirim, olur ya okunursa belki bir nefes aldırabilirim” diye düşündüm.

Devam kitabı yazmayı düşünüyor musunuz?
Dürüst olmak gerekirse şu anda bir aşk romanı ve şiir kitabım hazır bekliyor. Okurlar “Söz Ver”’in tarzını beğendikleri için ısrarla bu kitabın devamını yazmamı istiyorlar. Sanırım önceliği buna vereceğim. 

Kitapta vermek istediğiniz mesaj nedir?
Kitabım bir yolculuk aslında… Benim hayatımdan kesitler ve deneyimlerden yola çıkarak okuyucuya vermek istediğim mesajlar var içinde. Okuyucu ile dertleşmek, değişik kitlelere ulaşmak ve yorumlarını almak istedim. 
Türkiye’ye döndüğümden beri insanların hızlı bir şekilde çok tek düze, stresli yaşayıp çok çabuk her şeyi tükettiklerini gördüm. Bu hırpalayıcı bir durum. Bu sebepten ısrarcı bir şekilde bu tüketim cağında insanlara diyorum ki “ Bir dakika bir durun, bir ruhsunuz. Bunu es geçmeyin.” Herkesin birbirine vereceği bir öğreti var bu hayatta. 



Okurlarınıza iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?
Okuyucularım hep “Kariyerinizi ve başarılarınızı kutlarız, çok donanımlısınız” diye mesaj atıyorlar. Ancak inan, bunlar sadece yaptığım her şeye yüreğimi akıttığım için oluyor. Bunu yaparsanız öyle çok fazla uğraşmanız gerekmiyor. Teslim olursanız yapacağınız işe, yürüyeceğiniz hedefe odaklanırsanız yapamayacağınız hiçbir şey yok. Hepimiz aynıyız. 

Kitabınızla ilgili nasıl tepkiler aldınız?
Hiç tanımadığım insanlardan “bana çok faydalı oldu”, “tam ihtiyacım olduğu dönemde bu kitap elime geçti”, “sanki ben de sizinle bu yollardan geçmişim”, “bende yazacağım” ki bu benim okuyucu da uyandırmak istediğim bir his idi, “değişik, şiirsel ve içten bir tarz”, “çok sürükleyici ne zaman ikincisini yazıyorsunuz?” şeklinde yorumlardan almaya başladım. Ancak en hoşuma giden olayı Eczanemde yaşadım, hastalarımdan biri yanıma geldi “Gel sana bir sarılayım.”dedi. Ne olduğunu anlayamadım. “Kitabında bahsettiğin deden, benim Ankara’dan dostumdu. Çok özel bir insandı, kitabı bitirir bitirmez, yanına koştum.” dedi. 

Mutlaka herkesin okuması gereken kitap, müzik ve film sizce hangisi? 
Son okuduklarımdan hemen aklıma gelenler, kitap “Tanrı tedbiri kıyafet gezer.” Filmlerden August Rush, kitabımda da yazdıgım gibi kesinlikle seyredilmesi gereken bir fim. Ve Müzik denilince, Adele ve Rihanna geliyor. 

Sağlık haberciliği üzerine düşüncelerinizi öğrenebilir miyim? Sağlık haberlerinde nelere dikkat ediyorsunuz?
Sağlık haberciliği sadece sağlık çalışanları için değil hatta aksine normal vatandaş için daha da önemli. Yeni çıkan tedavi ve teşhislerin duyurulması, hekimlerin tanıtılması, insanların doğru bilgilere ulaşması, mantıklı ve kendilerine uyan seçimler yapmalarında müthiş etkisi olduğunu düşünüyorum. En dikkat ettiğim husus, haberin gerçekliği.

Türkiye’deki çalıştığınız alandaki çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Benim şu anda İstanbul Ataşehir’de Eczanem var. Eczane Eczacılığı; “Kuruma bağlı bir eczane yani devlete ilaç satıyoruz, nakit satış çok azdır “ bu durumda SGK’yı iyi anlamanız, kanunları çok iyi bilmeniz ve yine her gün değişen sisteme ayak uydurmanız gerekiyor.

Kendinizi bulunduğunuz alanın neresinde görüyorsunuz? Bütün istediklerini gerçekleştirmiş, hayatından memnun bir yazar mısınız?
Çok mutlu, huzurlu bir insanım. Hayata nasıl bakarsanız, size onu sunar zaten. Bu kadar basit. Hem nasıl olmam ki? Hayatın içinde birçok fırtınadan geçiyoruz elbette ancak bu zamanlarda hep sunu hatırlatıyorum kendıme. “Burada olduguma göre, Yaradan’ın bana çizdiği bir yol var. Üzülmenin, sızlanmanın, karamsar olmanın anlamı yok zira hayat otelinde misafiriz. Misafir ummuduğunu değil, bulduğunu yer.” Meraklıyım ama cok okurum, cok sorarım ve kendımı gelıstırmenın pesınde kosturup dururum.

Hâlâ planlayıp gerçekleştiremediğiniz projeniz var mı?
Aklımda; eczacılar arasında köprü olabilecek, belki tek ses, tek nefes sesimizi duyurabileceğimiz, bu oluşacak grupta ki arkadaşların da desteği ile sonuçlanacak bir sosyal sorumluluk projesi var. Ancak zamanlaması hakkında henüz bir planım yok. 
iletişim: www.leylaminetandag.com  https://twitter.com/lmtonair

Doğru, etik ve tarafsız haberciliğin adresi Med-Index : www.med-index.com Mutlaka ziyaret edin!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge