Ana içeriğe atla

"GÜL"DEN GELEN SAĞLIK

“Gül, Gülsuyu, Tarihte, Tedavide ve Gelenekteki Yeri” kitabını yazan Prof. Dr. Ayten Altıntaş, “Gülü fark etmek yetmez, gülü fethetmek lazım” diyor

Yıllardır tıpta tedavi edici etkisi sebebiyle kullanılan kokulu gülleri bugünkü tıbba tanıtmak ve tıp tarihindeki bu serüveni günümüze taşıyan Prof. Dr. Ayten Altıntaş, Maestro Yayıncılıktan  “Gül, Gülsuyu, Tarihte, Tedavide ve Gelenekteki Yeri” isimli kitabını çıkarttı. Gül geleneğinin tarihimizdeki vazgeçilemez önemine de değinilen kitap hakkında Altıntaş şunları söyledi: “Isparta’daki gülcülüğümüzün bugünkünden daha iyi düzeye ulaşabilmesi için bir şeyler yapabilmekti. Bugün dünyadaki en önemli gül üreticisi olan Türkiye, yarınlara daha büyük girmeliydi. Onu bekleyen tehlikeleri tarihimizin binlerce yıllık tecrübelerinden faydalanarak aşabilirdik. Kendi birikimimiz, kültürümüz ve geleneklerimizle bunu başarabileceğimize inanarak, çorbada tuzum olsun istedim.

Isparta’da gülle hazırlanan kozmetik malzemelerini gördüğümde çok heyecanlandım. Gülün tarihinde, güzellik için kullanılışının önemli bir yeri var. Gül, her coğrafyada güzelliğine önem veren kadınların baş tacı olmuş. Romalı soylu hanımlar, her gece kullandıkları güzellik malzemeleri için Mısır’dan gemiler dolusu gül getirtmişler. Isparta’nın yetiştirdiği güllerden kendi güzellik malzemelerini imal etmesiyle gül kozmetiğe geri dönmüş. Isparta’da, çeşitli güzellik malzemeleriyle dolu dükkânlar ve doğal gül yağı ile hazırlanan kozmetik ürünlerinin her gün artması, gelecek için ümit veriyor. Gülü fark etmek yetmez, gülü fethetmek lazım.

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ayten Altıntaş, “Gül, Gülsuyu, Tarihte, Tedavide ve Gelenekteki Yeri”  ile ilgili Esra Öz’ün sorularını yanıtladı.


Kitabınızı yazmaktaki etken nedir?
Osmanlı tıbbındaki tıbbi bitkileri çalışırken kokulu gülün önemli bir ilaç olduğunu fark ettim ve bu konuda çalışmalarımı yoğunlaştırdım. Bu çalışmalarım sırasında bizim geleneğimizde gülün çok önemli bir yeri olduğunu ve gül çiçeğinin insan belleğinde çok önemli bir yeri olduğunu da anladım. Bütün bu bilgilerin bugüne taşınması amacıyla belgelere dayanan bu kitabı hazırladım.


Kitapta vermek istediğiniz mesaj nedir?
“Gül, Gülsuyu, Tarihte, Tedavide ve Gelenekteki Yeri” isimli bu kitap Türkiye’de bu konuda yazılan ilk kitaptır. Bu sebeple her bilginin kaynağı hemen altta verildi. Kitap istek üzerine İngilizceye de çevrildi. Kendimize özgün bilgileri kapsadığı için Yurtdışında da önemli bulundu.  Bu kitap kokulu gülün bir ilaç olarak önemine değinirken, gülsuyunun tıpta ve geleneğimizdeki önemli yerini vurgulamaktadır. Gülün parfüm olarak kullanılması da çok önemlidir. Bu koku serüveni de kitapta anlatılmıştır. Özellikle güzelleşmek amacıyla gül ürünlerinin kullanılması da belgelere dayanılarak kitapta yerini almıştır. Kitabın yazılmasındaki en önemli etken de Türkiye ve özellikle Isparta ve civarının kokulu gül üretmede dünyanın çok önemli bir yerini işgal etmesidir. Senede 10 bin ton kokulu gül üretilen Türkiye bu ürününün önemini kavramasını istedim. Bugün sadece parfüm dünyası için hazırlanan gülyağı için üretilen bu güllerin gelecekte tedavide, kozmetikte de kullanılması amacımdır.

Bu kitapta  senelerin süzgecinden geçmiş bilgileri aktardım. Gülün uzun soluklu serüveninde Gül her zaman “Sevgi ve Güzellik” sembolü olmuştur. Gül İslam Dünyası için de çok önemli. Hz. Muhammed’in sembolü, kokusu onun kokusudur. Güller artık kokmuyor, O şık çiçekçilerin vitrinlerini süsleyen güllerin kokusu yok, gül kokusundan hoşlanmayan hatta o kokuyu tanımayan bir nesil var şimdi. İnsanlık belleğindeki gülü yitirmiş. Elinizdeki kitap bu belleğe ufak bir uyarı yapmayı amaçladı.



Okurlarınıza iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?
Okurlara kokulu gülü tanımalarını ve ne kadar önemli bir çiçek olduğunu fark etmelerini istiyorum. Gülün tarihinin insanlık tarihinden önce başladığını ve tarihin her döneminde çok önemli bir yerde olduğunu anlattım. İslamiyet’te de çok önemli bir yeri olduğu, Hz. Muhammed’in sembolü olduğu, bu sebeple kültürümüzdeki önemli yeri belirtilmiştir. Kokunun insanın serüvenindeki önemli yerini ve burada gül kokusunun önemi anlatılmaktadır. Kokulu gülün Osmanlı Tıbbındaki yeri ve nerelerde kullanıldığını kaynaklarıyla burada göreceksiniz. Kokulu gülün Isparta’ya gelişi, bu ziraatı başlatan İsmail Efendi ve sonraki gelişmeleri kaynaklara dayanarak bu kitapta bulacaksınız. Bu kitap her yönüyle kokulu gülün önemini belgelere dayanarak anlatmaktadır.
Gülle ilgili her şey bizden bir parça. Özellikle kokulu gül; “hem güzellik, hem sağlık hem de geleneklerimizi hatırlatmalı” diye düşünüyorum. En küçük taşra evlerinden, şehirlerarası otobüslere kadar elinize kolonya döküldüğünde, bunu gül suyu ikramının alkollenmiş şekli olarak düşünürseniz, bu kitap amacına ulaşmış demektir.


ÇEKİLİŞ BAŞLIYOR! 

Çekilişe katılmak için yapmanız gerekenler: 

Blogu izlemeye almak ( yan tarafta siteye katıl yazan yere tık)

Facebook sayfamı beğenmek (kullanmayanlar için zorunlu değil)

- Bu yazının altına yorum yazmak

Adsız yorumlar dikkate alınmayacak. Adınızı ve mail adresinizi yazarsanız memnun olurum.

2 Ağustos  Perşembe günü saat 23:00'a kadar yorum bırakabilirsiniz. Çekiliş sonucu 3  Ağustos Cuma sabahı buradan duyurulacaktır.


Çekilişi Rukiye D. kazandı. Adresini ilettiğinde kitabı göndereceğim. 

Yorumlar

Adsız dedi ki…
güzel kitapmış, gülü çok severim/Güzin
handan dedi ki…
şartlar tamam handan karahan
Unknown dedi ki…
I never promised you a rose garden :).
Unknown dedi ki…
I never promised you a rose garden...
Rukiye D. dedi ki…
Faydali bir kitap benim olsun :)
Murat Cobanoglu dedi ki…
Gulun saglikla iliskisinin de kuruldugu guzel bir kitap Ayten Hanimin ellerine saglik.
Murat
HANDAN dedi ki…
BU KADAR FAYDALI OLABİLCEĞİNİ KİM DÜŞÜNEBİLİRDİ Kİ??
HANDAN
HANDAN dedi ki…
BU KADAR FAYDALI OLABİLCEĞİNİ KİM DÜŞÜNEBİLİRDİ Kİ??
HANDAN

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge