Ana içeriğe atla

AVRUPA’NIN EN BÜYÜK BÜTÇELİ "ŞİZOFRENİ ARAŞTIRMASI"


Sadece klinik muayene ile tanısı konulabilen sizofreni hastalığının risk etmenlerinin  “Gen-Çevre Etkileşimi” başlığı altında araştırıldığı Avrupa Şizofreni Ağı Dahilinde 13 ülkede, 25 merkezde yürütülen araştırma hakkında bilgi veren çalışmanın Türkiye ayağının veri toplama koordinatörü Psikiyatri Uzmanı Dr. Sinan Gülöksüz, çalışmanın şizofreni ile ilgili Avrupa’nın en büyük bütçeye sahip araştırması olduğunu belirtti.  

“Şizofrenide Gen-Çevre Etkileşimi Çalışması İçin Avrupa Şizofreni Ağı Dahilinde Türkiye Şizofreni Ağı Aile Temelinde Gen Çevre Etkileşimi Çalışması: Çok Merkezli, Uluslararası, Müdahalesiz Laboratuvar Çalışması”başlıklı EU-GEI çalışması, Türkiye’den sağlık alanında desteklenen en yüksek bütçeli Avrupa Birliği projesi olma özelliği taşıyor. Psikiyatri Uzmanı Dr. Sinan Gülöksüz’ün veri toplama koordinatörlüğü gorevini ustlendigi çalışma hakkında Sağlık Dergisi’ne şu açıklamalarda bulundu: “ EU-GEI projesi toplam 13 ülkede, 25 merkezde yürütülüyor. Türkiye’de Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı liderliginde yürütülen projede Prof. Dr. Cem Atbaşoğlu ve Doç. Dr. Meram Can Saka yurutucu araştırmacı olarak görev alıyor. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, bu proje kapsamında Dokuz Eylül Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Köksal Alptekin ve İstanbul Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Alp Üçok ile ortaklaşa çalışarak, Ankara Üniversitesi Beyin Araştırmaları Merkezi çatısı altında projeyi yürütüyor. Projeye Türkiye’den 1000 hasta,1000 hasta yakını ve 1000 kontrolün dahil edilmesi hedefleniyor. 

Klinik muayene ile tanı konuyor
Şizofreni, tanısı klinik muayene sonucu konulan  bir hastalık. Bu hastalığa çevrenin ve genetik yapının ne kadar etkili olduğu üzerine istatistiki bir sonuç elde etme imkanı yakalayacağız. Şizofreni, kronik özelliği ile kişinin becerilerinde belirgin gerilemeye neden olan, uzun ve pahalı tedaviler gerektiren, yüksek oranda başka hastalıklara ve erken ölüme yol açabiliyor. Şizofreninin toplumun yüzde 1’inde, diğer klinik psikozlar ile beraber düşünüldüğünde ise toplumun yüzde 3’ünde görülen bir hastalık grubu olduğu dikkate alındığında, halk sağlığı açısından da var olan en büyük sorunlardan biri.

Gen-Çevre etkileşim 
Proje kapsamında görüşülen hasta ve hasta yakınlarından elde edilen bilişsel, psikolojik, sosyal ve genetik materyaller incelenerek hastalığın nedenleri ile gen-çevre etkileşimi hakkında sonuçlar elde edilecek ve bu veriler kapsamlı bir biçimde değerlendirilecek. 

Psikozların Sebepleri
anlaşılabilmesi için genetik (kalıtsal) özellikler önemli olduğundan katılanlardan kan örnekleri alınıyor, alınan kan örneğinden genetik özellikleri gösteren gerekli materyal (DNA) isimsizleştirilerek çalışma kapsamında genetik tetkikleri yapacak merkezde değerlendiriliyor.” 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he...

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay...

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi...