Ana içeriğe atla

HASTA GÜVENLİĞİ İÇİN KURUMLARDA NELER YAPILMASI GEREKTİĞİ “HELSİNKİ BİLDİRGESİ”NDE TARTIŞILDI

Her yıl dünya genelinde 230 milyon hastaya cerrahi girişimi için anestezi uygulandığını belirten Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği Başkanı Prof. Dr. Şükran Şahin, bu konunun ciddiyeti üzerinde durarak, Helsinki'de toplandıklarını ve hasta güvenliğinin sağlanması konusunda “Helsinki Bildirgesi”ne imza attıklarını söyledi.

Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği de hasta güvenliğinin sağlanmasında esas alınacak standartların belirlendiği ve Avrupa'daki tüm ulusların anestezi derneklerinin de içinde yer aldığı Helsinki Bildirgesi’ni imzaladı. TARD Başkanı Prof. Dr. Şükran Şahin, Sağlık Dergisi’ne yaptığı açıklamada, sağlık hizmetinde tanı ve tedavi kadar hasta güvenliğinin sağlanmasının da çok önemli olduğunu söyledi.

“Cerrahi İşlemlerden Yılda Bir Milyon İnsan Hayatını Kaybediyor”
Anesteziyolojinin, anestezi, yoğun bakım, acil tıp ve algoloji alanlarında kalite ve güvenliğin sağlanmasından sorumlu olduğunu belirten Prof. Dr. Şahin, bunun hastanın gerek hastane içi ve gerekse hastane dışında özellikle risk altında bulunduğu durumları kapsadığını söyledi. Prof. Dr. Şahin, “Anestezi uzmanı, cerrahi bir operasyonda kişinin tüm yaşam fonksiyonlarını takip eder. Her yıl dünya genelinde 230 milyon hastaya cerrahi girişimi için anestezi uygulanıyor. Bu cerrahi işlemlerle ilişkili olarak 7 milyon kişide ciddi komplikasyon gelişmekte ve 200 bini Avrupa'da olmak üzere yılda bir milyon insan hayatını kaybetmektedir. Konu ile ilgilenen herkesin görevi, komplikasyon oranlarını azaltmaya çalışmaktır. Anesteziyoloji özellikle Avrupa'daki hasta güvenliğinin geliştirilmesinde sorumluluk almada rolü çok önemli olan bir uzmanlık dalı” dedi.

“Bizler Ameliyathanenin Emniyet Mühendisleriyiz”
Prof. Dr. Şahin operasyon sonrasında hastaların hiç ağrı duymasını istemediklerine değinerek şunları kaydetti: “Genel olarak hastalar ameliyat sonrasında bir miktar ağrı duyabileceklerini kabulleniyorlar. Ancak ağrı; hastanın derin nefes almasını ve dokuların oksijenlenmesini zorlaştırıyor. Bu durum birçok komplikasyona neden olurken hastanın uygun tedavisini ve taburcu edilmesini geciktiriyor. Anestezistler adeta ameliyathanelerin “emniyet mühendisleri” olarak görev yapıyor ve hastaların kısa sürede sağlıklı olarak yaşantısına dönebilmesi için çok önemli bir pozisyonda görev alıyorlar.”

Anestezide Hasta Güvenliği İçin Helsinki Bildirgesi
Prof. Dr. Şahin, anesteziyoloji uzmanlık dalını temsil eden derneklerin başkanları olarak 13 Haziran 2010 tarihinde Helsinki'de toplandıklarını ve hasta güvenliğinin sağlanması konusunda “Helsinki Bildirgesi”ne imza attıklarını söyledi. Burada yapılan toplantıda birçok konuda uzlaşma sağlandığını kaydeden Prof. Dr. Şahin, “Hastaların tıbbi uygulamalar sırasında kendilerini güvende hissetme ve bir zarara uğramama beklentisi içinde olmaları en doğal haklarıdır. Anesteziyoloji cerrahi dönemde hasta güvenliğinin sağlanmasında anahtar bir rol oynar. Bu nedenle Dünya Anesteziyoloji Dernekleri Federasyonu'nu “Güvenli Anestezi Uygulaması Uluslararası Standartları”nın tamamını onayladık” diye konuştu.

Helsinki Bildirgesi'nde Uzlaşı Sağlanan Konular
Hastaların tıbbi uygulamalarının güvenli olması konusunda eğitilmelerinin önemine dikkat çeken TARD Genel Sekreteri Prof. Dr. Hülya Bilgin, onların verecekleri geri bildirimin daha sağlıklı olması ve diğer hastalardaki uygulamaların da iyileştirilmesi bakımından önem kazandığını dile getirdi. Prof. Dr. Bilgin hasta güvenliğinin sağlanabilmesi için Helsinki Bildirgesi'nde uzlaşı sağlanan konular hakkında şu bilgileri verdi: “Hasta güvenliğinde insan faktörünün tıptaki önemini bilen anesteziyologlar, cerrah, hemşire ve ekipteki diğer elemanlarımız ile birlikte bu eğitimin geliştirilmesi, yaygınlaştırılması ve sunumunu tümüyle desteklemekteyiz. Tıbbi malzeme ve ilaç üreten firmalar, hastalarımızın bakımı için gereken güvenli ilaç ve araç-gereçlerin üretiminde ve geliştirilmesinde önemli bir rol oynar. Tıpta hasta güvenliğinde gelinen noktanın yeterli olmadığını ve bu alanda hala araştırmaların ve yeni yöntemlerin gerektiğine inanmaktayız. Etik, yasal veya düzenleyici hiç bir kural, bu bildirgede hasta güvenliğinin sağlanması için belirtilen önlemleri azaltmamalı veya ortadan kaldırmamalıdır.”

Bildirgede Yer Alan Hedefler
Hasta güvenliğinin sağlanması için bildirgede belirtilen hedefler şöyle: “Hastalara (Avrupa'da) cerrahi anestezi bakımı sağlayan tüm kurumlar, ameliyathane ve derlenme alanlarında minimum monitorizasyon (hayati fonksiyonların izlenmesi) standartlarına uymalıdır. Bu kurumlar, cihaz ve ilaçların kontrolü, ameliyat öncesi değerlendirme ve hazırlık, enjektörlerin etiketlenmesi, zor/başarısız entübasyon, malign hipertermi (habis ısı artışı), anaflaksi (ciddi allerjik reaksiyon), lokal anestezik toksisitesi (lokal anestezik madde zehirlenmesi, enfeksiyon kontrolü, ağrı kontrolü gibi gerekli olanaklara sahip almalıdır. Tüm kurumlarda anesteziyoloji tarafından uygun görülen standartlar esas alınmalıdır. Bütün kurumlar Dünya Sağlık Örgütü, 'Güvenli Cerrahi Hayat Kurtarır' girişimi ve kontrol listesini desteklemelidir. Avrupa'daki bütün Anesteziyoloji Departmanları, hasta güvenliğini artırıcı bölgesel önlemleri ve sonuçları kapsayan yıllık bir rapor hazırlamalıdır. Anesteziyolojik bakım sağlayan tüm kurumlar, ölüm ve sağ kalım ile ilgili yıllık bir rapor oluşturabilmek için gerekli verileri toplamalıdır. Anesteziyolojik bakım sağlayan tüm kurumlar, gerek yurt içi ve gerekse yurt dışındaki güvenli uygulama ve kritik olay bildirme sistemlerindeki raporların düzenlenmesine katkıda bulunmalıdır.”

“Avrupa'daki Tüm Ulusların Anestezi Dernekleri İmzaladı”
Sağlık sistemi içinde çalışan herkesi bu bildirgeyi imzalamaya davet ettiklerini belirten Prof. Dr. Bilgin, bu bildirideki uygulamaların ne derecede gerçekleştiğini gözden geçirmek ve güncellemek amacıyla her yıl tekrar toplanılacağını kaydetti. Bu bildirgeyi, Avrupa'daki tüm ulusların anestezi derneklerinin imzaladığını ifade eden Prof. Dr. Bilgin, bildirgede hasta güvenliğinin nasıl geliştirilebileceği, kurumların neler yapması gerektiği, hastaların ne gibi katkı sağlayacağı gibi konulara temas edildiğini söyledi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge