Ana içeriğe atla

ERKEKLERDE KISIRLIĞA KÖK HÜCRE NAKLİ İLE ÇÖZÜM

Bazı hayvan testislerine nakledilen kök hücrelerin, buralarda sperm yapabilme özelliğini kazanmalarıyla ilgili çalışmaların ilk bulguları olumlu çıktı. Avrupa insan üremesi ve embriyolojisi derneği yönetim kurulu üyesi Prof. Dr. Gürgan: ''Dünyada ilk kez kez Prof. Dr. Herman Tournaye tarafından yapılan çalışma ile kök hücrelerin, sperm ve yumurta hücrelerine dönüştürülebilmesi sağlandı'' dedi.

Erkeklerde kısırlığının ortadan kalkmasında kök hücre ile yapılan uygulamaların umut verici olduğu belirtildi. Yurt dışında yapılan araştırmalarda, bazı hayvan testislerine nakledilen kök hücrelerin, buralarda sperm yapabilme özelliğini kazanmalarıyla ilgili çalışmaların ilk bulgularının olumlu çıktığı açıklandı. Avrupa İnsan Üremesi ve Embriyolojisi Derneği (ESHRE) Yönetim Kurulu Üyesi ve Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Timur Gürgan, yaptığı açıklamada erkeklerde kısırlık sorununun çiftlerin çocuk sahibi olmasında çok önemli bir engel olduğunu kaydetti.

Kök Hücrelerin, Sperm Ve Yumurta Hücrelerine Dönüştürülebilmesi Sağlandı
Erkeklerde kısırlık tedavisine yönelik yöntemlerin her geçen gün geliştiğini ve umut verici sonuçlar alınmaya başlandığını dile getiren Prof. Dr. Gürgan, erkek kısırlığına son verebilecek bir araştırma olan sperm kök hücrelerinin kullanılması çalışmasının sonuç vermeye başladığını bildirdi. Prof. Dr. Gürgan, dünyada ilk kez Prof. Dr. Herman Tournaye tarafından yapılan çalışma ile kök hücrelerin, sperm ve yumurta hücrelerine dönüştürülebilmesinin sağlandığını belirterek, “Daha önceden saklanmış kök hücrelerin bazı hayvan testislerine nakli ile olgun sperme dönüşme özelliğini kazanması amaçlanan ilk çalışmalar olumlu sonuçlar verdi. Henüz çok az hastada denenen ve bir kısmında olumlu neticeler alınan uygulamalar hala araştırma aşamasında ve gelişmeler umut verici” dedi.


Prof. Dr. Gürgan, Dr. Herman Tournaye'nin sunduğu araştırma ile ergenliğe girmeden önce kanser tedavisi geçiren erkek çocukları için ileride çocuk sahibi olabilmeleri amacıyla, “Kök hücreden sperm hücrelerinin üretilmesi yolu açıldı. Bu yöntemle, kanser tedavisi öncesi testis dokusu dondurularak, tedavi sonrasında sperm hücresi üretebilen kök hücreleri geri nakletmek mümkün oldu” diye konuştu.

Kalitesiz Sperm, Kısırlık Nedeni
Erkeklerde sperm sayısı normal olsa bile spermlerdeki kalite sorununun çiftin çocuk sahibi olmasını engellediğini anlatan Prof. Dr. Gürgan şu bilgileri verdi: “Sperm sayısı özellikle 5 milyonun altına düştüğü veya azospermi olarak adlandırılan ve tetkiklerde hiç sperm bulunamayan erkeklerde sorun olarak ortaya çıkıyor. Bunun için çocuk sahibi olmakta güçlük çeken çiftlerde, erkeklerin daha detaylı incelenmesi gerekiyor. Normal sperm parametreleri olan veya orta derecede sperm bozukluğu saptanan erkekler, 3 yıl üzeri bir sürede çocuk sahibi olamadılarsa, bir tedavi işlemi başlamadan önce sperm kalite ve fonksiyonunu belirleyecek testleri yaptırması gerekiyor.”

Aile Öyküsü Önem Taşıyor
Kısırlıkta erkek faktörünün incelenmesinde aile hikayesinin çok büyük önem taşıdığını dile getiren Prof. Dr. Gürgan, “Erkeğin ailesindeki erkeklerde ortaya çıkan genetik sperm yapabilme sorunu, erkeğin Y kromozomundaki sperm yapabilme programını bozabiliyor ve hatalı sperm yapımına yol açabiliyor. Bu nedenle hatalı sperm yapımının tespit edilebilmesi için genetik incelemelerin yapılması gerekiyor. Ayrıca yaş ilerledikçe bazı erkeklerde sperm kalitesi azalabiliyor. Özellikle 38 yaş sonrasında erkeklerde sperm sayı ve kalitesinde ortaya çıkabilecek bozukluğun, gebeliğin oluşmasını zorlaştırdığı, oluşan gebeliklerde ise düşük yapma şansını arttırdığı gösteriliyor. Aşırı stres, yorgunluk, kötü çalışma şartları, çevre kirliliği, erkeklerde sperm kalite ve sayısını düşürebiliyor. Bunun dışında sigara tüketimi, erkeklerde sperm kalitesini bozabiliyor ve yumurtayı dölleme oranını düşürebiliyor” dedi.

IMSI Yöntemiyle Sperm, Binlerce Kat Büyütülerek İnceleniyor
Prof. Dr. Gürgan şunları söyledi: “Sperm DNA kopma ve kırılmalarının tespit edilmesi yöntemiyle, erkeklerde hayat tarzı değişiklikleri, vitamin ve eser elementlerin takviyesi, stres azaltma teknikleri uygulaması ve sigaranın kesilmesi ile yapılacak düzenlemeyle 1.5-3 ayda gebelik oranlarında artış sağlanabiliyor. Bu çiftlerde, bazen aşılama ve tüp bebek tedavilerine gerek duyulmaksızın gebelik elde edilebiliyor. Yeni bir uygulama olan orta ve şiddetli erkek faktörü infertil çiftlerde uygulanan IMSI (High magnification ICSI = Büyük büyütmeli mikroenjeksiyon) yöntemi ise dünyanın seçkin birkaç merkezinde uygulanıyor. Etkinliği kanıtlanmış yöntemle, mikroenjeksiyon işleminde kullanılacak sperm, ileri teknolojik imkanlar ile binlerce kat büyütülerek inceleniyor ve en iyi sperm tedavi için yumurtanın içine konulmak için seçiliyor. Yeni bir yöntem olan mikroenjeksiyon esnasında sperm, mikroskop altında incelenerek sperm baş kısmındaki parlaklığa göre değerlendirilebiliyor (Çift yansıtma tekniği). Bu incelemede daha kaliteli yumurta döllemesi yapabilecek spermler hayati faaliyetlerine zarar vermeden seçiliyor ve yumurtalar bu spermlerle dölleniyor. Sonuçta daha kaliteli embriyo geliyor ve gebelik oranları artıyor. Diğer bir teknik olarak da ko-kültür tekniği uygulanıyor. Bu teknikte, yumurtaları besleyen ve yumurtaların gelişmesi sırasında onun çevresinde bulunan hücreler yumurta toplanması esnasında alınıyor ve laboratuvarda özel sıvılar içerisinde geliştiriliyor. Bu sıvılar yumurta ve spermin döllenmesinden sonra embriyonun gelişimine destek olarak kullanılıyor ve anne rahmine yerleştirilmesine kadar bir besi yeri görevi yapıyor.”

“Yumurta Dondurma Tekniği ile Anne-Baba Olunabiliyor”
Çeşitli kanser türleri, yumurtalıkları ilgilendiren bazı hastalıklar ve bunlara bağlı operasyonlar sonucu yumurtalık fonksiyonlarının azalması, erken menopoz tehdidi gibi nedenler, artık çocuk sahibi olmak için engel olmadığını dile getiren Prof. Dr. Gürgan, “Yumurta dondurma tekniği ile anne-baba olunabiliyor. Özellikle, erken yaşlarda dondurulan yumurtalar, yıllar sonra yüzde 90'a varan olasılıkla canlılığını koruyabiliyor ve döllenerek kadına kendi yumurtası ile çocuk sahibi olma şansı verebiliyor” dedi.
Prof. Dr. Gürgan, kısırlık tanı ve tedavisi, yardımcı üreme teknikleri, insan genetiği ve menopoz tedavi yöntemlerinin her geçen gün geliştiğini, kanser tedavisinde kullanılan radyoterapi ve kemoterapinin kanser hücrelerini yok ederken, aynı zamanda üreme organlarına zarar verdiğini belirtti. Prof. Dr. Gürgan, “Gençlik dönemlerinde üreme organları kanserleri, lösemi gibi kan kanserleri ve lenf kanserleri başta olmak üzere ilaç ve radyasyon tedavisi gerektiren çeşitli kanserler, yumurtalıkları ve testisleri etkileyerek, bu hastaların kanser tedavilerinden sonra çocuk sahibi olabilme ümitlerini yok etmektedir'' diye konuştu.

Türkiye'de Yumurta Bankası Kurulmalı mı?
Kanada, İsrail, Almanya, ABD, İspanya, İngiltere, Polonya ve Belçika'da gibi pek çok ülkede yasal yumurta bankalarının bulunduğunu anlatan Gürgan, bankaların tıbbi etik kurallara bağlı hizmet verebilmesi için sıkı denetimlerden geçmesi gerektiğini söyledi.
Yumurta dondurma işleminin, mutlaka belli kriterler dikkate alınarak hekim tarafından verilmesi gerektiğini vurgulayan Gürgan, çok ileri bir yaşta anne-baba olmanın, doğacak çocuğun üzerinde psikolojik etkileri olacağının da göz önünde bulundurulması gerektiğini kaydetti.

“Kadınların Yumurtalarını Dondurup Sonra Kullanabilme Şansı Yakalamaları İçin İstiyoruz”
Yumurta bankalarının, tıbbı gereklilik gibi durumlarda hastaların yumurtalarını saklamayı kabul etmesi gerektiği görüşünü dile getiren Gürgan, şöyle devam etti: “'Yumurta bankalarının oluşturulmasında en çok tartışılan şey, bir kadının başkasına ait yumurtayı, yumurta bankasından alıp anne olup olamayacağı ile ilgilidir. Bizim söz ettiğimiz yumurta ve sperm bankaları, kişilerin kendi yumurta ve spermlerini saklaması ve gerektiğinde yine kendi sperm ve yumurtalarını kendileri için kullanabilmesi ile ilgilidir. Kamuoyunda sperm ve yumurta bankacılığı, kişilerin bankaya dondurularak emanet ettiği sperm veya yumurtalarının başkaları tarafından kullanabilmesi olarak algılamaktadır. Ülkemizin kanun ve yönetmelikleri böyle bir kullanıma izni vermemektedir. Biz hekimler, yumurta bankalarının kurulmasını, kadınların öncelikle kendileri için yumurtalarını dondurup sonra kullanabilme şansı yakalamaları için istiyoruz.”

Yorumlar

gamze çağırtekin dedi ki…
merhaba ;
umarım kök hücre nakli biran önce başlar da bizler gibi dokturların inkazsız denilen hastaları kurtulur çocuk özleminden...
gamze çağırtekin dedi ki…
merhaba ;
umarım kök hücre nakli biran önce başlar da bizler gibi dokturların inkazsız denilen hastaları kurtulur çocuk özleminden...
didem dedi ki…
gerçekten buna o kadar çok ihtiyacımız var ki inşallah bir an evvel kök hücre tedavisi uygulamaya başlanır
Adanali dedi ki…
Mrb hocam. Öncelikle TSK ederim size kök hücre hakkında verdiğiniz bilgi icin. Hocam ben azospermi hastasiyim beş Ay önce tesa ameliyatı oldum amaliyat basarisiz oldu pataloji sonucu spermatoza teşhisi kondu bana.doktor senin durum kiritik dedi bu durumda baba olman zor dedi.bu hastanede yeterli teknik donanim yok dedi başka uremeyle ilgi gelişmiş hastanelere git dedi oralarda tedavi ol dedi.yaşım 27 hocam uç yıldır evliyim.hayirlisiyla baba olmak istiyorum hocam,bu kök hücreyi bana uygulayamazmisiniz hocam yardım etmenizi istiyorum hocam lütfen RABBiMDEN sonra umudumuz sizsiniz hocam saygilarimla

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge