Ana içeriğe atla

ÇOCUKLARDA VE GEBELERDE PİKA SENDROMUNA DİKKAT EDİN!

Besleyici değeri olmayan yabancı madde yeme alışkanlığı anlamına gelen Pika Sendromu hakkında Sağlık Dergisi’ne konuşan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nejat Akar, tedavi edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarına neden olabilen hastalığın, en çok Orta Anadolu’da rastlandığını belirtti.

Yabancı madde yeme alışkanlığı anlamına gelen Pika sendromu, çocukların merakları nedeniyle toprak-kağıt-iplik- kireç- vb gibi normalde yenmeyen maddeleri yemeleriyle ortaya çıkmaktadır. Hastalığın gelişme nedeni ise, daha çok demir, ve çinko eksikliğine bağlı oluyor. Tedavi edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarına neden olabilen hastalığa, en sık Orta Anadolu’da rastlanıyor.

Alışkanlık Haline Geliyor
Besleyici değeri olmayan yabancı madde yeme alışkanlığı anlamına gelen Pika Sendromu, özellikle 1-4 yaş arası çocuklarda sık görülüyor. Çocukların zeka gelişimini de etkileyen bu hastalık, fark edilmediği takdirde tehlikeli olabiliyor. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nejat Akar, Pika Sendromu’nun gelişme nedenlerinin daha çok demir ve çinko eksikliğine bağlı olduğunu belirterek, “Kil, toprak, kül, kahve, kağıt, kahve çekirdeği, sünger, tuz, bez, buz, kireç, kum, sabun, boya, saç, pil, gibi maddeler çocuk veya erişkin tarafından alışkanlık haline getirilerek yenmektedir” dedi.
Pika Sendromu’nun Türkiye’de en sık Orta Anadolu Bölgesinde görüldüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Akar, özellikle 1-4 yaş grubu çocuklarda daha sık karşılaşıldığını söyledi.

Vücutta Oluşabilecek En Önemli Sorunlar Kansızlık ve Gelişme Geriliği
Çocukların nesneleri tanıması anlamında her bulduğunu ağzına atmasıyla başlayabilen bu hastalığın alışkanlık haline gelmesiyle Pika Sendromu’nun oluştuğunu belirten Prof. Dr. Akar, “Pika sonucunda vücutta ortaya çıkabilecek en önemli sorun, demir eksikliğine bağlı olarak gelişen kansızlık ve çinko eksikliğine bağlı gelişme geriliğidir. Bunların yanı sıra bağırsak parazitlerine ait bulgular, karında oluşabilecek ip-kıl yumakları, boya yiyen çocuklarda kurşun birikimi, sindirim sistemi sorunları daha nadir de olsa belirlenebilir” diye konuştu.

Beslenme Bozukluğu Yapıyor
Pika Sendromu’nun beslenme bozukluğuna da yol açabileceğini anlatan Prof. Dr. Akar, şunları söyledi: “Bazı çocuklarda Pika, birkaç ay içinde kendi kendine geçer. Ancak böyle bir durumda bile çocukta demir eksikliğine bağlı kansızlık sürebileceğinden, önemlidir. Çocuklarda demir eksikliği yaygın olarak görülen bir sorundur. Yenilen toprak, kil gibi maddeler besinlerdeki demir ve çinkoyu bağırsak düzeyinde bağladıkları için emilim bozulur, çinko eksikliği ve demir eksikliği kansızlığı oluşturur veya var olan kansızlığı derinleştirir. Eğer Pika, tedavi edilmezse çocuklarda iştahsızlık, sık enfeksiyon, algılamada yavaşlama gibi yan etkileri kalıcı olarak sürebilir.”

Teşhiste Aile Çocuğun Davranışını İzlemeli
Prof. Dr. Akar, teşhiste ailenin çocukların hareketlerinin dikkatle incelemesi halinde, kolayca tespit edilebileceğini kaydetti. Açık havada toprak yiyen bir çocuğun, kapalı mekânda ayakkabıların altını yaladığı, duvarları kazıyarak çıkan toprak parçalarını yediği veya saksıların altındaki toprakları yediğinin gözlemlenildiğini dile getiren Prof. Dr. Akar, “Hatta bazı çocukların kurşun kalemlerin arkasını kemirmeleri, kâğıt yemeleri ve pilleri ısırmaları pika sendromunun habercisidir.” dedi

Pika mı Demir Eksikliği Yapar? Yoksa Demir Eksikliği mi Pikaya Yol Açar?
Çocuklarda demir eksikliğinin yaygın olarak görüldüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Akar, “Yenilen toprak, kil gibi maddeler besinlerdeki demir ve çinko’yu barsak düzeyinde bağladıkları için, emilim bozulur, çinko eksikliği ve demir eksikliği kansızlığı oluştururlar veya kansızlığı derinleştirirler” şeklinde konuştu.

Pika ile Gelen Tehlikeler..
Yenilen yabancı maddelere göre sindirim sistemiyle ilgili rahatsızlıklar yanında sistemik bir takım rahatsızlıklara da yol açabildiğini kaydeden Prof. Dr. Akar şunları söyledi: “Yenilen maddelerin hijyenik olmaması oluşabilecek enfeksiyon ve paraziter hastalıklara da bir nevi davetiye çıkartabilir. Ayrıca vücuda alınan yabancı cismin içeriğine de bağlı olarak zehirlenmelere yol açabilir. Tabiî ki bunların en başında ağır metal zehirlenmeleri geliyor.”

Tedavinin Psikolojik Yönü de Değerlendirilmeli
Çocuklarda zeka gelişimi sorunlarına bağlı olarak pika sorunu gelişebildiğini ifade eden Prof. Dr. Akar, “Kansızlık ve çinko eksikliği çocuğun zihinsel gelişiminde olumsuz rol oynar. Durumun iyi değerlendirilmesi gerekir. Aynı zamanda vücut direncinin düşmesine yol açar ve çocukta sık enfeksiyonlara açık bir durum gelişir. Tedavisinde psikolojik yönü de değerlendirilmeli, sağlıklı beslenme koşulları öğretilmeli ve doktor gözetiminde demir tedavisi uygulanmalıdır. Fark edilmediğinde genelde bu insanlarda kurşun zehirlenmesi, sindirim sistemi sorunları, enfeksiyonlar, nadir olgularda saç yendiği için saç yumaklarının oluşturabileceği tıkanmalara bağlı acil cerrahi müdahalelere maruz kalma gibi sonuçlarla karşılaşılabilir” diye konuştu.

“Pika Sendromu Hasar Bırakmadan Tedavi Edilir”
Pika sendromunun tedavisinde öncelikle hastalığın tanımlaması gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Akar şu bilgileri verdi: “Bazı çocuklarda, Pika birkaç ay içerisinde kendi kendine geçer. Ancak böyle bir durumda bile, çocukta demir eksikliğine bağlı kansızlık sürebileceğinden, önemlidir. Vücutta demir, çinko gibi eser elementlerin eksikliği varsa öncelikle bunlar tespit edilmeli ve tedavi uygulanmalıdır. Hekim tarafından önerilen tedaviye tam olarak uyulması halinde, Pika sendromu hasar bırakmadan tedavi edilir.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge