Ana içeriğe atla

Prof. Dr. M. Ayhan Kuzu:“İNSAN VÜCUDUNDAKİ TEK ÖNLENEBİLİR KANSER, KALIN BAĞIRSAK KANSERİ “

Mesa Hastanesi, Türkiye’de ilk ve tek Kalın Bağırsak Hastalıkları Tanı ve Tedavi Merkezi’ni hizmete açtı. Konu hakkında bilgi veren Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Ayhan Kuzu, önlenebilen tek kanser türünün “bağırsak kanseri” olduğunu belirtti.

Son yıllarda hızla artan kanser, ölümcül hastalıklar arasında üst sıralarda yer almaya devam ediyor. Bu alanda araştırmalarını hızlandıran uzmanlar, bağırsak kanseri gibi gastroenterial kanser türlerinin yüzde yüz başarı ile tedavi edilebildiğine işaret ediyorlar. Gelişmiş ülkelerde görülme sıklığı artan bağırsak kanseri hakkında çalışmalar yürüten sağlık otoriteleri, konu hakkında halk bilinci oluşturmaya yönelik çalışmalara hız verdi. Bu konudaki çalışmaların önderliğini üstlenen MESA Hastanesi, Türkiye’de ilk ve tek Kalın Bağırsak Hastalıkları Tanı ve Tedavi Merkezi’ni hizmete açtı.

Konu hakkında bilgi veren Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. M. Ayhan Kuzu kalın bağırsak kanserinin ülkemizde her iki cinsiyette de en sık görülen kanser tiplerinden biri olduğunu söyledi. Kuzu, Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan kanser istatistiğinde, kalın bağırsak kanserinin kadınlarda ikinci, erkeklerde ise üçüncü sırada yer aldığını belirtti. Söz konusu istatistiklerde hata olduğunu vurgulayan Kuzu, konu ile ilgili şu açıklamaları yaptı: “Kolon ve rektum kanseri ayrı kanserlermiş gibi yazıldığı için farklı istatistik sonuçları oluşuyor. Her ikisinin de aynı organ olduğu dikkatten kaçıyor. Sonuçlar toplandığında ise doğru istatistiki veriler çıkıyor”

Prof. Dr. Kuzu, Kalın bağırsak kanserinin diğer kanser türlerinden farklı olarak önlenebilir bir kanser türü olduğunun özellikle altını çizerek, kalın bağırsağın iç yüzeyini örten tabakasında gelişen kanserin, polip denilen iyi huylu yapılarla ilişkili olduğunun kanıtlandığını vurguladı. Kalın bağırsak kanserinin nedenleri içerisinde kalıtsal ve çevresel faktörlerin etkili olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ayhan Kuzu, “Kalın Bağırsak Kanseri yüzde 90 polip üzerinden oluşuyor. Bir polibin kanserleşmesi için ise yaklaşık 8-10 yıllık bir süre gerekiyor” şeklinde konuştu.

Poliplerin kanser öncüsü lezyonlar olmakla birlikte tümünün kansere dönüştüğünü söylemenin mümkün olmadığını, hangi polibin kanserleşeceğini anlamak için polip dokusunun patolojik (mikroskobik) incelemesine gerek olduğunu belirten Kuzu, “Bu nedenle kanser öncüsü hastalık olan poliplerin kalın bağırsaktan çıkarılmaları gerekir. Çıkarılan poliplerle, olası bir kanser riski de önlemiş olur” dedi.

Erken tanı ile küratif tedavisi mümkün olan bir kanserdir
Bağırsak kanseri hastalıklarında, gaitada gizli kan testinin çok güvenilir bir test yöntemi olmadığını vurgulayan Kuzu, bu test yönteminin kişide hastalığın olup olmadığını tam olarak göstermediğini söyledi. Kuzu tanı yöntemleri hakkında şöyle konuştu: “Kalın bağırsak kanserinde, kolongrafisi (ilaçlı bağırsak filmi), kolonoskopi, sigmoidoskopi gibi endoskopik tanı yöntemleri kullanılıyor. Ayrıca sanal kolonoskopi denilen son yıllarda gittikçe popülerize olan bilgisayarlı tomografi eşliğinde çekilen grafi de oldukça sık kullanılan yöntemler arasında yer alıyor.”

Prof. Dr. Kuzu, “Kalın bağırsak kanseri erken tanı ile küratif tedavisi mümkün olan bir kanserdir. Erken tanı ile önlenebilir hastalık olması birbirinden farklıdır. Erken tanıda, risk gruplarındaki bireylere hiçbir şikayetleri yokken, kolonoskopi, endoskopi gibi yöntemlerle kalın bağırsak taraması yapılması gerekir. Hiçbir belirti vermeyen hastada, kanser başlangıcı olan küçük değişiklikleri yakalamış oluruz. Erken tanı konulan hastalarda, endoskopik polipektomi ya da ameliyatla o kısım çıkartılabilir. Bu yöntemler de küratif yani kalıcı tedavi sağlama olanağını verir” dedi.

Kalın bağırsak kanseri riski taşıyanlar hakkında bilgi veren Prof. Dr. Kuzu, bu risk gruplarını şöyle sıraladı, “50 yaş ve üzerindeki bireyler, ailesinde kalın bağırsak kanseri ve kalın bağırsak polibi hikayesi olanlar, iltihaplı bağırsak hastalıkları geçirenler, meme, rahim kanseri olan bireyler, risk altında olan gruptur”. Risk taşıyan hastaların kolonoskopi ile tarama yapılması gerektiğini vurgulayan Kuzu, bireylerin 5-10 yılda bir kontrole gitmeleri gerektiğini ifade etti.

Kalın Bağırsak Kanseri olan hastaların tedavisi evrelerine göre planlanmaktadır
Kalın bağırsak kanserine yakalanmış bir hastada önce hastalığın evrelerini belirlediklerini kaydeden Prof. Dr. Ayhan Kuzu, “Hastaya bazı radyolojik ve endoskopik tanı yöntemlerini kullanıyoruz. Hastanın filmi çekilerek vücut taramaları yapılıyor. Kalın bağırsağın diğer bölümlerinde de kanser incelemesi yapılıyor. Ayrıca ultrasonografi ile bağırsak duvarında oluşan kanser, bağırsağı ne oranda etkilemiş inceleniyor. Kalın bağırsak kanserinin tedavisinde multi disipliner bir yöntem uygulanıyor. Kalın bağırsak kanserinde en önemli tedavi yöntemi ameliyattır, kanser gelişmiş bölgenin ameliyatla çıkarılması gerekiyor. Hastalığın patolojik olarak evrelendirilmesi sonucunda durumuna göre hastalara kemoterapi uygulanmaya başlanıyor. Evre sıfırda, başarı yüzde 100 iken, evre 4’te başarı oranı yüzde 10-15‘tir “ şeklinde açıklama yaptı. Kuzu, konu hakkında daha fazla bilgi ve görsel edinmek için www.kolonrektum.com adlı web sitesinden bilgi alınabileceğini bildirdi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge