Ana içeriğe atla

KORUYUCU MASTEKTOMİ VE EŞ ZAMANLI MEMENİN YENİDEN YAPILMASI ÖNEMLİ


Meme kanseri ameliyatı olan kadınların ABD’de yüzde 25’i, Kanada’da yüzde 15’i, bizde ise tahminlere göre yüzde 1-2’sinin meme onarımı yaptırdığını belirten Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Sühan Ayhan, meme kanserinde ilaç tedavisinin yanı sıra koruyucu mastektomi ve eş zamanlı olarak memenin yeniden yapılmasının, meme kanserinden büyük oranda koruduğunu söyledi. 

“Meme Kanserinden Sonra Meme Onarımı Farkındalık Günü ” (Breast Reconstruction Awareness Day-BRA Day), Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği’nin öncülüğünde, T.C Sağlık Bakanlığı, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, Kanser Dairesi Başkanlığı, Ankara Meme Hastalıkları Derneği, Türkiye Meme Hastalıkları Dernekleri Federasyonu ve Kanserle Dans, Europa Donna ve Kansersiz Yaşam Dernekleri gibi meme kanseri ile ilgili sivil toplum kuruluşlarının işbirliği ile ATO Congresium Ankara’da etkinlik düzenlendi. 

“Meme Onarımı Farkındalık Günü”, kadınların kanser nedeniyle memelerinin alınması sonrasında meme onarımı hakkında bilgilendirilmesi, farkındalık oluşturulması ve bu imkana ulaşabilmesi için tasarlanmış olan bir sosyal sorumluluk projesi. Etkinliklerden önce düzenlenen basın bilgilendirme toplantısına ise, Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Kanser Dairesi Başkanı Doç. Dr. Murat Gültekin, Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Sühan Ayhan, Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği Basın ile İlişkiler Sorumlusu Prof. Dr. Eksal Kargı ve Ankara Meme Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Bülent Alıç katıldı. 

Toplantıda, hastaların kanser tedavisinden sonra tam ve dolu bir yaşamın mümkün olduğuna, ayrıca meme kanseri gelişme riski yüksek olan kadınların da, kanserle yüzleşmeden korunmanın bazı yolları olduğuna, ilaç tedavisinin yanısıra koruyucu mastektomi ve eş zamanlı olarak memenin yeniden yapılmasının, meme kanserinden büyük oranda koruduğuna dikkat çekildi.

Ülkemizdeki Kadınların Yüzde 1-2’si Meme Onarımı Yaptırıyor
Basın toplantısında konuşan Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Sühan Ayhan, alınan memelerinin yeniden yapılandırılma şansı bulunduğunu hatırlatan ve meme kanserinden sağ kalım süresinin uzadığını belirterek şu bilgileri verdi: “Kadınlar meme onarımına önem vermeye, memelerini geri istemeye başladı. Önemli olan kadınların bu ameliyatların yapılabildiğinden haberdar olmaları. Meme kanseri ameliyatı olan kadınların ABD’de yüzde 25’i, Kanada’da yüzde 15’i, bizde ise tahminlerimize göre maalesef sadece yüzde 1-2’si meme onarımı yaptırıyor. Bu oranlar aslında çok düşük. Söz konusu onarım, sürekli hasta olduklarını hatırlatan fiziksel bir eksiklikten ve yaşamlarını zorlaştıran sütyen içine yerleştirdikleri protezden bir kurtuluş. Psikolojik durumu düzelten, özgüveni ve yaşam kalitesini yükselten, iş yaşamında başarıyı artıran ve özel yaşamda daha mutlu olmalarını sağlayan bir araç. Hastaların memeleri alındığında yeniden yapılabileceğini bilmeye hakları var. Bu nedenle cesaretleri kırılmamalı, aksine cesaretlendirilmeli ve bir plastik cerrahi uzmanına yönlendirilmeliler."


Meme Onarımını SGK Karşılıyor
Hastaların ameliyat sonrası meme onarımı ve seçenekleriyle ilgili doğru bilgiye ulaşmasının çoğunlukla çok zor olduğunu, bu durumun da çoğu kez hastalarda kafa karışıklığına, umutsuzluğa, çaresizliğe yol açabildiğini belirten Prof. Dr. Ayhan, “Meme onarımı yapacak, gayet yetkin cerrahlarımız var ve söz konusu ameliyatlar da birçok yerde yapılıyor. Kanserin tanı ve tedavisiyle iş bitmiyor. Tedaviden sonra hastaların yaşam kalitesi de çok önemli. Meme onarımıyla beraber psikolojisi, fizyoterapisi, beslenmesi gibi konular da göz ardı edilmemeli. Ayrıca bu işlemler SGK tarafından da karşılanıyor” dedi. 

Meme Kanseri, Yılda Yaklaşık 15 Bin Kadını Etkiliyor 
Meme kanserinin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğuu söyleyen Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Kanser Dairesi Başkanı Doç. Dr. Murat Gültekin, "Meme kanseri, yılda yaklaşık 15 bin kadını etkilemekte. 2000’li yıllardan beri tüm kanser istatistiklerimizde kadın kanserlerinin yüzde 20-25’i meme kanseridir. Risk faktörleri arasında ailede meme öyküsü, erken ilk adet yaşı, geç menopoz, çocuk emzirmeme ve obezite sayılabilir. Erken teşhise yönelik yapılan meme kanseri taramaları, bu kanserlerden ölümleri ve hastalığın sıklığını azaltmada en etkili yöntemdir” diye konuştu. 

Merkezlerde Yüzde 85 Oranında Erken Evrede Teşhis Edilmektedir
Meme kanserinde erken evrede tedavi başarısının yüzde yüz sağlanabildiğini belirten Doç. Dr. Gültekin, ileri evrelerde hem yaşam süresinin kısıtlı olduğunu hem de hastanın yaşam kalitesinin önemli ölçüde düştüğünü dile getirdi. Bu nedenle taramaların çok önemli olduğunu vurgulayan Gültekin, şunları söyledi: “Türkiye’de teşhis edilen meme kanserlerinin yaklaşık yarısı ne yazık ki ileri evrede olup, meme koruyucu cerrahi oranlarımız hala istenilen düzeyde değildir. KETEM ve toplum tabanlı taramaların yapıldığı merkezlerde yüzde 85 oranında erken evrede teşhis edilmektedir. Erken teşhis hayat kurtarır, meme koruyucu cerrahiler ve meme onarımı ise hayata bağlar."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he...

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay...

JAPONYA’DA TUS SINAVINI GEÇEN OFTALMOLOJI ALANINDA İLK TÜRK OLARAK HASTA MUAYENE EDEN VE OPERASYON YAPAN DR. MURAT DOĞRU

Japon TUS’unu geçen ilk  yabancı doçent ve oftalmolojideki ilk Türk olmayı başaran Keio Üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Doğru, araştırmaları ve eğitimdeki yaşadıkları ile ilgili meslektaşlarına rehber olacak bilgiler verdi. Keio üniversitesi ve Tokyo Dental College’de öğretim üyesi olan Doç. Dr. Murat Doğru, Japonya' da oturma izni hakkı almasının yanında iki aşamalı Japon Tıpta Uzmanlık Sınavını geçerek bir ilke imza attı. Göz kuruluğu üzerine çalışmalarını sürdüren Doğru, Japonya’daki yaşam şartları, çalışma koşulları ve tıp eğitimi hakkındaki görüşlerini Med-Index’e anlattı. Ne üzerine çalışıyorsunuz? Kornea ve ön segmenti üzerine çalışıyorum. Kuru göz ve alerji üzerine uzmanlık yaptım. Yeni tanı teknikleri geliştirilmesi yani gözyaşı miktarı ve gözyaşı kalitesinin tanımlanması ile ilgili diyagnostik tetkikler üzerine araştırmalarımı yürütüyorum. Gözyaşı bezi ile ilgili temel çalışmalarım var. Yeni göz damlalarının geliştirilmesi...