Ana içeriğe atla

“YAŞAMIN VAZGEÇİLMEZİ OLAN SAĞLIK, HABERCİLİKTE DE İLK SIRADAKİ YERİNİ KORUYOR”

SAĞLIK HABERCİLİĞİNE YÖN VERENLER

Yaşamın vazgeçilmezi olan sağlığın, habercilikte de ilk sıradaki yerini koruduğuna dikkat çeken Anadolu Ajansı (AA) Sağlık Muhabiri Yeşim Sert Karaarslan, “Sıcak gündem ne olursa olsun, sağlık haberleri bültenlerde öncelikli haberler arasında yer buluyor” dedi. 

Sağlık haberciliğinde ajans haberciliğinin önemi tartışılmaz çok büyük. Bu alanda çalışan muhabirlerin de işine hakim olması, alanı iyi bilmesi ve etik değerleri koruyarak habercilik yapması gerekiyor. Sağlığı, haberciliğin kalbi, hayatın anlamı, mutluluk sebebi olarak tanımlayan Anadolu Ajansı (AA) Sağlık Muhabiri Yeşim Sert Karaarslan, konu ile ilgili şunları söyledi: “Mutluluk, aşk, hüzün, heyecan... Korku, özlem, ayrılık... Para, mevki ya da kariyer... Bunların hepsi hayatın içinde dönem dönem bizi biz yapan yol arkadaşlarımız... Biri eksik olduğunda diğerinin anlamını yitirdiği anlar... Oysa tüm bunları yaşayabilmek için "sağlık" değil midir tek gerekli olan? 

İnsan hayatı boyunca önceliklerini değiştirebiliyor, kimi zaman amansız bir aşkın acısını  yaşıyor, kalbinin sadece sevgilinin yanında atmasını istiyor, kimi zaman kucağına aldığı bebeğinin kokusuyla hayatı soluyor, kimi zaman meslekte adını markalaştırmak için gece gündüz çalışıyor kimi zamansa hastane odasında yaşamını bir kez daha gözden geçirip, kendiyle hesaplaşıyor. Ve bir süre sonra elindeki en önemli şeyin "sağlık" olduğunu anlıyor. Bu nedenle, masadan bir bir eksilirken dostlar sevdikleriyle bir gün daha fazla olmak, bir an daha fazla hayatı solumak, sağlıklı kalabilmek için değil midir gösterilen gayret... Dolayısıyla, sevmek için, tutku için, yardım etmek için, hayata tanıklık için, özlemek kimi zaman yenilmek ama zorluklara karşı hep direnmek için yaşamın vazgeçilmezidir sağlık...



Haber de nasıl ki yaşam demekse, hayatın içindeki her şey haber unsuruysa, "sağlık" da haberciliğin kalbi olarak ilk sıradaki yerini koruyor. Sıcak gündem her ne olursa olsun, sağlık haberleri bültenlerde öncelikli haberler arasında yer buluyor. Yeni bir teknoloji, vaka hikayeleri, sanatçı, siyasetçi, yazar ya da popüler kimliklerin sağlık durumları, hastalıklara ilişkin son istatistikler, ilaç temini, mevzuat değişiklikleri haberlerin öznesi konumunda bulunuyor. 

Türkiye'de tek kanaldan yayın yapılan televizyonculuk döneminden bu yana çok sayıda program görsel basın bu konuyu işliyor. Yazılı basında da güncel sağlık haberlerinin yanı sıra özel sağlık köşelerinde birçok konu detaylı olarak yer alıyor. En çok izlenilen programlar arasında sağlık programları ilk sıradaki yerini koruyor. 

Günlük Tiraj Kaygısı Doğru Bilginin Önüne Geçmemeli
Gazete, dergi ve televizyonların, insanların üzerindeki etkisi göz önünde bulundurulduğunda, bu yayın organları aracılığıyla işlenilen haberler, bilgilendirmenin dışında referans niteliği taşıyor. Özellikle, hala kulaktan dolma bilgilerle sorununa şifa arayan, komşusunun önerisiyle ilaç kullanan, kiraz çöpü ya da biberle mucize bekleyen bir toplum düşünüldüğünde, kişilerin yayın organlarında ismi sık geçen hekimleri tercih edeceğinin göz ardı edilmemesi gerekiyor. Bu nedenle, hem yapılan haberin niteliğine, hem hekimin kimliğine hem de doğruluğuna dikkat etmek gerekiyor. 

Burada, sayısı ve içeriği birbirinden farklı olan onlarca televizyon ve yüzlerce yazılı basının rekabet ya da manşet kaygısından uzak habercilik sergilemesi, günlük tiraj kaygısının doğrunun önüne geçmemesi önem taşıyor. Çünkü, her gün yeni bir sağlık programı ve yeni bir sağlık muhabiri sistemin içinde habercilik peşinde koşuyor. 



Sağlık Haberciliği, Gazeteclikte İlk Basamakmış gibi Görevlendiriliyor 
Bu alanda yaşanan en önemli sıkıntı ise, gazeteciliğe yeni başlayanlar için sağlık haberciliğinin ilk basamakmış gibi görevlendirilmelerinden kaynaklanıyor. Yeni ve tecrübesiz olunan bir dönemde hazırlanan ve tamamen insan hayatını ilgilendiren sağlık gibi bir alanda yapılan haber, kimi zaman geri dönülmez hatalara yol açabiliyor. Bu nedenle, özellikle sağlık haberciliğinde uzman gazetecilerin çalışması ve alana hakim olması gerekiyor. Bu muhabirlerin, meslekte belli bir yer edindikten sonra farklı alanlara kaydırılması alan için ciddi bir kan kaybına yol açıyor. Yurt dışında sağlık kongrelerinde alanı takip eden gazetecilerin en az 10 yıldır sağlık haberciliğiyle uğraşmaları dikkat çekiyor. 

Bu uygulamanın Türkiye'de geçerli olması, sağlık haberciliğinde ister görsel ister yazılı basında isterse televizyon programcılığında olsun alan muhabirlerinin ve editörlerin sağlık alanında uzmanlaşmış olması gerekiyor.



Politika Bile Herhangi Bir Pandemi Durumunda Nitelik Ve Niceliğini Yitirir
En sıcak haberler içinde yer alan politika bile herhangi bir kızamık, grip, kuş gribi, sıtma gibi herhangi bir pandemi durumunda nitelik ve niceliğini yitirir. Gündem, tamamen toplum sağlığının korunmasıdır.

Bunun dışında, her sağlıklı kişinin yakın çevresinde mutlaka sağlık sorunu yaşayan birileri vardır, birileri mutlaka yeni bilimsel çalışmaları umutla bekliyor, şifa peşinde gün sayıyor ve verilecek en ufak bir gelişmeyi heyecanla bekliyordur. Bu, bazen anne, bazen çocuk bazen yan komşu bazen de kişinin kendisi değil midir? 

Umut Tacirliği Yapılmamalı
Her sağlık haberinin mutlaka bir alıcısı mevcuttur. Ve her sağlık haberi en az bir kişi için yeni bir umuttur. Haber de bu göz önünde tutularak yazılmalı, umut tacirliği yapılmamalıdır. 

Gazetecilik, kimi zaman hırs, kimi zaman kaygı, kimi zamansa telaş, koşturma ve kısa sürede haberi iletebilmekten geçse de tek erdemin "insan kalabilmek" olduğunun unutulmadan haber hazırlanmalıdır.



Bilimsel Verilere Dayanmayan, Uygulanabilirliği Olmayan Yöntemler Haberde Yer Almamalı
Seçilen hekimin popüler kültüre ait olmasından ve popüler mesajlar vermesinden ziyade, bilimsel çalışmalarla ispatlı verilerle konuşmasına özen gösterilmesi, uygulama sonuçlarını paylaşması, hasta ve hasta yakınlarını doğru yönlendirmesi gerekiyor. Haberde yer alacak yanlış ya da eksik bir mesajın, doğru algılanmaması, kimi zaman ölümle sonuçlanabilecek hataların yapılmasına yol açacak riskler taşıyabiliyor. Bu nedenle bilimsel verilere dayanmayan, uygulanabilirliği olmayan yöntem ve açıklamaların haber içinde yer almaması; olası yan etkileri paylaşılan, risk gruplarının belirtildiği, açık ve anlaşılır bir dilin kullanıldığı bilgilerin vurgulanması önem arz ediyor.
Kurgulanan haberle, hasta ve hasta yakınlarının yanlış yönlendirilmemesi, bilimsel olmayan tedavi metodları adres gösterilmemelidir.

Gazetecinin İmzasını Koruması, Güvenin Simgesi Olması Önemli
Ucu oldukça açık bir sektör olan sağlık haberciliğinde gazetecinin etik kurallardan taviz vermemesi, kimi zaman "para" ile konuk olunan, kimi zaman reklam verildiği için o hastanenin hekimlerinin görüşlerinin alındığı dünyadan uzak kalması; haber unsuru olmayan hiçbir bilginin vatandaşın önüne sunulmaması gerekiyor. Gazetecinin imzasını koruması, güvenin simgesi olması önem taşıyor.



Haber ya da Kanıksatıcı Olmamalı
Eksik ya da yanlış bir bilginin "dikkat çekmek" kaygısıyla habere taşınmaması, konunun paydaşlarının ifadelerine de yer verilmesi haberin niteliğini artırıyor. 
İntihar, hekim bilgisi dışında kişinin kendisinin yapmaya çalıştığı kürtaj girişimleri, madde kullanımı, istismar ve şiddet gibi haberlerde kullanılan dilin ve haber başlığının, öğretici ya da kanıksatıcı olmaması gerekiyor. İntihar verilerini içeren ya da bir vakanın anlatıldığı haberde, kişinin intihar ederken kullandığı metodun adeta yol gösterir gibi adım adım anlatılmaması gerekiyor. Çünkü, bu şekilde yapılan her haber, benzer şeyleri aklından geçiren kişiler için hem öğretici hem de "bunu yapmayı düşünen ya da maddeyi kullanan sadece ben değilim" düşüncesine yol açabiliyor. 

Maket ya da Fotoğraf Haberin Niteliğini Artırıyor
Yapılan her haberin, verilen her mesajın toplumda nasıl karşılık bulabileceğinin hesap edilerek, tarafsızlık ilkesi korunarak ve yorumdan uzak gazetecilikle habere imza atılması önem taşıyor.  Haberde, konuyu daha anlaşılır kılabilmek için olabildiğince video ya da fotoğraflarla destek sağlanması, anlaşılabilirliği artırıyor. Bu nedenle TV programlarında yöntemlerin maket üzerinde anlatılması, uygulamaya ilişkin videoların gösterilmesi, yazılı basında da fotoğrafların kullanılması haberin niteliğini artırıyor.

Hekimin Verdiği Mesajın Kendisiyle Örtüşmesi İnandırıcılığı Artırıyor
Özellikle TV programlarında konuk alınan hekimin, verdiği mesajın kendisiyle de örtüşmesi inandırıcılığı artırıyor.  Örneğin, obezite ve yetersiz fiziksel aktivite ile ilgili demeç veren bir hekimin normal sınırların üstünde şişman olması, karşısındakinde söylediklerinin uygulanabilirliğinin olmadığı algısı yaratabiliyor. 



Yeni Bir Klinik Çalışmadan "Mucize" Olarak Bahsedilmemeli
Hekimin, akıcı, güvenli, kararlı bir dil kullanarak açıklama yapması güven duygusunu artırırken; çok fazla tedavi şansı bulunmayan akciğer kanseri gibi durumlarda yeni bir klinik çalışmadan "mucize" olarak bahsedilmemesi, hasta ve hasta yakınlarına ümit vaat edilmemesi önem taşıyor. 

"Sağlık Siteleri, Programları Hatta Bloglar Denetimden Geçmeli"
Vatandaşların da hekimini programlarda yer alma sıklığı ve popüler kimliğinden ziyade, hasta yorumları, bilimsel çalışmaları, bilim çevresince alanda tanınılırlığı ve referans gösterilmesini kriter alması gerekiyor. 
Sağlık sitelerinin, programlarının hatta blogların da bir denetimden geçmesi, yanlış, eksik ya da "reklam" kaynaklı yayınlar için cezai işlemlerin uygulanması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü, yaşam şakaya gelmiyor, hata affetmiyor, bir anda sevdiklerinden koparıveriyor, dününe yabancı geleceğe hasret bırakabiliyor. O nedenle bize, usta şair Can Yücel'in dediği gibi, "en önce ve illaki sağlık olsun..." demek düşüyor." 



Sağlık Olsun
Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama!/Yarım saat erkene kurulsun saatin!/Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin../Pencereni aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa/nefes al derin derin../Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin!/Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin../Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart/Çek kızarmış ekmek kokusunu içine/Bak güzelim kahvaltının keyfine../Ayakkabıların boyalı olsun, kokun mis/Önce sana güzel gelsin aynadaki siluetin/Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse,Aydınlık bir gün dile!/Eskiden yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla/ohhh şöyle bir hafifle../Bir güzel kahve ısmarla kendine/Seni mutlu eden sesi duymak için alo de/Hiç işin olmasa da öğle üzeri dışarı çık/Yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın/Hatta üşü hava soğuksa/Yürü, yürürken sağa sola bak/Öylesine değil, görerek bak!/Çiçek görürsen kokla, köpek görürsen okşa/Çocuk görürsen yanağından makas al../Sonra, söyle bir düşün, kimler sana yol açtı/Sen çok darda iken kimler seni ferahlattı/Hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde/Kimler kapını tıklattı?/Ne kadar uzun zamandır aramadın onları değil mi?/Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara/Hatırlarını sor, öyle laf olsun diye değil/kucaklar gibi sor…/Bu sadece onların değil, senin de yüreğini ısıtacak/yüzünde güller açtıracak../Günün güzeldi değil mi? Aksamın da güzel olsun../Yemeğin ne olursa olsun, masanda illaki kumaş örtü olsun../Saklama tabakları, bardakları misafire/Sizden ala misafir mi var bu dünyada!/Ailecek kurulun sofraya, öyle acele acele değil, vazife yapar gibi hiç değil, söyle keyifle keyif katar gibi, lezzete lezzet katar gibi, eksik  bıraktıklarını tamamlar gibi tadına var akşamının../Gece evinde, dostların olsun/Sohbet mezen, kahkahan içkin olsun../Arkadaşım, hayat bu daha ne olsun?/Ama en önce ve illaki sağlık olsun!



Yeşim Sert Karaaslan Kimdir?
28 Şubat 1975'te Ankara'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Ankara'da tamamlayan Yeşim Sert Karaaslan, Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Basın Yayın Bölümü'nden ikincilikle mezun oldu. 

Gazeteciliğe, ilk olarak üniversite döneminde 1996-1997 yıllarında Eskişehir yerel gazetelerinden Sakarya'da başladı. Aynı yıllarda Radikal ve Cumhuriyet Gazeteleri'nde özel haberleri yer aldı. Bir süre Ankara Kanal D televizyonu haber servisinde çalıştı. Üniversiteyi bitirdikten sonra Anadolu Ajansı'nda muhabir olarak işe başladı. Yaklaşık 5 yıl Yeni Medya Servisi'nde görev yaptıktan sonra 2005 yılında iç Haberler Servisi'nde sağlık muhabiri olarak çalışmaya başladı. Yaklaşık 9 yıldır sağlık muhabirliği yapan Sert Karaaslan, evli ve 2 çocuk annesi.

Aldığı Basın Ödülleri:

  • "Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği "Basın Ödülü",
  • Avrasya Hematoloji Basın Ödülü,
  • Türk Eczacıları Birliği (TEB) "En İyi Araştırma Haber Ödülü",
  • Türkiye Psikiyatri Derneği "Ruh Sağlığı Basın Ödülü",
  • Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) "Basın Ödülü",
  • Etkileşim Derneği Basın Ödülü 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge