Ana içeriğe atla

“HEPATİT B” TÜRKİYE YOL HARİTASI


Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği (TKAD); toplumda Hepatit B ile ilgili farkındalık yaratılması, Hepatit B’nin önlenmesi ve tedavisi konularında hazırlamış olduğu “Türkiye Yol Haritası”nı 8. Ulusal Hepatoloji Kongresi’nin basın toplantısında açıklandı.

Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği tarafından yapılan 8. Ulusal Hepatoloji Kongresi’nde düzenlenen basın toplantısında konuşan karaciğer kanserinin önlenebilen bir hastalık olduğu ve karaciğer kanserinin, karaciğer hastalarının kaderi olmadığı ve organ bağışına dikkat çekildi. Toplantıya kongrenin başkanı olan Prof. Dr. Ramazan İdilman, Türk Karaciğer Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Nurdan Tözün, Prof. Dr. Ulus Salih Akarca, Prof. Dr. Sabahattin Kaymakoğlu , Prof. Dr. Yılmaz Çakaloğlu, Prof. Dr. Osman Cavit Özdoğan ve Prof. Dr. Cihan Yurdaydın katıldı.





Hepatit B ile Mücadele
Hepatit alanında 11 Aralık 2010 tarihinde İstanbul’da yapılan çalıştay sonucunda hazırlanan “Hepatit B Türkiye Yol Haritası” sağlık alanındaki karar mercilerine hastalığın Türkiye’deki durumu hakkında bilgi vermek üzere hazırlandı. Bu rapor ayrıca, Türkiye’de hepatit B kaynaklı sosyoekonomik yükün önümüzdeki yıllarda azaltılmasını sağlamak amacıyla dikkate alınması gereken bir dizi öneriyi içeriyor.



Türkiye’de yaklaşık 3 milyon kişinin Hepatit B virüsü ile enfekte olduğunu belirten. Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği Başkanı Prof. Dr. Nurdan Tözün konuyla ilgili çalışmaları hakkında şunları söyledi:“Ülkemizde hepatit B ile ilişkili mevcut durumu eksiksiz ve doğru veriler ile değerlendirmek ve bu enfeksiyonla mücadelenin hedeflerini saptamak amacıyla bir yol haritası oluşturmayı planladık. Bu çalışmayı yaparken stratejik planımız, mevcut durumu ve uygulamaları gözden geçirdikten sonra alınması gereken önlemleri ve uygulamaları konu ile ilgili uzmanların görüşleri doğrultusunda standart bir zemine oturtmak ve hepatit B yol haritasının ana hatlarını çizmeye çalışmaktır. İnanıyoruz ki bu konuda tüm kurum, kuruluşlar ve kamuoyunun bilgilendirilmesi ve işbirliği esastır.”



“Tütünden Sonra En Yaygın Rastlanan Kanser Nedenlerinden Biri Hepatit B”
“Tütünden sonra en yaygın rastlanan kanser nedenlerinden biri olan Hepatit B, AIDS etkeni HIV’den yaklaşık 100 kat daha bulaşıcı özelliğe sahip” diyen Prof. Dr. Tözün, “Hastalık tedavi edilmediğinde yüzde 15 – 40 oranında siroz, karaciğer yetmezliği ya da karaciğer kanserine neden oluyor. Hepatit B aşısı aşılama programlarına dahil edilmiş olmasına rağmen ülkemizde milyonlarca kişi aşısız ve hastalığa karşı savunmasızken, bu sorun AB ülkelerinde de üzerine gidilmesi ve önlemler alınması gerekli bir halk sağlığı sorunu olarak ele alınıyor” dedi.



İzlenecek Yol
Ciddi sağlık sorunlarına, iş gücü kayıplarına ve ekonomik yüke neden olan bu hastalıkla mücadelede erken tanı ve tedavinin yanı sıra korunmaya yönelik tedbirlerin yaygınlaştırılmasının şart olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tözün, korunma için aşılama oranlarının yükseltilmesi, erken tanı için tarama çalışmalarının artırılması, hastalara gereken tedavinini ulaştırılması ve tedavi kalitesinin artırılması, bildirimlerin, kayıt sistemlerinin iyileştirilmesi ve Hepatit B hakkında hem sağlık çalışanlarının hem de halkın bilgi düzeyinin artırılması gerektiğini kaydetti.

“Türkiye'de Görülme Sıklığı Açısından Da Bölgesel Farklılıklar Var”
Hastalığın belirtisiz de seyredebildiğine dikkati çeken Prof. Dr. Tözün, bunun hastalığın uzun süre fark edilmemesine yol açabildiğini söyledi. Prof. Dr. Nurdan Tözün, şöyle devam etti: “Hepatit B, daha çok bizim ülkemizde 40-69 yaşları arasında gösteriyor. 18 yaş grubunda yüzde 2,8 iken daha ileri yaşlarda bu oran artıyor. Türkiye'de yapılan çalışmalarda, görülme sıklığı açısından da bölgesel farklılıklar dikkat çekiyor. Batı bölgelerinde yüzde 2,5 civarındayken, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yüzde 7'ye kadar çıkabiliyor. Hepatit B oranının batıdan doğuya doğru gidildikçe arttığı, Eskişehir, Antalya, Adana, Elazığ, Sivas ve Erzurum'da yüksek oranlarda bulunduğu, Diyarbakır'da HBsAg pozitiflik oranının yüzde 10'lara ulaştığı bildiriliyor. Etkili aşılama çalışmalarına rağmen gelecek yıllarda Hepatit B'nin önemini koruyacağı düşünülüyor.”

“Türkiye Aşılama Konusunda Balkanlardan Önde”
Türkiye'nin aşılama konusunda Balkanlardan önde olduğunu dile getiren Prof. Dr. Tözün, “Her yeni doğanın aşılanması programda yer alıyor. Sağlık Bakanlığının öngördüğü 2010 yılında bunun yüzde 90'a ulaşmasıydı. Yeni doğanda aşı yapılmamış olanlar için ilkokulda aşılama programa var” diye konuştu.

Bilimsel Programda Kendi Alanında Uzman 115 Türk ve 20 Yabancı Bilim İnsanı Katıldı
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı öğretim üyesi ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Ramazan İdilman, kongrenin başlaması dolayısıyla düzenlediği basın toplantısında, kongrenin iki yılda bir düzenlendiğini söyledi. Bilimsel programda kendi alanında uzman 115 Türk ve 20 yabancı bilim insanın bulunduğunu anlatan Prof. Dr. İdilman, toplam 800 katılımcının yer aldığı kongrede, Karaciğer Hastalıklarında Genetik, Viral Hepatitler, Alkole Bağlı Karaciğer Hastalığında Tedavi, Çocuklarda Yaşlı Karaciğer Hastalığı, Metabolik Karaciğer Hastalıkları, Karaciğer Transplantasyonu, Karaciğer Hastalıklarında Kök Hücre Tedavisi ve Görüntüleme ve Laboratuvarda Yenilikler başlıklı panel ve konferanslar düzenleneceğini söyledi.

“Türkiye, Doçent Olmak İçin Yayın Yapanlarla Doluyor”
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroentroloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ulus Salih Akarca da tıpta akademik kariyer yapılırken karşılaşılan zorluklar hakkında bilgi verdi.
Bu süreçte hekimlerin dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmesinin önemine değinen Prof. Dr. Akarca, ''Türkiye, doçent olmak için yayın yapanlarla doluyor. Maalesef, bizim uzmanlık alanımızda bilimsel üretimde İran ve Polonya'nın gerisine gidiyoruz. Çünkü, uygulamalarla üniversiteler ve akademisyenler cezalandırılıyor. Çok sayıda üniversite olsun, ama seçkin üniversiteler de olsun'' eleştirisinde bulundu.

“Gelişmiş Ülkelerle Gelişmemiş Ülkeler Arasındaki Fark Üniversitelerdir”
“Gelişmiş ülkelerle gelişmemiş ülkeler arasındaki fark üniversitelerdir” diyen Prof. Dr. Akarca, “Üniversitelerin korunması, başarılı cerrahların desteklenmesi gerekiyor. Korumazsak,

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge