Ana içeriğe atla

ATO HEKİM HAKLARINI SAVUNMALI

Ankara Tabip Odası seçimlerine yoğun katılımın sonucunda parçalı bir yönetim başa geçerken, amacın hekimlerin haklarının savunulması olduğu üzerinde duruldu.

Geçtiğimiz günlerde Ankara Tabip Odası (ATO) seçimleri 5063 kişinin katılımıyla gerçekleşti. Çok çekişmeli gerçekleşen seçimin sonucunda iki gruptan da isimler yönetimde yer alıyor. Yeni bir soluk kazanacak olan ATO, farklı görüşlerin içinde barındırıldığı yeni yönetimiyle hekimlerin haklarını savunacak. Tabip Odası seçimlerinden önce Oda’yı arayarak uzun yıllardır üye olduğu ATO’ya üyeliğinin devam edip etmediğini sorguladığında, üye olarak gözükmediği cevabını aldığını, bunun sebebini öğrenemediğini ve yeniden üye olmak durumunda kaldığını dile getiren Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdar Öztürk; ATO yönetim kurulu başkan adayı olarak Ankara Hekim Platformunun listesinden seçime katılma sebebinin kendisinin ve meslektaşlarının ATO yönetiminden memnun olmaması olduğunu bildirdi. Önceki ATO yönetiminin mesleğin dertleriyle ilgilenmek yerine marjinal siyasetle ilgilendiğini ifade eden Prof. Dr. Öztürk, “Önceki yönetimin diğer bazı sivil toplum örgütleriyle birlikte düzenlediği bazı eylemlerin ayrılıkçı/bölücü pankartların açıldığı gösterilere dönüştü. Tabip Odası bir meslek odası değil de, adeta başka bir siyasi örgüt gibi davranıyordu. Olanları görünce meslektaşlarımızın da bundan rahatsızlık duyduğunu kaydedip çok fazla ideolojik davranıldığını belirledik. ATO’nun web sayfasında yurtsever çocuk kulübü diye bir link olduğunu gördük, bu linki tıkladığınızda çocuk kulübünün faaliyet adresi Türkiye Komünist Partisi Yenimahalle İlçe Başkanlığı olarak gösteriliyordu. İş şirazesinden çıkmış vaziyetteydi. Biz de bunun önüne geçmeyi hedefledik. Seçim kampanyası çerçevesinde hastaneleri dolaşarak meslektaşlarımızla tanışma fırsatı bulduk. Konuştuğumuz birçok meslektaşımız Ankara Tabip Odası yönetiminden memnun olmadığını bildirdi” şeklinde konuştu.

Son Ankara Tabip Odası seçimlerine tarihinde görülmemiş bir şekilde katılımın olduğunu söyleyen Prof. Dr. Öztürk eski yönetimin aldığı oyları, kişi bazında kendilerinin geçtiğini vurguladı. 2101 oy aldıklarını ve yönetim kurulu içerisinde en yüksek oyu aldıkları halde 7 kişilik yönetim kuruluna Ankara Hekim Platformu’ndan 3 kişinin girebildiğini kaydeden Prof. Dr. Öztürk, yönetimde bulunan diğer 4 kişinin de önceki yönetimin devamı olan gruptan olduğunu söyledi. Yönetim Kurulu’nda çoğunluğu 5 oy farkla kaybettiklerine dikkat çeken Prof. Dr. Öztürk, buna karşın yönetimde muhalefet olarak da olsa yer aldıkları için, ellerinden geldiğince meslektaşlarının sorunlarına çözüm bulmaya çalışacaklarını kaydetti. Geçtiğimiz günlerde ilk yönetim kurulu toplantısına katıldıklarına, görev dağılımını çoğunluk olan tarafın belirlediğine işaret eden Prof. Dr. Öztürk, “Bizim için önemli olan hekim haklarının korunması için uğraş vermek. Tabip odasında meslektaşlarımızın sorunlarının dışında yapılacak konuşmalara biz izin vermeyiz. Bunun için de onaylamadığımız konuların yönetim kurulunun ortak görüşü olarak söylenmesine karşı çıkarız. Bizim onaylamadığımız konularda toplantılar düzenlendiği takdirde biz o toplantılara katılmayız ayrıca katılmadığımızı da kamuoyuna duyururuz.

Olayların Arkasından Giden Değil Önünden Giden Olunmalı
Tabip odası olarak hekimlerin fikrini alarak, sorunları ve istekleri doğrultusunda yol izlenmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Öztürk, yıllardır üyesi olduğu tabip odası tarafından görüşlerin tartışıldığı her hangi bir toplantıya davet edilmediğini vurguladı. Oluşan bu yanlış durumun artık düzelmesi gerektiği, hekimlerin sorunlarının konuşulduğu platformların oluşturulup tartışmanın sağlanması gerektiği üzerinde duran Prof. Dr. Serdar Öztürk, “Olayların arkasından giden değil önünden giden olmalıyız. Meslektaşlarımız ve mesleğimizle ilgili kararlar alınıyor, gerek hükümet gerek Sağlık Bakanlığı tarafından yenilikler getiriliyor. Biz değişiklikler yapıldıktan sonra ‘şimdi ne yapacağız’ diye düşünüyoruz. Hep olayların arkasından giden durumunda oluyoruz, halbuki önceden belli konularda neler söyleyeceğimizi herkesin itibar edeceği şekilde ortaya koymamız durumunda bunlardan faydalanarak, bizim istediğimiz yönde değişikliği tercih edebilirler. Tabip Odası eğer bir azınlık tarafından destekleniyorsa ki bundan önceki tabip odası yönetimleri öyleydi. Bütün kayıtlı hekimlerin yaklaşık yüzde 10’unun desteğiyle geliyordu. Ancak çoğunluğun katkısı ile seçimler gerçekleşirse o zaman söylenenler daha çok itibar görür. Tabip Odası danışılması gerekli bir konuma gelir. Seçimlerden önce hekimlerin çok ses getirecek işler yapabileceğini söylemiştik. Parçalı yönetim olunca seçimden önce söylediklerimizi yapma şansımız muhtemelen olmayacak. Ama yine de birlikte yapılabilecek şeyler olması gerektiğini düşünüyoruz. Amaç “benim dediğim olmalı”dan ziyade objektif olarak mesleğimizin ve meslektaşlarımızın sorunlarına eğilmek olmalı. Biz belli bir duyarlılık oluşturduk. Seçime katılım çok yoğundu, görülmemiş derecede 5000’den fazla kişi oy kullandı” dedi.

Sağlık alanında yasalar çıkarılmadan önce hekimlerin fikrinin alınması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Öztürk, Kamu Hastane Birlikleri Yasasının tam bir facia olduğuna, hekimi hastane idaresinde 4. - 5. sıraya düşürdüğüne dikkat çekti. Hastanenin başına şirket yöneticilerinin getirileceğini ifade eden Prof. Dr. Öztürk, “Siyasetçiler bu değişiklikleri hayata geçirmekte hiçbir beis görmüyorlar. Halbuki bu tamamen rahatsız edici bir durum. Tam gün yasası hazırlanırken cazip durumlarla yola çıkılsa da içinde hekimlerin aleyhine olabilecek bir sürü belirsizlikler içeriyor. İyice düşünülerek madde madde ayrıntılı bir teknik çalışma yapmak ve olmazsa olmazları ve asla olmayacakları tespit edip, Sağlık Bakanlığını da bu çalışmadan haberdar etmek gerekir” şeklinde konuştu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge