Ana içeriğe atla

"TÜRKİYE'DE KİŞİ BAŞINA İLAÇ HARCAMASI 140 DOLAR"


Türkiye'de kişi başına ilaç harcamasının 140 dolar olduğunu belirten Türk Eczacıları Birliği Başkanı Erdoğan Çolak, “Ekonomik kriz yaşayan Yunanistan'da 300 dolar. Avrupa ülkelerinde 450, ABD'de 750 doları buluyor” dedi.

Eczacılık Haftası dolayısıyla Türk Eczacıları Birliği (TEB) yönetim kurulu tarafından düzenlenen basın toplantısında açıklama yapan TEB Başkanı Erdoğan Çolak, 14 Mayıs'ın, 174 yıl önce eczacılık sınıfının açılmasıyla, mesleklerinin Türkiye'de bilimsel nitelik kazanmaya başladığı gün olarak özel anlam taşıdığını belirtti. 
Bu sene 13-19 Mayıs'ta kutlanan Eczacılık Haftası'nın sloganını, hastaların ilaç kontrol hizmetini eczacılardan talep etmesini sağlamak amacıyla "Önce hasta güvenliği. Kendiniz gibi ilaçlarınızın da düzenli kontrolünü ihmal etmeyin" olarak belirlediklerini söyleyen Çolak, adı ister besin takviyesi, ister bitkisel ürün, ister vitamin olsun, her ilacın doğru kullanılmadığında zehir niteliğinde olduğunu kaydetti. 

Hastaların, ilaç tedavisi ve sağlığına ilişkin her türlü konuda doğru bilgilenmek ve doğru yönlendirilmek için mutlaka eczacısına danışması gerektiğini anlatan Çolak, eczacıların halk sağlığının korunmasında temel öneme sahip olduğuna işaret etti.

“İlaç Rejimi Yönetimi Uzmanlık İster ve İlacın Uzmanı Eczacıdır”
İlaçların faydalarını artırmanın, sisteme katılan tüm paydaşların ortak çabasını gerektirdiğini belirten Çolak, "Eczacının sağlık ekibine katkısı, hem tedavinin daha sağlıklı yürümesi, hem de ilaç tedavisinden kaynaklı sorunları en aza indirme bağlamında son derece önemlidir. İlaç tedavisinde yanlış ilaç kullanılması, doğru ilacın yanlış yoldan uygulanması, doğru ilacın yanlış oranda kullanılması, hasta ile sağlık profesyonelleri arasındaki iletişim sorunlarından dolayı ilacın yanlış kullanımı, ilaç yazımında hata, reçeteleme hatası, ilacın eksik kullanımı gibi hataları tanımlamak ve engellemek, ilaç kullanımından iyi sonuç alınmasını sağlamak eczacının yükümlülüğündedir. Ayrıca insanların eczanede hazırlanan ilaçlardan maksimum terapötik faydayı elde etmelerini sağlamak, güvenli ve bilinçli kişisel bakım için öneri sunmak ve etkin sağlık eğitimleri ile hastaların sağlıklı yaşam tarzlarını desteklemek eczacının sağlık sektörü içerisinde belirginleşen rolleri haline gelmiştir. İlaçların faydalarını artırmak sisteme katılan tüm paydaşların ortak çabasını gerektirir. ilaç tedavilerinin gittikçe daha karmaşık hale gelmesi ilaç rejimlerinin yönetimini gittikçe daha karmaşık hale getirmektedir. İlaç rejimi yönetimi uzmanlık ister ve ilacın uzmanı eczacıdır" dedi.

“Tüm Dünyada Hastalara, İlaç Kontrolü Hizmetini Eczacılar Verir”
İlaç kontrolünün, tüm dünyada, özellikle çoklu ve karmaşık ilaç rejimi bulunan hastalara eczacıların yaygın verdiği hizmetlerden birisi olduğuna dikkati çeken Çolak, şunları söyledi: "Bu hizmet, eczacının genellikle eski ya da gereksiz ilaçlarla dolup taştığı bilinen ecza dolaplarını temizlemeyi ve düzenlemeyi önermesiyle ilgilidir. Eczacı, bu hizmette hastayla diyalog içinde ilaç kullanımına yönelik sorunları tespit edebilir, çözebilir veya bu ilaçlardan kaynaklanabilecek yanlış ve kötü niyetle kullanımı önleyebilir."

“Yasa Çıktı, Sınırlamayı İçeren Yönetmelik Yayınlanmadı”
Çolak, eczacıların, kendilerini hastayla karşı karşıya getiren uygulamalar, ilaç ile hastanın arasına çeşitli adlar altında paranın girmesi, ilaç şirketlerinin eczacıya hakkı olanı dahi vermek istememesi gibi sorunlar yaşadığını ve bunlara akılcı çözümler üretmeye çalıştıklarını savundu. Eczacılık Yasası'nın 2012'de, 20 yılı aşkın süredir talep ettikleri şekilde değiştirildiğini hatırlatan Çolak, ancak bir yıl geçmesine karşın, yasadaki "bir ilçede 3 bin 500 kişiye bir eczane düşecek şekilde sınırlamayı" içeren maddenin uygulanmasına dair yönetmeliğin yayınlanmadığını söyledi. 

“Eczacılara Yeni İstihdam Alanları Açılmalı”
Eczacılara yeni istihdam alanları açılmasının, fakültelerin sayı ve kontenjanlarının ihtiyaca göre yeniden planlanmasının şart olduğunu belirten Çolak, “Serbest eczane sınırlaması gelmeden önce eczane açmaya yönelen bu meslektaşlarımıza çalışabilecekleri yeni alanlar göstermek, bir planlama dâhilinde meslektaşlarımızı bu alanlara yönlendirmek zaruridir. Bu sadece eczacılara istihdam sağlamak için değil, hasta sağlığı açısından eczacı ihtiyacı bulunduğu halde eczacı bulundurmayan yerlere yönelik yaptırımlar uygulanmasını gerektirir. Örneğin hastaların ilaçla tedavi rejimini kontrol etmek üzere her hastanede 50 hasta yatağı başına bir eczacı çalıştırma zorunluluğu bir an önce getirilmelidir. Eczacısız hastane eczanesi kalmamalıdır. Bizler, eğitimli sağlık insan gücünün bir parçası olan eczacıların hastalara sadece ilaç veren değil, AB ülkelerinde ve ABD’de olduğu gibi danışmanlık hizmeti sunan, kronik hastalık takiplerini yapan, aşılarını uygulayan, sigarayı bırakma eğitimleri veren, ilaç kontrollerini yapan sağlık görevlileri olduğunun anlaşılmasını ve sağlık sisteminin eczacıların bu rolünü tanımasını istiyoruz. Eczacıların verdiği hizmetlerin sağlık otoritesi tarafından da çeşitliliğinin anlaşılmasının, hasta sağlığı ve güvenliği için de son derece önemli bir unsur olduğu inancındayız. Aynı zamanda eczacının verdiği bu hizmetin çoğu AB ülkesinde olduğu gibi ücretlendirilmesinin, hizmetin yaratacağı katma değerin ve sağlıklı bireylerden oluşan bir toplum olmanın verdiği güvenin yanında küçük bir değer olacağını da göstermeye hazırız” diye konuştu. 

“Türkiye'de Kişi Başına İlaç Harcaması 140 Dolar”
Erdoğan Çolak, bir gazetecinin sorusu üzerine, Türkiye'de kişi başına ilaç harcamasının 140 dolar olduğunu belirterek, "Ekonomik kriz yaşayan Yunanistan'da 300 dolar. Avrupa ülkelerinde 450, ABD'de 750 doları buluyor. İlaç harcamasında sıkıntı yok ancak ülkemizde ilacın rasyonel anlamda kullanıldığı söylenemez. Türkiye'de hastaların sağlık ve ilaç konularında eğitilmesi lazım" diye yanıt verdi. 

“Bitkisel Ürünlerle İlgili Anormal Bir Piyasa Oluştu”
Ülkede, ilacın saklanması konusunda da sorun yaşandığını anlatan Çolak, hastaların, ilaçları başta alıp kullanmadığını, biriktirdiğini ve herkesin durumunun farklı olmasına rağmen başkalarına önerdiğini belirtti. Bitkisel ürünlerle ilgili de anormal bir piyasanın oluştuğuna, bunların yan etkisi bulunmayan ürünler gibi lanse edildiğine dikkati çeken Çolak, bu konuda yeterli denetim mekanizmasının bulunmadığını ileri sürdü. Çolak, bu ürünlerin eczaneler dışında satışının engellenmesi gerektiğini söyledi. Çolak, ilaçların buzdolabında saklanmasına ilişkin de "Buzdolabında saklanacak ilaçlar bellidir. Antibiyotik, diyabet, kanser ilaçları buzdolabında saklanır. Ancak ağrı kesici, vitamin, buzdolabına konulmamalıdır. İlaçların üzerinde hangi derecede saklanması gerektiği belirtilir" dedi. 

Doğru, etik ve tarafsız haberciliğin adresi Med-Index : www.med-index.com Mutlaka ziyaret edin!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge