Medyadaki sağlık konulu
yayınların halk tarafından nasıl algılandığına ilişkin kamuoyu araştırmasının
bulguları, düzenlenen bir toplantıyla tartışmaya açıldı.
"Sağlık Konulu Yayınlara Yönelik Çalıştay", Sağlık Bakanlığı Sağlığı Geliştirme
Genel Müdürlüğü’nün ev sahipliğinde 18 Ekim günü Ankara’da gerçekleştirildi. Çalıştay
hakkında bilgi veren Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Basın ve
Yayın Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erkan Yüksel, şunları söyledi: “Son
yıllarda medya içeriklerinde önemli oranda yer bulmaya başlayan ve kimi
kesimlerin eleştirisine de konu olan sağlık konulu yayınları 2009 yılından bu
yana gerçekleştirdiğimiz araştırma ile çok yönlü olarak incelemeye çalışıyoruz.
Bu bağlamda TÜBİTAK ve Anadolu Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri
Komisyonu’nun desteğiyle Türkiye’de Sağlık Konulu Yayıncılık İlkelerinin
Belirlenmesi: Kaynak, İleti ve Hedef Kitle Bağlamında Sağlık Konulu Yayınların
Analizi adını taşıyan projemizin ilk iki aşamasını tamamladık. İlk aşamada
sağlık konulu yayıncılık alanında söz sahibi olabileceğini kabul ettiğimiz 150
medya ve sağlık profesyoneli ile yüz yüze görüşmeler
gerçekleştirdik ve görüşlerini rapor haline getirdik. İstanbul’da
düzenlediğimiz ilk çalıştayda konunun ilgilisi olan resmi ve sivil tarafları da
bir araya getirerek sonuçları değerlendirdik. Ardından projenin ikinci aşaması
olarak kamuoyu araştırmasını gerçekleştirdik. 33 ilde; 142 mahalle ve köyde
2.556 hanelik örneklemde 2.503 hanede 2.503 kişiyle yüz yüze görüşme tekniğiyle
A&G Danışmanlık şirketi tarafından anketimiz uygulandı Anketin sonuçlarını
değerlendirmek üzere hazırladığımız taslak raporu, yine konunun ilgili
taraflarını davet ederek bu kez Ankara’da konuşmak istedik. Sağlık Bakanlığı
Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürü Mine Tunçel’in desteğiyle ve ev
sahipliğiyle, Hekimevi’nde bir toplantı organize ettik. Toplantıya katılan
ilgili resmi kurum temsilcileri, akademisyenler, sağlık ve medya
profesyonelleriyle ankette ortaya çıkan bulguları konuştuk. Her bir anket
sorusuna ve yanıtlarına ilişkin katılımcıların görüş ve yorumlarını dinledik.
Onların yeni soru ve değerli önerilerini aldık. Bundan sonraki süreçte
projemizin üçüncü ayağı olan televizyon, gazete, dergi ve internetteki sağlık
konulu yayınların içeriklerine ilişkin içerik analizi çalışmamızı
tamamlayacağız ve sonuç raporumuz yavaş yavaş ortaya çıkacak. Bulgularımızın
tamamını içeren sonuç raporumuz ortaya çıkmadan şimdilik daha fazla bilgiyi ve
ayrıntıyı kamuoyu ile paylaşamıyoruz ama önümüzdeki yıl bahar döneminden önce
bu raporun da tamamlanacağını düşünüyorum.”
Sonuçlar
Nasıl Çıktı?
Ankette ortaya çıkan bazı önemli
bulgular şunlar:
-
Nezle,
soğuk algınlığı, baş ağrısı veya bunlar gibi bir rahatsızlık karşısında
“doktora giderim ve yalnızca onun söylediklerini” uygularım diyenlerin oranı yüzde
30,1. “Bildiğim ya da daha önce aldığım ilaçları kullanırım” diyenlerin oranı yüzde
23,4. “Kendi kendine geçmesini beklerim” diyen de yüzde 18,3’lük bir kesim
bulunuyor.
-
Ciddi
ya da önemli bir rahatsızlık yaşadığında bu hastalıkla ilgili en çok
doktorlardan (yüzde 94,1) bilgi alınıyor. Eş dost, yakın akraba, arkadaş ve
komşulardan bilgi alma yüzde 25,5, eczacılardan bilgi alma yüzde 25.
İnternetten bilgi alma yüzde 12,7. Aktar ve baharatçılardan bilgi alma oranı yüzde
6,1. Televizyondan bilgi alma oranı yüzde 5,2.
-
Kamuoyunun
sağlık konulu yayınlarda en çok ilgisini çeken konular kendileri veya
yakınlarına faydası olabilecek bilgi ve tavsiyeler (yüzde 72), kendileri ya da
bir yakınlarının rahatsızlığıyla ilgili yayınlar (yüzde 59,8).
-
Yeni
tıbbi ve teknolojik gelişmeler ve yeni uygulamalar yüzde 22,3, bitkisel, doğal
ürünler, alternatif tıp yüzde 13,2, diyet, zayıflama ve sağlıklı beslenme
konusundaki yayınlar yüzde 13, ruh sağlığı, stres, psikiyatri gibi konulardaki
yayınlar yüzde 11,3, plates, aerobik, yoga ve spor gibi yayınlar yüzde 3,2
oranında katılımcıların ilgisini çekiyor.
-
Katılımcıların
yüzde 4,1’i medyadan öğrendiği sağlık konulu bilgi ya da tedavileri genellikle
ya da sık sık uyguladığını söylüyor. yüzde 1,6’sı ise her zaman hepsini
uyguladığını belirtiyor.
-
Bu
uygulamadan fazda ya da zarar gördünüz mü sorusuna yüzde 15,2’si “çoğunlukla
fayda gördüm”, yüzde 2’si de “zararını gördüm” yanıtını veriyor.
-
Medyadan
tanıdığınız bir doktora ya da uzmana sağlığınızla ilgili olarak danışmak ya da
görünmek için gittiniz mi ya da gitmek istediniz mi sorusuna yüzde 6,7’si “evet
gittim”, “yüzde 10,6’sı da gitmek istedim ama gidemedim” diyor.
-
Medyadan
öğrenilen sağlık, beslenme, diyet, iyi yaşama, estetik ya da güzellikle ilgili
herhangi bir kitabı, hapı, kürü ya da ürünü para karşılığında satın aldınız mı
sorusuna yüzde 8,7 “evet aldım”, yüzde 4,3’ü ise “almak istedim ama alamadım”
yanıtını veriyor.
-
Medyadan
öğrenilen bir hastane ya da sağlık merkezine gittiniz mi sorusuna yüzde 7,1
“evet, gittim”, yüzde 6’lık bir kesim ise “gitmek istedim ama gidemedim” diyor.
-
Sağlık
konulu yayınların televizyonda “genellikle, çoğunlukla” izlenme oranı yüzde 19,6.
-
En
çok tercih edilen sağlık programı Kanal D’de yayımlanan Doktorum (yüzde 55,7).
-
Televizyonda
yer alan sağlık konulu haber ve programlardaki bilgileri “her zaman” ve
“çoğunlukla” güvenilir bulma oranı yüzde 40,2. Bu oran gazetede yüzde 27,
internette yüzde 35,6.
Rapor, ayrıca sağlık konulu
televizyon, gazete ve internet içeriklerine yönelik olumlu ve olumsuz ifadelere
ilişkin belli başlı görüşleri de içeriyor. Televizyondaki sağlık konulu
yayınlar sayesinde katılımcıların yüzde 44,4’ü “tıbbi tedavi yöntemleri
hakkında artık daha bilgiliyim”, yüzde 43’ü“tıp dışındaki alternatif ya da
bitkilerle, otlarla tedavi yöntemleri konusunda artık daha bilgiyim”, yüzde 63,9’u
“sağlığımla ilgili artık daha bilinçli davranıyorum”, yüzde 65,6’sı
“öğrendiklerimi başkalarını da anlatıyorum”, yüzde 42,1’i “başkalarıyla
konuşmaktan çekindiğim mahrem konular hakkında bilgi edinebiliyorum”, yüzde 28,3’ü
“sağlığımla ilgili bir rahatsızlığım olduğunu anladım”, yüzde 26,1’i “hangi
hastanenin, doktorun veya sağlık ürünün daha iyi olduğunu anladım” diyor.
Buna karşılık yine televizyon izleyen
katılımcıların yüzde 25,4’ü “beni ilgilendiren konular çıkmıyor”, yüzde 22,9’u
“gereksiz yere endişelendirici ve ürkütücü buluyorum”, yüzde 30,6’sı “mucize
kurtuluş ya da tedavi haberleriyle hastalara boş umut, hayal veriliyor”, yüzde 45,3’ü
“ülkenin genel sağlık politikası ve sağlık sistemine ilişkin sorunlar yeterince
ele alınmıyor”, yüzde 24,4’ü “genel olarak verilen bilgileri çoğunlukla yalan,
yanlış, yanıltıcı buluyorum”, yüzde 9,9’u “tıp doktorlarına olan güvenim azaldı”,
yüzde 24,1’i “özellikle alternatif tıp konularında verilen bilgileri yanlış
buluyorum”, yüzde 44,5’i “daha çok kişi, doktor, ürün, ilaç ve hastanelerin
reklamı yapılıyor”, yüzde 39,1’i “halkın anlayacağı dilde değil, teknik ve
karmaşık bir dille anlatıyorlar”, yüzde 34,2’si “kullanılan dili magazinel,
sansasyonel ve duygu sömürücü buluyorum”, yüzde 28,9’u “bazı sağlık konulu
haber ve yazıları ahlak dışı buluyorum”, yüzde 36,4’ü “konular yüzeysel
işleniyor, detaylı bilgi verilmiyor”, yüzde 45,2’si de “bunların denetlendiğini
düşünmüyorum” yanıtını veriyor.
Çalıştaya Kimler Katıldı?
Çalıştaya
katılanların isimleri alfabetik sırayla şu şekilde: Doç. Dr. Abdülrezak Altun
(Sağlık Bakanlığı), Arzu Karasaç Gezen (Sağlık Bakanlığı), Aslıhan Çobaner
(Sağlık Bakanlığı), Prof. Dr. Ayla Okay (İstanbul Üniversitesi), Beste S. Gülgün
(Sağlık Bakanlığı), İbrahim Ersoy (Medimagazin), Prof. Dr. İrfan Erdoğan (Atılım
Üniversitesi), Esra Öz (Gazeteci), Dr. Hayati Bice (RTÜK Kurum Doktoru), Murat
Akgül (Muğla Tabip Odası Başkanı), Mustafa Sütlaş (BiaNet Yazarı), Yrd. Doç.
Dr. Müge Demir (Beykent Üniversitesi),Öznur Vuran Doğan (Sağlık Bakanlığı),
Sevgi Hasipek (Radyo ve Televizyon Üst Kurulu), Şahnur Ağyel (Sağlık
Bakanlığı), Doç Dr. Zülfikar Damlapınar (Gazi Üniversitesi).
Proje Hakkında…
TÜBİTAK
ve Anadolu Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu’nun desteğiyle
sürdürülen “Türkiye’de Sağlık Konulu Yayıncılık İlkelerinin Belirlenmesi:
Kaynak, İleti ve Hedef Kitle Bağlamında Sağlık Konulu Yayınların Analizi” başlıklı
proje resmi olarak 1 Nisan 2010 tarihinde başladı ve projenin üç yılda
tamamlanması öngörülüyor. Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi
Basın ve Yayın Bölümü Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erkan Yüksel’in yürücütüsü olduğu
projede, Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Bölüm
Başkanı Prof. Dr. Ahmet Yalçın Kaya ve Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdür
Yardımcısı Prof. Dr. Abdullah Koçak ile yine Anadolu Üniversitesi’nden
Açıköğretim Fakültesi Dekan Yardımcısı Yard. Doç. Dr. Sinan Aydın araştırmacı
olarak yer alıyor. Projenin çalışma ekibinde ise şu isimler bulunuyor: Araş.
Gör. Pelin Öğüt, Öğr. Gör. Asuman Kaya, Uzm. Hande Demiroğlu, Araş. Gör. Barış
Yılmaz, Araş. Gör. Kutlu Akçoral, Araş. Gör. Fatma Uçar ve Ferihan Özmen.
Yorumlar