Ana içeriğe atla

HANİ OKULU SEVECEKTİM


“Hani Okulu Sevecektim” diye düşünen ve okulda sorunları olan tüm öğrencilere, ailelerine ve öğretmenlerine yaralı olacağını dile getiren Klinik Psikolog Olcay Güner,  gerçek hayattan öykülerle sorunların daha net anlaşılmasını sağlayacağını söyledi.

`Biraz gayret etse olacak sanki...`, `Akıllı olduğu ortada ama neden yapamıyor?`, `Daha iyisini yapabileceğini biliyoruz...` bu ve benzer söylemleri sürekli çocuğunuz ya da öğrencileriniz için kullanıyorsanız ya da sıklıkla işitiyorsanız, bu kitap size ışık tutabilir. Kitapta, son derece akıllı oldukları halde okulda başarısız olan ve ne sorunlarını çözümleyebilmiş ne de çevrelerindeki yetişkinler tarafından tam olarak anlaşılamamış tüm öğrencilerin ortak hikayelerinden söz ediliyor.

Klinik Psikolog Olcay Güner, Efil Yayınevinden çıkan “Hani Okulu Sevecektim” kitabı hakkında Esra Öz’ün sorularını yanıtladı.

Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Lisans Eğitimimi İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde yaptım , ardından Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik Psikoloji Bölümü -Yüksek Lisans Derecesi ile 'Klinik Psikolog' ünvanı aldım. Kariyerimin ilk yıllarından itibaren klinik çalışmalar yaptım. 1990 yılından beri Davranış Bilimleri Enstitüsü’nde 21 yıl 'Klinik Psikolog' ve yönetici olarak görev aldım.

2011 yılından itibaren ise kendi kurduğum Arkabahçe Psikolojik Gelişim, Eğitim ve Danışmanlık Merkezinde Klinik Psikolog ve yönetici olarak çalışmaktayım. Danışanlarıma, psikoloji alanında çalışanlara, ailelere ve eğitimcilere yönelik danışmanlık, eğitim ve süpervizyon çalışmaları yapmaktayım. Ayrıca 2007-2011 eğitim öğretim dönemleri arasında Marmara Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü’nde yarı zamanlı öğretim üyesi olarak çalıştım. Şu anda aynı üniversitede doktora çalışmalarımı sürdürmekteyim.

Psikoterapi çalışmalarımda ağırlıklı olarak Dışavurumcu Sanat Terapisi, Çözüm Odaklı Terapi, EMDR Terapisi, Aile Terapisi, Öyküsel Terapi, Oyun Terapisi Tekniklerini kullanıyorum. Ağırlıklı olarak çalıştığım danışmanlık konuları ise, psikolojik travma, okul ve öğrenme sorunları, çocukluk dönemi sorunları, boşanma danışmanlığı, evlat edinme danışmanlığı ve aile içi iletişim sorunlarıdır.



Kitabınızı yazmanızdaki etken nedir?
Dikkat eksikliği, öğrenme bozukluğu ve sosyal beceri eksikliği olan çocuk ve gençlerle yaklaşık 20 yıldır çalışıyorum. Her biri ile uzun soluklu özel eğitim ve terapi çalışmalarına girdim. Birçoğu okulda oldukça başarısız idi. Ancak insanı hayrete düşürecek kadar başarılı oldukları yönlerine de sıklıkla tanık oldum. Yazı yazamayan ama kendinden üç yaş büyük ablasının matematik ödevlerine yardım eden bir matematik dehası; çarpım tablosunu ezberleyemeyen ama evdeki her elektronik eşyayı tamir edebilen bir elektronik ustası; ayakkabılarını bağlayamayan ama şiir yarışmalarında birincilikleri olan bir şair; okuyamayan ama girdiği her münazaradan başarı ile çıkan bir müthiş bir tartışmacı; dikkatini toparlayamayan ama madalyalar kazanan bir jimnastik şampiyonu; hiç arkadaşı olmayan ama sahneye çıkınca harikalar yaratan bir tiyatrocu gördüklerimin sadece bazıları idi… Mesleğimin ilk yıllarında bu ‘başarısız’ çocukların üstün yönlerine tanık oldukça şaşırıyordum. Ama artık biliyorum ki onların her biri sıradışı çocuklar. İçinde bulundukları öğrenci grubunda çok farklı kalıyorlar. Ancak, anlaşılırlarsa, işlenirlerse, keşfedilirlerse parlayabiliyorlar. Şanssızlıkları okul sistemlerinin ağırlıkla talep ettiği hafıza, ardışık ve mekansal  düzenleme, ince motor, dil, yüksek düşünme becerilerinden birinde veya birkaçında zaafı olmak ve sistem gereği güçlü alanlarını okulda sergileyememek.

Bu çocukların sorunları ile baş edebilmeleri için enerjiye, yüreklendirilmeye, iyimserliğe ve sabıra ihtiyaçları var. Bu sorunlarla tek başına mücadele edebilen pek az çocuğa rastladım. Mücadelelerini sürdürebilmek için ne kadar çok destek alırlarsa ve anlaşıldıklarını, fark edildiklerini ne kadar hissederlerse o kadar başarılı oluyorlar. Bu nedenle önce aileleri,  öğretmenleri ve sonra çevrelerindeki herkes tarafından anlaşılmaya ve desteklenmeye ihtiyaçları var. Bu desteği vermenin kolay olmadığı da bir gerçek. Uzun soluklu bir soruna, uzun süreli destek vermek aileler için de, öğretmenler için de zor. Ancak çalışmalarım esnasında sorunu iyi tanıyan ailelerin, öğretmenlerin ve çevrenin  destek süresinin ve kalitesinin arttığını gözlemledim. Böylece okul sorunlarını tanımayı kolaylaştırıcı olacağını ümit ettiğim bu kitabı yazmaya karar verdim.

Kitapta vermek istediğiniz mesaj nedir?
Okul sistemlerinin, ailelerin okul sorunları olan çocukları doğru anlamaları ve uygun şekilde destekleyerek güçlü yönlerini açığa çıkarmalarına yardımcı olmaları.

Okurlarınıza iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?
Bu kitabı aileler, öğretmenler, okulda başarısız olduklarını düşünen gençler ve konu ile ilgilenen herkes okuyabilir. Kolay okunabilmesi için mümkün olduğunca basit ifadeler ile yazılmıştır. Kitapta yer alan giriş öykülerinin her biri danışanlarımın yaşantılarına aittir. Öykülerdeki karakterlerin isimleri ve çevresel özellikleri değiştirilmiştir.

Her bir bölümü okuduktan sonra çocuğunuzun ya da öğrencinizin de bu konu ile ilgili güçlükleri olduğunu düşünüyor iseniz, ona basit bir özet yapmanız iyi olacaktır. Sizin çocuğunuzu ve öğrencinizi anlamanız kadar, onun kendi durumunu çözümleyebilmesi de önemlidir.

Kitabınızla ilgili nasıl tepkiler aldınız?
 Beni en çok şaşırtan küçük okuyucularımdan gelen tepkilerdi. Zira daha çok yetişkin ve gençleri hedefliyor diye düşünerek kaleme aldığım kitabım, çocuklar tarafından da okunabiliyordu. Onlardan “Okurken, bizi anlayan biri var! diye düşündüm...”, “Bu kitabı acilen öğretmenime hediye etmem lazım, imzalar mısınız?...”, “Bu kitabın hepsini siz mi yazdınız? Ben bir sayfayı zor yazıyorum. Kaç gün sürdü ki... ?” türünde aldığım içtenlik kokan yorumlar bana bir kez daha “Iyi ki çocuklarla çalışıyorum.” dedirtti.
Kitabınız yazar olarak size neler kazandırdı?
Bu benim ilk kitabım. Yazabildiğimi, anlaşılabildiğimi görmek çok tatmin ediciydi.
Mutlaka herkesin okuması gereken kitap/müzik/film sizce hangisi?
Alice Miller in yıllar önce yazdığı “Yaratıcı Çocuğun Dramı” adlı kitabını çok yararlı buluyorum.


ÇEKİLİŞ BAŞLIYOR! 


Çekilişe katılmak için yapmanız gerekenler: 

Blogu izlemeye almak 

- Facebook sayfamı beğenmek 

- Bu yazının altına yorum yazmak

Adsız yorumlar dikkate alınmayacak. Adınızı ve mail adresinizi yazarsanız memnun olurum.

4 Ekim Perşembe günü saat 23:00'a kadar yorum bırakabilirsiniz. Çekiliş sonucu 5 Ekim Cuma sabahı buradan duyurulacaktır.

Çekilişi Sultan Hanım kazandı, adresini ilettiğinde kitabı göndereceğim.

Yorumlar

Rukiye D. dedi ki…
güzel kitap. benim olsun :)
rukiye-85@hotmail.com
büşra ayer dedi ki…
psikolojiye olan ilgimden dolayı okumayı çok isterim :)
reyhane dedi ki…
Mrb, iki çocuk annesi olarak ben de isterim..

http://reyhanlahersey.blogspot.com/
http://twitter.com/reyhanlahersey
http://www.facebook.com/profile.php?id=100001946965665
Gökhan KAVUNCUOĞLU dedi ki…
Güzel bir kitap. güzel bir konu. Tam da okulların yeni açıldığı bir dönem. Teşekkürler.
blackdaisy dedi ki…
öğretici bir kitap ve çocuklar ilgi alanım :)
fallinblackdaisy@gmail.com
Harun KARA dedi ki…
Her okul ilkokul kadar güzel olsa ne var? En çok o günleri özlüyorum..
Unknown dedi ki…
Her zaman olduğu gibi, biz de varız :)
Nurcan dedi ki…
Merhaba
Bloğunuzu izliyorum.
Facebook sayfanızı beğendim.
http://www.facebook.com/nuyaver
Çok güzel bir kitap.
Çekilişe katılmak istiyorum.
Nurcan Uyaver
nuyaver(at)gmail(dot)com
Özlem dedi ki…
çekilişe katılmak istiyorum
izleyicinim gfc: Özlem
ozlemelmacigil@hotmail.com
https://www.facebook.com/ozlemelmcgl
Adsız dedi ki…
ben demet merhaba esra hanım kitabınızı çok beğendim.Okulagiden çocuklarım için faydalı olacağını düşünüyorum.Teşekkürler.
Adsız dedi ki…
Mehtap Yenilmez Esra hanım yazılarınızı severek takip ediyorum.başarılar diliyorum. Kitabın çekilişine bende katılmak istiyorum.
Adsız dedi ki…
Songül Serçeoğlu Benimde seneye okula başlayacak oğlum var.Şu anda ana sınıfına gidiyor.Biraz zorlanmaktayım o yüzden kitabın bana faydalı olacağını düşünüyorum.sevgiler.
Adsız dedi ki…
kitabınızı çok beğendim başarılar diliyorum. Eda Çataloğlu
Adsız dedi ki…
anne babalar için çok faydalı bir kitap.Çekilişe bende katılmak istiyorum İnci Altıntop
Adsız dedi ki…
esra hanım sizi severek takip ediyorum kitaplarınız çok güzel yorumları çok beğendim.Sultan
Adsız dedi ki…
benimde okula başlayacak bir çocuğum var kitaptan faydalanacağımı düşünüyorum.Esra hanım ilginiz için teşekkür ederim.Derya Esen

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he

TIBBIN DUAYENLERİ SARUHAN ÇEKİRGE

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Girişimsel Nöroradyoloji bölümü kendi alanında dünyanın en tepesindeki birkaç merkezden biri olarak kabul ediliyor. Bu alanda birçok ilke imza atan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, bu merkezin hikâyesini Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. 2000 yılında TÜBİTAK Bilim Adamı Teşvik Ödülü’nü ve 2001’de Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’nü alan Prof. Dr. Saruhan Çekirge, “Ünitemizde beyin damar hastalıklarının noninvazif tedavisinde geliştirilen tedavi teknikleri, bu merkezi dünyanın en iyisi olarak kabul ederek, özellikle son 10 yılda dünyanın pek çok ülkesindeki önemli tıp merkezlerinden Ankara’ya gelen, uzman doktorlara eğitim veren bir yapıya dönüştürdü” dedi. Kendi tıp alanında yarattığı gelişmeler devrimsel olarak nitelendirilen Prof Dr Saruhan Çekirge, Prof Dr Işıl Saatci, Doç Dr Kıvılcım Yavuz ve Doç Dr Serdar Geyik’ten kurulu bu ekip tarafından geliştirilen tedavi metotları, tüm dünyadaki hekimler tarafında da yay

TIBBIN DUAYENLERİ: HASAN BİRİ

Yüz üzerinde yayını bulunan kısa bir süre önce Koru Hastanesi’ni açan ve devamında uluslararası alanda başarılara imza atacak üniversite kurmayı hedefleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, iletişimle birlikte sosyal sorumluluk projeleri düzenlemesinin yaşam felsefesi haline gelişini ve hayatını Sağlık Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e anlattı. “İyi hekim iyi empati yapan hekimdir” sözüyle hekimlik mesleğinin doğru iletişimden geçtiğini kaydeden Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, Akademik ve etik kurallarla çalışan Koru Hastanesi’nin ileride uluslararası başarılara imza atacak üniversite olacağını belirtti. Prof. Dr. Biri, tıptaki her türlü gelişmeyi takip ederek, sağlık sektörünün ihtiyaçlarını gören ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekçi politikalarla büyümeyi hedefleyen bir sağlık kuruluşu olmayı hedeflediklerini söyledi. Kendi ağzından hayatını ve çalışmalarını dile ge