Ana içeriğe atla

ACİL VAKALARDA EMBOLİ TEŞHİSİ KONMUYOR

Uzun süreli operasyonlardan sonra hastalarda sıklıkla karşılaşılan emboliye önlem olarak antikoagulan kullanılması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Savaş, ülkemizde 10-15 bin civarında emboli hastası olduğunu belirtti.

Acil servislerde sıklıkla karşılaşılan ve genellikle ilk etapta kalp krizi düşünüldüğü ancak akla gelmeyen emboli, ihmal edildiğinde ölümle sonuçlanıyor. Hekimlerin teşhis koymada ihmal ettiği embolinin akla geç geldiğini belirten Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Savaş, pıhtının genellikle bacaklardaki derin venlerden kaynaklandığını kaydetti. Bacaklarda yüzeyel ve derin ven olmak üzere iki tip ven olduğunu, pıhtının özellikle derin venlerde oluştuğunu belirten Prof. Dr. Savaş, “Cerrahi operasyonlardan sonra uzun süre yatak istirahatı alan hastalarda cerrahi bölgelerde pıhtı oluşmaya başlıyor, bu pıhtı zamanla büyüyor bir süre sonra büyük damarlarla kalbin sağ tarafından sağ atrium, sağ ventrikul’den pulmoner arter içerisinden akciğer içine atılıyor, akciğerde damar içerisinde tıkanık meydana gelmesiyle, tromboemboli denilen durum ortaya çıkıyor.” dedi.

Risk Taşıyan Hastalar
Hareketsizlik (staz) ve aşırı pıhtılaşmaya eğilimli durumlar nedeniyle kanın pıhtılaşma durumu damar duvarında harabiyet meydana getirmektedir. Prof. Dr. Savaş risk altındaki hastaları şöyle sıraladı: “Uzun süreli ameliyatlar özellikle diz, kalça eklemi operasyonları, ortopedik ameliyatlardan ve özellikle alt abdominal operasyonlardan sonra hem anestetik ajanın kendisine bağlı olarak hem de hareketsiz yatmaya bağlı olarak 3 saatin üzerindeki ameliyatlarda alt ekstremite derin venlerinde pıhtı oluşmaya başlar ve bu olay ortaya çıkar. Felçli hastalarda, kalp yetmezliği, uzun süre yatak istirahati yapması gereken hastalarda risk vardır. Diğer bir risk grubunda 5 saatten uzun süren uçak yolculuklarında, hem oksijen düşüklüğü basınç nedeniyle hem de uzun süre hareketsiz kalması nedeniyle seyahatlerde pulmoner tromboemboli riski çok artar. Ekonomik sınıf hastalığı adı verilen bu durumdan dolayı yılda 10-11 kişi kaybedilir.”

“Ülkemizde de Beklenen Rakam 10-15 Bin Civarında”
Protein C-S, faktör V Leiden mutasyonu denilen genetik bazı hastalık durumlarında kanda hiperkoagulabilite ( kanda aşırı pıhtılaşmaya yol açan durumlar ) gerçekleştiğini ifade eden Prof. Dr. Savaş, pulmoner tromboembolinin oral kontraseptif kullanan genç bayanlarda eskiden sık görüldüğünü bunun nedeninin östrojen ağırlığından kaynaklandığı bilgisini verdi. Prof. Dr. Savaş , “Dünyada çok sık görülen bir ölüm nedenlerinden birini tutan emboli hastalarının yüzde 10’u olayın gerçekleştiği ilk saatlerde kaybediliyor. Pulmoner emboliden Amerika Birleşik Devletlerinde yılda 60 bin kişinin öldüğü biliniyor, ülkemizde de beklenen rakam 10-15 bin civarında ama Bakanlığa bildirilen 350 vaka civarında oluyor. Tanıda sıkıntılar yaşandığı için rakamlar eksik bildiriliyor” dedi.

Kanda D-Dimer 500’ün Üzerinde ise Emboli
Acil servise başvuran hastalarda göğüs, nefes darlığı ve yan ağrıları spesifik görüldüğünü kaydeden Prof. Dr. Savaş, “Nefes alıp vermekle artan ağrı, çarpıntı, nefes darlığı bu hastalarda görülen şikayetlerin dışında trombüs bacaklarda olduğu için bacak şişlikleri görülür. Genelde kalp hastalıklarıyla karıştırılır, miyokard infarktüsüne benzer. Acil servise bu şikayetlerle gelen hastalarda infarktüs düşünülür sonra da pulmoner emboli mutlaka akla gelmelidir. Müdahale edilmezse hastaların ilk bir saatte yüzde 10’u kaybediliyor. Nefes darlığının nedeni açıklanamıyorsa pulmoner emboli düşünülmelidir. Bu tip hastalarda akciğer filmi, kalp grafisi çekilir. Kanda D-Dimer 500’ün üzerinde ise emboli olma ihtimali yüksek diyoruz. Hastanın böbrek problemi yoksa bilgisayarlı tomografik anjio çekilir. Böbrek problemi varsa, ventilasyon perfüzyon sintigrafisi ile teşhis konulabilir. Altın standart anjiografidir. Ayrıca Ekokardiyografi çok önemli, özellikle etkili oluyor” şeklinde konuştu.

INR 2-2,5 Civarında Tutulmalı
Embolinin ağır tiplerinin kalbi zorladığını, trombolitik tedavi denilen ürokinaz, streptokinaz gibi tedaviler uygulanabildiğini ifade eden Prof. Dr. Savaş, heparinin faktör Xa denilen faktörü inhibe ederek antikoagulan etki sağladığını kaydetti. Bu tip hastalarda uzun süreli tedavide oral antikoagülanlar ( warfarin) kullanılmaktadır. Warfarin dozu INR denilen değerin 2-2,5 civarında tutulmasıyla ayarlandığına dikkat çekti . Yeni bazı ilaçlar üzerinde çalışmaların sürdüğü bilgisini veren Prof. Dr. Savaş, haftalık tek bir enjeksiyonla hastanın antikoagulasyonunu sağlanabileceğini kaydetti.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOKTOR EŞİ OLMAK!

Sağlık sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili hekimlerin yaşadığı mesleki sorunlar gündeme gelirken evlerinde bu durumun yansımaları konuşulmuyor. Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ve farklı hekimlerin eşleriyle konuşarak Sağlık Dergisi’nde daha önce ele alınmamış bir konuyu gündeme taşıyoruz. Performans sistemi, Tam Gün uygulaması gibi sağlık çalışanlarının meslekleri ile ilgili sorunlarının sık sık gündeme geldiği şu günlerde, bu durumun özel hayatlarına nasıl yansıdığını araştırdık. Doktorların işlerinde yaşadığı sorunlarını yakından bilen eşleri bu durum hakkında ne diyor. Bu zamana kadar değinilmemiş bir konu olan “doktor eşi olmak” ve sorunlarla uğraşırken nelerin olduğunu öncelikle farklı meslek gruplarından doktor eşlerine sorduk. Sonrasında da Evlilik ve Aile Danışmanı Psikolog İlkim Öz ile konuyu değerlendirdik. Tiyatro Sanatçısı ve Doktor Evliliği Görüştüğümüz ilk doktor eşi tiyatro sanatçısı İpek Çeken Önal, Prof. Dr. Zülküf Önal ile evli. İpek Hanım, eşiyle he...

Esra Öz kimdir?

İş Bilgileri:  CNN TÜRK – Köşe Yazarı (Mayıs 2017- )  Rekabetçi Sektörler Programı (Competitive Sectors Programme) Medya İletişim Koordinatörü (Public and Media Relations Coordinator) ve Gazeteci (Journalist) (Kasım 2015-Temmuz 2016) Milliyet Gazetesi Pembe Nar Sağlık Köşe Yazarı ( Ekim 2015- Mayıs 2017) Kids&Gourmet Dergisi - Köşe Yazarı (Ekim 2015- ) TRT Kent Radyo Ankara -Sağlık Gündemi programını hazırlayıp sunuyor (Şubat-Eylül 2015 ) Sağlık ve İnsan Dergisi Yayın Editörü (Ekim 2014- Ocak 2017 ) Technical Assistance For Alignment İn Organ Donation Project (Organ Bağışında Uyum için Teknik Yardım Projesi) Senior Communication Expert (Kıdemli İletişim Uzmanı) (Nisan 2014- Nisan 2015) Pleksus- Med-Index/ Genel Yayın Yönetmeni  (Ocak-Kasım 2013) Dünya Sağlık Ajansı Yayın Yönetmeni (Ocak 2013-) Sağlık Bakanlığı Sosyal Medya Danışmanı (Mayıs-Aralık 2012) Sağlık Dergisi / Yazı İşleri Müdürü (Kasım 2007- Mayıs 2012 )  Türkiye’deki il...

AVRUPA’DAKİ TÜRK SAĞLIKÇILAR TEK ÇATI ALTINDA TOPLANIYOR

Avrupa’daki tüm sağlık çalışanlarını bir araya getiren tek Türk örgütlenmesi olan ATSEF’in yeni başkanı Dr. Serdar Dalkılıç seçildi.  Avrupa’daki tüm Türk sağlık çalışanlarını bir araya getirmek amacıyla kurulmuş olan Avrupa Türk Sağlık Elemanları Federasyonu (ATSEF)’in, 2. Olağan Genel Kurulu Berlin'de 4 Ekim 2014 tarihinde İngiltere, Fransa, Almanya, İsviçre ve Kuzey Kıbrıs'tan gelen delegelerin katılımıyla gerçekleşti.  Genel Kurul Yeni Yönetim Kurulunu seçti. Başkanlık görevine getirilen Türk Fransız Sağlık Vakfı Başkanı Dr. Serdar Dalkılıç yeni dönemde hedeflerinin, tüm Avrupa ülkelerinde faaliyet göstermek olduğunu söyledi. Bu amaçla özellikle İskandinavya ve Balkan ülkelerindeki meslektaşlarla temasa geçildiğini ve yeni başkan yardımcısı seçilen, İsviçre Türk Hekimleri ve Sağlık Çalışanları Birliği başkanı Dr. Cankut Yüksel ile birlikte bu konuda yoğun çalışacaklarını belirtti. ATSEF’e Bireysel Üye Olunabilecek Genel Kurul toplantısında Dr. Serdar Dalkılı...